Salı 01.05.2012 00:00
Son Güncelleme: Salı 01.05.2012 11:51

Akaryakıt bayileri kendini savundu

TABGİS Başkanı Ferruh Temel Zülfikar, 4,5 TL’ye çıkan ve son günlerin en büyük tartışma konusu olan akaryakıt fiyatlarını savundu.

Mehmet NAYIR - Global Enerji
Ham petrol fiyatlarının ve döviz kurunun tetiklemesiyle 4,5 TL'ye çıkan ve son günlerin en büyük tartışma konusu olan akaryakıt fiyatlarını sektörün duayen isimlerinden Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol Ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası (TABGİS) Başkanı Ferruh Temel Zülfikar ile konuştuk. Zülfikar, sektörde aslında toptan piyasada kıran kırana bir rekabet olduğunu anlattı. Sektörün bayi ayağında ise sanılanın aksine son derece düşük kar oranlarıyla çalışıldığını anlatan Zülfikar, "yaşayan bilir" düşüncesiyle EPDK'ya "Enerji uzmanlarınızı bizim istasyonlarımızda görevlendirin. Bu istasyonları bizim yerimize onlar çalışıyor gibi işletsinler. İstasyonun tüm genel giderlerini ödedikten sonra bayilere kalanı görsünler dedik ama teklifimize bir cevap gelmedi" dedi.
Sektörde rekabet var mı ?

Bu sektörde satışların yüzde 35'i "taşıt tanıma" dediğimiz sistemle toptan satış müşterilerine yapılıyor. Bu sistemlerdeki indirim oranları minimum yüzde 5 seviyelerinden başlıyor. Bu indirimi dağıtım şirketi ve bayi paylaşıyor. Şu an sektörde indirimler devam ediyor. Dışarıda insanlar "Bu sektörde rekabet yok" diyorlar. Kendi kar oranlarımızdan feragat ederek verdiğimiz bu indirimleri gören yok, kısıtlı bir hareket alanı olmasına rağmen sektörde kıran kırana bir rekabet var."
Bir de taşıt tanıma sisteminin dışında toptan satışlara uyguladığımız indirimler var. Bayi ve dağıtıcıların baraj, enerji santrali gibi inşaat işlerine uyguladıkları indirimler de diğer sektörlere önemli bir finansal fayda sağlıyor.
Hatırlıyorum geçen yıl yine akaryakıt fiyatlarını konuştuğumuz bir zamanda Enerji Bakanı Taner Yıldız, bir çağrı yaparak "Taksicilere yüzde 7 indirim yapalım" demişti. Sizin anlattığınıza göre ben indirimin fiilen yapıldığını anlıyorum..
Evet şu anda otobüs, minibüs, taksi duraklarında yani 8-10 kişinin bir arada yaptığı alımlarda indirimler yapıyoruz. Bu şekilde toptan satışta verdiğimiz indirim yüzde 5-7-10 arasında. Bu oranlar müşterilerin araç sayısı ve tüketimine göre değişir. Minimum indirim oranı olan yüzde 5'ten gidersek bu indirimin yarısını bayi yarısını dağıtım şirketi paylaşır. İki tarafın toplam yüzde 9-10 marjından aşağı iniyor. Bir diğer dikkat çekmemiz gereken konu ise promosyon uygulamaları. Promosyon yasak dense de aslında fiilen yasak değil. Yasak olan durum akaryakıt dışında ürün vermek. Ancak, sattığımız motorini, benzini veya yağı vermek serbest. Bunun da "dağıtıcı+ bayiye" yansıyan kısmı yüzde 2.
Sizin bayiler olarak promosyona katılmanız zorunlu mu ? Böyle bir zorunluluk yok bildiğim kadarıyla…
Kanuna göre zorunlu olmasa da müşteriler promosyonları reklamlardan takip edip, bayiden talep ediyorlar. "Sende promosyon yoksa başkasından alırım" diyor. Bayi olarak her durumda promosyona katılmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi. Aynı şey toptan satışta da geçerli. Siz promosyona katılmazsanız satış kaybedersiniz. Bizim en çok dikkat çekmek istediğimiz konulardan biri de bayi tarafında yaşanan bir kaos var. Bayi satışının yüzde 85'i kredi kartı ile yapılıyor. Kredi kartıyla yapılan satışın bayiye maliyeti yüzde 1,7.Bankadan paranızı normal vadede 42 günde alıyorsunuz. Tüketici kredisinin aylık yüzde 1.4 olduğunu hesaplarsanız 1.7' den ucuz olduğu bile görülür. Bu hesaba göre kar kalmadı. Müşteriye hem iskonto veriyoruz hem de kredi kartıyla satış yapıyoruz. Bu hem dağıtıcı açısından hem bayi açısından finans yükü.
Tüketici kredi kartı ile alışveriş yapmasa bu bayiye yarar. Diğer ülkelerde kredi kartı güvenlik aracıdır. Bankada para vardır, kredi kartı ile alışveriş yapılan yer ertesi gün parayı tahsil eder. Bizdeki gibi kredi almaz.
Sektörde 5 Dağıtım Şirketi arasında rekabet olmadığı söyleniyor. Şirketlerin fiyatları aynı olduğu söyleniyor. Siz farklı bir tablodan bahsediyorsunuz…
Kesinlikle buna katılmıyorum. Ne görmek isterseniz onu görürsünüz. İnsanlar şu an fiyat yükselmesi nedeniyle sinir harbi yaşıyor. Psikolojik savaş var. Fiyat artışlarının müsebbibi olarak dağıtım şirketleri ve bayiler gösteriliyor. Ülkemizde yer alan dağıtım şirketleri dünyanın en güçlü şirketleri. Sanki petrol fiyatlarının artmasına onlar sebep oluyorlarmış gibi tepki görmeleri yanlış.
Türkiye'de akaryakıt dağıtım faaliyeti gösteren şirketler bahsettiğiniz gibi dünya devi şirketler. Bu şirketler kendi yakıtlarını daha ucuza getirmiyor mu?
Dünyada da akaryakıt ürünleri çok ucuz değil. Sanırım dışarıda gemilerin "Bende ucuz mal var, gelin alın" diye dolaştığı anlatılıyor. Ancak öyle gezen gemi yok bazılarının dediği gibi. Bu mal zaten daha yerinden çıkmadan satılan mal. Bunlar, rafinerilerden veya petrol üretilen ülkelerden bağlantısı yapılan mallardır. Tüm şirketlerin kendine ait rafinerisi var. Şu an Türkiye'de en ucuz TÜPRAŞ olduğu için satışı rafineri yapıyor. TÜPRAŞ'tan ne alsan üzerinde konan yüzde 9-10 marj ile tüketiciye yansıtılıyor. 5 dağıtım şirketinin fiyat panosunu inceleyin, muhakkak fiyat farkı görürsünüz. Zaten oynayabileceğiniz alan bir kaç kuruş. Atladığımız şu: Biz rekabeti isterken 6 sıfırlı parayı hesaplayıp alışverişi sıfır atılmış para ile yapıyoruz. Bu sektörde 1-2 kuruş çok önemli.
Örneğin, Ankara Türkiye'de en çok ve aynı zamanda en ucuz gaz satılan ildir. Buradan çıkın yan yana çok istasyonda farklı fiyat olduğunu görürsünüz. Bu rekabet değil mi? Eğer tüketicinin düzgün alışveriş yapmasını bekliyorsak illaki takdir edilen kar marjının hem bayiyi hem de dağıtım şirketini ayakta tutması lazım.
O zaman çizdiğiniz tabloda bayilerin yüksek kar elde edemediğini anlıyorum. 18 Eylül sürecinde yaklaşık 7 bin bayi sözleşme yeniledi. Sektöre 1,5 milyar dolar intifa ücretleri ödendiği söyleniyor..
Bayiler zarar ediyor. Ama bayi ağı halen çok onurlu insanların üzerinde yükseliyor. Bayilere böyle bir rakam dağıtılmadı. Sizin söylediğiniz rakamın dağıtıldığına inanmıyorum. Ben bu kadar verdim diye hiç bir şirket çıkıp da bu rakamları doğrulamadı. Her şirket kendi rakamını bilir.
Hep kıyas yaparız. Türkiye ile Avrupa arası kar marjı farkı neden kaynaklanıyor ?

