"Doğalgaz bağımlısı olduk"

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ''Türkiye, 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat, 1 trilyonu aşan toplam dış ticaret, kişi başına gelirin 25 bin dolar olduğu 84 milyonluk bir ülke olacaktır'' dedi.
Bakan Çağlayan, Eskişehir'de Milliyet Gazetesi tarafından düzenlenen ''2012 Yılı ve Sonrası Beklentileri'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Eskişehir'in modern, kültür ve bilim şehri olduğunu kaydetti.
Cumhuriyet tarihinde geçen yılın Türkiye'nin etrafındaki ateş çemberine rağmen ihracat rekorunun kırıldığını dile getiren Çağlayan, şöyle konuştu:
''Türkiye geçen yıl 135 milyar dolarlık mal, 40 milyar dolarlık da hizmet ihracatı gerçekleştirdi. Eskişehir'in 2011 ihracatı önceki yıla oranla yüzde 16 arttı. Eskişehir'in Türkiye ihracatından aldığı pay ki ben bunu Eskişehir'e yakıştıramıyorum, binde 5, yani 767 milyon dolar. Eskişehir'in, 2023 hedeflerine paralel gitmesini bırakın, daha önde gitmesini gerektiren birçok sebep var. Eskişehir'de şu anda 2 bin ihracatçı olabilir. Eskişehir'e her türlü desteği vermeye hazırız. Eskişehir, kısa süre içinde 246 gümrük bölgesine ürün ihracatı yapan bir il olacaktır. Kentte bu altyapı var.''
''Türkiye, 2023'te dünya şampiyonlar liginde olmalıdır''
Çağlayan, 2023 yılından Türkiye'nin ihracat hedefinin 500 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
''Dün Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH), büyüme rakamları açıklandı. Göğsümüzü kabartan gelişmelerdir bunlar. Türkiye, Çin'den sonra dünyadaki ateş çemberi ortamına rağmen dünyanın ikinci büyüme performansını gösteren ülkesi oldu. 2011, Cumhuriyet tarihimizde rekorlarla doludur. Türkiye'ye düşen, 2023'te 2 trilyon dolarlık bir milli gelire sahip olmaktır. Ana hedefimiz kişi başına geliri 25 bin dolar seviyesine getirmektir. Bugün köprünün öbür tarafını aşmış, devler ligine girmiş olan, dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye, Avrupa'nın 7. büyük ekonomisi olan Türkiye, 2023'te dünya şampiyonlar liginde olmalıdır. Türkiye, 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat, 1 trilyonu aşan toplam dış ticaret, kişi başına gelirin 25 bin dolar olduğu 84 milyonluk bir ülke olacaktır. Bu hedefleri bal gibi yakalarız.
Türkiye'nin son 12 aylık ihracatı 138,5 milyar dolar olmuştur. İhracatımızın yüzde 46'sını Avrupa'ya yapıyoruz. İhracatımızın, yüzde 25'inden fazlasını Kuzey Afrika'ya, Ortadoğu'ya yapıyoruz. 2011 yılı Türkiye'nin ihracata yapmış olduğu pazarlarda depremin yaşandığı bir yıldı. Böyle bir ortamda ülkemizin, ihracatını bu rakama getirmesi altının çizilmesi gereken bir değerdir. Bunu Türk özel sektörü yaptı. Biz hükümet olarak adeta grayderlik, buldozerlik görevi yaptık. Engelleri kaldırdık. İhracat odaklı bir büyüme stratejisi belirledik. Türkiye'nin, Çin'den sonra dünyadaki ateş çemberi ortamına rağmen büyümede ikinci olmasının altında ihracatın yaptığı pozitif katkı vardır.''
