Cuma 25.01.2013 00:00
Son Güncelleme: Cuma 25.01.2013 14:51

Babacan'dan Davos'ta kriz dersi

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Davos'ta süren Dünya Ekonomik Forumu yıllık toplantısında Türkiye'nin küresel krizde başarı formülünü açıkladı.

Küresel krizle birlikte birçok ülkeyi borç krizine sürükleyen kamu harcamalarını artırma tuzağına düşmek yerine bütçe dengelerini bozmadan ekonomiye güven sağladıklarını, büyümeyi ağırlıklı olarak özel sektör eliyle gerçekleştirdiklerini ve istihdamı teşvik ettiklerini anlatan Babacan'ın krizi yenme formülü diğer panelistlerce de onaylandı.
Panelin diğer konuşmacılarından Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Başkanı Guy Ryder, moderatörlük yapan El Cezire sunucusu Kemal Santamaria'ya "Eğer bu oturumda gerçekten ekonomik kırgınlığa odaklanmak istediysen panelistleri büyük ölçüde yanlış seçmişsin. Türkiye ve İzlanda'nın kırgınlıkla ne alakası var, konuyla örtüşmüyor" diye takıldı.
Babacan' ve Ryder'la birlikte İzlanda Cumhurbaşkanı Olafur Raghur Grimsson, Malezya Başbakanı Necib Abdülrezzak Çinli akademisyen Li Daokui'nin katıldığı "Ekonomik Kırgınlık ve Tehlikeleri" panelinde ekonomik toparlanma ve işsizlikle mücadele tedbirleri tartışıldı.
Babacan, paneldeki konuşmasında Türkiye'nin küresel krizin başlangıcından itibaren ekonomik politikalarının merkezine "güven" kavramını yerleştirdiğini, tüketici güvenini ve özel sektöre ve bankalara güveni sağlamaya öncelik verdiğini belirtti.
"Eğer bir ülkede kamu borcu endişe kaynağıysa sadece daha fazla kamu harcaması işe yaramayacaktır. İlave harcamayla hedeflenen ekonomik canlanmadan daha fazlası, oluşacak güven kaybıyla eriyip gidecektir" tespitinde bulunan Babacan, bu nedenle krizde harcamaları artırmaktansa kemerleri sıkı tutmayı tercih ettiklerini dile getirdi.
Babacan, Türkiye'nin son 3 yıldaki hızlı ekonomik büyümesinin ağırlıklı olarak özel sektör eliyle sağlandığını ve hazineye yük binmemesi için büyük altyapı yatırımlarında yap-işlet-devret modelini tercih ettiklerini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, bu süreçte istihdamı kamunun katkısıyla ve vergi avantajlarıyla teşvik ettiklerini ve işsizlere mesleki eğitime ağırlık verdiklerini, uyguladıkları politikalar ve hızlı ekonomik büyüme sayesinde ILO verilerine göre küresel krizin başlangıcından itibaren işsizliği en hızlı düşüren ülkelerden biri olduklarını ve 4,6 milyon ilave istihdam sağladıklarını anlattı.
ILO Başkanı Ryder başta olmak üzere panelistlerin ve oturumda söz alanların çoğunluğu "Doğru olan Türkiye'nin uyguladığı formül" diyerek borç krizindeki Avrupa ülkelerinin ekonomik politikalarını eleştirdi.
Malezya Başbakanı Abdülrezzak ise ülkesinin ekonomik başarısının Uluslararası Para Fonu (IMF) politikalarını reddetmesinden kaynaklandığını dile getirdi.

''TÜRKİYE ARTIK YATIRIMCILARIN GÖZDESİ OLMUŞ BİR ÜLKE''

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, büyük yatırım dalgasının Türkiye için çoktan başladığını ve bunun devam ettiğini belirterek, ''Türkiye artık yatırımcıların gözdesi olmuş bir ülke'' dedi.
Dünya Ekonomik Forumuna katılmak üzere Davos'ta bulunan Başbakan Yardımcısı Babacan, Bloomberg HT-Habertür ortak yayınında soruları yanıtladı.
Babacan, kabine revizyonuna ilişkin soru üzerine, görevlerini tamamlayan bakanların güzel hizmetler verdiklerini, bu açıdan kendilerine teşekkür etmek istediğini belirterek, yeni göreve başlayan 4 bakana da başarılar dilediğini söyledi.
Kabine ile ilgili kararların Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından alındığına dikkati çeken Babacan, dolayısıyla bu konuda çok fazla yorum yapmanın doğru olmadığını kaydetti.
Babacan, ''2014 yılında yapılacak seçimler öncesinde kabinede başka revizyon daha olabilir mi?'' sorusunu yanıtlarken de bununla ilgili ne zamanlama konusunda ne de bundan sonraki adımlar konusunda çok yorum yapmak istemediğini, günün şartlarına göre kararların verilebileceğini belirtti.
Davos'ta Türkiye ekonomisinin nasıl göründüğüne ilişkin soruya da Babacan, ''Türkiye artık bir başarı örneği olarak tescil edilmiş durumda. Kime Türkiye deseniz (çok iyi, her şey çok güzel gidiyor, bir başarı örneği) diyor'' yanıtını verdi.

