Cumartesi 12.01.2013 00:00
Son Güncelleme: Cumartesi 12.01.2013 13:46

Cerahat sökülüp atılacak

Başbakan Erdoğan, ASKON 8. Genel Kurulu'nda işadamlarına hitap etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör sorununa ilişkin, ''Buradan bir kez ifade ediyorum; Allah'ın izniyle bu mesele çözülecek... Bugün ya da yarın, er ya da geç, Türkiye'nin huzuruna, kardeşliğine, büyümesine ve kalkınmasına ayak bağı olan bu cerahat mutlaka sökülüp atılacak'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirilen Anadolu Aslanları İşadamları Derneği'nin (ASKON) 8. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, ''Bir tek güvenlik görevlimiz şehit düşmesin, bir tek genç bile dağa gitmesin, nerede olursa olsun bir tek anne bile ağlamasın, üzülmesin'' diyerek gece gündüz yoğun bir mücadelenin içinde olduklarını ifade etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu:
''Buradan bir kez ifade ediyorum; Allah'ın izniyle bu mesele çözülecek... Bugün ya da yarın, er ya da geç, Türkiye'nin huzuruna, kardeşliğine, büyümesine ve kalkınmasına ayak bağı olan bu cerahat mutlaka sökülüp atılacak. Şu anda devam eden süreçte kararlılıkla yol alıyoruz. Umutluyuz, iyimseriz, sürece olumlu bakıyoruz ama aynı zamanda temkinliyiz ve dikkatliyiz. Geçmişte, başlattığımız süreçlerin, iyi niyetli girişimlerin nasıl provoke edildiğini, sabote edildiğini çok iyi biliyoruz. Önümüzdeki süreçte bu tür vakaların yaşanabileceğini de ihtimal dahilinde görüyoruz. Her ne olursa olsun, hangi engel çıkarılırsa çıkarılsın, vazgeçmeden, yılmadan ve yıkılmadan inatla kardeşlik için mücadeleye devam edeceğiz.''

''TERÖR HİÇBİR ZAMAN HEDEFİNE ULAŞAMADI VE ULAŞMASI DA ASLA MÜMKÜN DEĞİL''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörün, daha en başından itibaren Türkiye'nin büyümesinin, yükselmesinin, güçlenmesinin önünde bir bariyer, ayağında bir pranga olduğunu ifade ederek, ''Terör, hiçbir zaman hedefine ulaşamadı ve ulaşması da asla mümkün değil'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirilen Anadolu Aslanları İşadamları Derneği'nin (ASKON) 8. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, terör meselesiyle meşgul olarak, terör meselesine büyük kaynak ve mesai sarf ederek yoluna devam edemeyeceğine dikkat çekti.
Terörün, daha en başından itibaren Türkiye'nin büyümesinin, yükselmesinin, güçlenmesinin önünde bir bariyer, Türkiye'nin ayağında bir pranga olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Terör hiçbir zaman hedefine ulaşamadı ve ulaşması da asla mümkün değil. Terör, benim Kürt kardeşlerime de bugüne kadar acıdan, ölümden, gözyaşından başka hiçbir şey ama hiçbir şey vermedi. Terörün hiçbir gerekçesi olamaz. Terörün hiçbir mazereti, hiçbir bahanesi olamaz. Hele bugün, demokrasinin standartları yükselmişken, hak ve özgürlükler genişletilmişken, siyasetin kanalları sonuna kadar açıkken, terör, hiçbir şekilde makul ve mantıklı gösterilemez. Devletin kademelerinde yer almaksa benim Kürt kardeşim devletin kademelerinde en üst düzeyde yer almıştır. Ülkemde parlamenter sistem içerisinde parlamentoda yer almaksa benim Kürt kardeşlerim parlamentoda yer almış, bunun yanında bölücü terör örgütünün uzantıları da parlamentoda yer almıştır.
Bu ülkede, bizim dönemimize kadar, on yıllar boyunca devam eden, var olan o zulmü, mezalimi, baskıyı, sindirmeyi, asimilasyonu, ret ve inkarı, bizler de yaşadık, sizler de yaşadınız. Birçok yerlerde biliyorsunuz, o malum dönemde, birçok iş adamlarımız fişlendi. Onların ürünleri ne yazık ki birçok yere sokulmadı. Onlarla alışverişler engellendi. İş yerlerinin çökmesi için ne gerekiyorsa bunlar yapıldı.
Ben de, yol arkadaşlarım da siyasete girdiğimiz o ilk gençlik yıllarımızdan itibaren hep engellendik, hep hukuksuz şekilde ötelendik, itildik. Ama hiçbir zaman şiddeti bir yöntem olarak aklımızdan geçirmedik. İnançlarımıza, fikirlerimize, milletimize inandık ve işte bugünlere geldik. Sizler, iş adamları olarak, 28 Şubat'ı en sıcak, en yoğun, doğrudan muhatap olarak yaşadınız. İş yerleriniz kapatıldı, ticaretiniz engellendi, yatırımınız engellendi, kredi alamadınız, bulamadınız, rekabet imkanlarınız elinizden alındı ve ayrıca bir de karalandınız. Ama hiçbir zaman şiddete, hiçbir zaman hukuksuzluğa, yasa dışı yollara tevessül etmediniz ama şimdi hamdolsun çok farklı bir konuma geldiniz.''