''Bizim bir başarı hikayemiz var''
Geçen yıl Türkiye'nin tam 102 ülkeye ihracat yaptığını anlatan Çağlayan, şunları söyledi:
''Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. Geçen yıl 52 ilimiz Cumhuriyet tarihinin en fazla ihracatını yaptı. Mart ayı ihracatımız Cumhuriyet tarihinin en büyük ikinci ihracatı oldu. Tüm mart aylarının en yüksek ihracatını yaptığımız ay oldu. Türkiye bu işi öğrendi. Hükümet yol gösteren, denetleyen, onları destekleyen bir konuma döndü. Bugün, Türkiye 436 milyar dolar toplam dış ticaret hacmine sahip olan bir ülke oldu. Bu rakamın 175 milyar doları ihracat. Türkiye, dünyanın en büyük hizmet ticareti aktörlerinden biri olma yolunda hızla ilerliyor. Bugün müteahhitlerimiz Çin'den sonra dünyada ikinci. Varşova metrosundan Dubai metrosu ve Doha Havaalanı'na kadar dünyanın en büyük altyapıları, üstyapıları Türk müteahhitleri tarafından yapılıyor.
Ülkemize gelen turist sayısı 31 milyon kişi. Cumhuriyet tarihimizde ilk defa 23 milyar dolar turizm geliri elde ediyoruz. Türkiye, hizmet ticaretinde büyük bir oyuncu haline geldi. Bu yılın ilk üç ayında Türkiye, Cumhuriyet tarihinin ilk üç aylık rekorlarını kırdı. 35 milyar dolar...''
Çağlayan, dün açıklanan rakamların herkes açısından son derece sevindirici olduğunu belirterek, ''Şükürler olsun, dünyaya meydan okuyoruz. Allah'a şükürler olsun ki dünyanın hangi bölgesine gidersek gidelim, bu ekonomik başarımızın sırrı sayın Başbakan'ımıza, sayın bakanlara soruluyor. İngiltere, Rusya, Danimarka... Bunlar Sayın Başbakan'ımıza ya da bize başarımızın sırrını soruyorlar. Bizim bir başarı hikayemiz var. Türkiye, dünyada öncelikli bir konuma gelmiş durumda. Bunun temel nedeni Türkiye'nin yakaladığı siyasi istikrardır'' dedi.
Türkiye'nin 8 yılda 110 milyar dolar doğrudan yatırım aldığına işaret eden Çağlayan, ''2023'e kadar Türkiye, kendi otomobilini, uçağını, helikopterini yapan bir ülke olacak. Bu konuda hiçbir endişem yok. Türkiye, yüzde 8,5 büyüyor. Türkiye gerek kamu borçlarının milli gelire oranı, gerek bütçe açıklarının milli gelire oranında, 20 Avrupa ülkesinden çok daha iyi konumda. Türkiye elde ettiği ekonomik performansla dünya ekonomisinde önemli bir yere sahip. Yolumuz son derece açık'' diye konuştu.
''Yüksek teknoloji, araştırma, inovasyon, olmazsa olmazımız''
Çağlayan, yeni teşvik sisteminde olmazsa olmazın yüksek katma değerli ürün olduğunu kaydederek, ''Bu, yüksek teknolojiye sahip ürün gamına geçmektir. Türkiye geçen yıl ihracatta rekor kırdı. 135 milyar dolar ihracat yaptık. Bir hesaplattım, ihracatımızın bir kilogramı 1,23 dolara gelmiş. Japonya'nın bir kilogram ihracatının karşılığı 3,84 dolardır, Almanya'da 3,5 dolar, Kore'de 2,70 dolardır bu. Yükte hafif, pahada ağır. Bizim makas değişikliğimiz bu. Yüksek teknoloji, araştırma, inovasyon, olmazsa olmazımız'' dedi.
Çağlayan, mart ayı enflasyon rakamlarının açıklandığını hatırlatarak, ''Son derece önemli. Enflasyonda yükselişin geriye gittiğini, tekrar istikrara geldiğimizi görüyoruz. Yıllar önce dünya enflasyon sıralamasında ilk 5 içindeydik. Bugün 50. sıraların bile üzerine çıktık. Fiyat istikrarı konusundaki kararlılığımız devam edecek. Ekonomimiz inşallah aynı şekilde devam edecektir'' diye konuştu.