''NOT ARTIŞLARININ ETKİSİ ÇOK MARJİNAL''

Kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptıkları not artışlarının ekonomilere etkisinin sorulması üzerine Babacan, şunları söyledi:
''Bana göre bu not artışlarının etkisi çok marjinal. Çünkü ciddi yatırımcılar Türkiye'yi her yönüyle değerlendiriyor ve çok yakından izliyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptığı analizlerinin çok daha kapsamlısını, yatırım yapan kuruluşlar zaten yapıyor ya da yaptırıyor. Son krizden sonra kredi derecelendirmelerinin önemi eskisi kadar yüksek değil. Mesela bir kuruluş daha kredi notumuzu artırırsa şu ana kadar Türkiye'ye girmeyen bazı fonlar da girecektir ama bunlar marjinal katkılar. Asıl büyük yatırım dalgası zaten Türkiye için çoktan başlamış durumda ve bu devam ediyor. Türkiye artık yatırımcıların gözdesi olmuş bir ülke. Tabi ki olsa memnun oluruz ama biz öncelikle kendi ev ödevimizi yapacağız. Türkiye'nin geleceği için reformlara ve doğru politikalara devam edeceğiz bunlar zaten arkadan gelecek.''

KREDİ BÜYÜMESİNDE YÜZDE 15 HEDEFİNİN AŞILMASI

Kredi büyümesinde yüzde 15 olarak belirlenen hedefin aşılmasının sıkıntı yaratıp yaratmayacağına ilişkin olarak da Babacan, son bir kaç hafta yüzde 15'in biraz üzerine çıktı diye hemen beklenti içine girmeye gerek olmadığını ifade ederek, ''Yüzde 15'lik kredi genişlemesiyle bizim yüzde 4'lük büyüme hedefi uyumlu bir kompozisyon. Bu çerçevede devam eder diye bekliyoruz ama beklediğimizin dışında gelişmeler olursa da hepsinin tedbiri var'' diye konuştu.
Babacan, hükümet olarak uyguladıkları makro ekonomik çerçevenin çok geniş kesimlerce kabul gördüğünü ve çok ciddi güven ortamının oluştuğunu söyledi.
Japonya Merkez Bankası'nın attığı adımdan sonra merkez bankalarının bağımsızlığının eleştirilmeye başlandığının hatırlatılması üzerine Babacan, hangi ülke olursa olsun, hükümetle merkez bankasının kamuoyunun önünde tartışmaya girmemesi, ihtilafların kapalı kapılar arkasında çözülmesi gerektiğini söyledi. Kamuoyunun önünde tartışıldığı zaman halkta, şirketlerde ve finans çevrelerinde güvensizlik oluştuğunu vurgulayan Babacan, ''Güveni kaybettiğiniz zaman ne büyüme, ne istihdam olur'' ifadesini kullandı.

YENİ SPK KANUNU

Yeni Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Kanunu'nun piyasa bozucu eylemleri düzenleyen 104. maddesine yönelik tartışmalara da değinen Babacan, SPK'nın bu konuda bir açıklama yaptığını ve yeni kanundaki maddenin, eski kanuna göre çok daha açık ve net olduğunu, mahkemeler tarafından çok daha anlaşılabilir olduğunu açıkladığını söyledi. SPK'nın bu açıklamasının endişelerin ortadan kalktığını belirten Babacan, ''Bu kounlarda kimsenin endişesi olmasın. Biz sermaye piyasalarını geliştirmek istiyoruz. Korkutan, ürküten bir yapı kesinlikle istemiyoruz, ama bir taraftan da kötü niyetlilerin, istismar etmek isteyenlerin önüne geçmekte tabii ki devletin görevi'' dedi.

''MUHTEMELEN İŞSİZLİK ORADAN 1 PUAN DÜŞECEK''