''BUGÜN, AFRİKA'YA TIPKI ECDADIMIZ GİBİ BAKIYORUZ''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iş sağlığı ve güvenliği noktasında gerekli adımları attıklarını ve atmakta olduklarını belirterek, ''Ancak bu önemli meselenin, tek başına hükümetin girişimleriyle çözüme kavuşamayacağını hepiniz takdir edersiniz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirilen Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) 8. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, kuruluşundan itibaren ASKON'da görev alan herkese, mevcut başkan ve yönetimine, üyelerine, Türkiye'nin büyümesine verdikleri katkı, emekleri ve gayretleri için teşekkür etti.
Zonguldak'ta metan gazı patlaması ve göçük kazaları sebebiyle hayatını kaybeden 9 işçi için Allah'tan rahmet ailelerine ve yakınlarına sabır ve başsağlığı dileyen Erdoğan, salonda son derece anlamlı ve umut verici bir tabloya şahit olacaklarını, bir işçi sendikaları konfederasyonu olan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan'ın iş adamları örgütünün genel kurulunda divan başkanlığı yapacağını dile getirdi.
Erdoğan, endüstri ilişkilerinde, çalışma hayatında özledikleri bu tablonun, iş barışına olduğu kadar, iş sağlığı ve güvenliğine de aynen salondaki gibi yansıması gerektiğini ifade ederek, hükümet olarak, iş sağlığı ve güvenliği noktasında gerekli adımları attıklarını ve atmakta olduklarını kaydetti.
''Ancak bu önemli meselenin, tek başına hükümetin girişimleriyle çözüme kavuşamayacağını hepiniz takdir edersiniz'' diyen Erdoğan, işçi ve işverenlerin daha fazla gayreti, desteği ve yol göstermesiyle çalışma hayatındaki acı kayıpların asgariye indirebileceğini aktardı.
Başbakan Erdoğan, genel kurula ayaklarında Afrika'nın tozuyla geldiklerini, salondakilere Afrika'daki halkın, dostların ve oradaki Türk vatandaşların selamlarını getirdiklerini belirterek, şöyle devam etti:
''Pazar günü başladığımız Afrika temaslarımız kapsamında, beraberimizde bakan arkadaşlarımız ve kalabalık bir iş adamı heyetiyle Gabon, Nijer ve Senegal'de çok verimli temaslarda bulunduk. Her 3 ülkede, başbakanlar, devlet başkanları, parlamento başkanları ile birebir ve heyetler arası görüşmeler yaptık. Yine bu ülkelerde, bizim iş adamlarımızın ve oradaki iş adamlarının katılımıyla iş forumlarını gerçekleştirdik. Şunu memnuniyetle ifade etmeliyim ki; her 3 ülkede de çok büyük bir sıcaklıkla samimiyetle ve misafirperverlikle karşılandık. Dünya üzerinde belki de başka hiçbir millete nasip olmayacak derecede, halkın ve idarecilerin sevgilerine, tezahüratına mazhar olduk. Afrika'da gördüğümüz bu sıcak ilgi ve samimiyet karşısında, bu aziz milletin bir ferdi olmaktan, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı olmaktan bir kez daha iftihar ettim, gurur duydum. Senegal'de, iş forumunda ifade ettim. Önemine binaen burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Bakın, sömürgeciler, Afrika kıtasına geliyor, çok büyük bir hırs, büyük bir açgözlülük, büyük bir doymazlık ve tatminsizlik içinde, ne bulurlarsa acımasızca alıp götürüyorlar. Elmas, altın, diğer madenler, gemilere doldurup taşıyorlar. Bu yetmiyor, kıtanın altını boşaltmakla tatmin olmuyor, üzerinde yaşayan insanları da köleleştirmek suretiyle gemilere doldurup ülkelerine götürüyorlar. Gerçekten çok büyük acılar, çok büyük dramlar yaşanıyor.''
Sömürgecilerin bunlarla da yetinmediğini vurgulayan Erdoğan, onların, Afrikalılar'ı köleleştirdikleri yetmezmiş gibi Afrikalılar'ı zorla köylerinden toplayıp, askere alıp, kendi cephelerinde savaştırmak istediklerini, 1915'te bunun bir örneğinin yaşandığını, binlerce Müslüman Senegalli askerin ''Osmanlı'nın yanında savaşacaksınız' diye ikna edilerek gemilere doldurulup Çanakkale önlerinde, Osmanlı'nın karşısına çıkarıldığını anlattı.
Başbakan Erdoğan, Senegalli askerlerin, Seddülbahir'de, ezan sesini duyduklarında, Müslümanlarla savaştırıldıklarını anlayıp, silahlarını bıraktığını, İngiliz ve Fransız toplarını imha etmeye başladıklarını, bu hareketleri karşısında da geri cepheye alındıklarını, ardından Gökçeada'ya sürgüne gönderildiklerini anlattı.

