Yapı Kredi Türkiye'den 3 kat fazla büyüyecek

Yapı Kredi Bankası, yeni yıla büyük hedeflerle başlamak için düğmeye bastı. Bankanın genel müdürü ve icra kurulu başkanı Faik Açıkalın, 2010 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 3.2, bankacılık sektörünün yüzde 5-10 arasında bir büyüme kaydedeceğini tahmin ettiklerini, Yapı Kredi'nin büyüme senaryosunun ise sektörün üzerinde büyümek olduğunu dile getirdi. Yüzde 10'ların üzerinde olacağını hedeflediğimiz büyüme ile 2010'da Yapı Kredi'nin Türkiye ekonomisinin üç dört daha üzerinde büyüyeceğini öngörüyoruz" dedi.
2010 İÇİN İYİMSER
Ekonomi basını ile İstanbul'da sohbet toplantısı düzenleyen Faik Açıkalın ve Yapı Kredi Başekonomisti Cevdet Akçay hem Türkiye ekonomisini hem de bankanın hedefleri konusunda bilgi verdi. Açıkalın Türkiye ekonomisin ilk yarıda yüzde 14.2 ile 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki en yüksek küçülmeyi yaşadığını hatırlattıktan sonra bu yıl yüzde 5.2'lik küçülme beklediklerini, 2010 içinse iyimser olduklarını söyledi. Türkiye ekonomisinin 2010'da yüzde 3.2 büyüyeceğini tahmin ettiklerini dile getiren Açıkalın'a göre 2011 büyüme tahminlerini yüzde 4 olarak açıkladı. Açıkalın'ın Türkiye ekonomisine yönelik olumlu tavrı rakamlara da yansıdı. Bankacılık sektöründe 2010 yılında yüzde 5-10 arasında büyüme beklediklerini kaydeden Açıkalın, Yapı Kredi'nin hem Türkiye ekonomisinden hem de sektör ortalamasından daha hızlı bir büyüme yakalayacağını söyledi. Hedeflerinin Türkiye ekonomisinin yüzde 3.2 büyüyeceği 2010'da en az 3 kat daha fazla büyümek olduğunu ifade eden Açıkalın, şube hedeflerinde duraksama yaşansa da gelecek yıl 50 civarında şube açmayı planladıklarını kaydetti.
DEPODA BENZİN VAR
Faik Açıkalın, "Şu anda Yapı Kredi'nin iştirakleriyle birlikte 17 bin 200, banka olarak da 14 bin personeli var. Şube 850'ye yaklaştı. Şube sayısında Türkiye'nin dördüncü büyük bankasıyız. Sermaye yeterlilik rasyomuz yüzde 17 düzeyinde. Yani büyümek için depomuzda yeteri kadar benzin var" dedi.

REEL SEKTÖR, 2001'DEN DERS ALSAYDI HASAR SINIRLI KALIRDI
Bankacılık sektörü kriz macerasından 2001 yılında geçtiğini belirten Açıkalın "2001'de yaşadıklarımız, bugüne geldiğimizde belki de çok hayırlı olmuş diye düşünebiliriz. Reel sektör de 2001'de bu yapılandırmadan nasibini alsaydı, bugün gördüğümüz hasar daha sınırlı kalabilirdi" dedi. Krizde reel sektöre kredi verilmemesi her bankacı gibi Açıkalın'a da soruldu ve Açıkalın şu yanıtı verdi: "Memleket yüzde 14 küçülmüşken bankalar neden kredi vermedi de ekonominin büyümesindeki daralmayı ya da işsizliğin artmasını engellemedi demek, bankalara biçtiğimiz misyonla analiz edilmeli. Bankaların görevi parayı vermek değil, mevduat sahibini parasıyla bankayı doğru yönetip mevduat sahibine söz verdiği gibi parasını vermektir. Bunu hissedara olan sorumluluğu izliyor."
FAİZ İNDİRİMLERİ DEVAM EDER, IMF ÇIPASI İYİ OLABİLİR
KRİZİ TÜRKİYE'DE YAŞAMAK İSTEYEN VAR: Şu andaki problem ağırlıklı olarak kartlarda ve küçük işletmelerde yaşanıyor. Canlanma sürdükçe kredilerde de daha sağlıklı bir tablo ortaya çıkacağını düşünüyorum.
MERKEZ'İN İNDİRİMİ SÜRER: Önümüzdeki yıl kolay olmayacak. Merkez Bankası 2009'da 950 baz puan( 9.5 puan) faiz indirimine gitti. İndirimler sürecek gibi görünüyor.
MEVDUAT EKSENLİ REKABET: Kurumsal ve ticari bankacılıkta marjlar çok daraldığı için yoğun bir rekabet yaşanıyor. Kartlarda, ticari bankacılıkta rekabet sürecek. Faizlerdeki düşme nedeniyle rekabet artık varlık yönetimine kayacak. Bankacılığın esas fon kaynağı mevduat. Rekabet de mevduat eksenli özellik devam edecek. Çünkü bilançolar TL ağırlıklı. Kredi tarafı da öyle.
IMF ÇIPASI İYİ OLABİLİR: Temel göstergeler, ülkenin aritmetiği bir IMF anlaşmasını mecbur eder nitelikte görünmüyor. Orta vadeli program ayakları yere basan bir program. Ama şahsi kanaatim, IMF gibi bir çıpanın mevcudiyeti özellikle doğrudan yabancı yatırımın yaklaşımının pozitif olması açısından iyi olabilir.