Cuma 12.10.2012 00:00

İhracatla büyüyeceğiz

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu yıl için vergi ayarlamalarının hepsini yaptıklarını belirterek, ''Bu yıl içerisinde atılacak başka bir adım yok, ancak 2013 yılının şartlarına göre bazı ilave adımlar olabilir'' dedi.

Babacan, bir televizyon kanalında soruları yanıtladı.
Orta Vadeli Programı (OVP) hazırlarken, pek çok faktörü dikkate aldıklarını ifade eden Babacan, bazı çevrelerin OVP'deki büyüme rakamlarını düşük bulurken, bazı çevrelerin ise tam tersini söylediğini belirtti. ''Demek ki bizim bu yüzde 4 iyi bir denge, iyi bir oran'' diyen Babacan, şunları kaydetti:
''Bu bizim hükümet olarak açıkladığımız bir Orta Vadeli Program. Bir kaç kişinin ortaya koyduğu bir program değil, hükümetimizin programıdır, hükümetimizi bağlayan bir programdır. Bu programımızın oldukça ayağı yere basan temkinli bir program olduğunu ifade etmek istiyorum. Programları hazırlarken biz hep ihtiyatlı tarafta durduk. Bütün dünya belli bir yöne gidiyorsa Türkiye'nin ayrışmasının bir sınırı var. Tamamen ayrışıp uzayda bir ülke gibi olamaz. Önemli olan dışardaki olumsuz etkileri minimumda tutup kendi azami performansımızı ortaya koymamız.
Net ihracatın büyümeye olan etkisi bu yıl önemli. Bizim ihracat pazarlarımız beklediğimizden daha hızlı gelişirse, daha fazla ihracat yaparsak büyümemiz de daha yüksek çıkabilir. Bu yıl büyümemizin önemli bir kısmı net ihracattan geliyor. İç tüketimde geçen yıla göre fazla bir artışımız yok, neredeyse başa baş gidiyor. İhracatımız beklediğimiz gibi 158 milyar değil 165 milyar dolar olur ona göre büyüme çıkar, 170 milyar dolarlık ihracatı tuttururuz daha fazla büyüme ortaya çıkar. Dolayısıyla şimdi bizim ihracata yüklenmemiz gerekecek. İçerde tüketim arttığı zaman hemen bunun cari açık etkisi başlıyor. Biz büyümemizi dış pazarlarda arayacağız, ihracatta arayacağız.''
Türkiye'nin borcunun milli gelire oranının düşmeye devam ettiğini vurgulayan Babacan, şunları söyledi:
''Sadece 3 sene önce OVP'yi açıkladığımızda borcumuzun milli gelire oran yüzde 45'di. Bu seneyi yüzde 36 ile bitiriyoruz. 3 yılda 9 puan, başka bir ifadeyle yüzde 20 indiriyoruz. Dolayısıyla Türkiye'nin borç dinamikleri daha da güçleniyor. Programın başında cari açığı yüzde 10'dan yüzde 8'e indireceğimizi söylemiştik, bu yılı palanladığımızdan çok daha iyi rakamlarda, yüzde 7'lerde bitireceğiz. Hükümet olarak cari açığı önemsiyoruz. Bu sorunun çözülmesi için tedbirler aldık, almaya devam edeceğiz. Yüzde 4-5'lik bir cari açığı Türkiye ekonomisi kaldırabilir, bunun üzerindeki rakamlar piyasanın dikkat edeceği rakamlardır.''
OVP'yi açıklayalı 3 gün olduğunu hatırlatan Babacan, hem uluslararası kuruluşların hem de uzmanların yorumlarının oldukça iyi olduğunu söyledi.
Babacan, bir soru üzerine, bu yıl vergi ayarlamalarının hepsini yaptıklarını, bu yıl içerisinde atılacak başka bir adımın olmadığını, ancak 2013 yılının şartlarına göre bazı ilave adımlar olabileceğini söyledi.
Attıkları ve atacakları adımları dikkate alarak enflasyon beklenti rakamlarını ortaya koyduklarına dikkati çeken Babacan, bu yılın enflasyon beklentisinin yüzde 7,4 olduğunu, bu rakamın içerisindeki yaklaşık 2 puanın son yapılan vergi ve fiyat ayarlamalarından geldiğini kaydetti.

