Pazar 21.03.2010 00:00
Son Güncelleme: Pazar 21.03.2010 16:16

Babacan'dan iş müjdesi

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye ekonomisindeki toparlanmanın, dünya ortalamasından daha hızlı başladığını belirterek, ''Bizim uyguladığımız politikalarla Türkiye bu krizden diğer ülkelere göre daha hızlı çıkacak'' dedi.

Babacan, Kanal 7 televizyonunda katıldığı bir programda ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi.
Küresel ekonomik krizin Türkiye için bitip bitmediğine ilişkin soru üzerine Babacan, krizin dünyada tam anlamıyla bitmediğini, ancak çıkış sürecinin başladığını, dünya genelinde toparlanma görüldüğünü belirtti.
Söz konusu toparlanmanın kendi içinde ciddi riskleri de barındırdığını ifade eden Babacan, ancak dünyada krizin iyi yönetilmesi, gerekli adımların gerektiği zamanda atılması durumunda ikinci bir dalga ve ikinci bir şokun önlenebileceğini kaydetti.
Dünya ekonomisinde toparlanma başladığını anlatan Babacan, ''Ancak Türkiye ekonomisindeki toparlanma, dünya ortalamasından daha hızlı başlamış durumda. Bizim uyguladığımız politikalarla Türkiye bu krizden diğer ülkelere göre daha hızlı çıkacak'' dedi.
Babacan, ''Türkiye, ekonomik krizden çıkmaya başladı mı?'' sorusunu yanıtlarken, 2009 yılının son çeyreği itibariyle artık Türkiye'de resesyonun bittiğini ifade ederek, bu yılın ilk 3 ayında da gelişmelerin gayet umut verici olduğunu söyledi. Türkiye ekonomisinin 2010 yılında Avrupa'da en hızlı büyüyecek ekonomi olarak gösterildiğine işaret eden Babacan, bunu IMF, Dünya Bankası gibi bütün uluslararası kuruluşların teyit ettiğini anımsattı.
''2009 yılının hasar tespiti nedir ve 2010 yılında Türkiye ekonomisi bunun ne kadarını telafi edecek?'' sorusu üzerine Bakan Babacan, 2009 yılının tüm dünya için kayıp yıl olarak tarihe geçeceğini, ancak 2010 yılının Türkiye için 2009 yılına göre çok daha iyi bir yıl olacağını vurguladı.
Dünyada işsizlik oranlarının bu süreçte bazı ülkelerde yüzde 100 oranında arttığını anlatan Babacan, Türkiye'de işsizlik oranındaki artışın diğer ülkelere göre daha mütevazı gerçekleştiğini kaydetti.
''TMSF İNFAZ KURUMU GİBİ OLDU''
Bakan Babacan, Türkiye'de yüzde 10-11 oranında seyreden işsizlik oranının bu süreçte yüzde 14'e çıktığını ancak Aralık ayı itibariyle işsizlik oranında fiili düşüş başladığını ifade etti. Hükümet olarak zamanında tedbirler aldıklarını, bir çok yasa çıkardıklarını anlatan Babacan, ''TMSF yasası ile işini doğru yapmayan bankacıların banka sahiplerinin ya da yöneticilerinin başına neler gelebileceğini gösterdik. TMSF bankacılık sistemimizin önemli bir infaz kurumu oldu bir bakıma. Yani yanlış yapan bankacıların bir bakıma infaz kurumu haline geldi bu süre içerisinde'' diye konuştu.
Hükümet olarak krizde meydana gelen bütçe açığındaki ve borç stokundaki artışı, nasıl kontrol altında tutacaklarını, nasıl azaltacaklarını geçen yıl eylül ayında ilan ettiklerini Orta Vadeli Programı açıkladıklarını anımsatan Babacan, ''Zamanında bazı tedbirleri almasaydık O zaman Türkiye'ye bunun faturası çok daha büyük olurdu. Çünkü bugün milli gelirin yüzde1-2'si oranında aldığımız tedbirlerle sağladığımız istikrarı, yarın işler bozulursa yüzde 3-4 oranında tedbir dahi alsanız yeterli olmayabilir. Zemin bir kaymaya başladığı zaman artık ne yapsanız boşa gidebilir'' şeklinde konuştu.
