Çarşamba 22.09.2010

Milyonlar işten atıldı CHP sustu 10 bin Tekel'ciyle ideoloji yaptı

Küresel krizde Avrupa'daki sol iktidarlar çoğunluğun hakkını korumak için ideolojik körlükten çıkıp sendikaları bile karşısına aldı. Sol'un Türkiye temsilcisi CHP ise milyonlar işsiz kalırken sesini çıkarmadı, sadece hükümete karşı şova dönüşen Tekelcilerin direnişine sahip çıktı

Hakim, sanığa sorar; "hayali ihracatla suçlanıyorsun, kendini nasıl savunacaksın?" Sanık cevap verir; "Hakim bey, ben CHP'li bir parti yöneticisiyim, uluslararası ne işim olabilir ki..."
Bu bir fıkra... Hayali ihracat suçtur ama uluslararası olmak, suç değil!
Sol'un uluslararası serüveni, her kriz karşısında kendini pozisyonlayan, yeni şartlar karşısında yeni refleksler geliştirerek ilerleyişi var. Ekonomiyi ideoloji ekseninden tartan dünün "yasa ekonomisi" anlayışındaki sol, küreselleşmeyi anlayıp kendi "sosyal reflekslerini" geliştirdi, bu sayede yeniden iktidar olmaya başladı.
Hatta bu iktidar sürecinde, ideolojik söylemlerini, günün gerçekleri karşısında "hizmet siyasetine" dönüştürdü. Mesela İspanya'daki sosyalist Zapatero hükümeti, sosyal devlet kavramının anavatanı Avrupa'yı şaşırtıyor; işe yaramıyorlar diye sendikaları kapatmayı dahi gündeme taşıyabiliyor. Krizden çıkışta kemer sıkmanın yetmeyeceğini düşünen "sol iktidar", işçi hakları savunucusu sendikaların varlığını dahi sorgulatabiliyor.
Yunanistan'daki sol parti, krizden çıkabilmek için IMF ile anlaşarak şişik istihdamı eritebiliyor. Oysa bizde CHP, bir yandan Anayasa'daki sendikal hak genişlemesine "hayır" derken, işçiye verdiği tek destek, "hükümeti yıpratırlar" umuduyla Tekel işçilerinin direnişinden yana çıkmak oluyor. Oya aynı krizde 1 milyondan fazla çalışan işsiz kalırken CHP'nin 'gık'ı dahi çıkmıyor. Yani emeğin yanında olması gereken Sol işçi kıyımına sessiz kalırken, çalışan düşmanı diye damgalanan Sağ'ın temsilcisi Ak Parti, sermayeyle 'İşçi atmayın' savaşı veriyor.
Burada temel sıkıntı; CHP'nin uluslararası tüm gelişmelere dirsek çevirmesi ve kendini güncellememesi.
Özgür dünya demokrasileri kadar ekonomik sistemlerini de birbirine yaklaştırırken CHP, 1930'ların KİT, Goss Plan gibi eski Sovyetler'in ekonomi sözlüğüne hapsolmuş durumda. Bugün Sovyetler göçtü ama ekonomik yaklaşımları CHP'nin parti programında koruma(!) altında. Ak Parti, AB ve ABD ile yalnızca siyasi ve askeri anlamda değil, ekonomik alanlarda da stratejik ortaklıklar kurdu.
Oysa CHP, merkezinde Türkiye'nin olduğu coğrafyayı 200 yıl öncesinin sömürgecilik anlayışıyla okumaya çalışıyor. Komşularıyla sıfır sorun, ithalatı kadar ihracatını da artıran, sömürü odaklı değil, karşılıklı bağımlılık odaklı ekonomik ilişkileri, vizesiz dolaşım alanını, Suriye gibi ülkelerin bahtını değiştiren adımlarımızı, bölgedeki liderliğimizi, "eksen kayması" olarak değerlendirdiler. Yetmedi, Türkiye'nin İsrail'e yaklaşımı ve cesur duruşu ile Arap ve İranlı turistler ülkemize akınını sağlarken, CHP Lideri İsrail televizyonuna çıkıp Türkiye'yi şikayet etti.
Aslında kayan Türkiye'nin ekseni değil, CHP'nin altındaki oy tabanı oldu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.