Avrupa vergi sistemi ile bizimki farklı. Kurumlar vergisi bizde fazla. Elektrik ve su ücreti Avrupa'da bizdeki gibi değil. Personel onlarda yok denecek kadar az. Biz neredeyse her pompada bir kişi çalıştırıyoruz. Her bankanın kredi kartı POS cihazı için ayrı internet ve telefon hattı ile çalışıyoruz. Kimse bu maliyet kalemlerine inanmıyor. Biz kredi kartına karşı çıktık, şu anda bankalar fevkalade kar ediyor.
Ayrıca, Türkiye'de benzin istasyonları 24 saat açık ve kamu hizmeti gibi çalışıyor. EPDK Başkanımız da Türkiye'deki istasyonların kalitesini teyit etti. İstasyonlarımızın kalite yönüyle dünyada eşi yok. Yani bu kadar personel çalışıyor 24 saat. Avrupa'da çoğu istasyon gece 22'de kapanır. Çoğu self servistir. Bu bakımdan genel giderlerimiz açısından Avrupa'daki istasyonlarla kıyaslanmamız doğru değil.
Olası bir tavan fiyat uygulaması sektöre ne getirir ?

Önceki tavan fiyat haksız ve gereksizdi ama yine olursa sektörü bitirir. Tavan fiyat boyunca 2 ay zarar ettik. Bunu anlamak için sektörü bilmelisiniz. Ortada bizleri dinleyip de inanmayan, şöyle yaptı diyen çok.
Bir de vergi artışı geldi..

