Giriş Tarihi: 1.1.2011

2010'un kazananı Türkiye kaybedeni Avrupa

2009'un son çeyreğinde başlayan toparlanma 2010'un başında hızlandı ve Türk ekonomisi krizden 'V' dönüşüyle çıktı. Son rakamlar Türkiye'ye 'Avrupa'nın zinde adamı' ünvanını getirdi Büyümedeki yüksek performans işsizlik rakamlarına da yansıdı. Türkiye dünyanın en çok istihdam yaratan ülkesi oldu. Ancak sıcak paraya önlem gecikince cari açık yine problem oldu

2009'daki krizin ardından geçen yıl hızla toparlanmaya geçen Türkiye ekonomisi performansıyla dünyayı kıskandırdı. Yılın ilk çeyregindeki yüzde 11.7 ile OECD ülkeleri içinde Çin'in ardından en yüksek ikinci büyümeyi yakalayan ekonomi oldu. Yılın geri kalanında yavaşlayarak da olsa devam eden büyüme, işsizlik rakamlarının da düşmesini sağladı. Veriler yüzde 13.4'ten işsizlikte son bir yılda 2.1 puanlık düşüşe işaret ediyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) verilerine göre 2.1 puanla Türkiye işsizliğini en çok düşüren ikinci ülke oldu. İspanya'da yüzde 40'lara ulaşan genç işsizlikte (15-24 yaş arası) ise Türkiye yüzde 21.7 ile AB ortalamasına (yüzde 20.4) yakın seyrediyor. İspanya, İrlanda, Portekiz Yunanistan gibi ülkelerin batma noktasına geldiği 2010'da Türkiye ekonomisi ilk 9 aylık dönemi yüzde 8.9 büyümeyle tamamladı. 2010 yılını geride bırakan Türkiye'nin milli hasılası 1 trilyon 62 milyar liraya dolar bazında, 702 milyar dolara ulaştı. Gelişmiş ülkelerin çareyi 'para basarak' sağlama istekleriyle par a y a boğul a n dünyada sıcak para yılın ikinci yarısına damgasını vurdu. Büyümelerini sürdüren Asya ülkeleri ve Türkiye, Brezilya gibi ülkelere akın eden sıcak para Türkiye'de de cari açığın hızla yükselmesine neden oldu. Türk ekonomisinin yumuşak karnı cari açık ekimde 40.8 milyar dolara ulaştı. Tahminler yılın 45 milyar dolarla kapatılacağı yönünde. Bu hızlı yükselişe Merkez Bankası'nın müdahalesi ancak aralık ayında geldi. Ekonomistler, Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin cari açıktaki artışı durdurmaya yönelik aldığı ve alacağı kararlarla 2011 için belirlenen 42.2 milyar dolarlık (milli gelirin yüzde 5.4'ü) hedefin tutturulacağına inanıyor.

