Karadeniz'deki hidrojen çıkarılmalı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdür Yardımcısı Nilgün Açıkalın, enerjinin kesintisiz ve karşılanabilir maliyetlerle arzının temininin ekonomik büyümede ön koşul olduğunu belirterek, ''Talep artışlarının karşılanabilmesi için önümüzdeki 15 yılda elektrik sektöründe, 100 milyar dolarlık yatırımın gerçekleştirilmesi gerekmektedir'' dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Hidrojen Enerji Teknolojileri Merkezi (UNIDO-ICHET) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının işbirliğiyle düzenlenen ''Karadeniz'deki Hidrojen Sülfür Çalıştayı''nın açılışında konuşan Açıkalın, elektrik enerjisinin ekonomik ve sosyal kalkınmaya zemin hazırlayan ve yaşam kalitesini temin eden birleşenlerden biri olduğunu belirterek, ''Enerjinin kesintisiz ve karşılanabilir maliyetlerle arzının temini ekonomik büyümenin ön koşuludur'' dedi.
Açıkalın, çevrenin korunması ve çevresel maliyetlerin asgari düzeyde tutulmasının sürdürülebilir ekonomik gelişimin bir gerekliliği olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
''Dengeli bir kaynak ve güzergah çeşitlendirmesiyle enerji arz güvenliğine öncelik verilmesi, verimliliği ve üretkenliği artırmak için enerji sektörünü liberalleştirme gerektiği, çevresel etkileri dikkate alarak, enerji kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek ve enerji potansiyelinin kullanılması önemlidir. Yenilenebilir kullanım kaynaklarına öncelik vermek, ARGE faaliyetlerini artırmak gerekiyor. Talep artışlarının karşılanabilmesi için önümüzdeki 15 yılda elektrik sektöründe 100 milyar dolarlık yatırımın gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu yılki talep yüzde 8,2 civarında artış göstermiştir. Türkiye artan elektrik enerjisi talebinin sürdürülebilir bir şekilde karşılayabilmek enerjide dışa bağımlılığın ve sera gazının azaltılması amacıyla başta hidrolik olmak üzere rüzgar ve güneş enerjisiyle yerli yenilenebilir kaynakların kullanımı hedeflenmektedir.''
Alternatif enerji kaynaklarına ilginin arttığını anlatan Açıkalın, teknolojinin sürekli gelişmesi ve hidrojen elde edilebilmesi için gelişen yeni buluşların hidrojeni önemli bir alternatif haline getirdiğini kaydetti.
UNIDO-ICHET Genel Direktörü Mustafa Hatipoğlu, bu tür çalışmalarla gelişmekte olan ülkelerde hidrojen ile ilgili faaliyetlerin artırılmasının amaçlandığını ifade ederek, bu çalıştayda, Karadeniz'in dibinde biriken hidrojen sülfürün toplanarak, içindeki hidrojenin elde edilmesiyle ilgili tartışmaların yürütüleceğini kaydetti.
''Karadeniz'in temizlenmesi zaruridir''

Hidrojen enerji araştırmacısı ve Prof. Dr. Murat Çekirge ile Karadeniz'deki fizibilite çalışmalarını yürüten Dr. Mükerrem Şahin de hidrojen sülfürün enerji üretmede ekonomik bir kaynak olduğunu belirterek, fosil yakıtların daha fazla kullanıldığı bu dönemde hidrojen sülfür ile ilgili araştırmaların teknik boyutta olduğunu söyledi.
Petrolün gittikçe azalması ve konvansiyonel yakıtların çevreye verdiği zararlar nedeniyle dünyadaki ülkelerin ilerideki zamanlarda hidrojen gibi yakıtlara yöneleceğini ifade eden Şahin, Türkiye'deki enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 70'inin yurt dışından sağladığını hatırlattı.
Şahin, Karadeniz'de yerli olarak bulunan hidrojen sülfürün enerjiye dönüştürülmesi gerektiğini aktararak, ''Yerli kaynağın harekete geçirilmesi, mevcut konvansiyonel yakıtlara alternatif bir enerjiyle elektrik üretilmesi ve Karadeniz'in zemininin temizlenmezi çok önemlidir. Hidrojen sülfür herhangi bir yöntemle Karadeniz'in zemininden alınamazsa, ilerideki zamanlar için tehdit oluşturacaktır. Bu enerji denizin 200 metre altındadır. Herhangi bir afetle Karadeniz harekete geçerse ve bu gaz sahile ulaşırsa, öldürücü etkisi vardır. Karadeniz'in temizlenmesi zaruridir. Burada kimyasal enerjiye dönüşürse deniz temizlenmiş olur'' diye konuştu.
Türkiye, Rusya, Romanya, Bulgaristan, Ukrayna, Suudi Arabistan ve Gürcistan'dan bilim insanlarının katıldığı ve çeşitli panellerin gerçekleştirileceği çalıştay, yarın sona erecek.