AFRİKA'YA YAPILAN YATIRIMLAR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Yüzlerce yıl dostluk ve kardeşlik hukukuyla iç içe olduğumuz Afrika'dan önce Osmanlı'yı çıkardılar, ardından da maalesef keyfice, açgözlülükle Afrika'yı adeta kuruttular. Şimdi biz, Türkiye olarak, Afrika ile yeni bir süreci başlattık. 2005 yılını 'Afrika Yılı' ilan ettik. 2008'de Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi'ne ev sahipliği yaptık. Bu yıl, Ekim ayında da inşallah bu zirvenin ikincisini düzenliyoruz. 2009'da, Afrika'da toplam 12 Büyükelçiliğimiz vardı, bugün bunu 31'e çıkardık, en kısa süre içinde 34'e yükseltiyoruz. Hedef Afrika'nın tamamında büyükelçiliklerimiz açabilmek. TİKA Afrika'da 8 koordinasyon ofisi açtı. 2010'da 390 Afrikalı öğrenciye yüksek öğretim bursu veriyorduk, bunu bu yıl yaklaşık 3 kat artışla 1036 öğrenciye çıkardık. En önemlisi, 2002'de 1,7 milyar dolar olan Afrika'ya ihracatımızı, 2012'nin ilk 11 ayında 12 milyar dolara çıkardık. Yani 7 kattan fazla artırdık. Biz, bugün, Afrika'ya tıpkı ecdadımız gibi bakıyoruz. Afrika'yı, bir elmaslar, altınlar, tabii kaynaklar kıtası olarak değil, kardeşlerimizin, dostlarımızın yaşadığı kadim bir medeniyet kıtası olarak görüyoruz. ASKON'un, 8. Genel Kurulu için seçtiği kavramla söylersek, biz, şu anda Afrika ile bir Hakkaniyet Hattı kurmanın mücadelesini veriyoruz.''
İş adamlarının, sivil toplum kuruluşlarının bunu başardığını ifade eden Erdoğan, iş adamlarının Afrika'da okullar kurduğunu, Kur'an kursları açtığını belirterek, bunların bir iftihar vesilesi olduğunu dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, hükümet olarak, iş adamları için yollar açmaya, yollardaki engelleri kaldırmaya, iş adamlarının yollarını daha da kolaylaştırmaya var güçleriyle devam edeceklerini aktardı.
Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Yusuf'un ülkelerinde 450 kilometrelik bir yol yapımını kendilerinden talep ettiğini belirten Erdoğan, burada en kısa sürede bu yolun yapımına başlanacağını, bunun aynısını Orhun Anıtları-Karakurum arasında daha önce yaptıklarını anlattı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Elimiz her yere değecek, ayağımız bu can bu tende oldukça her yere inşallah ulaşır ve arkadan gelen nesiller de biz nasıl şimdi 'Ecdadımız buralara gitti' diyorsak, onlar da inşallah bizleri bu şekilde anacaklar'' dedi.

