Perşembe 26.04.2012 00:00
Son Güncelleme: Perşembe 26.04.2012 15:34

Merkez'in enflasyon tahmini

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 2012 yılı enflasyon tahminini açıkladı.

Açıklanan raporda 2012 yılı içerisinde enflasyon ile ilgili beklenen tahminler şöyle;
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, enflasyonun, 2012 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,5 olmak üzere yüzde 5,3 ile yüzde 7,7 aralığında, 2013 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,2 olmak üzere yüzde 3,4 ile yüzde 7,0 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini söyledi.
Başçı, enflasyon raporunun tanıtımı amacıyla Sheraton Oteli'nde düzenlenen basın toplantısında, enflasyon tahminlerini oluştururken önümüzdeki dönemde ek parasal sıkılaştırmanın daha sık yapılacağını ve buna bağlı olarak kredilerin yıllık büyüme oranının yüzde 14 civarında seyredeceğini varsaydıklarını belirtti.
Bu çerçevede, enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2012 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,5 olmak üzere yüzde 5,3 ile yüzde 7,7 aralığında, 2013 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,2 olmak üzere yüzde 3,4 ile yüzde 7,0 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini belirten Başçı, orta vadede enflasyonun yüzde 5 hedefi düzeyinde istikrar kazanacağını öngördüklerini kaydetti.
Başçı, 2012 yılının ilk çeyreğinde enflasyonun, Ocak enflasyon raporunda sundukları tahminlerle uyumlu seyrettiğini belirterek, Mart sonu itibariyle yüzde 10,43 seviyesinde gerçekleştiğini bildirdi.
Gıda fiyatlarının yıllık artış oranına dair varsayımlarının yıl sonları için tahmin ufku boyunca yüzde 7,5 olarak korunduğunu, petrol fiyatlarında ise yukarı doğru güncelleme yaptıklarını anlatan Başçı, Nisan ayının ilk yarısı itibariyle oluşan vadeli fiyatları da dikkate alarak petrol fiyatları varsayımlarını 2012 yılı için 120 dolara, 2013 yılı için ise 115 dolara çıkardıklarını söyledi.
Başçı, enflasyonun bu yılın son çeyreğine kadar hedefin belirgin olarak üzerinde seyretmesini, 3. çeyrekten itibaren kademeli, son çeyrekte ise belirgin şekilde düşmesini beklediklerini ifade etti.
''Getiri eğrisinin aşağı yönlü eğimi bu görüşü destekliyor''

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, faiz koridoru sisteminin sağladığı esnekliği kullanarak, Ekim ayından bu yana, üç kez ek parasal sıkılaştırmaya gitmiş bulunduklarını belirterek, ''Faiz koridorunu geniş tutarak, dönem dönem ek sıkılaştırmaya gitmemiz, para politikası duruşunun sıkı olmasını sağlıyor'' dedi.
Başçı, 2012 Nisan Enflasyon Raporu'nu açıkladığı basın toplantısında, yılın ilk çeyreğinde küresel iktisadi faaliyetin beklendiği gibi yavaşlamaya devam ederken, Avro Bölgesi'ne dair endişelerin azalmasıyla, küresel risk iştahında kayda değer bir iyileşme gözlendiğini söyledi.
Yunanistan'ın kamu borcu yapılandırılmasının tamamlanarak, düzensiz bir iflasın önüne geçilmesi ve Avrupa Merkez Bankası'nın üç yıl vadeli likidite operasyonlarına devam etmesinin, Avro Bölgesi borç kriziyle ilgili algılamaların kısmen iyileşmesini sağladığını kaydeden Başçı, aynı zamanda ABD'de iktisadi faaliyetin beklenenden olumlu bir görünüme işaret etmesinin de güven ortamını pekiştiren bir diğer unsur olduğunu ifade etti.
Başçı, tüm bu gelişmelerin, yılın ilk çeyreğinde küresel risk iştahının artmasını sağlayarak, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını hızlandırdığına dikkati çekerek, ''Ne var ki, yakın dönemde özellikle İspanya ekonomisine dair endişelerin artması sonucu, tahvil getirilerinin yeniden yükselişe geçmesi ve ABD'de istihdam artışlarının beklentilerin altında kalması gibi gelişmelerin, küresel ekonomiye dair algılamalardaki düzelmeyi kesintiye uğrattığını görüyoruz. Bu doğrultuda, ikinci çeyreğin başı itibarıyla gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarındaki oynaklığın devam ettiği gözleniyor'' dedi.
''Küresel finans piyasalarındaki kırılgan yapı sürüyor''

