Harvard'da o gün herkes diploma aldı, ben boş kâğıt
Süreyya Ciliv, iş dünyasının "Altın çocuğu". Harvard'a direkt kabul edilen Ciliv, okula borcu kalınca törende diploma yerine dıştan farkı anlaşılmayan boş kâğıt aldı. Parayı 6 ay sonra tedarik edip diplomasına kavuştu
Piyasada değeri yaklaşık 25 milyar lirayı bulan Turkcell'in CEO koltuğunda Süreyya Ciliv oturuyor. Ciliv, 1958 Zonguldak doğumlu. İlkokul üçüncü sınıftayken annesi babası ayrıldı. İstanbul, İzmir, Ankara derken 7 ayrı okulda okudu. Babaannenin, halasının yanında büyüdü. Aile okumaya ilme bilime çok meraklı. Süreyya İzmit'ten kalkıyor, daimi yatılı olarak İstanbul'daki Kadıköy Maaarif Koleji'ne geliyor. Gerisini kendisinden dinleyelim: "Daimi demek hafta sonları da okuldan çıkamıyorsun demek. Biz bir yolunu bulup çıkıyorduk ama...(Gülüyor) Yatılı okul 11-12 yaşında kendi ayakları üzerinde durmasını öğretiyor. Yani herkes senden büyük, büyük çocuklara yemeğini kaptırmaman lazım. Futbol oynarken sahadan atılmaman lazım. Yani hem büyüklerle uğraşıyorsun, hem de okulda 'Bully' denen adamlar var etrafa dayılanan...Onlarla yaşamayı, idare etmeyi öğreniyorsun. En azından problemleri çözüp yaşamayı başarmayı öğreniyorsun. Ben hep şuna inanıyorum, başarıda en önemli olay problem çözme yeteneği. Ortaokul birinci sınıfta ilk matematik imtihanına girdim. Toto diye bir hocamız vardı. Kadıncağızın adının Toto olması, o zamanlar Spor Toto'da her maç için 0-1-2 diye tahminlerde bulunurdun. Bu kadıncağız da 0-1-2 veriyordu, ben en yüksek ikinci notunu aldım, 5.5'tu, hatırlıyorum." Ancak babası memnun olmaz. Babasından azar işitmeye alışkın olan Süreyya, annesi de notu için 'sana hiç yakışmadı' deyince matematiğe daha fazla çalışır. Nasıl insanlar bulmaca çözerken zevk alırsa, o da matematik problemlerini çözerken aynı tadı alır ve ortaokulda TÜBİTAK yarışmasında Türkiye üçüncüsü olur.
TÜRKİYE 65'İNCİSİ OLDU
Maarif Koleji'nde keyfi yerindeyken babasının isteği üzerine Ankara Fen Lisesi'nin sınavına girer, kazanır. Alınacak 96 öğrenci arasındadır. Ciliv, o günleri şöyle anlatıyor: "Ankara'ya gitmek istemiyordum. Çok çalışkan, 'inek' denilen çocukların okulu gibi geliyordu. Babam zorla götürdü. Gözlerim yaşararak, ağlayarak götürdü. Çocuklar büyük resmi göremeyebiliyorlar. Babamın bana yaptığı hayattaki en önemli katkı, benim o fen lisesine gitmemdir. Çünkü fen lisesinde ben dünyadaki alınabilecek en iyi lise eğitimini aldım. Babamın bir katkısı da kendi ayaklarımızın üzerinde en kısa sürede durmayı öğretmesiydi." Üniversiteye de iyi bir dereceyle başlar. Fen ve sosyal puan ortalaması toplam puanda Türkiye 65'incisi olur. 'Sosyalin hepsini C atmıştım. Hâlâ anlamış değilim ortalamada bu kadar yüksek puan nasıl aldım diye. Eminim fen puanında çok yüksek derece aldım" diyor. Birinci tercihi ODTÜ elektronik mühendisliği bölümüne girer. Her şey iyi giderken, 'Hasan Tan boykotu' diye anılan boykot ile okul kapanır. 1976-77 dönemidir. Liseyi bitirdiğinde Almanya'ya burs kazandığı halde gitmemiştir. Bu yüzden babası da sık sık arayıp kendi deyimiyle 'kafasını yer'. Devamı kendi ağzından şöyle: "Mecburen ilk fırsatta burs imtihanına girdim, Türkiye ikincisi oldum, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan burs kazanıp apar topar ABD'ye gittim. İnanın bir saniye bile düşünmedim. 8 ayım yanmıştı. Hangi okula gideceğim belli değildi. Eylülde bursu kazandım, 6 Ekim 1977'de ABD'ye gittim."
EN SON HABERLER
- 1 ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN
- 2 Merkezi Kayıt Kuruluşu / İlan
- 3 T.C. KARŞIYAKA 10. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
- 4 T.C. BÜYÜKÇEKMECE 1. ÇOCUK MAHKEMESİ
- 5 T.C. SAKARYA 2. AİLE MAHKEMESİNDEN
- 6 T.C. TRABZON 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI
- 7 T.C.BODRUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
- 8 İSTANBUL 40. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN
- 9 T.C. HATAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN
- 10 T.C. BİGA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