Babacan, bir çok ülkede bütçe açığı sorunu yaşandığını ancak Türkiye'de aldıkları tedbirle bütçe açığının düşüş trendine girdiğini bildirdi.
Orta vadeli programda 2009 yılı için ekonomideki daralmayı yüzde 6 olarak tahmin ettiklerini ancak son aylardaki toparlanmanın tahminlerinden daha hızlı gerçekleştiğini anlatan Babacan, şöyle konuştu:
''Son 3 aydaki toparlanma bize şunu gösteriyor ki bizim geçen yıl ki milli gelirle ilgili rakamımız yüzde 6 değil, daha düşük olacak. Yani Türkiye yüzde 6'dan, beklenenden daha az daralacak. Bu rakamlar 31 Mart'ta açıklanacak.
Orta Vadeli Programda 2010 yılı yüzde 3,5'lik bir büyüme öngörmüştük. Ama bugün itibariyle yüzde 3,7 ile 5,5 arasındaki geniş bir aralıkta tahmin ediliyor.''
Babacan, bir soru üzerine, Türkiye'nin ekonomik krizde kaybettiklerini tam anlamıyla telafi etmesinin 2011 yılının sonunu bulacağını söyledi.
Bakan Babacan bir başka soruyu yanıtlarken de toplam kredi kartı borçlarının yüzde 10 kadarının takibe geçtiğini, yüzde 90'ının bugün tam ve gününde ödendiğini, bu oranın dünya ile karşılaştırıldığında düşük kaldığını belirtti.
Çek konusunun önemli olduğunu anlatan Babacan, ''Çeklerdeki geri dönüş oranı geçen yıl yüzde 10'u geçmişti. Şu anda yüzde 5'e düşmüş durumda. Zaten krizin olmadığı normal dönemlerde de Türkiye'de bu oran böyledir. Yarı yarıya bir düşüş var'' dedi.
''2010 YILINDA, 2009'A GÖRE DAHA FAZLA İŞ İMKANI OLACAK''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ''IMF ile bir anlaşma yapmak Türkiye ekonomisini daha hızlı büyütecekse, işsizlikteki azalmayı beraberinde getirecekse ve biz sırf bunun üzerinden bir kahramanlık yapalım, bunun üzerinden bir siyasi malzeme oluşturalım derken eğer Türkiye'de bir kaç yüz bir vatandaşımızın daha işsiz kalmasına sebep oluyorsak bunu tarih affetmez'' dedi.
Babacan, Kanal 7 televizyonunda katıldığı bir programda ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi.
Bu yılın, 2009 yılına göre her açıdan daha iyi bir yıl olacağını ifade eden Babacan, ''Bu demek değildir ki biz 2010 yılında 2009'un yaralarının tamamını saracağız bitireceğiz bu böyle olamayacak. Yani 2011 yılının sonunda ancak kriz öncesine dönmüş olacağız. Bu bile dünya ortalamasına göre daha çabuk bir toparlanma'' diye konuştu.
İşsizlik konusuna da değinen Babacan, Türkiye'de her kriz döneminde iş gücüne katılım oranının arttığını söyledi.
Türkiye'de 2008 yılının Aralık ayında toplam istihdam sayısının 20 milyon 466 bin olduğunu, 2009 yılının Aralık ayında bu rakamın 21 milyon 452 bin kişiye yükseldiğini, istihdamda 1 milyona yakın artış olduğunu belirten Babacan, bu rakamın önemli olduğunu kaydetti.
Türkiye'de nüfusun arttığını, her yıl 500 bin ile 800 bin kişinin iş gücüne katıldığını anlatan Babacan, işsizlik oranının ilk defa geçen yıl aralık ayında düşmeye başladığını, beklentilerinin bu düşüş trendinin 2010 yılı içerisinde devam etmesi yönünde olduğunu belirtti.