Ocak ayının sonundan bugüne yaşanan gelişmelerin, küresel finans piyasalarındaki kırılgan yapının sürdüğünü ortaya koyduğunu belirten Başçı, küresel krizin başlangıcının üzerinden dört yıla yakın süre geçmesine rağmen, gelişmiş ülkelerde bilanço düzeltme sürecinin devam ettiğini söyledi.
Avro Bölgesi'ne dair sorunların, ABD ve Çin ekonomilerine ilişkin belirsizlikler ve enerji fiyatlarındaki arz yönlü risklerin gündemdeki yerini koruduğuna işaret eden Başçı, varlık piyasalarının hızlı yükselişler gösterdiği ve gelişmiş ülkelerin para politikalarının gevşek bir duruş sergilediği dönemlerde dahi borçlanma piyasalarındaki faaliyetin durgun seyrettiğini ve bu piyasalarda faaliyet gösteren kurumlara ilişkin endişelerin canlı kaldığının görüldüğünü söyledi. Başçı, bu durumun, küresel risk algılamalarındaki oynaklığın devam edebileceğini gösterdiğini ifade ederek, bütün bu gelişmelerin, esnek bir para politikası çerçevesinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu da kaydetti.
''Büyüme kompozisyonu, daha sağlıklı bir görünüme kavuştu''

Başçı, Merkez Bankası olarak, 2011 yılının ilk yarısında artan makro finansal riskler karşısında ekonomiyi kademeli olarak daha sağlıklı bir büyüme kompozisyonuna doğru yönlendirmeyi amaçladıklarını daha önce ifade ettiklerini hatırlatarak, bu çerçevede, bir yandan kredilerin makul oranlarda büyümesi için diğer kurumların katkısıyla birlikte gerekli tedbirleri alırken, diğer yandan döviz kurunun iktisadi temellerden her iki yönde de aşırı ölçüde sapmasına karşı politikalar uyguladıklarını anlattı.
''Açıklanan veriler, ekonomideki dengelenme sürecinin arzu edilen şekilde gerçekleştiğini gösteriyor''
Açıklanan verilerin ekonomideki dengelenme sürecinin arzu edilen şekilde gerçekleştiğini gösterdiğini belirten Başçı, 2011 yılının ikinci yarısından itibaren kredi büyüme hızlarının belirgin şekilde yavaşlarken, cari işlemler dengesinde de kayda değer bir iyileşme gözlendiğini kaydetti. Bu dönemde, yurt içi talep büyümesinin kontrol altına alınırken net ihracatın katkısının belirgin şekilde arttığının görüldüğünü belirten Başçı, büyüme kompozisyonunun daha sağlıklı bir görünüme kavuştuğunu rahatlıkla söyleyebildiklerini ifade etti.
Başçı, makro finansal risklerin dengelenmesi konusunda arzu edilen sonuçların alınmasının ardından, Ekim 2011 döneminden itibaren fiyat istikrarına odaklandıklarını kaydetti. Başçı, ithalat fiyatlarındaki artışların ve Türk lirasındaki değer kaybının birikimli etkilerinin, yönetilen ve yönlendirilen ürünlerde yapılan vergi ayarlamalarının ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki keskin artışların yılın son çeyreğinde enflasyonda hızlı bir yükselişe neden olduğunu söyledi.
Söz konusu gelişmelerin büyük ölçüde geçici unsurları yansıtsa da enflasyonun ulaştığı yüksek seviyelerin beklentilerin bozulma riskini beraberinde getirdiğini belirten Başçı, enflasyondaki yükselişin fiyatlama davranışlarında bir bozulmaya neden olmaması için, Ekim ayından itibaren faiz koridorunu yukarı yönlü genişleterek etkin likidite operasyonlarıyla güçlü bir parasal sıkılaştırma gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Başçı, faiz koridoru sisteminin sağladığı esnekliği kullanarak, Ekim ayından bu yana, üç kez ek parasal sıkılaştırmaya gittiklerini belirterek, bu sıkılaştırma dönemlerinde, miktar ihalesi ile yapılan fonlamayı azaltarak, piyasaya sağlanan likiditenin ortalama maliyetini belirgin şekilde artırdıklarını söyledi.
Şubat ayında Avro Bölgesi borç krizine dair algılamaların iyileşmesine bağlı olarak, küresel risk iştahının artması üzerine faiz koridorunun üst limitini sınırlı ölçüde indirdiklerini belirten Başçı, buna rağmen, sıkı parasal duruşu koruduklarını kaydetti.
Başçı, bu doğrultuda, Para Politikası Kurulu olarak, Nisan ayında enerji fiyatlarındaki yüksek oranlı fiyat ayarlamalarının ve diğer geçici unsurların enflasyon görünümünü bozmasını engellemek amacıyla parasal sıkılaştırmayı daha sık uygulayabileceklerini vurguladıklarını kaydederek, ''Ayrıca küresel ekonomiye dair belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle para politikasında esnekliğin korunmasının uygun olacağını belirttik'' dedi.
Faiz koridorunu geniş tutarak dönem dönem ek sıkılaştırmaya gitmenin para politikası duruşunun sıkı olmasını sağladığını belirten Başçı, getiri eğrisinin aşağı yönlü eğiminin bu görüşü desteklediğini belirtti. Başçı, ayrıca, tüketici kredilerinin büyüme oranlarındaki yavaşlama ve kredi faizlerinin göreli olarak yüksek seyretmesinin de parasal ve finansal koşulların sıkı olduğunu teyit ettiğini söyledi.
''Yılın ilk çeyreğinde küresel ekonomi ve dış talebe dair göstergeler öngördüğümüz gibi gerçekleşti''

