Babacan: S&P çok geriden geliyor

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Stardard&Poors'un (S&P) Türkiye'nin kredi notun pozitiften negatife revize etmesiyle ilgili olarak "Kredi derecelendirme kuruluşları geriden geliyor. Eskiden yatırımcılara yön gösteren kuruluşlardı. Şimdi bırakın önden giden, gelişmeleri 2-3 sene geriden takip eden kuruluşlar durumuna düştüler" dedi. Babacan, Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından düzenlenen "İstanbul'u Önemli bir Finans Merkezi'ne Dönüştürmek" konulu konferansta yaptığı konuşmad "Ben, kredi notu yükseldiğinde de düştüğünde de bir şey demiyorum" diye konuştu. Babacan, şöyle devam etti: "Kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notları çok önemli konuymuş gibi değerlendirmemizin bir fayda getirmeyeceğini düşünüyorum. Bizi değerlendiren yatırımcılardır, uluslararası finans camiası, analistlerdir. Türkiye'ye doğrudan sermaye artışı devam ediyorsa, 3 yılda 12 bankaya daha burada temsilcilik açma izni verildiyse, işler yürüyor demektir. S&P'nin Türkiye'nin görünümünü değiştirmesinin hiçbir etkisi olmadı."
TÜRKİYE ÖRNEK GÖSTERİLDİ
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, konuşmasında Türkiye'deki gelir dağılımında da önemli gelişmeler olduğunu söyledi. Gelişmekte olan pek çok ülkede gelir dağılımının giderek negatif etkilendiğini, pek çok gelişmiş ülkede de gelir dağılımında durumun kötüleştiğini dile getiren Babacan, OECD'nin yayınladığı raporda Türkiye'nin istisnai örnek olarak gösterildiğini kaydetti.
Cari açıkta iyileşme devam edecek
Konferansta konuşan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Türkiye'nin kendine has likidite politikası izlediğini, faiz koridorunu aktif olarak kullandıklarını kaydetti. Başçı, ithalat ve ihracat miktar endekslerine baktıklarında 2010 yılı bitip 2011 yılı başından beri ithalat miktar endeksinin yatay ve aşağı yönlü bir seyir izlediğini, ihracatta ise ılımlı bir artışın devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti: "Fiyat tarafında gelişmeler bize çok fazla yardımcı olmadı. Özellikle enerji fiyatları ve diğer ithal mallar fiyatları yüksek kaldı, ihracat fiyatları ise o kadar çok artmadı. Dolayısıyla biz bunu cari açıktaki iyileşmeye birebir hemen yansıtamadık."
Kendimizi İstanbul finans merkezi projesine adadık
IFF Yönetim Kurulu Üyesi ve Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, "Kendimizi İstanbul'un finans merkezine dönüştürülmesine ve İstanbul'u sürdürülebilir bir kent yapmaya adadık" dedi. Dinçer, küresel krizin ardından, piyasaların toparlanması ve güçlenmesi için güvenin ne denli önemli olduğunu gördüklerini söyledi. Dinçer, "Kendimizi daha iyi eğitim, daha iyi sağlık ve daha iyi araştırma merkezlerine sahip olmaya adadık. Biz, İstanbul'un herkes için daha yeşil ve sağlıklı bir kent olmasını istiyoruz. Bu aslında herkesin ortak projesidir" diye konuştu. Dinçer, bunu yaparken İstanbul'un iş yaşamıyla uyumlu bir kent olmasına da dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Ackermann: Yunanistan'ın çöküşünün etkisi büyük olur
Deutsche Bank CEO'su ve Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Yönetim Kurulu Başkanı Josef Ackermann, Yunanistan'ın çöküşünün etkisinin çok büyük olacağını, IMF'nin böyle bir durumda trilyon dolarlık kayba uğrayacağını ve bu durumun yaratacağı global tahribatın ölçülemeyeceğini söyledi. Konferansın öncesinde dün akşam düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada Ackermann, "Yunanistan eurodan çıksın diyenler tahribatı göz önüne almıyorlar" dedi.