Son Güncelleme: Salı 24.04.2012 15:42
Çalışma hayatında yeni dönem
Çalışma Bakanlığı’nın 11 milyon çalışana iş güvenliği zırhı getiren tasarısı heyecan yarattı. Uzmanlar tasarının yılda bin 500 can kaybının yaşandığı kazaları sıfırlamak için büyük şans olduğunu belirtti.
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, iş ve çalışma hayatını temelden değiştirecek iki önemli yasa tasarısı hazırladı. Birincisi ve en çok tartışma koparanı olan Toplu İş İlişkileri Tasarısı, komisyonlardan geçti ve Meclis Genel Kurulu'na gelecek. Diğeri ise yılda bin 500 işçinin öldüğü iş kazalarını ve hastalıklarını olmadan önlemeyi hedefleyen İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa tasarısı. Komisyonlarda görüşülen bu tasarı toplumun tüm kesimleri tarafından kabul gören devrim gibi bir çalışma. Tasarının en önemli özelliği 'önleyici risk analizi'ni temel kural olarak getirmiş olması.
İş Sağlığı ve Güvenliği yasa tasarısı, Türkiye'deki tüm çalışanları koruma şemsiyesi altına alacak. Yıllardır çıkarılması beklenen ancak bir türlü gündeme bile gelmeyen yasa AK Parti Hükümeti döneminde ele alındı ve toplumun tüm kesimlerini tatmin edecek bir yapıya getirildi. Komisyonlarda görüşülen tasarı, iş güvenliği kapsamında olmayan devlet memuru ve ofis personelini de kapsama alıyor. Yasanın en önemli özelliği ise önleyici tedbirlerin alınmasının önünü açmak olacak. Yani yasa bir anlamda daha 'testi kırılmadan' uyarının yapılmasını ve önlemin alınmasını sağlayacak.
DAKİKADA 4 İŞÇİ HAYATINI KAYBEDİYOR
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, STAR'a yaptığı açıklamada çalışanların karşılaşacağı muhtemel risklerin bu yasanın odak noktası olduğunu söyledi. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün verilerine göre iş kazası ve meslek hastalıkları her yıl, ülkelerin GSMH'lerinin yüzde 1-4'ü oranında kayıplara yol açtığını belirten Çelik "Buna göre, dünyada iş sağlığı ve güvenliğinden kaynaklı yıllık kayıp, asgari 600 milyar dolar, azami 2.4 trilyon dolar. Ancak insan hayatının yanında maddi kayıpların hiçbir kıymeti yoktur. Dünyadaki işgücü 3 milyardır. Dünyada her yıl da 2.3 milyon çalışan, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu hayatını kaybediyor. Yani dünyada her dakikada 4 kişi hayatını kaybediyor. İş kazalarının yüzde 98'i, meslek hastalıklarının yüzde 100'ü önlenebilir. Biz de bu yasa tasarısıyla bunu hedefliyoruz" dedi.
MEVCUT YASA % 62'Yİ KAPSAMIYOR
İş sağlığı ve güvenliği konusunun Türkiye'de en önemli gündem maddesinden biri olduğunu söyleyen Bakan Çelik "Ülkemizde her gün ortalama 172 iş kazası meydana gelmekte, bunlardan 3'ü ölüm, 6'sı ise sürekli iş göremezlikle sonuçlanıyor. Ancak 1990'dan bu yana iş kazalarında az da olsa düşüşler yaşanıyor. Özellikle son 10 yıllık süreçte; işyeri sayısında yüzde 97.4'lük, işçi sayısında ise yüzde 111. 2'lik bir artış olmasına rağmen iş kazaları yüzde 4.3 oranında azaldı" dedi. Çelik şöyle konuştu: "Bütün çabamız, daha sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamını oluşturuyor. Ancak yürürlükte olan mevzuatımıza göre, 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerleri; işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırmak yada hizmet almak zorundadır. Bu da 1 milyon 436 bin işyerinin sadece yüzde 2'sine tekabül etmektedir. Yani işyerlerimizin yüzde 98'i, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurma yükümlülüğünün dışında. Oysa ki bu işyerlerinde; 11 milyon işçimizin 7 milyonu, yani yüzde 62'si çalışıyor. İşte bütün bunlar, tasarının önemini ortaya koyuyor."
