Giriş Tarihi: 6.11.2011

3 milyon dolarlık sanat galerisi

Bugüne kadar birçok şirkette yöneticilik yapan Sibel Pektaş, Beşiktaş'taki birinci dereceden tarihi eser Başmabeyinci Konağı'nı 3 milyon dolarlık yatırımla bir sanat galerisine dönüştürdü

İstanbul dünya sanat piyasasında önemli bir destinasyon artık. Son 10 yılda sanatta kat edilen yol küçümsenmeyecek kadar fazla. Daha önce verileriyle yazmıştım. 2002'de 8 milyon dolar olan müzayede piyasası cirosu geçtiğimiz yıl 100 milyon dolara ulaştı diye. Sanat eserlerinin değeri kadar, koleksiyoner ve sanatsever sayısı da arttı. Tabii sanat bu denli ilgi gören bir alana dönüşünce galerilerin sayısı da aynı doğrultuda fazlalaştı. Birçok koleksiyoner de sanat tutkusunu ticarete dönüştürerek galeri açtı ve sanatsever kimliklerinin yanına sanat satarı da ekledi. Akaretler, Taksim ve Nişantaşı'nda ticaret hayatından tanıdığımız birçok isim galeri açmaya başladı. Bir dönem Levi's, Nestle, Sabancı gibi dev şirketlerde yöneticilik yapan Sibel Pektaş da profesyonel hayatı bırakıp galerici olan isimlerden biri. Ama onun galerisi diğerlerinden biraz daha farklı. Beşiktaş Nüzhetiye Caddesi'ndeki birinci derece tarihi eser olan Başmabeyinci Konağı'nı 3 milyon dolarlık bir yatırımla galeriye çevirdi Pektaş.

110 YILLIK BİNA
Ben de Pektaş'la Beşiktaş'taki konakta buluştum. "Bu binayı bir hukuk bürosuna ya da mali büroya da çevirebilirdik. Ama biz galeri yapma kararı aldık" diye anlatıyor. "Biz" derken en büyük destekçisi olan eşi Doç. Dr. Özkan Pektaş'dan bahsediyor. Eşinin fikriymiş bu tarihi binayı galeriye çevirmek. 110 yıllık tarihi binanın duvarlarında o döneme ait ilk çağdaş resim örnekleri yer alıyor. Pektaş duvarları boyamamış, sadece belli alanlara platformlar koyarak, resimleri bu platformların üzerine asmış. "Bu binayı başka şekilde değerlendirmek olmazdı" diye anlatıyor Pektaş. Ama 3 milyon dolar bir galeri için değer mi? Bu soruyu yöneltiyorum. "Ne kadar süre devam ettirebiliriz bilmiyorum. Dünyada ortalama üç yılda bir galeriler kapanır. Kesinlikle bu işin ekonomisi denk gelmez. Her serginin satımı yüksek olmuyor. Ama sanatla uğraşmanın verdiği mutluluk ayrı bir duygu" yanıtını veriyor.
EMRE TANDIRLI VE HURİ KURİŞ
Sibel Pektaş'ın resim tutkusu 1986'da Türkiye'nin önemli koleksiyonerlerinden olan eniştesi Orhan Kolürek'in bir Fikret Mualla hediye etmesiyle başlamış. Ardından Mualla'yı ve Fransız ekolünü araştırmış. Ve 10 yıl evvel de müzayedelerden resim satın almaya başlamış. "Genç çağdaş isimler hâlâ alınabilir" diyen Pektaş'ın beğendiği genç çağdaş isimler arasında ise Huri Kuriş ve Emre Tandırlı'nın başı çekiyor.
RESİM ALIRKEN BUNLARA DİKKAT!
Sibel Hanım artık çoğunlukla galerilerden resim aldığını söylüyor. "Bir serginin genel konsepti içerisinden bir şey seçmeyi sevmiyorum" diyor. Kendisine "Nereden resim alalım ve seçerken nelere dikkat edelim?" diye soruluyormuş. "Sanatçıyı destekleyen bir galeri olup olmadığına bakın. Sanatçının uluslararası platformda sergilenmesi çok önemli. Aksi takdirde fiyatı artmaz" oluyormuş yanıtı da.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.