''ÖRGÜT İÇİ BİR HESAPLAŞMA OLABİLECEĞİ İHTİMALİNİ SORGUSUZ SUALSİZ REDDETTİLER. NİYE?''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Paris'teki suikasta ilişkin bölücü terör örgütünün uzantısı siyasi partinin ilk andan itibaren hükümeti ve devleti suçlamaya başladığını belirterek, ''Örgüt içi bir hesaplaşma olabileceği ihtimalini sorgusuz sualsiz reddettiler. Niye? İşlerine gelmedi, ucu onlara dokundu. Sorumsuzca devleti, hükümeti itham ettiler. Allah aşkına soruyorum: Bu terör örgütü, pirüpak bir örgüt müdür? Bugüne kadar hiç mi böyle infazlar yapmadı?'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirilen ASKON 8. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, önceki gün Fransa'nın başkenti Paris'te gerçekleşen suikastın, süreci sabote etmeye yönelik bir girişim, bölücü terör örgütünün kendi içinde bir hesaplaşması da olabileceğini ifade etti.
Fransız devletinden, bu olayı derhal aydınlatmasını, suçluları derhal bulmasını, soru işaretlerini en hızlı şekilde ortadan kaldırmasını beklediklerini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Terör örgütünün kurucuları arasında yer alan, Paris'te suikast sonucu öldürülen ve Interpol tarafından da Kırmızı Bülten'le arananlar var bunların içinde. Çok daha ilginci Fransa Devlet Başkanı'nın yaptığı açıklamada 'düzenli görüşmelerimiz oluyor' ifadesi şecaat arz ederken sirkatin söylemektir. Avrupa Birliği'nin terör örgütü ilan ettiği bu örgütlerin mensupları ve Kırmızı Bülten ile aranan bu insan veya insanlar sizinle nasıl düzenli olarak görüşebilir. Bu nasıl bir siyasettir? Tabii işi kovalıyoruz. Neticesini şöyle veya böyle alırız veya alamayız. Ama yasaların bize tanıdığı haklar neyse, bu haklarla bu işi kovalıyoruz.''
Paris'te suikast sonucu öldürülen Sakine Cansız'ın 2007'de Almanya'da gözaltına alındığını, Türkiye'nin iade talebine rağmen serbest bırakıldığını anlatan Erdoğan, en son 5 Kasım 2012'de Fransa Interpolü'ne bir mesaj gönderdiklerini ve bu teröristin Paris'te olduğunu bildirdiklerini, ancak Fransa'nın hiçbir adım atmadığını aktardı.
Başbakan Erdoğan, ''Fransa bu olayı derhal aydınlatmalıdır. Ayrıca, Fransa Devlet Başkanı bu terör örgütü mensuplarıyla neden görüştüğünü, ne görüştüğünü, hangi tasarım dahilinde bu teröristlerle iletişim halinde olduğunu da derhal Fransız, Türkiye ve dünya kamuoyuna açıklamalıdır'' dedi.