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, yılın üçüncü çeyreğinden itibaren enflasyonun kademeli olarak düşeceğini, özellikle son çeyrekte bu düşüşün belirginleşeceğini tahmin ettiklerini bildirdi.
Başçı, 2012 Nisan Enflasyon Raporu'nu açıkladığı basın toplantısında, 2012 yılının ilk çeyreğinde enflasyonun, Ocak Enflasyon Raporu'nda sundukları tahminlerle uyumlu seyrederek Mart sonu itibarıyla yüzde 10,43 seviyesinde gerçekleştiğini, bu dönemde, petrol fiyatlarının varsayımlarından yüksek seyretmesi nedeniyle enerji fiyatlarındaki artışların öngörülenin üzerinde gerçekleştiğini, işlenmemiş gıda fiyatlarının beklenenden daha olumlu bir seyir izlediğini söyledi.
Döviz kuru hareketlerinin birikimli etkilerinin hafiflemesiyle temel mal fiyatlarının yıllık artış oranının yılın ilk çeyreğinde gerileme eğilimine girdiğini ifade eden Başçı, hizmet fiyatlarının ise ılımlı seyrini koruduğunu, bu gelişmeler çerçevesinde temel enflasyon göstergelerinin uzun bir süreden sonra tekrar düşüş eğilimi sergilediğini kaydetti.
Başçı, 2011 yılının son çeyreğine ilişkin milli gelir verilerinin, toplam talep koşullarının Ocak Enflasyon Raporu'nda ortaya koydukları görünüm ile büyük ölçüde uyumlu seyrettiğini gösterdiğini belirterek, yurt içi talep kaynaklı olarak ivme kaybeden iktisadi faaliyetin, net ihracatın pozitif katkısıyla yavaşlayarak da olsa büyümesini sürdürdüğünü anlattı.
2012 yılının ilk aylarına dair sanayi üretimi verilerinin yılın ilk çeyreğinde iktisadi faaliyetin beklenenden bir miktar daha zayıf seyrettiğini gösterdiğini belirten Başçı, ancak, bu gelişmenin büyük ölçüde olumsuz hava koşulları ve dış belirsizlikler gibi geçici unsurları yansıttığını düşündüklerini, bu doğrultuda ikinci çeyrekten itibaren ılımlı bir toparlanma eğiliminin başlayacağını tahmin ettiklerini söyledi. Başçı, nitekim, sipariş ve tüketim göstergelerinde Şubat ve Mart aylarındaki eğilimin yukarı yönlü olmasının da iktisadi faaliyetteki gerilemenin geçici olduğuna işaret ettiğini vurguladı.
Yılın ilk çeyreğinde küresel ekonomi ve dış talebe dair göstergelerin de öngördükleri gibi gerçekleştiğini ifade eden Başçı, gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerde büyüme oranlarındaki düşüşün devam ederken özellikle Avro Bölgesi'ne dair büyüme görünümünün zayıf seyrini koruduğunu söyledi.
Özetle, yurt içi ve yurt dışı iktisadi faaliyetin görünümünde bir önceki rapora kıyasla önemli bir güncelleme yapmadıklarını belirten Başçı, bu çerçevede, Ocak Enflasyon Raporu'nda olduğu gibi, enflasyon tahminlerini üretirken yılın ikinci çeyreğinden itibaren ekonominin yeniden ılımlı büyüme patikasına yöneleceği ve toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde verdiği katkının süreceği bir görünümü esas aldıklarını kaydetti.
Gıda fiyatları ile petrol ve diğer ithalat fiyatları

Gıda fiyatlarının yıllık artış oranına dair varsayımlarını, yıl sonları için tahmin ufku boyunca yüzde 7,5 olarak koruduklarını anlatan Başçı, öte yandan, petrol fiyatlarında yukarı yönlü güncelleme yaptıklarını, petrol fiyatlarının Ocak Enflasyon Raporu'nun yayımlanmasından itibaren geçen süre zarfında arz yönlü gelişmelere bağlı olarak öngörülerinin oldukça üzerinde bir seyir izlediğini belirtti.
Bu çerçevede, Nisan ayının ilk yarısı itibarıyla oluşan vadeli fiyatları da dikkate alarak, petrol fiyatları varsayımlarını, 2012 yılı için 120 dolara, 2013 yılı için ise 115 dolara çıkardıklarını anlatan Başçı, öte yandan, enerji dışı ithalat fiyatlarındaki düşüşe paralel olarak ithalat fiyat endeksinin beklenenden olumlu bir seyir izlediğini ifade etti.
Başçı, enerji dışı ithalat fiyatlarının yılın ilk çeyreğinde beklediklerinden olumlu gerçekleşmesine rağmen, tüketici fiyat endeksi üzerinde daha etkili olan enerji fiyatlarındaki yukarı yönlü güncelleme nedeniyle, toplamda ithalat fiyatlarının 2012 yıl sonu enflasyon tahminlerinin üzerindeki etkisinin sınırlı oranda yükseltici yönde olduğunu söyledi.
Kamu maliyesi