Onu söylemek istemedim ama yaşadık maalesef. Her ne kadar Sayın Maliye Bakanı bugüne kadar ÖTV'de artış yapmadım dediyse de ürün fiyatının artması nedeniyle KDV'den gelen artış söz konusu.
Bir de sektörün son tartışmalarından biri "Kaliteli benzin". İstasyonlarda satılan benzin kaliteli değil mi?

Kamuoyunda kaçak akaryakıt diye bahsedilenler bir takım kimyasalların eklendiği ürünlerdir. 10 numara yağ gibi. Opet'in bahsettiği bu tür yakıtlarla kaç kilometre yol gidildiğine bakılması yönündeydi. Çünkü bu ürünler çabuk buharlaşırlar. Örneğin 50 TL yakıtla 100 kilometre gidersiniz. Ancak 10 numara yağ alırsanız 75 kilometre gidersiniz. Opet'in açıklaması buydu ama bazıları üzerine alındı. Üzerlerine alındığına göre gocunduğu bir şey vardı. Çünkü onlardan başkası bu konuya cevap vermedi. Şu anda benzin istasyonlarında satılan 95 Oktan benzin ve motorin her spekte uygundur ve kalitelidir.
Şu gerçeği de göz ardı etmeyelim: 10 numara yağ önemli bir konu. "Artık 10 numara değil 5 numara gelecek" diyen Oda başkanları var. Fevkalade kötü bir noktaya geldik. Bu saatten sonra petrol sektörünü ayakta tutmak için vergi indirimi gerekir. Bunu kullanıcıların temsil ettiği odalar ve federasyonlar söylüyor.
Kaçak akaryakıt boyutu sizce hangi aşamada

Gelinen nokta oldukça kötü. Çünkü artık maalesef 10 numara yağ üreticileri kendilerini legal örgüt ilan edip "Bizim sayemizde akaryakıt ucuzladı, nakliye ucuzladı" diyecek kadar patavatsız ve kendilerini legal ilan etme yoluna gidiyor. Bu yazılar Odalar Birliğine kadar geldi. "Bizim sektörümüz sayesinde sizin yapmadığınız akaryakıt indirimi sağlandı" diyorlar.
Tahmin çok afaki olur. Ancak bu iş artık devasa. Kaçak genelde istasyon dışında. Bazı istasyonların içinde de kaçak akaryakıt var ama çok ücra köşelerde. Geçen yıl ülke tüketiminden 1 milyon ton daha fazla baz yağ ithalatı yapıldı. Bu çok ciddi bir oran, bunların hepsi bir şekilde çeşitli kimyasallarla harmanlanarak piyasaya sürülüyor. Buna bir dur denmese bilin ki bundan sonra her yerde kaçak ürün satılacak. Sadece 10 numara yağ sorunu yüzünden Maliye'nin 5-6 milyar TL vergi kaybı olduğunu tahmin ediyoruz. En kötüsü de tüketicinin artık kaçak akaryakıtı bilinçli alması.
EPDK bir yönetmelik değişimi ile her dağıtım şirketinin satışlarının yüzde 15'i ile sınırlı olmak üzere bayi işletmesini uygulamada kaldırdı. Bu bayilere ne getirecek ?
Bu bayileri olumsuz etkileyecek ama her ülkenin kendine özgü yapısı var. Biz kendimizi başka ülkelerle mukayese ederken o ülke şartlarını bakmalıyız. Biz self servise, kredi kartı kullanmadan alış verişe hazır mıyız? Bence değiliz. Biz bunlara hazır değilsek bunu işleten dağıtım şirketi aynı masrafı yapmayacak mı? Yapacak. Hatta bayiden daha fazla yapacak. Çoğu istasyonda üç nesil bir arada çalışıyor. Burada merkezi yönetimden atayacağınız profesyonel çalışanların maaşı hepsi farklı olacak. Bu yanlış modeldi. Doğdu ama bizce öldü. Piyasada "Ben ucuz satıyorum" diyenler var. Bu tarz satış yapan şirketleri incelerseniz bilançolarında zarar ettiğini görürsünüz. O şirkette TÜPRAŞ'tan mal alıyor. Ben soruyorum, o karı ikiye bölünce istasyonda para kazanmalı. O para yok. Bu şirketin satışa çıkmasının sebebi modelin başarısız olması değil mi? Siz bir şirketi gerçek değere ulaşmadan satar mısınız? İlk çıkışta minimum şu kadar 250 istasyon hedefimiz var dediler. Şu anda niye bu kadar az istasyonları. Bu sonuç bu modellemenin başarısızlığının ispatıdır. Kimse yerel bayi kadar ucuz operasyon yapamaz. Biz bazen 15-16 saatimizi istasyonda geçiriyoruz. Bunun aksi iddia edilirse satılan akaryakıt gerçekten TÜPRAŞ malı mı? Şüphe ederim.
Zincir karı EPDK teyidi ile yüzde 9-10 aralığında ise hem bayi hem dağıtıcı olmaya hem de indirim yapan zihniyet içinde olmaya inanmak imkansızdır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.