8 bankaya soruşturma

Rekabet Kurulu, bankacılık sektöründe 8 banka hakkında sürdürülen soruşturmanın sözlü savunma toplantısına başladı. İlk savunmayı yapan Akbank A.Ş. Genel Müdürü Ziya Akkurt, "Gerek toplumun ahlaki değerleri gerekse hukukun temel ilkelerine ağırlıklı olarak olsun diye rekabet yaptırılsın diye çiğnendirilmeyi yok sayıldığını görmekteyiz. İlginç ve ne yazık ki anlamsız buluyorum. Ben bugün Türkiye tarihinde özel bir bankanın en uzun vadeli bono ihracını gerçekleştirmeyi hayal ederken, bugün burada etik kurallara uymayan, rekabet etmeyen hatta ahlaksızlık yapan bir banka konumuna düşürüldük. Benim yurt dışındaki itibarımın iki paralık hale getirildiğini bilmem düşünüyor muyuz" ifadelerini kullandı.
Rekabet Kurulu, bankacılık sektöründe 8 banka hakkında sürdürülen soruşturmanın sözlü savunma toplantısını Rekabet Kurumu'nda yapıyor. Toplantıya, Akbank'tan Genel Müdür Ziya Akkurt, Denizbank'tan Genel Sekreter Aysun Mercan, Finansbank'tan Genel Müdür Temel Güzeloğlu, Türkiye Garanti Bankası'ndan Genel Müdür Ergun Özen, Türkiye Halk Bankası'ndan Hukuk Müşaviri Avukat Hakan Vural, Türkiye İş Bankası'ndan Genel Müdür Ersin Özince, Türkiye Vakıflar Bankası'dan Genel Müdür Süleyman Kalkan ve Yapı ve Kredi Bankası'ndan Avukat Dr. İ. Yılmaz Aslan katıldı. Ayrıca toplantıda her bankadan temsilciler, avukatlar ve dinleyicilerde hazır bulundu.
Toplantının başında bir konuşma yapan Rekabet Kurulu Başkanı Nurettin Kaldırımcı, Kurul'un 19 Ağustos 2009 tarihli kararı uyarınca, "Akbank T.A.Ş., Denizbank A.Ş., Finans Bank A.Ş., Türkiye Garanti Bankası A.Ş., Türkiye Halk Bankası A.Ş., Türkiye İş Bankası A.Ş., Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. ve Yapı Kredi Bankası A.Ş. hakkında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun ihlal edilip edilmediğinin belirlenmesi amacıyla, aynı kanunun 41'inci maddesi uyarınca soruşturma açıldığını dile getirdi. Kaldırımcı, hakkında soruşturma yürütülen teşebbüslerin, bu teşebbüsler adına toplantıya katılacaklarını bildiren katılımcıların alfabetik sıraya göre dinlenmesine karar verildiğini belirtti. Kaldırımcının konuşmasının ardından sözlü savunmaya geçildi.
-SORUŞTURMA HEYETİNİN SÖZLÜ SAVUNMA İDDİALARI-

Soruşturma Heyeti, Akbank, Garanti Bankası, İş Bankası, Koçbank, Pamukbank, Yapı ve Kredi Bankası ve Vakıfbank'ın 2001 yılından itibaren, Finansbank'ın 2004 yılından itibaren, Denizbank'ın ise 2005 yılından itibaren 2009 yılına kadar özel firmalara promosyon verilmemesi, protokolü devam eden kurum ve özel firmalara diğer bankalar tarafından teklif verilmemesi konularında anlaşma yapmak suretiyle, 4054 sayılı Kanunun 4'üncü maddesi kapsamında rekabeti ihlal ettikleri ve söz konusu ihlalin 4054 sayılı Kanunun 5'inci maddesinde sayılan muafiyet koşullarını taşımadığını kaydetti.
Heyet, 2001 ve 2002 yıllarında anlaşmaya dahil olduğu tespit edilen Koçbank ve Pamukbankın, ihlalin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan 4054 sayılı Kanunun mülga 19'uncu maddesinde öngörülen 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle söz konusu bankaların eylemlerinden dolayı Halkbank ve Yapı ve Kredi Bankasına ceza verilemeyeceğini belirtti.
Heyet, Erdemir'in 2005 yılı maaş ödemesi ihalesi öncesinde Akbank, Denizbank, Finansbank, Garanti Bankası, İş Bankası ve Yapı Kredi Bankasının ihalede teklif edecekleri promosyon miktarını belirledikleri, dolayısıyla ihale öncesi danışıklı davranışta bulunarak 4054 sayılı Kanunun 4'üncü maddesi kapsamında rekabeti ihlal ettiklerini kaydetti.
Heyet, 4054 sayılı Kanunun 4'üncü maddesi kapsamındaki söz konusu her ihlal için aynı kanunun 16'ıncı maddesinin üçüncü fıkrası ve ceza yönetmeliği hükümleri uyarınca ihlallere katılan bankalara para cezası verilmesi gerektiği sonucuna ulaştığını ifade etti.
-"AHLAKSIZLIK YAPAN BİR BANKA KONUMUNA DÜŞÜRÜLDÜK"-

