Cumartesi 30.04.2011 00:00
Son Güncelleme: Cumartesi 30.04.2011 15:07

Kredide yavaşlama başladı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası'nın munzam kararlarının etkili olduğunu söyledi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, mevduat munzam karşılıklarının artırılmasıyla ilgili olarak, ''Son bir aydır rakamlar aslında bu politikanın çalışabileceğine dair çok ciddi, çok güçlü sinyaller veriyor. Kredideki genişleme yavaşladı. Etki Nisan'ın 15'inden sonra çok daha güçlü bir şekilde hissedilir diye düşünüyoruz'' dedi.
Şimşek, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen 2011 yılı ''CEO Forumu''nun ilk toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, gelişmiş ülkelerde büyüme beklentilerinin ciddi bir şekilde zayıfladığını, fakat tekrar yükselme eğiliminde olduğunu söyledi.
Gelişmekte olan ülkelerde ise büyüme beklentilerinin 2011'de yüzde 6,7 olduğunu ifade eden Şimşek, 2012'de global büyümenin de yüzde 4,5 civarında öngörüldüğünü belirtti.
Gelişmiş-gelişmekte olan ülke ayrışmasının devam edeceğini söyleyen Şimşek, ''Bu da makul çünkü gelişmekte olan ülkelerin makro ekonomik temelleri daha sağlam. Gelişmekte olan ekonomiler uzun ve orta vadede gelişmiş ülkelere oranla çok daha iyi bir performans ortaya koyacaklar. Oralara bir miktar yoğunlaşmakta fayda var. Türkiye bence Hindistan ve Çin'i ciddi bir şekilde ihmal eder bir noktada. Hakikaten Asya'ya biraz yoğunlaşmak gerektiği son derece açık'' dedi.
Şimşek, gelinen noktada gelişmekte olan ülkelerin daha güçlü bir şekilde daha iyi makroekonomik temellere sahip ve muhtemelen de cazip olmaya devam edeceklerini, gelişmiş ülkelerde de sıkıntıların yansımalarının daha düşük büyüme olarak ortaya çıkar diye düşünüldüğünü kaydetti.
''ŞU ANDA BÖYLE BİR SÜREÇTEYİZ''

Bu kriz döneminde gelişmekte olan ülkeler arasında puan olarak en fazla faiz düşüşü sağlayan ülkenin Türkiye olduğunu, Türkiye'nin 10 puanın üzerinde faizleri azaltma imkanı bulduğunu anlatan Şimşek, şunları kaydetti:
''Para politikası açısından bakarsak şu anda dışarıdan bakıldığı zaman ve Türkiye'nin önceki deneyimleri ile karşılaştırıldığı zaman hakikaten pek geleneksel olmayan, biraz aykırı bir politika uygulanıyor.
Standart tedavi şudur; eğer ekonomide iç talep çok güçlü ise ve dolayısıyla enflasyonist bir baskı gündemde ise veya cari açığı kontrol altına almanız gerekiyorsa, yapılması gereken son derece basittir; faizleri artırırsınız, kredi talebini sınırlarsınız, bu da ekonomiyi bir miktar yavaşlatır, yumuşak inişi sağlar.
Fakat biz niye böyle bir yola başvurmadık? Bunu yapmamamızın sebebi maalesef gelişmiş ülkelerdir, öncelikle de Amerika'dır. Onlar ikinci parasal genişlemeyi ortaya koyunca biz bu dolar likiditesinin bir kısmının gelişmekte olan ülkelere geleceğini zaten üç aşağı beş yukarı tahmin etmiştik. Eğer siz gelişmiş dünya ile faiz farklarını artırırsanız, faizi yükselterek bunu yapmayı sağlarsanız bu, Türkiye'yi o anlamda sıcak para açısından daha çekici bir hale getirir. Belki içeride kredi genişlemesini de kontrol etmekte zorlanabilirsiniz. Niye çünkü Türkiye önemli tasarruf açığı olan bir ülkedir. O nedenle biz dedik ki, genel olarak konuşuyorum, eğer güçlü bir şekilde mevduat munzam karşılıkları ile oynanırsa belki hem daha fazla buraya para girişini sınırlarız ama aynı zamanda kredi genişlemesini de sınırlarız. Şu anda böyle bir süreçteyiz.''
''PARA POLİTİKASI HEP BÖYLE GECİKMELİ ÇALIŞIR''