Kamu maliyesine dair, her zaman olduğu gibi, Orta Vadeli Program (OVP) projeksiyonlarını temel aldıklarını, dolayısıyla, faiz dışı harcamaların GSYİH'ye oranının yatay seyredeceğini ve yapısal bütçe dengesinde bozulma olmayacağını varsaydıklarını anlatan Başçı, ayrıca, 5 Nisan itibarıyla kamuoyuna duyurulan 'Yeni Teşvik Sistemi' kapsamında yapılması öngörülen vergi indirimleri ve diğer devlet yardımları şeklindeki uygulamaların bütçe dengesini bozmadığı bir çerçeveyi esas aldıklarını vurguladı.
Tütün fiyatlarının 2012 yılı boyunca sabit kalacağını, 2013 yılının Ocak ayında ise 2011 yılının Ekim ayında ilan edilen vergi düzenlemelerinin ima ettiği oranlarda artacağını varsaydıklarını ifade eden Başçı, öte yandan, diğer vergi ayarlamalarının ve yönetilen/yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefleri ve otomatik fiyatlama mekanizmaları ile uyumlu olacağı bir görünümü esas aldıklarını kaydetti.
Başçı, sonuç olarak, enerji fiyat varsayımlarında 2012 yılına dair yaptıkları güncellemelerin enflasyon üzerindeki olumsuz etkisine rağmen, para politikası duruşunda bu etkiyi telafi edecek bir sıkılaşmaya giderek yüzde 6,5 olan yıl sonu enflasyon tahminlerini değiştirmediklerini söyledi. Başçı, bu doğrultuda, Ocak Enflasyon Raporu;na göre kredilerin bir miktar daha ılımlı büyüyeceği ve toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüşe verdiği desteğin artacağı bir görünümü esas aldıklarını anlattı.
''Yılın ikinci çeyreğinde enflasyonun dalgalı seyir izlemesini bekliyoruz''

Yılın ikinci çeyreğinde geçici unsurlar ve baz etkileri nedeniyle enflasyonun oldukça dalgalı bir seyir izlemesini beklediklerini ifade eden Başçı, nisan ayında, elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artışların tüketici enflasyonuna doğrudan etkisinin 0,5 puan civarında olacağını, bu nedenle yıllık enflasyonun geçici olarak yükselip tepe noktasına ulaşacağını öngördüklerini söyledi. İşlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkileri nedeniyle yıllık enflasyonun Mayıs ayında keskin bir düşüş göstereceğini, Haziran ayında ise bu düşüşün bir kısmının geri alınacağını tahmin ettiklerini ifade eden Başçı, şöyle konuştu:
''Ekim ayından bu yana uyguladığımız sıkı para politikasının ikincil etkileri sınırlamasını, böylece geçici fiyat hareketlerinin yıllık enflasyon üzerindeki birikimli etkilerinin kademeli olarak ortadan kalkmasıyla enflasyonun aşağı yönlü bir seyir izlemesini bekliyoruz. Bu çerçevede, yılın üçüncü çeyreğinden itibaren enflasyonun kademeli olarak düşeceğini, özellikle son çeyrekte bu düşüşün belirginleşeceğini tahmin ediyoruz. Bu noktada, açıklanacak her türlü yeni veri ve haberin para politikası duruşunu değiştirmemize neden olabileceğini tekrar vurgulamak isterim. Dolayısıyla, tahminlerimizi oluştururken para politikasının görünümüne ilişkin ifade etmiş olduğum varsayımlar tarafımızca verilmiş bir taahhüt olarak algılanmamalıdır.''
Riskler ve Para Politikası

Enflasyonun ulaştığı yüksek seviyeler ve son dönemde kısa vadeli enflasyon beklentilerinde gözlenen bozulmanın, fiyatlama davranışları üzerinde risk oluşturduğunu ifade eden Başçı, 2011 yılının son üç ayında gerçekleşen keskin fiyat artışları nedeniyle enflasyonun bu yılın son çeyreğine kadar hedefin belirgin olarak üzerinde seyretmesini beklediklerini, bu durumun, fiyatlama davranışlarının dikkatle izlenmesini gerektirdiğini söyledi.
Başçı, ekim ayından itibaren gerçekleştirdikleri parasal sıkılaştırma ve iç talepteki ılımlı görünümün, ikincil etkilerin ortaya çıkma olasılığını azaltmış olsa da önümüzdeki dönemde temkinli bir yaklaşımla enflasyon görünümünü dikkatle takip ederek orta vadeli enflasyonun hedefle uyumlu olması için gereken tedbirleri alacaklarını vurguladı.
''Üzerimize düşen tedbirleri gecikmeksizin almaya devam edeceğiz''