Toplantıda ilk savunmayı Akbank yaptı. Akbank A.Ş. Genel Müdürü Ziya Akkurt, maaş ödeme hizmetinin yan bir iş olduğunu bankanı asli işi olmadığını belirterek, "Maaş ödemeleri bankaların temel işleri olmamıştır. Gerek bankacılık gerekse ticari hayatta güven ve söz çok önemlidir. Neredeyse iş hayatının temelidir. Bunun daha da belirginleştirilmesi için belli bir sözleşmeler yapılmıştır. Ancak belirtilen ithamlarda bizlere sözleşmelere uymayın denmektedir. Gerek toplumun ahlaki değerleri gerekse hukukun temel ilkelerine ağırlıklı olarak olsun diye rekabet yaptırılsın diye çiğnendirilmeyi yok sayıldığını görmekteyiz. İlginç ve ne yazık ki anlamsız buluyorum. Dayanağı olmayan, bir sözleşmenin değeri de olmayacağı gibi, ekonomik değeri de olmaz. Bankalar böyle bir durumda ne promosyon ne de rekabetçi olmayan çalışma yapmaktan imtina ederler. Bugün yapılan anlaşmanın iki saat sonra bozulmayacağı ne malumdur. Bugün hukuk ve ahlakın temel ilkelerine tezat teşkil eden bu konu nedeniyle ben bankamız ve ülkemiz adına çok önemli bir işi bırakıp yurt dışından buraya geldim. Ben bugün Türkiye Cumhuriyeti tarihinde özel bir bankanın en uzun vadeli bono ihracını gerçekleştirmeyi hayal ederken, bugün burada etik kurallara uymayan, rekabet etmeyen hatta ahlaksızlık yapan bir banka konumuna düşürüldük. Benim yurt dışındaki itibarımın iki paralık hale getirildiğini bilmem düşünüyor muyuz" ifadelerini kullandı.
-"VAHİM VE DEHŞET VERİCİ BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ"-

Ekonominin temel kartellerinden birisinin borsa olduğunu söyleyen Akkurt, burada bulunan bankaların hepsinin hemen hemen hisse senetlerinin borsada işlem gördüğünü kaydetti. Akkurt, şöyle devam etti:
"Zamanında alınan bazı ekonomik kararlardan finans sektörünün borsadaki değeri endeksi en yüzde 25 düşmüştür. Türkiye Cumhuriyetinden 10 milyar dolar para dışarı çıkmıştır. Bu alınacak bir kararla en az yüzde 25 daha düşerse bunun sorumluluğunu kim üstlenecektir. Bu ülkenin döviz rezervleri eriyecektir. Enflasyon yukarı çıkacaktır. Bütün bu ekonomik sonuçların varacağı noktaların farkında mıyız?. Bizler buralara çağrıldık. Bu sıralara oturtularak 2008, 2009 yıllarında gerek ABD ve gerek Avrupa'da siz ahlaksızlık yaptınız diye soruşturulan bankalar durumuna düştük. Bizler ahde vefa yaptık diye mi bu sıralarda oturuyoruz. Bizler finans sektörünün temsilcileriyiz, bu şekilde suçlanırsak ne biz yurt dışından kredi alabiliriz ne de hisse senetlerimize yatırım yapılır. Ne kadar vahim ve dehşet verici bir durumla karşı karşıya olduğumuzu söylemek istiyorum. Bizler 2008 senesinden beri ekonominin en temel noktalarından olan finans sektörünün temsilcileriyiz. Yurt dışından bu bankalar ahlaksızlık yaptılar denirse ne yurt dışından kredi alabiliriz."
-"TEDİRGİN OLMAK İÇİN BUR DURUM YOK"-


Akkurt'un konuşması sonrasında Kaldırımcı, hukuk çerçevesinde hareket edildiğini, kamu görevi yapmaya çalıştıklarını, soruşturma heyetinin iddialarını da dinlediklerini, savunmayı da dinlediklerini kaydetti. Kaldırımcı, "Her şey hukuk normları içinde devam edecek. Dolayısıyla tedirgin olmak için bir neden yoktur. Rekabet kurumları, çağdaş hayat kalitesinin bir göstergesidir. Herhalde bundan uzak olmamak gerekir diye düşünüyorum" dedi.