Bu politika çerçevesinin çalışıp çalışmadığına ilişkin tartışmalara ilişkin olarak da Bakan Şimşek, ''Benim görebildiğim kadarıyla biraz bu tartışmalar, cari açık her ay yükseldiği için işin bir o boyutu var. Para politikasının gecikmeli çalıştığı da biraz gözardı ediliyor. İşin bir de o boyutu var. Tabii çalışmıyor diye hızlı bir şekilde karar verme çabası, daha doğrusu öyle bir eğilim var. Doğrusu son bir aydır rakamlar aslında bu politikanın çalışabileceğine dair çok ciddi, çok güçlü sinyaller veriyor. Kredideki genişleme yavaşladı. Yıllık bazda yüksek seyrediyor ama önemli olan ay ay veya hafta haftaki rakamlar bir trend oluşturmaya başladı gibi, orada da bir etki söz konusu ve etki Nisan 15'inden sonra çok daha güçlü bir şekilde hissedilir diye düşünüyoruz. Çünkü Nisan 15'i itibariyle mevduat munzam karşılıklarının etkisi çok daha büyük boyutlarda'' diye konuştu.
Mehmet Şimşek, şu anda kapasite kullanım oranı yüzde 80'in üzerinde olan, 24 sektörden sadece 1 sektör olduğunu, kapasite kullanım oranının düşmeye başladığını ve kriz öncesi seviyenin de oldukça altında bulunduğunu ifade etti.
Para politikasının hep böyle gecikmeli çalıştığını söyleyen Şimşek, ''Bu politika çerçevesi işlemiyor'' yaklaşımı için çok erken olduğunu, işlediğine dair emarelerin yeni çıktığını, bir trend oluşturması gerektiğini, bir aylık verinin trend oluşturmayacağını vurguladı.
''(ÇILGIN PROJE) MALİYENİN VERGİ GELİRLERİNİ ARTIRACAK BİR PROJE''

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Kanal İstanbul projesinin ''çılgın proje'' maliyenin vergi gelirlerini artıracak bir proje olduğunu söyledi.
Şimşek, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen 2011 yılı ''CEO Forumu''nun basına kapalı olarak gerçekleştirilen soru-cevap kısmının ardından yaptığı açıklamada, toplantının kendi açısından da verimli geçtiğini, hem Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri hem de yapmayı düşündükleri temel birtakım reform alanlarını beraber değerlendirme imkanı olduğunu söyledi.
Soru cevap kısmında mikro reformların ön plana çıktığını ifade eden Şimşek, bunu reform programının genişletilmesi kapsamında çok önemli bir alan olarak gördüğünü vurguladı.
Şimşek, ''Biz iş alemi ile zaten yakın ve güzel bir diyalog içindeyiz. İş alemi Türkiye'de sahada dünya ile rekabet etmek zorunda kalan gerçek aktör. Biz de politika yapıcıları olarak mümkün olduğunca onların önünü açmak için yoğun bir çaba içindeyiz'' dedi.
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Şimşek, ''CEO'lar sizden ne talep etti?'' şeklindeki soruya, ''Sektörel bazda mikro düzeyde bazı adımlar atılırsa Türkiye'nin rekabet gücünün ne kadar artacağı konusunda güzel müzakere ortamı oluştu. Sektörün bir an önce daha çok liberalleşmesi, daha çok rekabete açılması hususu gündeme geldi. İkinci husus Maliye Bakanlığı ayağında mevzuatın basitleştirilmesi, Maliye Bakanlığı uygulamalarının sadeleştirilmesi... Bu konuda zaten çok önemli adımlar attığımızı ama önerilere de açık olduğumuz ifade ettim'' dedi.
Bakan Şimşek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı ''çılgın proje'' ye ilişkin olarak da şunları kaydetti:
''Çılgın Proje hakikaten İstanbul ekonomisi, Türkiye ekonomisine büyük katkılarda bulunacak bir proje. Bu proje henüz fikir aşamasında, önümüzdeki dönemde bunun özel sektör dinamizmi ile gerçekleştirilmesi gündemde. Dolayısıyla Maliye Bakanlığı olarak bu projeye manevi desteği bu aşamada güçlü bir şeklide veriyoruz. Türkiye ekonomisi açısından, İstanbul açısından çok önemli bir proje. Maliyenin vergi gelirlerini artıracak bir proje. Türkiye'nin ulaştırma altyapısı açısından, turizm açısından, inşaat sektörü açısından en önemlisi Türkiye'nin kalbi, ticaretin kalbi olan İstanbul açısından çok önemli proje. O anlamda biz de heyecanlıyız. Ama şu aşamada zaten Maliye Bakanlığı'ndan bir kaynak gündemde değil.''
VERGİ BARIŞI