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, önümüzdeki dönemde küresel sermaye akımlarındaki oynaklığın devam etme olasılığının, mevcut esnek politika çerçevesinin gerekliliğini teyit ettiğini belirterek, ''Bu çerçevede, küresel ekonomideki gelişmeleri yakından izleyerek, üzerimize düşen tedbirleri gecikmeksizin almaya devam edeceğiz'' dedi.
Başçı, 2012 Nisan Enflasyon Raporu'nu açıkladığı basın toplantısında, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesinin, sermaye akımlarındaki oynaklıklara karşı para politikasında esnek yaklaşımın devamını gerektirdiğine işaret ederek, yılın ilk çeyreğinde Avro Bölgesi'nde kamu borcuna dair sorunların bir miktar hafiflemiş olsa da bölge büyümesinin olumsuz seyri ve halen yüksek seyreden borçlanma maliyetlerinin, borç sürdürülebilirliği tartışmalarını canlı tuttuğunu söyledi.
Başçı, Avro Bölgesi bankacılık sektöründe bilanço düzeltmesinin devam etmesinin, finansal piyasalardaki kırılganlığı beslediğini ve risk iştahının tekrar bozulma olasılığını gündeme getirdiğini bildirdi. Başçı, küresel ekonomiye dair sorunların beklenenden daha hızlı ve kararlı bir şekilde çözülmesi halinde ise risk iştahında öngörülenden daha hızlı bir toparlanmanın ortaya çıkma ihtimalinin de bulunduğunu bildirdi.
Önümüzdeki dönemde küresel sermaye akımlarındaki oynaklığın devam etme olasılığının, mevcut esnek politika çerçevesinin gerekliliğini teyit ettiğini belirten Başçı, bu çerçevede, küresel ekonomideki gelişmeleri yakından izleyerek, üzerlerine düşen tedbirleri gecikmeksizin almaya devam edeceklerini belirtti.
''Bir diğer risk unsuru, petrol fiyatlarının görünümündeki belirsizlikler''

Başçı, önümüzdeki döneme dair bir diğer risk unsurunun ise petrol fiyatlarının görünümündeki belirsizlikler olduğunu ifade ederek, her ne kadar küresel iktisadi görünümün zayıf seyrinin genel olarak emtia fiyatları üzerindeki yukarı yönlü baskıları sınırlasa da arz yönlü sorunların devam etmesinin, enerji fiyatlarının görünümüne ilişkin kısa vadede yukarı yönlü bir risk unsuru olarak ortaya çıktığının görüldüğünü kaydetti. Başçı, ''Böyle bir riskin gerçekleşmesi halinde, geçici fiyat hareketlerinden kaynaklanan etkilere tepki vermeyeceğimizi, ancak fiyatlama davranışlarının kalıcı olarak bozulmasına müsaade etmeyeceğimizi tekrar vurgulamak istiyorum'' dedi.
İşlenmemiş gıda fiyatlarının ise 2012 yılı enflasyon görünümü üzerinde aşağı yönlü risk oluşturduğunu belirten Başçı, gerek işlenmemiş gıda fiyatlarının 2011 yılı sonunda geldiği yüksek seviyelerden sonra aşağı yönlü düzeltme ihtimalinin olmasının, gerekse son ayların yağış bakımından olumlu geçmesinin, yıl içinde işlenmemiş gıda fiyatlarının varsayımlardan daha olumlu bir seyir izleme olasılığını artırdığını söyledi. Başçı, işlenmemiş gıda fiyatlarında beklenenden daha olumlu bir gelişme gözlenmesi halinde ise enflasyonun, hedefe, baz senaryoda öngörülenden daha hızlı ulaşabileceğini bildirdi.
Başçı, para politikası stratejisini oluştururken maliye politikasına ilişkin gelişmeleri her zaman olduğu gibi yakından takip etmeye devam edeceklerinin altını çizerek, baz senaryoda yer alan enflasyon tahminlerinin kamu maliyesi açısından Orta Vadeli Program'da belirlenen çerçeveyi esas aldığını, dolayısıyla mali disiplinin devamını öngördüğünü söyledi. Başçı, maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun güncellenmesinin söz konusu olabileceğini kaydetti.
Orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesinin, Türkiye'nin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak fiyat istikrarını ve finansal istikrarı destekleyeceğini düşündüklerini belirten Başçı, bu yönde atılacak adımların aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişleteceğini ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refahı destekleyeceğini söyledi. Başçı, bu çerçevede, OVP'nin gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımların büyük önem taşıdığını da kaydetti.
''Zorunlu karşılık oranlarıyla ilgili şu anda herhangi bir sinyal vermiyoruz''