''MB'NİN KREDİBİLİTESİ ÇOK YÜKSEK''


Merkez Bankasının kredibilitesinin çok yüksek olduğunu belirten Babacan, şunları söyledi:
''Kriz döneminde uyguladığı politikaların dünyada eşi benzeri yok. Faiz koridoru olsun, bunu makro ihtiyati tedbirlerle uyumlu olarak çalıştırmaları olsun... Şu anda pek çok gelişmekte olan ülkenin Merkez Bankası ciddi bir bocalama içerisinde. Ne yapacaklarını bilemiyorlar. Hindistan şu anda çok ciddi bir bocalama içerisinde. Bütün bu ülkelerde geleneksel Para Politikaları uygulanıyor. Bizim Merkez Bankası'nın uyguladığı politika geleneksel değil, çok daha ileri çok daha farklı tekniklerin kullanıldığı bir Para Politikası. Her yıl şunu görüyoruz; 'Uygulanan politikalar doğruymuş'. İyi sonuçları alıyoruz. Türk Lirası şu an bütün gelişmekte olan ülkeler içerisinde en istikrarlı para birimlerinden bir tanesi. Sermaye giriş - çıkışının serbest olmasına rağmen, dünyada volatilite olmasına rağmen, Türk Lirası'nın bir istikrara kavuştuğunu görüyoruz. Bu Merkez Bankası'nın uyguladığı yenilikçi yaklaşımın bir sonucu. Aksi halde başka bir Merkez Bankası yönetimi olsun, bu türbülansta Allah korusun Türkiye'yi çok daha kötü bir duruma düşmüş görebilirdik.''

''ÖZELLEŞTİRME HEDEFLERİMİZİN GERİSİNDE KALDIK''


Özelleştirmeleri değerlendiren Babacan, son iki yıldır özelleştirme hedeflerinin çok gerisinde kaldıklarını söyledi. Babacan, elektrik dağıtım özelleştirmelerinde çok yüksek fiyatların oluştuğunu ifade ederek, bu yüksek fiyatları alacak firma olmadığını dile getirdi.
Özelleştirme İdaresi'nin yatırılan teminatlardan 200 milyon dolar gelir sağladığına dikkati çeken Babacan, dünya konjonktürüne ve Türkiye ekonomisine bakarak gelecek sene için daha mütevazı, 4 milyar liralık bir özelleştirme tahmini koyduklarını, bunu ulaşılabilir bir rakam olarak gördüklerini kaydetti.
Babacan, Halkbank ve elektrik dağıtım özelleştirmelerinin devam edeceğini belirterek, Halkbank özelleştirmesinde ağırlıklı hissenin devlette kalmaya devam edeceğini söyledi.
Vakıfbank'ın hisselerinin Hazine'ye devredileceğine işaret eden Babacan, Vakıfbank'ın ikincil halka arzının hemen olmayacağını, öncelikle Halkbank'ın özelleştirme sürecini görmek ve tamamlamak istediklerini bildirdi.
Babacan, arka arkaya halka arz edildiğinde bankaların değerlerini olumsuz etkilememesi için Vakıfbank'ta acele etmeyeceklerini, yapıyı oluşturacaklarını belirterek, ''yaklaşık yüzde 58'i Hazine'nin, yüzde 25'i halka açık, geriye kalan da bir sandık var biliyorsunuz. O sandığı da Hazine'ye devretmek isterlerse ona da biz hazırız'' şeklinde konuştu.
''Bankalarımızı tadında, değerinde satmak istiyoruz'' diyen Babacan, bankaların devlet kontrolünün bir kaç yıl daha devam edeceğini, çünkü dünya bankacılık sektörünün bu büyüklükteki bankaların özel sektöre devredilmesine henüz hazır olmadığını söyledi.
Babacan, Türk Telekom hisselerinde özelleştirmeyi düşündükleri yüzde 7 oranında bölüm olduğunu, yüzde 7'de kalabileceklerini, daha sonra da Türk Telekom üzerindeki hakların devamlılığı şartında devlet hissesinin daha da aşağılara çekilebileceğini belirtti.

''SURİYE'DEKİ GELİŞMELERİN EKONOMİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ SINIRLI KALACAK''


Suriye ve Türkiye ilişkilerini de değerlendiren Babacan, dünyanın Türkiye'nin bu konuda yaptıklarını takdir ettiğini ve dünyada ''Türkiye ne yapıyorsa hakkı olanı yapıyor. Uluslararası hukukun kendisine verdiği hakkı kullanıyor'' denildiğini ifade etti.
Babacan, Suriye ile ilgili uluslararası toplum ile hareket ettiklerini ve böyle devam edeceklerini söyledi. Suriye'yi destekleyen 2-3 ülke bulunduğunu belirten Babacan, bunun dışında Suriye'yi destekleyen ülke kalmadığını kaydetti.
Babacan, bu konuya dikkat edildiği sürece Suriye'deki gelişmelerin ekonomi üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağını dile getirdi.
AK Parti'de milletvekili olarak üçüncü dönemini tamamlayacak olan Babacan, siyaseti bıraktıktan sonra özel sektördeki görevine döneceğini sözlerine ekledi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.