Girişimcilerin kalesi İşkalesi

Girişimci olmaya karar vermek kendi rahatınızdan vazgeçip, başlı başına bir maceraya atılmak demek. Bu yolculuk içerisinde, yapacağınız görüşmeler için ve çalışmanız gereken her durumda kafeler ve fiziki benzerlikteki her alan ofisiniz haline dönüşebiliyor. Artık, günümüzde kafelerde, laptoplarını açmış, kafa kafaya vermiş çalışan insanlara çok sık rastlıyoruz. Bu girişimci adaylarına sakin ve huzurlu bir çalışma ortamı sağlamak ve kendilerine benzer insanlarla bir araya gelmeleri için Ankara'da bir çalışma merkezi kuruldu. Bu merkezi daha yakından tanımak için İşkalesi koordinatörü Kaan Aksay'la görüştüm:
Eğitiminizi ve özgeçmişiniz öğrenebilir miyiz?
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümünden 2000 yılında mezun oldum. Askerden hemen sonra, Ordu Yardımlaşma Kurumu'nda çalışmaya başladım. Bu yılın ocak ayına kadar da bu kurumda çalışmaya devam ettim. 10 yıllık OYAK görevim süresinde Bilgi Teknolojileri konusunda birçok projede proje yöneticiliği yaptım. Şu anda Genç Bilişimciler Derneği'nde Yönetim Kurulu Başkanlığı ile İşkalesi'nde koordinatörlük görevini yürütüyorum.
İşkalesini kurma fikri nereden geldi ve nasıl gelişti?
OYAK'ta çalışırken temel işlerimden birisi kurum web sitesinin koordine edilmesiydi. 250 bin kişiye hizmet veren bir kurumun web sitesini yönetmek göründüğünden daha fazla vakit ve emek gerektiriyordu. Bu süreçte sürekli internet dünyasında araştırma yapmaya başladım ve internet girişimciliği konusu ilgimi çekti. Mesai saatleri dışında da bu konu ile ilgili araştırma yapmaya başladım. Bir de baktım Starbuckslar ofisim olmuş. Ama sizlerin de farkettiği üzere bu tarz yerler uzun süreli çalışma için uygun yerler değiller. Bu sebeple alternatif çalışma yerleri ve
modellerini araştırmaya başladım ve "coworking merkezi" kavramı ile karşılaştım. Sonrasında tüm odağımı bu modeli ülkemizde nasıl uygulayabilirim konusuna yönelttim. Bir buçuk yıl boyunca bu konuda araştırma yaptım. Yurtdışı örneklerini inceledim ve bir model kurmaya başladım. Ancak bu süreçte hala OYAK'ta çalışmaya devam ediyordum. Böyle bir projenin hayata geçirilmesi için de herhangi bir finansal
desteğim yoktu. 2011 haziranın da Ankara Kalkınma Ajansı Yenilikçilik Mali Destek Programı açtı. Programa başvurmak için ya bir STK olmak ya da şirket olmak gerekiyordu. Tek başıma bu programa başvuramayacağım için Genç Bilişimciler Derneği ile görüştüm. Derneğin başkanı Kazım Çay proje ile çok ilgilendi ama kendi işlerinin yoğunluğu sebebi ile bu projede aktif olarak görev alamayacağını ama benim dernek ile bu projeyi yürütebilmem konusunda destek verebileceğini söyledi. Yapılan olağanüstü genel kurul ile dernek başkanlığına seçildim ve Mali Destek Programına başvuru çalışmalarına başladım. 2011 yazı boyunca araştırma yaparak başvuru dokümanını hazırladım. 1 Aralık'ta projemiz kabul oldu ve Ocak 2012 itibari ile çalışmalara başladık. Hemen binamızı tuttuk. Zaten bu binayı 1 yıldır takip ediyordum. Bu kış Ankara'da çok sert geçti. Bu durum kiraladığımız binanın tadilat sürecini de uzattı ama Mayıs ayı itibari ile faaliyete geçebildik.
İşkalesinin amacı nedir?
İşkalesi'nin temel amacı Ankara'daki girişimciliği desteklemektir. Ama biz bir inkubasyon merkezi değiliz. Burası bir coworking merkezidir. Yani topluluk bazlı, işbirliğini destekleyen bir çalışma alanıdır. Amacımız yeni girişimlerde bulunmak isteyen, freelance çalışan veya mobil çalışıp bir ofisi olmayan kişilere çalışma alanı sağlamaktır. Çalışma alanından kastımız sadece bir masa bir sandalye değildir. Ruhu olan bir mekandır. Bu sebeple burada yer almak için üye olmanız gerekmektedir. Bu sistem aidiyet temelli olduğu için üyelik en temel konudur.