''BU TERÖR ÖRGÜTÜ, PİRÜPAK BİR ÖRGÜT MÜDÜR?''

Bu süreçte herkesin soğukkanlı ve sağduyulu olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, ''Açıklama yaparken, herkes, üzerindeki sorumluluğu hissederek, sürecin hassasiyetini gözeterek açıklama yapacak'' ifadesini kullandı.
Bölücü terör örgütünün uzantısı siyasi partinin ilk andan itibaren hükümeti ve devleti suçlamaya başladığını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Örgüt içi bir hesaplaşma olabileceği ihtimalini sorgusuz sualsiz reddettiler. Niye? İşlerine gelmedi, çünkü ucu onlara dokundu. Sorumsuzca devleti, hükümeti itham ettiler. Allah aşkına soruyorum: Bu terör örgütü, pirüpak bir örgüt müdür? Bugüne kadar hiç mi böyle infazlar yapmadı?
Benden bir şeyleri açıklamamı mı istiyorsunuz? Hatırlatayım. Mazlum Doğan, Mahsum Korkmaz başta olmak üzere, örgüt içinde nice genç, nice çocuk kurşuna dizildi, infaz edildi, cesetleri, mezarları bile annelerinden saklandı. Bunların hepsi bizim belgelerimizde mevcut. Paris'te öldürülen Sakine Cansız'ın nişanlısı Mehmet Şener de örgüt tarafından infaz edildi. Bunlar olmayan şeyler değil. Bunların cibilliyetinin gereği bu.''

''SÜRECİ NİHAYETE ULAŞTIRACAĞIZ''

Bugün suçu devlete atmaya çalışanların, daha ilk andan itibaren devleti itham edenlerin, geçmişte örgüt içi infazları sorgulayamadığını, bugün de bu cesareti gösteremeyeceğini belirten Erdoğan, ''Sebebi, failleri her ne olursa olsun, biz bu provokasyonların, bu hadiselerin süreci engellememesi için tedbirlerimizi aldık ve almaya devam edeceğiz. Bu süreci inşallah nihayete ulaştıracağız, inşallah, Türkiye'ye, aziz milletimize ölümlerin durması sevincini yaşatacağız. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Kimse tedirgin olmasın'' diye konuştu.
Şehitlerin hatırasına asla halel getirmeyeceklerini, onlar karşısında mahcup olacak bir girişimin içinde asla bulunmayacaklarını kaydeden Erdoğan, tam tersine şehitlerin de ruhunu muazzez edecek bir kardeşlik yolunda ilerlediklerini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu meseleyi geride bırakarak, 2023 hedeflerine ilerleyeceklerini, 2071 hedeflerinin temelini, yolunu bu süreçte inşa edeceklerini anlatarak, ASKON'a, bu süreç boyunca verdiği destekten dolayı teşekkür etti.
Erdoğan, bu yeni süreçte, ASKON'u, ASKON gibi sivil toplum örgütlerini daha fazla yanlarında görmek, daha fazla bu kardeşlik sürecinde yer aldıklarını hissetmek istediğini kaydetti.

