Böbrek taşıyla soygun

Türkiye'de özellikle özel hastanelerde yaşanan teşhis ve tedavi yolsuzluklarında bin türlü yöntem kullanılıyor. Araştırmamızda en ilginç örneklerden birinin de böbrek taşı teşhislerinde yaşandığını gördük. Mide bulantısı ve belinde şiddetli bir ağrı şikâyetiyle hastanenin yolunu tutan hasta yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Mide bulantım ve belimde şiddetli bir ağrı oldu. Babama sordum. 'Böbrek taşıdır, bende de var' dedi. Doktora gittim, şikâyetimi anlattım. Hemen serum taktı. Ultrason ile inceledi ve görünmüyor deyip, film çekti. Ardından renkli film de çekti. Midede sıkıntı olabilir diyerek ertesi gün endoskopi yapıldı. Bunlar da yeterli olmadı ve doktor beni MR'a soktu. En sonunda 'Evet böbreğiniz de taş var' dedi. Tüm teşhis süreci için binlerce TL ödedim. Taş da hâlâ böbreğimde."
EMEKLİ MAAŞINI BIRAKTI
62 yaşındaki Hüseyin Öztürk'ün özel bir hastanenin acil servisinde yaşadığı olay oldukça çarpıcı. Konuyu yargıya da taşıdığını ifade eden Öztürk, 15 gün önce kalp krizi şüphesiyle acile kaldırılıyor. Hükümetin aldığı son karara göre acil servisler ücretsiz. Ancak Öztürk teşhis sonrası hızlı şekilde anjiyoya alınıyor. 2 gün de hastanenin yoğun bakımında kaldıktan sonra taburcu oluyor ve kendisine bin 200 TL fatura çıkarılıyor. Ancak Öztürk, ilaçlarının mide ilacı olduğunu fark edince olayı araştırıyor. Yaşadığının kalp krizi değil mide ile ilgili bir sorun olduğunu fark eden Öztürk, kendisinden para kazanmak için anjiyo yapıldığını ifade ediyor.
TAHLİL YAPMAYAN DOKTORA BASKI
Hastalarına daha fazla tahlil yazması için hastane yönetimi tarafından baskıya maruz kalan bir doktor yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Hastane yönetimi bana çok az tahlil yazıyorsunuz, servisinin kârı çok düşük' dedi. Ben de istifa ettim. Bugün şirket doktorluğu yapıyorum."
KANSERE SEBEP OLUYOR
Uzmanlara göre MR, tomografi ve bunun gibi birçok tarama ciddi şekilde kanser tehlikesi taşıyor. Sadece bir tomografi taraması sonucu kişiye 14-21 miligray radyasyon bulaşıyor. Bu rakam Japonya'ya atılan atom bombalarının 2.5 kilometre uzağında yaşayan insanların aldığı doza eşit.
ACİLDE SERUM OYUNU VAR
Ahmet Uysal: "Kusma şikâyetiyle oğlumu acile getirdim. Serum takıldı ve çıkışta 400 TL para istendi. 'Acil ücretsiz değil mi' diye sordum. 10 yaşındaki oğluma 3 şişe serum yazıldığını ve masrafın yüzde 20'sinin bana ait olduğunu öğrendim. Buradaki hastalarla konuştum. Herkese serum takılıp para kazanılıyormuş"