İşkalesine nasıl üye olunur?
İşkalesi'ne üye olmak isteyen kişiler ile birebir görüşme yapıyoruz. O kişilerin ihtiyaçlarını ve amaçlarını anlamaya çalışıyoruz. Bizim sağlayamayacağımız ihtiyaçlarıvar ise ona göre gerekli bilgilendirme ve yönlendirme yapıyoruz. Görüşme sonucunda her iki tarafta memnun kalırsa üyelik başlıyor.

Coworking nedir?
Coworking kelimesi, "collaborational working"in kısa halidir. Yani, "işbirliği içindeçalışmak" demektir. Brad Neuberg isimli bir Amerikalı girişimci, ilk kez 2005 yılında bu kavramı kullanmaya başlamış. Neuberg, o zamanlar ofisi olmadan sürekli kafelerde çalışıyormuş. Zamanla buralarda kendi gibi çalışan kimseler ile tanışmış. Bir süre sonra kafelerde çalışmanın zorluk ve sıkıntıları nedeniyle önce her gün birinin evinde çalışmışlar. Sonra grup büyüyüp evlere sığamaz hale gelince, kendilerine ortak bir yer tutmuşlar. Böylece ilk coworking merkezi kurulmuş ve bu konsept yedi yılda hızlı yayılmış. Bu modelin uygulandığı merkezler bütün dünyada artık mevcut. En yoğun olduğu bölgeler, doğal olarak Avrupa ve Kuzey Amerika kıtası. The Hub, adında bir marka var. Bunlar, tüm dünyada 25 ülkeye yayılıp bir coworking franchise'ı kurmuş. Diğer merkezler ise, bir veya iki şubeli yerler. Bu yerlerin çoğu Türkiye'de, tam karşılığı olmayan not for profit kâr amacı gütmeyen şirketler) olarak görülüyorlar. Dünya geneline baktığımızda ise bizim ülkemizden başka devlet desteği ile kurulan coworking merkezleri en çok İngiltere'de bulunuyor. Orada verilen destekler çok yüksek olduğu için çok daha büyük merkezler kurulabiliyor. Coworking, bir çalışma modeli aslında. Bu modele "bağımsız ama beraber çalışma" da diyorlar. Benzer kafa yapısında olan, farklı sektörlerde çalışan kişilerin bir arada çalışıp hem işsel hem de sosyal ihtiyaçlarını giderirken aynı zamanda bir sinerji yaratmaları amaçlanıyor bu modelle. Coworking merkezleri sadece bir araç bu modelde.
İşkalesi, girişimcilere nasıl fayda yaratıyor?
Birkaç temel fayda sağlıyoruz. Öncelikle onlara sakin, rahat ve konforlu bir çalışma ortamı sunuyoruz. Rahat ofis sandalyeleri, tüm gün güneş ışığı alan bir çalışma alanı, sürekli taze çay, kahve ve annemin kendi yaptığı kek ve böreklerden tatma imkanı sağlıyoruz, yani her türlü imkanın sağlandığı temiz bir çalışma ortamı. Bu ortamda kafa dengi insanlarla beraber çalışıyorlar. Zaten üyelik görüşmesinin de amacı o. Bu
ortama uymayacak kişiyi kabul etmiyoruz. Sonrasında bu kafa dengi grubu etkileşime sokuyoruz. Ben bizzat tüm üyeleri birbiri ile tanıştırıyorum. Herkesin işini bildiğim için de birbirine fayda sağlayabilecek kişileri özellikle bir araya getiriyorum. Yani asıl yapılan iş burada networking.
Girişimci adaylarına başka ne gibi hizmetler sunuyorsunuz?