''SON DERECE ZORLU BİR 10 YIL GEÇİRDİK''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Düne ait meselelerin, düne ait tartışmaların, yapay gündemlerin, sanal tehlikelerin tek tek gündemimizden çıktığı bir 10 yılı geride bıraktık. Son derece zorlu bir 10 yıl geçirdik'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirilen ASKON 8. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerde elde ettiği başarıda ekonomide sağlanan istikrar ve güvenin büyük payı bulunduğunu söyledi.
Erdoğan, geçen 10 yılda Türkiye'yi 3 kat büyüttüklerini ifade ederek, ekonomik veriler hakkında bilgi verdi. Erdoğan, ''Dünyanın en gelişmiş ekonomileri küresel krizin önünde yaprak gibi savrulurken, biz gerekli önlemleri alıp, kararlılıkla yolumuza devam ettik'' değerlendirmesinde bulundu.
''Kriz Türkiye'yi teğet geçecek'' dediği zaman bazılarının dalga geçtiğini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Evvelallah teğet bile geçmedi. Biz dimdik ayakta yolumuza devam ediyoruz. Ondan sonra herkes 'Ya siz bu krizden nasıl rahatsız olmadınız? Nasıl bu işi atlattınız? Nasıl bu işi başardınız?' diye bize sormaya başladı. Türkiye'nin G-20'ye girmesi sıradan bir olay değil. Yani dünyada ekonomiler arasında, gelişen ekonomiler vesaire, 26. sıradan Türkiye 17. sıraya gelmişse, durup dururken olmadı bu iş. Demek ki, bu işin temelinde güven ve istikrar var. Güveni sağlayamazsanız, istikrarı sağlayamazsanız, ekonomide başarıyı elde edemezsiniz. Onun için de 'Yolsuzlukla mücadele' dedik ve yolsuzlukla mücadelede çok büyük başarılar elde ettik. Bunun neticesindedir ki, işte mafyaya, çeteye, şuraya, buraya aktarılan, giden o imkanlar elhamdülillah bunların hepsi artık devletin, milletin kasasına girmeye başladı.''

''TÜRKİYE'Yİ 2023 HEDEFLERİNE ULAŞTIRMAKTA KARARLIYIZ''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önümüzdeki yıllar içinde çok daha iddialı, çok daha büyük hedefleri bulunduğunu belirterek, Türkiye'yi 2023 yılı için ilan ettikleri hedeflere ulaştırmakta kararlı olduklarını vurguladı.
Göreve geldiklerinde toplanan verginin, devletin faiz giderlerini dahi karşılamakta zorlandığını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
''Ama şu anda bizim topladığımız vergiden hamdolsun faiz giderlerini oranladığımızda yüzde 15, yüzde 16. Gerisi ne oluyor? Gerisi ise yatırımlar. Bugün bu kadar yatırımları gerçekleştiriyorsak, Cumhuriyet tarihi boyunca 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmışken, biz şu 10 sene içerisinde kalkıp da 16 bin kilometre bölünmüş yol yapıyorsak, işte bu imkanlarla bunu yapıyoruz. Bütün bu süreç içerisinde 500 bine yakın konut inşa edip, 10 yıl, 15 yıl, 20 yıl vadeyle bu ülkenin insanına milletimize bunları sunabiliyorsak, bu güç bu imkan neticesinde... Yani hiçbir ülkede böyle bir sosyal devlet anlayışını göremezsiniz. Hamdolsun Türkiye bunu başardı.''

''KANAL İSTANBUL PROJESİ'NİN HAZIRLIKLARI YAPILIYOR''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerine 36 milyar lira yatırım yaptıklarını söyledi. İktidarı öncesinde devletin adeta Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerini unuttuğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Sağlıkta attığımız adımlar ortada, eğitimde attığımız adımlar ortada, bunlara tek tek girecek değilim. Tüm bu adımları atarken, artık bu milletin evladı öz güvenini kazandı, ayağa kalkış böyle oldu. Gelecek bu noktada inanıyorum ki, yeni kuşaklarla çok daha farklı olacak. Bugün 444 kod numarası uygulamaya geçtiyse, 4 artı 4 artı 4 işte bütün bunlar bunun neticesindedir. Şimdi çok farklı bir kuşak, uzun aralıklı bir kesintiden sonra yeniden inşallah geliyor ve bu kuşak inanıyorum ki, Türkiye'yi geleceğe çok daha farklı hazırlayacak''
Başbakan Erdoğan, geçen 10 yılda olduğu gibi, önümüzdeki 10 yılda da Türkiye'yi bir kez daha 3 kat büyütecek ve millete verdikleri sözü yerine getireceklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
''İşte bakın şimdi bu yıl 29 Ekim'de, Marmaray'ın açılışına hazırlanıyoruz. 2015'te, biraz daha güneyinde, çift katlı tüp geçidin denizin altından açılışı olacak. Yine aynı yıl yetiştirmeye çalışacağız, üçüncü köprüyü bitireceğiz. Bütün bunlar adeta bir zihniyet devrimidir. Bu arada yıllık kapasitesi 100 milyon olan İstanbul Havalimanı'nı inşallah bitireceğiz. Bu arada, bu yıl içerisinde inşallah şöyle ilk çeyrekte yetiştirmeye çalışıyoruz. İstanbul kanalıyla ilgili, Kanal İstanbul Projesi'nin de hazırlıkları yapılıyor. Onun da ihalesini inşallah yapacağız. Bütün bunlar bir geniş ufkun, birilerinin tahayyül edemediği ufkun gerçekleştirilmesidir, bunun atılan adımlarıdır.''

