Çırağan'dan Van'a uzanan kareler

Sanat en büyük sosyal sorumluluk projelerinin hayata geçirilmesine aracı oluyor. Bunun en güzel örneklerinden biri dün akşam Çırağan Sarayı'nda yapılan '42 Hak-42 Fotoğraf- 42 Hikâye' isimli sergiydi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Taner Yıldız, Mehdi Eker, Ömer Dinçer, Egemen Bağış, Suat Kılıç, Abdülkadir Aksu gibi bakan ve milletvekillerinden oluşan 42 isim çocuklarla birlikte objektif karşısına geçti ve "Gelin birlikte oynayalım" dedi. Türkiye'nin önde gelen siyasetçilerinin Türkiye'nin geleceği olan çocuklarla Dünya Çocuk Hakları Günü'ne ithafen el ele tutuştuğu o an 42 fotoğrafa birden yansıdı. O fotoğrafların her birinde Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin bir maddesi, bir dönem çocuk olmuş siyasetçilerin çocuklaşabilme tutkusu ve halen çocukluğunu yaşayan miniklerin gözlerinde parlayan ışık vardı. Siyasetin tüm o ağır havasından uzakta, bir çocuğun mutlu olabildiği yegâne oyun anını, iki arkadaş arasındaki o büyülü bağı fotoğraflara yansıtan kişi Bari Baykal, projenin tasarımcısı ise genç gazeteci Oğuzhan Toracı idi. Kızılay'ın stand kurduğu gecede toplanan bağışlar Van depremini yaşayan çocukların yararına kullanıldı. Bu serginin ana sponsorluğunu ise Osse Gözlükleri üstlendi.

SERGİYLE YARDIM
Biz de Osse dışında Mustang, Hawk, Fendi, Roberto Cavalli gibi dünyaca ünlü gözlük markalarının da distribütörlüğünü yapan Merve Optik'in sahibi Ali Demirel'le buluşup hem sergiyi hem de hat sanatını konuştuk. Beylikdüzü'nde 5 bin metrekarelik bir gözlük camı fabrikası açma hazırlığında olan Demirel, Van'daki çocukları kendi çocukları gibi kabul ettiklerini belirterek, "Çocuklar geleceğin teminatı olduğu için esas olarak çocuklara yatırım yapmak istiyoruz. Bu projeye özen gösterdik" diyor.
Hat koleksiyonu var
Ali Demirel'in kendisi de bir sanatsever, hatırı sayılır bir tespih ve hat koleksiyonu var. Daha önce 2 binin üzerindeki tespih koleksiyonunu Eko-Sanat'a açmıştı. Bu sefer sayısı 300'ü bulan hat koleksiyonunu anlatıyor. 2012 yılı içinde katalog bastırmayı planladığını ve kendi koleksiyonunu da sanatseverlerle paylaşmaya hazırlandığını söylüyor. Demirel'in koleksiyon sevgisi aileden geliyor. Küçük yaşta başlamış hat toplamaya. Dünyada hat sanatında en iyilerin Türkler olduğunu söylüyor. Zaman zaman farklı ülkelerden hatlar alsa da hat sanatının İstanbul merkezli geliştiğini belirtiyor. Demirel hatlarını şu anda evinde ve işyerinde sergiliyor. Ama bunları kapalı kapılar ardında saklama taraftarı değil. "Bunların hepsi birer sanat eseri, sergilenmeli" diyor. Son dönemlerde hata olan ilginin artmasını ekonomideki düzelmeye bağlayan Demirel, birkaç yıl içinde hatların daha da değerli olacağını düşünüyor.
Sanatla sosyal sorumluluk
Ali Demirel, "Bilinilir olmakla marka olmak farklı şeyler. Biz bugüne kadar bilinilirlik sağlamak amaçlı sponsorluklar gerçekleştirdik. Artık sosyal sorumluluk projeleri ve sanat alanında da faaliyet göstermek istiyoruz" diyor. Demirel, sosyal sorumluluk projelerinin sanatla hayata geçirilmesi kadar güzel bir oluşum olamayacağını anlatıyor.
'
Sahte hatlara dikkat edin'
Ali Demirel Osmanlıca ve Arapça da biliyor. Hatta sevdiği bazı sözleri hattatlara bizzat kendisi ısmarlıyor. Yine de hat satın alırken mutlaka bir danışman olması gerektiğini savunuyor. "Piyasada çok fazla sayıda sahte hat var" diyerek de bir uyarıda bulunuyor. Hat alırken nelere dikkat etmek gerektiği de şöyle anlatıyor: "Öncelikle bu sanatta öne çıkmış sanatkârların eserlerini almak gerekiyor. Ama hattatların kötü, iyi ve çok iyi dönemleri vardır. Bir de her hattat her yazı stilinde o kadar iyi olmayabilir. Tüm bunlara mutlaka dikkat edilmeli." Demirel Ürdün'den, Suriye'den, Irak'tan hattatların da Türkiye'de var olmak istediklerine değiniyor: "Albaraka Türk'ün yaptığı yarışmalara tüm dünyadan hat sanatkârları katılıyor. Ama hep Türk ustalar birinci oluyor. Bu yarışmalar önemli. Üstelik sadece müslümanlar satın almıyor bu eserleri. Bu sanata merak salmış müslüman olmayan çok insan var. Bugün alacağınız bir iyi bir hat, birkaç yıl sonra mutlaka 3-4 katı değerlenecektir."