TÜRKİYE'NİN HAKKI TESLİM EDİLDİ

Bu arada toparlanma yılında Türkiye önemli başarılara da imza attı. Örneğin, notu 'kıt' olan kredi derecelendirme kuruluşları, kriz sonrası dönemde Türkiye'ye hakkını teslim etti ve kredi notunu iki kademe artırdı. Türkiye notu iki kademe artan tek ülke olarak tarihe geçti. Büyümeyi de sürükleyen en önemli kalem olan sanayi sektöründe henüz belli olan 10 aylık veriler üretimin yüzde 12.6 arttığını ortaya koydu. Bu büyümeye 3 puanın üzerinde bir katkı demek. İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı, kasım itibariyle yüzde 75.9'la Eylül 2008'den sonra hesap edilen en yüksek oran oldu. Dış ticarette ithalat tehlike çanları çalmasına karşın ihracat kasım itibariyle 112 milyar dolarla hedefin üzerine çıktı. 2011 ihracat hedefi ise 127 milyar dolar. Türkiye'nin en büyük pazarı AB'de sıkıntılar büyümezse gelecek yıl ihracat hedefinin rahatlıkla tutturulması bekleniyor. İthalatta ise 180 milyar dolara ulaşan rakamın kurların bir miktar yukarı çıkacağı, yerli girdi kullanılmasına yönelik önlem beklentisiyle en azından yerinde sayacağı tahmin ediliyor. Et, domates krizi derken gıda fiyatlarının sürüklediği enflasyon 2010'un ilk yarısında yüzde 10'u aşmasına karşın kasım itibariyle yüzde 7.29'a kadar geriledi. 2011 için hedef yüzde 5 olarak belirlendi ve beklenti anketleri yüzde 5.3'lük göstergeyle bu hedefe yakın seyrediyor. Merkez Bankası bile yıllardır özellikle vurgu yaptığı fiyat istikrarını yumuşatarak finansal istikrarı merceğine aldı.
Turizmde rekor yılı
Dünyanın yedinci büyük turizm ülkesi olan Türkiye 2010 yılını 29.5 milyon turist ve 23 milyar dolarlık turizm geliriyle kapattı. Avrupa'da İspanya, Yunanistan gibi turizm ülkelerindeki düşüşe rağmen Türk turizmi bir önceki yıla göre yüzde 5 büyüme göstererek kendi coğrafyasında gelecek vaad ediyor.
Elektrik özel sektöre geçti
2010 enerjinin yılı oldu. Hem elektrikte hem de doğalgazda serbest piyasaya bir adım daha yaklaşıldı. Elektrik dağıtımı tamamen özel sektöre devredildi. Yenilenebilir enerjide beklenen kanun yasalaştı. Bu yıl Özelleştirme İdaresi Başkanlığı mesaisinin büyük kısmını enerjiye ayırdı. Enerji özelleştirmelerinden devletin kasasına 16 milyar dolar girdi. Yılın olayı Mehmet Emin Karamehmet ve ortağı Mehmet Kazancı'nın bir günde 5 milyar dolarlık teklif vermesiydi.
YouTube'a yasak açıldı tabletler gözde oldu
2010 yılı Türkiye'de mobil internetin 3G ve WiFi şebekeleriyle yaygınlık kazandığı Facebook, Twitter gibi sosyal medya uygulamalarının patladığı bir dönem oldu. 2 yıl sonra YouTube yasağı kalktı. Türkiye'ye paralel ve bireysel ithalatla giren iPad'in resmi satışı yıl sonunu buldu. Telefon konuşması yaptıran Samsung Galaxy Tab ise iPad'den önce davranıp Türkiye'ye geldi. 3D yani 3 boyutlu Televizyonlar Nisan ve Mayıs aylarında Türkiye'ye giriş yapmaya başladı. Teknoloji marketlerde ince LED TV satışları öne çıkarken, 3D TV ile hayatımızda yeni bir boyut eklendi.
KAYBEDEN AVRUPA OLDU
Yunanistan yılın başında havlu attı ve Avrupa için kabus başladı. "Sırada hangi ülke var?" tartışmaları sürerken piyango İrlanda'ya çıktı. "Kim batar toto" 2011'e girerken sürüyor