Kömür madenindeki göçük
Eskişehir'in Mihalıççık ilçesinde özel sektöre ait bir maden ocağında dün meydana gelen göçükte 4 işçinin yaşamını yitirdiğine de değinen Çağlayan, şöyle konuştu:
''Dün elim bir kaza yaşandı maden işletmesinde. 4 işçi hayatını kaybetti. Allah rahmet eylesin. Ailelerine başsağlığı diliyorum. Sayın Vali Kadir Koçdemir ile konuştum. Bu maden ocağı 10-15 gün önce, Çalışma ve Sosyal Güvelik Bakanlığı tarafından denetlenmiş ve incelenmiş. Bakacaklar, araştırma yapacaklar. İlgili organlar sebeplerini çıkartacak. Ama gidenler geri gelmeyecek. İnşallah bu tür kazalar artık olmaz. Bunları artık görmeyiz. En önemli varlığımız beşeri sermayemizdir.''
''Türkiye, elektrik enerjisi üretiminde madde bağımlısı gibi doğalgaz bağımlısı olmuştur''

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ''Türkiye, elektrik enerjisi üretiminde madde bağımlısı gibi doğalgaz bağımlısı olmuştur'' dedi.
Çağlayan, Eskişehir'de Milliyet Gazetesi tarafından düzenlenen ''2012 Yılı ve Sonrası Beklentileri'' konulu toplantıda, geçen yıl ilk 2 ayda petrole ödenen faturanın 7,5 milyar dolar olduğunu, bu fatura karşılığında 2 milyar 760 bin ton petrol alındığını kaydetti.
Bu yılın ilk 2 ayında ithal edilen petrolün 2 milyon 700 bin ton olduğunu ifade eden Çağlayan, şöyle konuştu:
''60 bin ton daha eksik ithal etmişiz. Ama buna karşılık 1,8 milyar dolar daha fazla, yani 9,3 milyar dolar petrol bedeli ödüyoruz. Bunları, yapılan zamları savunmak açısından anlatmıyorum. Yapılan zamları almanın iki yolu var. Ya zam yapacaksınız ya da vergi yoluyla alacaksınız. Bunu ödeyecek olan belli. Millet ödeyecek, başka çaremiz yok. Ama bunu Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını belirtmek için söylüyorum. Bu yıl böyle giderse, bizim 1 milyar dolar enerji faturamız kabardıysa, bizim bu yıl sonundaki enerji faturamız Allah korusun 66-67 milyar dolara çıkar. Ondan sonra cari açığın hesabını bana sormaya başlarlar. Sanki ben yapmışım gibi. Türkiye geçmişte yapılan yanlış enerji politikasının bedelini ödüyor. Bunun sorumluları, 'kim ne veriyorsa ben 5 katını veriyorum' diyenler ile sosyal güvenlik çukurunu açan ve enerjide tedbirini almayanlardır.''
''Doğalgaz bağımlısı olarak yaşayamayız''
''Türkiye, elektrik enerji üretiminde madde bağımlısı gibi doğalgaz bağımlısı olmuştur'' diyen Çağlayan, şunları kaydetti:
''Türkiye'de elektrik üretiminde doğalgaz kullanımı yüzde 52. Gidin doğalgaza sahip olan ülkelere, böyle bir oran yok. Bunun sebebi daha önce bir stratejimizin olmamasıdır. Nükleeri sadece konuşmuş Türkiye, yapmamış. Yenilenebilir kaynakları sadece konuşmuş Türkiye, yapmamış. Ama bugün bunu yapacak birileri var. Her türlü engellemelere rağmen... Bakın, 'bu ülkede 130 milyar dolar enerji yatırımı olacak 125 bin megavat gücü yakalamak için. Çünkü enerji anında lazım' dedim. Enerjide 'dur, bekle, ben sana getireyim' diyemezsiniz. Şu anda bu elektriğe ihtiyacınız var. Türkiye, şu anda yenilenebilir kaynaklar konusunda bir yasa çıkarttı. Şimdi rüzgar, Allah vermiş. Biz 2023 yılına kadar rüzgarımızı 20-25 bin megavata çıkartacağız. Sahip olduğumuz kapasite açısından Allah bize güneş, su vermiş. Çok önemli jeotermal altyapısına sahibiz. Jeotermali 3 alanda kullanın, Allah vermiş. Sağlık alanında, seracılıkta, enerji üretiminde kullanın. Türkiye jeotermali enerjiye dönüştürme kapasitesinde dünyada 7'nci, Avrupa'da 3'üncü konumda. Aksi halde doğalgaz bağımlısı olarak yaşayamayız.''