Eylül ayı itibari ile "Likemind" toplantılarına benzer "Kafa dengi" toplantıları başlatmayı planlıyoruz. Böylece zaten bir işte çalışan yani buraya üye olmaya ihtiyaç duymayan kişilerin de katılabileceği sohbet akşamları planlıyoruz. Biliyorsunuz Ankara bilişim konusunda da Türkiye'nin başkenti. En büyük tekno kentler burada ve doğal olarak bilişim konusunda en kalifiye insan gücü de burada. Buralarda çalışma kişilerin de katılacağı etkinlikler ile üyelerimizin hem ufku genişleyecek hem de yeni girişimler ve ortaklıklar için zemin oluşturulabileceğini umuyoruz. Önümüzdeki
aylarda üyelerimiz için mali ve hukuki destekler de sağlamayı planlıyoruz. İşkalesi sadece bir paylaşımlı çalışma alanından oluşmuyor. Merkezimizde 45 kişi kapasiteli bir eğitim salonu ile 4 ile 6 kişilik 2 adet toplantı odası da bulunuyor. Üyelerimiz müşteri görüşmelerini veya diğer iş arkadaşları ile yapacakları özel görüşmeleri bu odalarda yapabiliyor. Bir gruba sunum yapmaları gerekirse de eğitim salonunu kullanabiliyorlar. İşkalesi bunların yanında sivil toplum kuruluşlarına da mekan anlamında destek oluyor. Toplantı yapacak veya eğitim verecek yeri olmayan dernek ve topluluklara eğitim salonumuzu kullanma imkanı veriyoruz. Ayrıca Ankara'da bir binası olmayan şirketlerin toplantılarını yapmaları için mekan desteği sağlıyoruz. Bunlar genelde yabancı merkezli şirketler oluyor. Ayrıca bu şirketlerin elemanlarına çalışma alanı da
sağlıyoruz.
İskalesinde alınabilecek eğitimlerden bahseder misiniz?
Biz proje kapsamında 25 kişiye internet girişimciliği eğitimi vereceğiz. Bu eğitimin başvuruları tamamlandı. Katılacak arkadaşlar ile tanışma toplantısı da yaptık. Eylül sonu itibari ile eğitime başlayacağız. Amacımız bu kişilere uygulamalı olarak temel internet girişimciliği eğitimi vererek kendi girişimlerini kurma konusunda bir farkındalık ve motivasyon sağlamak. Eylül sonu itibari ile birçok farklı konuda da eğitimler vermeye başlayacağız. Ağırlıklı olarak kişisel gelişim ve girişimcilik konularında eğitimler düzenlenecek. Ayrıca haziran ayı itibari ile fotoğrafçılık eğitimi
veriyoruz.

İşbirliği içinde olduğunuz başka yerler var mı?
Ankara Kalkınma Ajansı ile beraber bu projeyi yürütüyoruz. Ajans dışında ise Ankara merkezli Viveka İnkubasyon Merkezi ile stratejik partner olarak çalışıyoruz. AnkaraGoogle Developer Grubu (Ankara GTUG) ve JCI derneğinin Ankara ve Çankaya şubeleri ile ortak çalışmalar yapıyoruz.
Sizin Türkiye'de girişimcilikle ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Girişimcilik, Türkiye'de çok konuşulan bir konu. Herkes bu konuda yorum yapıyor, görüş bildiriyor. Konferanslar, paneller düzenleniyor. Biz bu süreçte çok yeniyiz ama gördüğümüz şey şu o da herkes konuşuyor ama icraat çok yok. Dün katıldığım bir sempozyumda bir konuşmacının sunumu çok dikkate değerdi. Batılı ülkeler ile Türkiye'deki inovasyon ve girişimcilik konusundaki çalışmaları karşılaştırmış sunusunda. Diyor ki, Türkiye'de sürekli girişimcilik konulu konferanslar, paneller düzenleniyor, eğitimler veriliyor, okullarda ders olarak okutuluyor ama kimse bu
konuda somut sonuçlar üretecek çalışmalar yapmıyor. Herkes girişimciliğin teorik kısmında hala. Bence artık bazı şeyleri yaparken öğrenmeliyiz. Ama bunun için de bunu destekleyeck güçlü bir girişimcilik ekosistemine ihtiyaç var. Bu ekosisteme katkı verebilecek olan tüm kurumlar bence bireysel çıkarlarını bir süreliğine ikinci plana atıp ve önce ekosistemi sağlam bir şekilde kuralım sonra güzel karların peşine düşelim deseler Türkiye'de girişimciliğin önünde çok engel kalacağını düşünmüyorum. Biz de Genç Bilişimciler Derneği olarak bu süreç de üzerimize düşen görevi elimizdengeldiğince yerine getirmeye çalışacağız.
Duygu Eren
Stratejik İletişim ve Kariyer Danışmanı
Yazarla iletişim için: duygu@dpdanismanlik.com