MEVLANA'NIN DİZELERİNİ HATIRLATTI

Başbakan Erdoğan, Hazreti Mevlana'nın, çok sıkça kullanılan, ama üzerinde yeterince tefekkür edilmeyen bir ifadesini paylaşmak istediğini belirterek, Mevlana'nın ''Her gün bir yerden göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel, bulanmadan, donmadan akmak ne hoş. Dünle beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım'' dizelerini hatırlattı.
Erdoğan şöyle devam etti:
''Düne ait meselelerin, düne ait tartışmaların, yapay gündemlerin, sanal tehlikelerin tek tek gündemimizden çıktığı bir 10 yılı geride bıraktık. Son derece zorlu bir 10 yıl geçirdik. Bir yandan ülkemize, milletimize çok büyük hizmetler, çok önemli eserler ürettik, büyük yatırımlar kazandırdık. Bir yandan, demokrasiyi, milli iradeyi, kardeşliği, dayanışmayı artırmanın samimi mücadelesi içinde olduk. Bölgemizde, dünyada, itibarlı, güçlü, aktif bir Türkiye inşa etmek için gayret sarf ettik. Çok badireler atlattık, çok engellerle karşılaştık. Asla yılgınlık göstermedik, asla bıkkınlık içinde olmadık, vazgeçmedik, ertelemedik. Omzumuzda, milletin emanetini taşıyorduk ve her zaman bu emanetin kutsiyetine yaraşır şekilde hareket etmenin hassasiyeti içinde olduk.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2002 yılı ve öncesine ait birçok sorunun bugün çözüldüğünü, çözüm yoluna girdiğini ve ülkenin, milletin gündeminden çıktığını, millet için ızdırap kaynağı olan, milletin üzerinde baskı teşkil eden nice meselenin bir daha açılmamak üzere kapandığını anlatarak, Türkiye'de her anlamda çok farklı bir süreci başlattıklarını ve 10 yıl boyunca bu süreci, bu değişim hareketini kararlılıkla sürdürdüklerini kaydetti.