Çağlayan, Türkiye'de 2 nükleer santralin yapılacağını belirterek, şöyle devam etti:
''2023'e kadar bunu üçe çıkartacağız. Nükleer santral karşıtları... Eyvallah başımın üstünde yerleri var. Karşıt görüş olduğu için saygı gösterdim. Ama neden karşı çıktıklarını anlamış değilim. Nükleer santral yapımına karşı çıkanların elinde hangi argüman var? Elektrik üretimi olarak doğalgaz mı almaya devam edelim? Yoksa çok çok affedersiniz tezekten elektrik enerjisi üretecek bir sistem mi buldular? Bakın iki nükleer santral, 80 milyar kilovat saat elektrik üretecek. Bu enerjiyi doğalgazla üretmenin faturası tam 4,5 milyar dolar. Nükleerde bunun maliyeti 320 milyon dolardır. Bunu ucuza mal etmeliyim. Çünkü, ülkem alüminyumu, demiri, bakırı dışarıdan ithal ediyor. Sebebi... Enerji bunlarda en yoğun olduğu için. Teşvikte bunun karşılığını göreceğiz. Hele, perşembe günü saat 13.00 olsun. Sayın Başbakan'ımız bunları açıklasın. Bunların her birinin tek tek karşılığını göreceğiz.''
''Dünya ekonomisinin ekseni kaymıştır''
Çağlayan, dünyanın eski dünya, Türkiye'nin de eski Türkiye olmadığını kaydederek, şunları söyledi:
''Türkiye, dün yüzde 8,5 büyüdü. Dünya da açıklanacak rakamlarla yaklaşık 3,8 büyüyecek. Türkiye'nin dünya büyümesine katkısı ne biliyor musunuz? Türkiye 8,5 büyümeseydi, dünya büyümesi 3,7 olurdu. Türkiye bu büyüme rakamıyla AB üyesi bir ülke olsaydı... AB'nin 2011 büyümesi yüzde 1,6'dır. Türkiye, AB üyesi bir ülke olsaydı AB'nin büyüme rakamı da yüzde 1,9 olurdu. 'Oh olsun Avrupa'ya' diyorum. Bize gelen sermayenin yüzde 80'i dışarıdan geliyor. Dünya ekonomisinin ekseni kaymıştır. İki yıl önce birçok yerden bize saldırlar. 'AK Parti hükümetleri Türkiye'nin eksenini kaydırıyor' dediler. Doğru. Kayan dünyanın ekseni, bizim eksenimiz değil. Neden? Gelişmekte olan ülkelerle gelişen ülkeler yer değiştiriyor. 10 yıl sonra Türkiye'nin de içinde bulunduğu Çin, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika gibi ülkeler dünya mal ticaretinin yüzde 60'ını gerçekleştirecek.''
Diğer konuşmalar
Vali Kadir Koçdemir de Eskişehir'in, 19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla geçerken yeni yüzyılın gereklerini karşılamada ve altyapıya kavuşma bakımından devlet tarafından gözetildiğini ifade ederek, Eskişehir'in son 10 yılda imkanlarını daha da büyütmeyi başardığını ve işletmeler için cazip bir kent olduğunu kaydetti.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nin Türkiye'nin en modern ve düzenli sanayi bölgelerinden biri olduğunu ifade etti.