''2010 yılında, 2009'a göre daha fazla iş imkanı olacak'' diyen Babacan, gazetelerin insan kaynakları eklerinin geçen yıl bir kaç sayfaya kadar düştüğünü, ancak son bir kaç ayda bu eklerin arttığına dikkati çekti.
Bir soru üzerine Babacan işsizlik oranının düşüş trendine girdiğini ancak 2011 yılı sonunda yüzde 10'un altına inmesinin zor olduğunu, bunun zaman alacağını söyledi.
''Türkiye'de işsizlik oranlarına rağmen AK Parti'nin yapılan anketlerde birinci parti olmasını neye bağlıyorsunuz'' şeklindeki soru üzerine Bakan Babacan, halkta şu anda ''ekonomiyle ilgili ne gerekiyorsa yapılıyor'' kanaatinin hakim olduğunu belirtti.
Babacan, ''Halkımız şunu biliyor ki bir başka parti, bir başka iktidar gelip ne yapacak. Bunların hepsi görülmüş, hepsi denenmiş'' diye konuştu.
Hiç bir partinin 7,5 yıldır ekonomiyle ilgili yeni bir fikir, çözüm üretip, alternatif bir yaklaşımı ortaya koyamadığını ifade eden Babacan, şöyle konuştu:
''Bizim yaptıklarımızı eleştirirler ama doğrusu nedir diye sorun (Biz bir iş başına gelelim de o zaman görürsünüz) böyle yok. Sen söyle bakalım programını. Bakın biz 2002 seçimlerinden önce çok detaylı bir ekonomik program ortaya koyduk. Dolayısıyla bizim yaptıklarımızın bir alternatifinin olmadığını halkımız görüyor. Bugünkü şartlarda yapılması gereken neyse zaten bu hükümet yapıyor. Zaten böyle olmasa biz Avrupa'da nasıl en hızlı toparlanan ekonomi oluruz.''
IMF GÖRÜŞMELERİ
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye IMF görüşmelerine ilişkin soruyu yanıtlarken yaptıkları uygulamalarla aslında uyguladıkları programların hepsinin kendi programları olduğunu gösterdiklerini söyledi. 2002 yılından itibaren kendi politikalarını sürdürdüklerini anlatan Babacan, inanmadıkları, Türkiye için işlemeyeceğini düşündükleri hiç bir anlaşmanın içine girmediklerini kaydetti.
Hazırladıkları Orta Vadeli Program konusunda tüm dünya genelinde en küçük bir kuşku bulunmadığını ifade eden Babacan, bu programın güven oluşturmasının Türkiye'deki büyüme oranlarını da artırmaya başladığını söyledi.
IMF'yi Türkiye'de iç siyaset tartışması yapmaktan mümkün olduğunca uzak tuttuklarını belirten Babacan, şöyle devam etti:
''Kendi dönemimizde iki tane birinci stand-by anlaşmasını tamamladık, ikincisini başlattık ve tamamladık. Bu kadar IMF ile beraber çalışan bir iktidar, çıkıp da IMF ile çok da olumsuz şeyler söylemesi tutarlı olmaz. Dün o zaman niye çalıştın bunlarla diye sorarlar o zaman. Dolayısıyla biz buna rasyonel bir çerçeveden bakıyoruz. Türkiye ekonomisi için en iyi nedir? Çünkü bugün eğer IMF ile bir anlaşma yapmak Türkiye ekonomisini daha hızlı büyütecekse, işsizlikteki azalmayı beraberinde getirecekse ve biz sırf bunun üzerinden bir kahramanlık yapalım, bunun üzerinden bir siyasi malzeme oluşturalım oluşturalım derken eğer Türkiye'de bir kaç yüz bin vatandaşımızın daha işsiz kalmasına sebep oluyorsak bunu tarih affetmez. Böyle şey yapamayız. Türkiye için bugün en doğru politika neyse onu uygulayacağız. Çünkü önemli olan halkımızın refahıdır. ''

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.