İŞ MÜFETTİŞİNE GENİŞ YETKİ GELİYOR
İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer de, yasa tasarısının iş müfettişlerinin denetimlerde elini güçlendireceğini söyledi. Özer, kendisinin de yıllar önce müfettiş olarak görev yaptığını belirterek "Denetimlerimizde aksaklıkları görüp, bildirmemize rağmen, işveren önlemi isterse alıyordu. Bu nedenle de birçok ölümlü kaza meydana geldi. Tasarı, işyerlerindeki tehlikeyi gören müfettişe, isterse işletmenin o bölümünde çalışmayı durdurma yetkisini verecek. Yani önleyeci risk analizi yapılarak, kazalardan kaçınma yoluna gidilecek" diye konuştu. Kasım Özer, Türkiye'de iş müfettişi sayısının da yetersiz olduğunu belirterek, iş sağlığı ve güvenliği kavramına dikkatini çekecek olan tasarının bu alanda görev yapacak uzman sayısını da artıracağını sözlerine ekledi.
RİSKLİ İŞYERİ ANINDA KAPATILACAK
Her şeyden önce tasarı; kuralcı yaklaşımdan ziyade, önleyici, iyileştirici ve geliştirici bir anlayışla hazırlandı. 1930 yılında çıkarılan Umumi Hıfzısssıhha Kanunu: '500 ve üzerinde işçi çalıştıran işyerleri, sağlık tesisi/hastane kuracak. 50 ve üzerinde işçi çalıştıranlar da işyeri hekimi bulunduracak' demişti. Çalışma hayatında bir hüküm verileceği zaman 50 işçi sınırı aranıyor. Bu yüzden 49 kişinin çalıştığı işyeri İSG hizmeti almak zorunda değil ama 1 kişi daha eklenip 50 olunca zorunluluk başlıyor. Burada 49 kişinin canının değerini küçümsemiş gibi oluyordu. İşte bu yeni kanunla bu da kalkacak.Tasarıyla yapılanb u düzenleme ile devlet memurları da dahil olmak üzere bütün çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği şemsiyesi altına alınıyor.
Proaktif bir yaklaşım benimsenmekte ve risk değerlendirmesi zorunlu hale getirildi. Hayati ve özel tehlike bulunan yerlere özel eğitim almış elemanların girmesine müsaade eden bir düzenlemeye gidildi.
Yasa tasarısıyla işverene, çalışanının üç günden fazla işgünü kaybına sebep olan iş kazalarını ve meslek hastalıklarını, 3 işgünü içinde ve tek bildirim esası ile bildirme ve iş kazaları için rapor hazırlama zorunluluğu getirildi.
Sağlık kuruluşlarına intikal eden iş kazası ve meslek hastalığı vakalarını bildirim yükümlülüğü getirildi.İş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi kavramı getirilmektedir, (50'ye kadar çalışan: 1, 51-100:2, 101-250:3 (251-500: 4, 501-1000: 5, 1001 ve üzeri: 6)
Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi'nin çalışma esasları yasanın ardından kanuni dayanağa kavuşturulacak.
Birden fazla işverenin aynı işyerinde faaliyet göstermesi halinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden koordinasyon zorunluluğu getirildi.İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarına kalite yönetim sistemi benzeri mevcut durumun sürekli iyileştirme şartı sağlandı.
Toplu koruma tedbirlerine öncelik verme şartı getirilmektedir, (toz, gürültü, ağ germe vs)
İlkyardım, yangınla mücadele, kişilerin tahliyesi, ciddi ve yakın tehlike gibi acil durumlar için önceden planlama ve hazırlık yapma şartı getirildi.
Çalışanların yükümlülükleri özel olarak düzenlendi.
İşyerleri; az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olmak üzere toplam olarak 3 gruba ayrılacak.
Mevcut mevzuatımızda işyerinin kapatılması ve durdurulması olarak düzenlenmekte iken bunun yerine sadece işin durdurulması şeklinde bir düzenlemeye gidildi.
Star (İBRAHİM ACAR)
EN SON HABERLER
- 1 Bakan Şimşek'ten enflasyon mesajı! O tarihi işaret etti: Tek haneye düşecek
- 2 Ankara'da işletmelere yönelik vergi denetimi yapıldı
- 3 Uzmanlar kredi notu artışını değerlendirdi
- 4 Bakan Kacır: Askeri insansız hava aracı üretiminde dünya lideriyiz
- 5 Bakan Uraloğlu rakamlarla açıkladı! Avrasya Tüneli'nden rekor geçiş: Günlük...
- 6 SON DAKİKA: Bakan Mehmet Şimşek: Ekonomiye güveni en üst seviyeye taşıyacağız! Not artışları devam edecek
- 7 EMEKLİ PROMOSYON SON DAKİKA: Mayıs ayarı! Banka promosyonu 20.000 TL'ye dayandı
- 8 İşte Türk balıkçılarının 12 yeni hedef ülkesi!
- 9 "Orman Benim" kampanyasında 313 ton atık toplandı
- 10 Çiftçilik yapan vatandaş şok yaşadı! 40 yıl sonra tarlasından hazine çıktı: Yüzbinlerce yıllık...