Pazar 09.09.2012

Tablolarını TIR'la Doğu'ya götürecek

Ünlü koleksiyoner Muammer Kırdök, sahip olduğu eserleri bir TIR'a yükleyip Doğu'ya götürmeye hazırlanıyor. Bu yolla barışa hizmet edeceğine inanan Kırdök, "Sanatın olmadığı yerde huzursuzluk, anlayışsızlık ve fakirlik vardır" diyor

Sanat toplumda yaygınlaşıp derinleştikçe eğitici, aydınlatıcı ve birleştirici rolü mutlaka daha anlaşılır hale gelecek. Sanatın barışa ve halklar arasındaki iletişime ciddi katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Bu hafta Eko Sanat'ta bir sanat eserine bakarak aynı duyguları yaşayan, renk ve biçimler dünyasından benzer tatları alan iki insanın, birbirini öldürmeyi düşüneceğini hayal bile edemeyen bir koleksiyoneri ağırlıyorum. 30 yıldır Viyana'da yaşayan, Türk, Alman ve Hollandalı sanatçıların eserlerinden seçkin bir koleksiyon yapan Muammer Kırdök, barışa fayda sağlayacağı düşüncesiyle dev koleksiyonunu TIR'a yükleyip Doğu ve Güneydoğu'ya götürmeye hazırlanıyor. Kendisi de Kahramanmaraşlı olan Kırdök, açacağı sergilerin felsefesini "Sanat nerede yeşermeyip yaygınlaşmamışsa orada huzursuzluk, anlayışsızlık ve fakirlik var" sözleriyle özetiyor.
TOPLU ALIM YAPIYOR

Muammer Kırdök'ün asıl uzmanlığı ve masif mobilya üzerine. Endonezya'da fabrikası, Avrupa'nın farklı yerlerinde ise perakende mağazaları var. İki yıl şimdiki adı Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi olan kurumda eğitim gören Kırdök, Türkiye'deki sanat camiasının yakından tanıdığı bir isim. Öyle ki kendisi sanat piyasasındaki tıkanıklığı toplu alımlar yaparak aşmaya çalışması ile tanınıyor. Elbette Kırdök, bazı sanatçıların fiyatlarını manipüle etmeye yönelik ticari amaçlı toplu alım yapanlardan değil. Onun satın alma motivasyonu çok farklı... Muammer Bey kendi cümleleriyle anlatıyor amacını: "Koleksiyonculuğun kuralları ve sınırları yoktur. Bu tür manipülatif alımlar piyasayı bir süre suni de olsa hareketlendirir ama kalıcı olamazlar. Birkaç büyük oyuncunun kısa sürede piyasaya şırınga ettikleri yüksek nakitler asla kalıcı derinlik yaratmaz. Doğru olan, binlerce ufak oyuncunun sanat sevdasıyla düzenli biçimde ellerini ceplerine atmaları ve beğendikleri sanatçıların peşlerini bırakmamalarıdır. Ben yıllardır atölyeleri dolaşarak, hem uzun bir maraton koşmaya hazırlanan gençleri hem de değeri henüz anlaşılmamış sanatçıları bulmaya çalışıyorum."
SANATTA DA MARKA DÜŞKÜNÜYÜZ
Kırdök, Türkiye'de son 10 yılda oluşan "marka" düşkünlüğünün sanata da yansıdığı görüşünde. Yaşayan bir sanatçının markalaşması ve geniş kitleler tarafından tanınmasını, yeni koleksiyonerler oluşması açısından da olumlu değerlendiriyor. Ancak bunun beraberinde ciddi sorunlar getirdiğini anlatıyor Kırdök: "Çok satan işlerin 'mal'a dönüşmesini yalnızca sanatçı engelleyebilir. Ama ne yazık ki genellikle para ağır basıyor. Ben nakitlerini torbayla bankaya taşıyan sanatçılar tanıyorum. Ortalıkta içi boşaltılmış binlerce 'sanat eseri' var. Resme yatırım yapanların büyük bir bölümü sapla samanı ayırt edemez durumda. Türkiye'de gerçek anlamda bir sanat piyasasının oluşması epeyce sürecek gibi görünüyor."
GERÇEK STARA İHTİYACIMIZ VAR
"Türkiye'deki çağdaş sanat hangi düzeyde?" "Özgün bir çağdaş sanatımız var mı?" Muammer Kırdök'ün bu sorulara yanıtı "yok" oluyor. Olması gerekmediğini de şu sözlerle açıklıyor: "Özgünlük konusu, sanatçıların bireysel sorunu. 50-60'lı yıllarda Türkiye'de Nuri İyem, Turgut Atalay ya da Bedri Rahmi Eyüboğlu ekseninde dönen sanatçılar vardı. Kendi sesimizi bulmamız için ciddi çalışmalar yaptılar. Ama mevcut duruma baktığımızda o kuşağın şimdiki gençlere ciddi bir miras bıraktığı söylenemez. Biz çağdaş Türk sanatını Batı Avrupa'nın içinde konumlandırıyoruz. Türkiye'nin küçük bir bölümü Avrupa kıtasında, ciddi bir bölümü Asya kıtasındayken futbol takımlarımız Avrupa liglerinde mücadele ediyorlar. Plastik sanatlarda da durum farklı değil. Çağdaş sanatımızın Batı Avrupa'da ciddiye alınması için uluslararası arenada birkaç stara ihtiyacımız var."
İKİNCİ EL PİYASASI OLUŞMALI
Muamer Kırdök'e göre dengeli bir ikinci el piyasası oluşmadıkça o ülkede yerleşik bir sanat piyasasından söz etmek çok zor. Ve örneklerle eksiklerimizi gözler önüne seriyor: "İsim yapmış bir sanatçının boyası henüz kurumamış vasat bir işi 50 bin TL'den hemen alıcı bulurken, 20 yıl önce yarattığı önemli bir eseri 10 bin TL'ye bile alıcı bulamayabiliyor. Piyasa henüz reprodüksiyonu mümkün olanla vazgeçilmez olanı ayırt edecek olgunluğa erişemedi."
YENİ SANAT METROPOLÜ İSTANBUL OLACAK
Muammer Kırdök İstanbul'un gelecekte bir sanat metropolü olacağını söylüyor: "Batılılar Berlin, Londra, New York ve Paris'in dışında yeni bir metropol arayışı içindeler. Bu mutlaka İstanbul olacaktır. Bu kentin sanat ivmesi önümüzdeki 5-10 yılda çok yükseleceğini düşünüyorum."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.