''BÜTÜN SALDIRILARA, TEHDİTLERE, PROVOKASYONLARA RAĞMEN HER ZAMAN ÇÖZÜMÜ SAVUNDUK''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son 10 yıl içinde, son derece samimi şekilde, tamamen kardeşlik hisleriyle terör meselesini sona erdirmek için çok önemli adımlar attıklarını belirterek, ''Bir yandan terörün bahanelerini tek tek ortadan kaldırdı. Bir yandan terör bataklığını azimle sebatla kurutmanın gayreti içinde olduk. Bir yandan, tek bir geri adım atmadan terörle mücadele ettik'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirilen ASKON 8. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, şiddetin, ''fikri olmayanların ya da fikrine güveni olmayanların, arkasında halkın, milletin, desteği ve hayır duası olmayanların yöntemi'' olduğunu belirtti.
Şiddetin ulaşabileceği hiçbir yerin olmadığını, hele Türkiye Cumhuriyeti karşısında şiddetin başarı elde etme, sonuç alma ihtimali bulunmadığını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bakın, geride bıraktığımız 10 yıl içinde, son derece samimi şekilde, tamamen kardeşlik hisleriyle terör meselesini sona erdirmek için çok önemli adımlar attık. Bir yandan terörün bahanelerini tek tek ortadan kaldırdık.
Kuruluş çalışmalarını yapıyoruz. Güneydoğu Anadolu'yu dolaşıyorum. Gittiğim her yerde söylenen şuydu; 'Olağanüstü hali kaldırın, sizden başka bir şey istemiyoruz'. Olağanüstü hali kaldırdık, bitti mi? Bitmedi. Kültürel noktada bazı talepler geldi. Halkımızla kamuoyu araştırmaları yapıyoruz oralarda ve o adımları attı. Bütün attığımız adımlar neticesinde bu iş bitti mi? Bitmedi. Çünkü bölücü terör örgütü buralardan nemalanıyor. Elde etmek istedikleri çok şey var. Bunları elde edebilmeleri için terörün devam etmesi gerekiyordu. Bir yandan terör bataklığını azimle sebatla kurutmanın gayreti içinde olduk. Bir yandan, tek bir geri adım atmadan terörle mücadele ettik. Terörle mücadele sürecinde hep yalnız bırakıldık. Yazılı ve görsel medya bu mücadelede gerekli desteği vermedi. Tam aksine terör örgütünün propagandasını yaptı, attıkları başlıklarla köşe yazarlarıyla destek verdi.''
Gerçekler çok açık ortadayken bile medyanın aynı şekilde yola devam ettiğini ifade eden Erdoğan, samimi olanların bu konuda kendileriyle irtibat halinde olduğunu, müşterek neler yapılabileceğini konusunda görüştüklerini anlattı.

''HERHANGİ BİR ÖNERİLERİ YOK''

Başbakan Erdoğan, muhalefet partilerinin de bu süreçte destek vermediğini, tam aksine köstek olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
''Anamuhalefet geliyor, görüşüyoruz. Teklifin, önerin var mı? Öneri yok. Peki ne yapmamız gerekiyor? 'Diğerleri de buna katılsın.' Onların katılıp katılmaması önemli değil. Üç arkadaşınızla geldiniz ziyarete. Biz de buyur ettik. Üç arkadaşıma talimat veriyorum. Siz de üç arkadaşınıza talimat verin. Hemen müşterek çalışma başlasın ve bu çalışma neticesinde raporu sunsunlar. Hükümet olarak yapmamız gereken neyse, yasaysa yasa, yönergeyse yönerge, genelgeyse genelge... Ne gerekiyorsa yapalım. 4-5 ay oldu hala netice yok. Ne diyorlar; 'Bu işin çözüm yeri; TBMM'dir'. TBMM'de kapalı oturumlar yaptık, açığında zaten konuşuluyor ama dürüstlük başka bir şey. Bunların bu işte yapabilecekleri, ileri sürecekleri herhangi bir öneri yok.''

''HER ZAMAN ÇÖZÜMÜ SAVUNDUK''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni, çeşitli sivil toplum kuruluşları, parlamento içindeki ve dışındaki siyasi partiler, akademisyenler ve medya ile çalışarak açıkladıklarını belirterek, bunun ardından Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ne, ''İhanet planıdır'' diyecek kadar haddini bilmeyenlerin çıktığını söyledi.
''Adı üzerinde; milli birlik, kardeşlik. İçeriğinde ne var ihanet olarak bunu açıkla. Sadece çamur at izi kalsın'' diyen Erdoğan, bunlara rağmen vatandaşın prim vermediğini, vatandaşın hakkı ve hakikati gördüğünü, hakkın ve hakikatin yanında olduğunu dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, samimiyetle bu çalışmaları sürdüreceklerini ifade ederek, ''Bu sıkıntıyı da er veya geç Allah'ın izniyle aşacağız. Bütün saldırılara, tehditlere, provokasyonlara rağmen her zaman çözümü savunduk'' diye konuştu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.