Babacan, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK), 2 yıldır cari açıkla alakalı bir çok verinin kontrolünü yaptığını belirtti. TÜİK Başkanına, daha önce işsizlik, enflasyon ve cari açık konusundaki verilere bakılması talimatı verdiğini ifade eden Babacan, TÜİK'in 3 konuda da gayet güzel çalışmalar yaptığını söyledi.
Türkiye'nin işsizlik rakamlarını, Eurostat, OECD, Dünya Bankası'nın Türkiye'den daha düşük açıkladığını belirten Babacan, şöyle devam etti:
''Bizden ham verileri alıyorlar, işliyorlar ve bizden daha düşük açıklıyorlar. Bizim şu andaki işsizlik hesabımız uluslararası standartlarda bir hesap değil. Kendimize özgü bir formül bulmuşuz, o formülle açıklıyoruz. Yani 'kime işsiz denir' tanımını biz kendimize özel yapmışız. Şimdi TÜİK onu düzeltiyor. Muhtemelen işsizlik oradan 1 puan düşecek. Türkiye, Avrupa standartlarında artık o verileri işleyip, tanımlayıp, yayınlamaya başlayacak.''
Enflasyon hesabında da benzer sorunların olduğunu anlatan Babacan, Türkiye'de enflasyonda özellikle bazı ürünler kaynaklı çok ciddi inişler çıkışlar bulunduğunu, bir ayın diğer ayı tutmadığını söyledi. Daha önce erik ve kirazın enflasyonu 1-2 puan etkilediğini dile getirdiğini hatırlatan Babacan, ''Enflasyon 1-2 puan fazla çıkınca bu, faizleri etkiliyor. Bu çok doğru değil. Bunu Avrupa böyle yapmıyor, hiç bir ülke böyle yapmıyor. Dolayısıyla mutlaka bizimde gelişmiş ekonomilerde bu iş nasıl yapılıyorsa öyle yapmamazı lazım. O konuda da TÜİK güzel çalışmalar yaptı'' diye konuştu.
Cari açığı etkileyen kalemlerin başında yer alan turizm istatistiklerinin de doğru olmadığının ortaya çıktığını anlatan Babacan, gelen turist sayısının bilindiğini, ancak bir turistin kaç para harcadığının anketle tespit edilmeye çalışıldığını kaydetti. Anketlerdeki örneklemlerde hata olduğunun ortaya çıktığını belirten Babacan, Türkiye'nin turizm gelirlerinin ve kişi başına turizm harcamasının aslında çok daha fazla olduğunu ifade etti.
Türk Hava Yolları'nın yurtiçine sattığı biletlerin şu anda hizmet gelirine girdiğini, halbuki uluslararası standartlarda turizm gelirine yansıması gerektiğini vurgulayan Babacan, ''Bunlar ortaya çıktı. Bizim şimdi 2013'ten itibaren turizm gelirlerimiz eskiye göre belki 3-4-5 milyar dolar gibi daha yüksek çıkacak'' dedi.

''İHRACAT RAKAMLARINDA İSTATİSTİKSEL HATALAR OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI''

Başbakan Yardımcısı Babacan, cari açığı etkileyen kalemlerden ihracat rakamlarının da gerçeğinden bir miktar az açıklandığının tespit edildiğini belirterek, şunları kaydetti:
''İhracat rakamlarında istatistiksel hatalar ya da ölçüm hatalarının olduğu ortaya çıktı. İthalata ise tam tersine, olduğundan daha fazla hesaplandığı ortaya çıktı. Mesela ithalatta minimum fiyat uygulaması yapıyoruz. Diyoruz ki 'Bir çanta ithal edilirse bu 5 dolardan aşağı olamaz. 5 dolardan aşağı olsa bile, 5 dolardan vergisini alırız' diyoruz. Şimdi o çanta 1 dolarda olsa 5 dolarmış gibi bizim ithalat kayıtlarımıza giriyor. Dolayısıyla turizmden ihracattan ve ithalattan, üçünden de cari açığımızı daha kötü gösterecek veriler üretiliyordu bugüne kadar. Şimdi bu üç alanda da düzeltmeler gelecek. Hep diyoruz ya, hata-noksan hep olumlu çıkıyor ve çok yüksek çıkıyor. Türkiye'de gerçekten hata-noksan içerisinde o hata kaleminin, turizmde de, ihracatta da, ithalatta da olduğunu gördük. Bu üç alan da şimdi düzeltiliyor. Öyle bekliyorum ki 2013 içerisinde peyder pey bunlar olur ve 2014'ten itibaren de her alanda doğru istatistikleri yayınlamaya başlarız ve dolayısıyla cari açığımız daha düşük, net hata-noksan kalemimiz de daha düşük ve böylece daha düşük bir dış denge yayını olur.''

3. HAVALİMANINA İLGİ BÜYÜK

Davos'ta, kendilerine, İstanbul'a yapılacak 3 havalimanı çok sorduklarını belirten Babacan, 3. havalimanının, dünyanın en büyük havalimanlarından biri olacağını söyledi. İlk etapta 7 milyar avroluk bir yatırım yapılacağını anlatan babacan, ''Daha da enteresan bunun yap-işlet-devret modeli ve kamu-özel ortaklığıyla yapılıyor olması çok dikkat çekiyor'' diye konuştu.
Bir çok ülkenin bütçe kısıtlamaları sabebiyle yatırım harcamalarını azalttığına işaret eden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, buna karşılık Türkiye'nin özel sektörü işin içine sokarak yatırım yapmaya devam ettiğini kaydetti.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.