Mehmet Şimşek, vergi indirimlerine ilişkin ise bir çok alanda vergi indirdiklerini belirterek, ''Manevra alanı arttıkça, özellikle istihdam üzerindeki yükler, bazı sektörlerin gelişmesini sınırlayan vergiler konusunda yoğunlaşacağız. Ama bunun bir sıralaması var. Önce mali imkanları artıracağız, ondan sonra bu imkanı bu alanlar için kullanacağız. Bizim şu anda muhalefetten farkımız bu. Muhalefet 'çok hızlı şekilde her alanda vergileri indireceğim, harcamaları artıracağım' diyor. Bu da Türkiye'nin borçlarını, açığını artırır, faizleri yükseltir'' dedi.
KOBİ'lerin makine tehçizat alımında, yatırımlarında leasingden yararlanmasının önünü açmak üzere bir çalışma yaptıklarını söylediğini anımsatan Bakan Şimşek, vergi güvenliğini sağlayabilirlerse bu konuda adım atacaklarını belirtti.
''TÜRKİYE'NİN SÜREKLİ CARİ AÇIK ÜRETEN ÜLKE OLMASI SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL''

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner de, toplantının basına kapalı bölümünde ağırlıklı olarak makro politikalar üzerinde durduklarını, Türkiye'nin rekabet gücünü artırması açısından mikro düzeyde yapılması gereken reformların da toplantıda önemli yer tuttuğunu belirtti.
Özel sektör olarak Türkiye'nin önümüzdeki dönemde özellikle büyüme aşamasında, sürekli cari açık üreten ülke olmasının sorun olduğunu, bunun sürdürülebilir olmadığını düşündüklerini ifade eden Boyner, ''Onun için yurtiçinde üretilen katma değer artışı çok önemli. Katma değerin daha fazla yurtiçinde üretilebilmesi için neler yapılabileceği konusunda bilgi alışverişi yapılabildi'' dedi.
Ümit Boyner, çılgın proje ile ilgili olarak da ''Özel sektör olarak bu konuda yeteri kadar bilgi sahibi değiliz. Düşünce aşamasında olan bir proje. İlerideki günlerde gerekirse değerlendirme yaparız'' diye konuştu.
Türkiye'de seçimlerin her zaman bir yenilenme getireceğini belirten Boyner, ''Biz seçimlerin çok sağlıklı olduğunu düşünüyoruz. Ama bu dönemde bir seçim ekonomisi izlenmemesi önemli. Seçim sonuçları ne olursa olsun Türkiye'de istikrarın bozulması için bir neden yok diye düşünüyorum'' şeklinde konuştu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.