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, zorunlu karşılık oranlarıyla ilgili şu anda herhangi bir sinyal vermediklerini söyledi.
Başçı, yılın ikinci Enflasyon Raporu'nun tanıtıldığı toplantıda yaptığı konuşmasının ardından gazetecilerin ve ilk kez enflasyon raporu toplantılarına katılmaya başlayan banka ekonomistlerinin sorularını yanıtladı.
Başçı, bir banka yöneticisinin bugün bazı gazetelerde yer alan değerlendirmeleri hatırlatılarak, bu değerlendirmeler dikkate alındığında zorunlu karşılık oranlarında herhangi bir düşüşün olup olmayacağını sorması üzerine, ''Zorunlu karşılık oranlarıyla ilgili şu anda herhangi bir sinyal vermiyoruz'' dedi.
TCMB Başkanı, söz konusu banka yöneticisinin takibe düşen kredi oranlarında yükselişe yönelik değerlendirmesine karşılık olarak da 2010 yılında kredi büyüme hızının yüzde 35 seviyesinde olduğunu, 2011 yılında ise bu oranın alınan tedbirlerle yüzde 25'e yakın bir seviyeye indirildiğini hatırlattı.
Bu sene için de baz senaryoda bu konuda yüzde 15'lik bir tahmine yer verdiklerini anlatan Başçı, bugün açıkladıkları raporda bu oranı yüzde 14 seviyesine çektiklerini anımsattı. Başçı bunun, kredilerde takibe dönüşme oranları üzerinde ''mekanik'' bir etkisi olduğunu söyledi.
Bununla ilgili tespitlerini çok daha önceden Bankalar Birliği ile de paylaştıklarını belirten Başçı, ''Zannedersem bahsettiğiniz genel müdür o toplantıya katılmamıştı, arkadaşları da kendisine iletmemişler. Kredilerde yaşlanma etkisi diye bir etki vardır. Bu etki kredi büyüme hızı yavaşladığında takibe dönüşme oranını yükseltir, bu istatistiksel bir sonuçtur. Herhangi bir ekonomik soruna işaret etmez. O anlamda şu ana kadar olan gelişmeleri o şekilde okuyoruz sektörün geneliyle ilgili'' diye konuştu.
''Enflasyonda tek hane kuvvetli bir ihtimal''

Erdem Başçı, memurların toplu sözleşme sürecine girecekleri hatırlatılarak, enflasyon özelinde TCMB'nin bu gelişmeyi satın alıp almadığının ve bu noktada bir endişelerinin bulunup bulunmadığının, ekonomi yönetimine harcamaların kısılması yönünde bir uyarılarının olup olmayacağının sorulması üzerine de enflasyonun bu ay doğalgaz ve elektriğe yapılan zamlardan kaynaklı olarak 0,5 civarında geçici bir yükselme göstereceğini, Mayıs ayında baz etkisinin ters çalışması dolayısıyla oldukça belirgin bir düşüş göstereceğini söyledi.
''Tek haneye düşme ihtimalimiz oldukça kuvvetli'' diyen Başçı, Haziran'da ise kısmi bir yükseliş olacağını, ama yılın son aylarında oldukça kuvvetli bir düşüş meydana geleceğini ifade etti.
Bunların çoğunun baz etkilerinden ve geçen sene yapılan geçici fiyat artışlarından kaynaklandığını belirten Başçı, ''O yüzden biz yüzde 6,5 enflasyon tahminimizi bu yıl için koruyoruz. Buna ulaşma yönünde herhangi bir engel çıkarsa gerekli tedbirleri gecikmeksizin alacağımızı taahhüt ediyoruz. Merkez Bankası olarak çok kuvvetli bir taahhüt veriyoruz.
2013 yılının ortalarında yüzde 5'e erişmeyi taahhüt ediyoruz. Bu çok da kuvvetli bir önerme. Dolayısıyla bu tür görüşmeler yapılırken bunların baz alınmasında enflasyon tahminleri oluştururken fayda var. Onun dışında demokratik bir süreç, çoklu görüşme süreci yeni anayasa çerçevesinde devam edecektir'' dedi.
''Türkiye herkesin bildiği bir örnek''