2010 Avrupa için kriz yılı oldu. Havluyu ilk atan komşu Yunanistan'dı. Onu İrlanda izledi. Euro bölgesinin S.O.S veren ekonomileri birer birer Uluslararası Para Fonu'na (IMF) avuç açmak durumunda kaldılar. Avrupa Birliği ve IMF, ülkeleri kurtarmak için 'acil yardım' paketi hazırladı. 750 milyar euroluk kurtarma paketinden ilk yardım alan ülke Yunanistan oldu. İflasın eşiğine gelen komşu Yunanistan'a 110 milyar euroluk destek sağlandı. Ardından da vakit kaybedilmeden borç batağındaki İrlanda'ya 85 milyar euroluk yardım yapıldı. Yunanistan ve İrlanda'nın yardım talebi gözleri Portekiz ve İspanya'ya çevirdi. PIGS ülkelerinin durumu yıl boyunca piyasaları kaygılandırdı. Ülkelerin borç rakamları da tehlike sinyallerinin boyutunu göstermeye yetti. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet'in "Avrupa ekonomisi 1. Dünya Savaşı'ndan bu yana en derin ekonomik krizi yaşıyor" sözleri yıla damgasını vurdu. Kısacası AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun dediği gibi küresel kriz Avrupa'nın 20 yılda biriktirdiğini 2 yılda geri aldı.
SIFIRCI HOCALARA İŞ ÇIKTI
Avrupa'nın durumu sıfırcı hocaların da dikkatinden kaçmadı. Moody's, Yunanistan'ın kredi notunu dört, İrlanda'nın ise beş basamak birden düşürdü. Moody's, krizin, Portekiz, İtalya, İrlanda ve İngiltere gibi ülkelerdeki bankaları vurabileceği uyarısında bulundu. Standard & Poor's İspanya'nın uzun vadeli notunu AA'dan AA'a düşürerek, not görünümünü negatif izlemeye aldı. İrlanda'nın kredi notunu da iki kademe birden indirerek uzun vadeli kredi notunu AA-'dan A seviyesine, kısa vadeli kredi notunu da A-1+'dan A-1'e düşürdü. S&P'nin not indiriminden Belçika da nasibini aldı. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Belçika'nın not görünümünü "durağan''dan "negatif''e indirdi.
AVRUPALI SIKI KEMERLE TANIŞTI
Euro Bölgesi ekonomileri kamu borçlarını kontrol altına almak için çareyi kemer sıkmakta buldu. AB ülkeleri teker teker harcama ve gelir azaltıcı önlemler açıklamaya başladılar. İrlanda hükümeti, bütçe açığını AB'nin belirlediği seviyeye indirebilmek için 4 yıllık 15 milyar euro tasarruf edeceği planı açıkladı. Sağlık harcamalarını kıstı, vergiyi artırdı, asgari ücreti düşürdü. Komşu Yunanistan acı paketini açtı. Çalışan ve emekliye 3 yıl zam yapmayacağını, ikramiyeleri ve dar gelirlilere yardımı kestiğini açıkladı. Vergileri yeniden düzenlerken, emeklilik yaşını kadın ve erkekte eşit orana getirdi. Tasarruf paketleri İrlanda ve Yunanistan'la sınırlı kalmadı. Portekiz, İngiltere, İtalya ve İspanya'da 'acil bütçe'ler oluşturdu.
İŞSİZLİK TIRMANDI, GREVLER BAŞLADI
Avrupa'da işsizlik 12 yılın zirvesine çıktı. Euro Bölgesi'nin dev ekonomileri emeklilik reform planlarını devreye sokmaya başladı. Bir tarafta işsizlik diğer tarafta kemer sıkma önlemleri ve emeklilik reformları Avrupalıları sokağa döktü. İspanya, Yunanistan, Polonya, İtalya, Letonya, İrlanda ve Sırbistan'da grevler etkili oldu. Hatta Fransa'da Eyfel kulesi bir günlüğüne kapandı. ABD Merkez Bankası (fed) ekonomiyi canlandırmak için para politikalarını beklendiği gibi daha da gevşetti. Fed Başkanı Ben Bernanke, 600 milyar dolarlık tahvil alımına imza attı.
Kur savaşları gündeme oturdu
2010'DA dünyanın dört bir yanındaki Merkez Bankaları'nın gündeminde kur politikaları vardı. Japonya, Brezilya, Güney Kore, Kolombiya, Şili ve Tayvan'ın para birimlerinin değerini düşürmek için yaptığı müdahaleleri ve ABD ile Çin arasında iki yıldır süren düşük kur tartışmaları iyice kızıştı. Eylül ortasında 100 milyar yen karşılığı dolar alarak 6 yıl aradan sonra kura müdahale eden Japonya Merkez Bankası, yetersiz kalan bu adımın ardından yeni önlemler aldı. Kur savaşlarının iyiden iyiye alevlendiği 2010'da Uluslararası Para Fonu Başkanı Dominique Strauss-Kahn ve Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick kur savaşına karşı işbirliği yapılmasını istedi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.