Avrupa'da yeni çatışma başlıyor

Fransa ve Yunanistan seçimleri kırılgan Avrupa'nın tarihini değiştirmeye aday. Avrupa'daki borç krizinin yarattığı Merkozy furyası Fransız Sosyalist aday François Hollande'nin seçilmesi ile tarih oldu. Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin üzerinde anlaştığı tüm planın değişebileceği ve Avrupa'nın iki devinin yeni bir çatışmaya girebileceği belirtiliyor. Uzmanlar François Hollande'nin Almanya üzerinde baskıyı arttırarak, kemer sıkma politikaları yerine Euro Bölgesi'nin ekonomik büyümesine daha fazla artırmak olacağı yorumlarını yapıyor.
MALİ ANLAŞMA YENİDEN
Avrupa'da en merakla beklenen konu 'mali anlaşma'nın Hollande tarafından kabul edilip edilmeyeceği. Hollande'nin talepleri yerine getirilmezse mali anlaşmayı reddedetmesine kesin gözüyle bakılıyor. Euro Bölgesi'ndeki bütçe açığı kesintilerine ilişkin endişeleri artıracağından korkan finansal piyasalara karşı Hollande'nin baş politika danışmanı Michel Sapin, anlaşmadan değil, içeriğinden kaygılı olduklarının altını çizdi. Hollande'nin anlaşmanın detayları için yeniden gözden geçirme talep etmesi bekleniyor. Yalnızca bütçe disiplinine odaklı bir anlaşmanın, Avrupa'yı duvara 'toslatacağını' söyleyen Hollande'nin danışmanı Sapin, işsizlikle mücadele ve bütçe açıkları ile borçların, sosyal ve siyasi olarak kabul edilebilir şartlarda azaltılması için büyümenin zorunlu olduğunu savundu.

ECB'YE TAHVİL ALIMI BASKISI
Hollande'in Sarkozy ile temel farklarından biri de Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafında kendini gösteriyor. Hollande'ın ECB'ye Merkel'in tam aksine krizdeki ülke tahvillerinin alımı konusunda baskı yapacağı belirtilirken parasal genişlemeden yana bir politika izleyeceği belirtiliyor. Temel amaçlarından biri ülkedeki tüketimi artırarak ekonomik büyümeyi sağlamak olan Hollande'ın vergi politikası da oldukça değişik. Hollande yıllık 1 milyon euronun üzerindeki kazançlara yüzde 75 vergi uygulayacak. Vergi toplam kazançlara değil, 1 milyon euronun üzerindeki bölüme tatbik edilecek. Hollande, ilk seçim konuşmasında da finans dünyasını düşman olarak gördüğünü söylemişti.