Başçı, mali disiplin konusunda da şunları kaydetti:
''Mali disiplin konusunda artık benim çok fazla birşey söylememe gerek yok diye düşünüyorum. Mali disiplini olan ülkelerle olmayan ülkelerin büyüme performansı, ekonomik performansı, işsizlikle ilgili durumları çok net. Siyahla beyaz kadar çok rahat ayırabiliyorsunuz. Bu konuda soru işareti olan ülkelerde istihdam düşüyor, işsizlik artıyor, büyüme oranları eksiye gidiyor. Burada Türkiye örneği herkesin bildiği bir örnek. Biz, bütün uluslararası platformlarda bunun öneminden dem vuruyoruz ve Türkiye örneğini defalarca hatırlatıyoruz. Bizim görüşümüz bu yönde çok net, en ufak bir bulanıklık yok. Temel olan; piyasaya güven sağlamak ve kamu borç sürdürülebilirliği konusunda güven vermek. Aynı çerçevede OVP'yi bu konuda Türkiye için yeterli görüyoruz ve OVP'deki varsayımlara uyulduğu sürece herhangi bir sorun görmüyoruz. Türkiye, yüzde 1-1,5 civarında bir faiz dışı fazla üreterek önümüzdeki yıllarda çok rahatlıkla kamu borç yükünü azaltmaya devam edebilir.''
Bir gazetecinin ''Finansal İstikrar Komitesi özelinde soruyorum; TMSF ve BDDK başkanının görev süreleri doldu. Finansal açıdan baktığınızda bu sizin için bir zafiyet oluşturuyor mu?'' şeklindeki sorusuna karşılık da Erdem Başçı, Finansal İstikrar Komitesi'nin şu ana kadar çok faydasını gördüklerini ve bugüne kadar 8 toplantı yaptıklarını söyledi.
Bu toplantılarda genellikle yapısal reformlar üzerinde çalıştıklarını anlatan Başçı, ''Onların da bir kısmını yakın zamanda Maliye Bakanımız açıkladı. Vergiyle ilgili konuları Maliye Bakanlığı yakın zamanda hayata geçirecek. Bu çok sağlıklı bir işleyişe işaret ediyor. O yüzden şu ana kadar işleyişten memnunuz. Elbette bir an önce kurum başkanlarının belirlenmesini, atamaların yapılmasını biz de herkes gibi bekliyoruz'' dedi.
''Politika faizinin veya koridorun değiştirilmesi yönünde herhangi bir görüşümüz yok''

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, şu an itibariyle politika faizinin veya faiz koridorunun değiştirilmesi yönünde herhangi bir görüşlerinin bulunmadığını bildirdi.
Başçı, yılın ikinci Enflasyon Raporu'nun tanıtıldığı toplantıda yaptığı konuşmanın ardından gazetecilerin ve ilk kez enflasyon raporu toplantılarına katılmaya başlayan banka ekonomistlerinin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin son Para Politikası Kurulu Toplantısı'nda ya da bugün açıklanan Enflasyon Raporu hazırlanırken politika faizinin değiştirilmesinin seçenekler arasında yer alıp almadığını sorması üzerine Başçı, ''Şu an itibariyle politika faizinin veya koridorun değiştirilmesi yönünde herhangi bir görüşümüz yok'' dedi.
Başçı, bu hafta çeşitli yerlerde yaptığı açıklamalarda ''para politikasını değiştirmeyi enflasyon hedefini değiştirmeye tercih ettiğini'' söylediği hatırlatılarak, bunun nedeninin sorulmasına karşılık da şu anki koridor aralığının yeterince geniş ve uygun olduğunu düşündüklerini söyledi.
''Para politikası söylemini ve duruşunu değiştirmenin sebebi çok net'' diyen Başçı, bunu enflasyon konusuna, fiyat istikrarı konusuna odaklandıklarını vurgulamak açısından söylediklerini, ''bu daha sık ek parasal sıkılaştırmaya gitmek yoluyla olacaktır'' diye açıklama yaptıklarını dile getirdi.
Başçı, ''Bu tür bir esnekliğe neden ihtiyacımız var?'' şeklindeki soruyu yanıtlarken de dünyada şu anda mevcut küresel sermaye akımlarına karşı konvansiyonel para politikası uygulayan ve enflasyonist riskler nedeniyle para politikasında sıkılaştırıcı konvansiyonel adımlar atan ülkeler bulunduğuna, ama bunların sayıca çok fazla olmadığına dikkati çekti.
Burada alınan sonuçlara bakıldığında; Türkiye'de Ağustos ayında ortaya çıkan türbülansta TL'nin diğer ülke para birimlerine karşı çok daha dirençli olduğunun görüldüğünü belirten Başçı, şöyle devam etti:
''Bu da aslında bizim esnek politika çerçevesinin çok daha amaçlarınıza bağlı olarak etkili olduğu gösteriyor. Konuşmamda da belirttim; döviz kurlarında her iki yönde sapmaya karşı da TCMB tepki verdi, bundan sonra da vermeye devam edecek. Bunun bir sonucu da gerek uzun vadeli gerek kısa vadeli oynaklık Türk Lirasında diğer ülke para birimlerine karşı daha düşük. Yani kısa vadeli faiz oranlarındaki oynaklık sayesinde döviz kurları oynaklığını azaltmayı başarmış durumdayız. Bir miktar faiz oynaklığına razıysanız döviz kurlarındaki oynaklığı azaltabilirsiniz. Türkiye'de bunu şu anda yapıyor.
Politika faizine gelince... Bu rakam bugün Macaristan'ı saymazsanız Doğu Avrupa ülkeleri arasında en yüksek nominal faizlerden bir tanesi. O yüzden çok düşük bir faiz değil uluslararası yatırımcılar açısından bakıldığında... Yerleşikler açısından bakıldığında da şu anda mevduat faizleri yüzde 10 civarında oluşmuş durumda... Onlar için de bu oran önemli. Orada yüzde 6,5 ve 5'lik bu yıl sonu ve gelecek yıl için verdiğimiz enflasyon tahminlerine olan sadakatimiz, Türkiye'deki yatırımcılar açısından çok önemli. Onlar bize inanır ve güvenirlerse gayet rahat bir şekilde mevduatlarını artırmaya devam edebilirler.''

