Perşembe 13.09.2012
Son Güncelleme: Perşembe 13.09.2012

Babacan ve Şimşek kavgalı mı?

Vallahi bir dedikodu duymuşluğum yok, çok sevdiğim iki bakan dışarıdan öyle görüntü veriyor. Biri diğerinin 'bütçesine', diğeri öbürünün 'enflasyon hedefine' çakıyor. İşi zora giren ise sen, ben, AK Parti, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye...

Bir dedikoduya dayandığım yok...
Sadece AK Parti Hükümeti'nin iki bakanının açıklamaları dışarıdan böyle bir görüntü veriyor...
Birbirinin sorumluluk alanlarına, dönen tekerlerine değnek sokan...
Rakip ve rakibinin başarısını engellemek için kendi istikbalini bile düşünmeyen...
Aynı gemide olanlara zarar veren...
Ve en önemlisi... Anlamsız...
Açıklamalar bunlar.
İki bakanın davranışlarıyla ilgili düşüncelerim ilk bakışta ağır gelebilir.
Ancak birazdan anlatacağım konuların ciddiyetini düşünürsek...
Benim yorumlarımın bakanların iyiliği düşünülerek ve iyi niyetli yapıldığı anlaşılacaktır.
Hiç öyle rakama boğmadan özetle anlatacağım...
BABACAN

Merkez Bankamız enflasyon hedefini tutturabilmek için ekonomiyi fazla sıkıyor, faizleri gereğinden yüksek tutuyor... Ekonomiyi ısrarla durdurmaya çalışıyor...
Hatta o kadar aşırıya kaçıyor ki "Beklenen canlanma gecikecek, enflasyon da beklediğimizden düşük çıkacak vs" diyor. (24 Ağustos 2012 Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti- http: // www. tcmb.gov.tr) Bu yazıyı okuyan hemen herkes kendi hayatındaki gerçeklerden de fark edecektir... Çalışarak, üreterek yaşayan vatandaşın alım gücü düşüyor, esnafın işleri bozuluyor, zoraki durgunluk yayılıyor...
Merkez Bankası Başkanı'nın yakın arkadaşı olan Ali Babacan ise ekonomiyi bir kanser gibi giderek daha fazla kemiren bu durgunluğa destek veriyor: "Sıkmaya devam edeceğiz... Gevşeme beklemeyin" diyor. (6 Eylül 2012 tarihinde '38 Yıllık Ambrosetti Forumu'nda yaptığı açıklamalar) Faiz lobisinin adamları gibi bahaneler sıralayarak topluma gelecek korkusu aşılıyor...
Ama bakan arada dürüstlük adına bu yolun bize ne getireceğinin sözcülüğünü de yapıyor: "Ekonomideki yavaşlama nedeniyle vergi gelirleri tutmayacak. Bütçe açığı beklenenin üzerinde olacak."
Yani Türkiye'yi küresel krizden koruyan en büyük kalkan olan sağlam bütçenin zayıflayacağını müjdeliyor.
Bir tek bankalar ve bankalara para yatıran rantiye kesimi kazanıyor.
Bankaların kârı her geçen ay yeni rekorlar kırıyor.
Dünyada faizler sıfırın altına düştüğü için ne kadar serseri para varsa Türkiye'ye üşüşüyor.
Ama "vergi geliri azalıyor" diyen Sayın Babacan en çok para kazanan kesim olan bankaların vergilendirilmesi konusuna gelince "Finansal hizmetlerdeki düşük vergi düzeyini tolere edebiliriz" diye konuşuyor.
Türkçe meali: Bankalardan fazla vergi almamıza gerek yok...
ŞİMŞEK
Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek'e gelince... Aynı masada oturduğu bakan arkadaşının desteklediği politikaların kurbanı oluyor gibi bir durumu var. Yani Babacan ekonomiyi sıktıkça vergi geliri düşüyor, sorumluluğunda olan devlet bütçesi istenenden kötü geliyor...
Bakan üzüntüsünü dile getirip, televizyondan vatandaşlara 'zam' yapacağını müjdeliyor. İşin kaynağına bakmadan, "Bütçe açık verdi, yap zammı gitsin" mantığıyla... Maliye Bakanlığı'ndan medyaya çeşitli haberler sızdırılıyor: "10 milyarlık zam paketi hazırladık...", "otoya, tapuya, gayrimenkule vs. vs. zam geliyor..." (Sayın Bakan ve gazetelere haber sızdıran bürokratları ne der bilmem ama bir kere maliyecilik mantığına ters... Vergiyi artırırsın iş biter. Vergi artacak diye milletin gereğinden büyük pozisyon alıp ekonomiyi dalgalandırmak en çok Maliye'yi bozar. Bugüne kadar pek başarı sağlanamadı. Ama bu tip işlerde temel kural budur.) Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in televizyonlarda sinyalini verdiği, bürokratlarının da sızdırdığı 'zam' sözünün şuyuu vukuundan beter yani... Ama zaten 'vukuu' da kötü... Zam yapıp bu kez enflasyon yaratacak Maliye Bakanı...
Masa arkadaşı Ali Babacan ve ekibinin memleketi durdurmak pahasına önemsediği enflasyonu yine azdıracak.
BABACAN'I KİMLER SEVİYOR?
Ve sonra yine faiz yüksek kalacak, yine ekonomi duracak, yine bütçe açık verecek, yine zam yapılacak, yine enflasyon artacak, yine bankalar ve rantiye daha fazla faiz isteyecek... Ve yine daha çok faiz ödeyeceğiz ve yine daha çok vergi ödeyeceğiz...
Ve sonra TÜSİAD'çılar "İlla da Başbakan Yardımcımız", "Gönlümüzdeki Başbakanımız" diyecek.
Memleket ekonomisinin en değerli koltuklarını emanet ettiğimiz iki güzide bakanımız ne der bilmem. Ama tuttukları yol yanlış.
Hem AK Parti hem de Başbakan Erdoğan'a karşı yükümlülükleri aralarındaki bu gereksiz çekişmeyi bitirmelerini gerektiriyor.
Eğer aralarında çekişme yok da ortak hareket ediyorlarsa o zaman durum daha da vahim.
Ama baştan söylediğim gibi bakanların iyiliği ve iyi niyeti için yazıyorum bunları...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.