''Çok büyük ve çok değerli bir esneklik''

Başçı, bir gazetecinin Basel 2'ye işaret ederek bankaların sermaye yeterlilik rasyosunda azalma olup olmayacağını sormasına karşılık da ''Konuyu biliyoruz. Etki analizini de yaptık. Orada bir miktar sermeye yeterlilik rasyosunu azaltıcı yönde bir etki gelebilir, fakat buna karşı ne yapılabilir? Bununla ilgili olarak arkadaşlarımız uluslararası uygulamaları inceliyorlar ve BDDK ile görüşme halindeler. Henüz net verilmiş bir karar yok'' dedi.
TCMB Başkanı, bir banka ekonomistinin ''para politikası-hazine ilişkisinde piyasada alınıp satılan faizle Merkez Bankası'nın kısa vadeli faizleri arasındaki fark son dönemlerde negatif oluyor, bu durum uzun vadede bir sorun yaratır mı?'' şeklindeki sorusunu yanıtlarken de şunları kaydetti:
''Şu an uyguladığımız para politikası çerçevesinde sıkılaştırma veya genişletici politika izleme günlük frenkansta dahi yapılabiliyor. Merkez Bankası'nın gecelik borçlanma faizi yüzde 5 seviyesinde, miktar ihalesiyle piyasayı fonlama faizi yüzde 5,75 seviyesinde. Bir de yüzde 11 piyasa yapıcı bankalar ve yüzde 11,50 bütün bankalar için uyguladığımız gecelik borç verme faiz oranlarımız var. Bu yüzde 5 ile yüzde 11,50 arasında bankalararası para piyasası faiz oranının herhangi bir noktada oluşmasını Merkez Bankası günler mertebesinde sağlayabiliyor. Bu, çok büyük ve çok değerli bir esneklik. Türkiye'de olan ama diğer ülkelerde şu anda olmayan bir esneklik.
Buna neden ihtiyaç duyuluyor? küresel düzeyde kısa vadeli sermaye akımlarının hızla yön değiştirdiğini görüyoruz. Risk iştahı bir gün artıyor, ertesi gün azalıyor. Bu artık günler mertebesine kadar indiği için bizim de buna çok hızlı bir şekilde para politikasıyla cevap vermemiz faydalı. Sıkı para politikasını biz nasıl anlarız? Getiri eğrisinin eksi eğimli olması, yani ters eğimli olmasıyla anlarız. Bu ne demektir? kısa vadeli faiz oranlarının uzun vadeli faiz oranlarına göre daha yüksek seviyede olması ters eğimli bir getiri eğrisine işaret eder. Bu, sıkı para politikasının en belirgin işaretidir. Bu, enflasyonla mücadelede kararlılığı gösterir. Dolayısıyla uzun vadede enflasyon beklentilerini aşağı çeker, uzun vadeli Hazine kıymetlerinin faizlerini aşağı çeker.''
Bu tarz sıkı para politikasının çok uzun süre sürdürülemeyeceğine de dikkati çeken Başçı, Türkiye'de şu anda bu uygulamada yaratılan farkın ''daha kısa sürelerde getiri eğrisini aşağı ya da yukarı eğimli hale getirebilmek'' olduğunu söyledi.
Bunu günler mertebesinde yapabildiklerini yineleyen Başçı, ''Normal şartlarda bunu aylar mertebesinde yapmanız beklenir. O yüzden bunu mevcut durumda sıkı para politikası olarak okuyacaksınız, fakat beklentiler kontrol altına alındığında kredi büyümesiyle ilgili bir sorun görmediğimizde bunun tekrar normalleşmesini beklemek mümkün. O yüzden iki rejimli bir para politikası diye özetleyebiliriz'' diye konuştu.
Bu noktada ''Temel faiz politikası nedir'' diye sorulduğunu belirten Başçı, bir hafta vadeli miktar ihalesiyle yaptıkları fonlama faizine politika faizi dediklerini ama koridorun diğer unsurlarının (yani yüzde 5, yüzde 11, yüzde 11,50) her birisinin ayrı ayrı etkili politika unsurları olduğunu bildirdi.
Başçı, ''O yüzden zaten biz koridorunun üst ucunu indirdiğimiz zaman herkes dikkatle izledi ve tartışmalar oldu. Neden? Çünkü bu da çok değerli bir politika aracı, onun ilgili doğru bir tercih vardır'' dedi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.