Bankalar savunmaya devam ediyor

Sözlü savunmaların ikinci gününde Halk, İş, Vakıflar, Ziraat, Garanti ile Yapı ve Kredi bankalarının temsilcileri dinlenecek.
Türkiye'de faaliyet gösteren 12 banka hakkında, mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerinde rekabeti sınırlayıcı eylemlerde bulundukları gerekçesiyle Rekabet Kurulu tarafından yürütülen soruşturmada dün bankaların sözlü savunması alınmaya başlamıştı. Akbank, Finansbank, HSCB, ING Bank, Denizbank, Türk Ekonomi Bankası sözlü savunmalarını dün yapmıştı.
Bu arada, bankalara ilişkin kararın 12 Mart 2013'e kadar açıklanması bekleniyor.

SORUŞTURMA 2 KASIM 2011'E DAYANIYOR

Rekabet Kurulu, 2 Kasım 2011 tarihli toplantısında Akbank, Finansbank, HSBC Bank, ING Bank, Türk Ekonomi Bankası, Türkiye Garanti Bankası, Türkiye Halk Bankası, Türkiye İş Bankası, Türkiye Vakıflar Bankası, Yapı ve Kredi Bankası ve Ziraat Bankası ile Garanti Ödeme Sistemleri AŞ ile Garanti Konut Finansmanı Danışmanlık AŞ unvanlı teşebbüsler hakkında soruşturma açılmasına karar vermişti.
Soruşturma, söz konusu teşebbüslerin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun rekabeti kısıtlayıcı anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliği kararlarına ilişkin 4'üncü maddesinde yasaklanmış olan davranışları gerçekleştirip gerçekleştirmediklerinin tespiti amacıyla yürütülüyor.
Rekabet Kanunu'nun 4'üncü maddesi, başta karteller olmak üzere teşebbüsler arasındaki rekabeti kısıtlayıcı anlaşmaları, uyumlu eylemleri ve teşebbüs birliklerinin bu nitelikteki karar ve davranışlarını yasaklıyor. Rekabet Kurulu'nca yürütülen soruşturmaların süreleri, her bir dosyanın niteliği, ilgili teşebbüslerin süreç içerisinde Kurul ile işbirliğinde bulunma dereceleri ve teşebbüslerin savunma haklarını kullanma süreleri gibi unsurlara bağlı olarak değişiyor.

VAKIFBANK GENEL MÜDÜRÜ KALKAN

Vakıfbank Genel Müdürü Süleyman Kalkan, 3 yıldır bankada görev yaptığını belirterek, ''Bu süre içinde diğer bankalarla ilgili olarak herhangi bir anlaşmaya dair en ufak bir bilgi tarafıma ulaşmamıştır. Biz asla böyle bir anlaşmanın tarafı olmadık'' dedi.
Kalkan, Rekabet Kurumu'nda 12 bankaya ilişkin soruşturmanın sözlü savunmasında, soruşturma heyeti tarafından hazırlanan belgelerde Vakıfbank ile ilgili olarak 2 ihlal iddiasında bulunulduğunu hatırlattı.
Belgelerde, bazı bankaların üzerinde mutabakata vardığı bir çerçeve centilmenlik anlaşması olduğu, bu anlaşma vasıtasıyla mevduat, kredi ve kredi kartı pazarında rekabetin kısıtlandığı ve Vakıfbank'ın da söz konusu anlaşmaya dahil olduğunun öne sürüldüğünü anlatan Kalkan, Vakıfbank'ın mevduat, kredi ve kredi kartı pazarında rekabeti kısıtlayıcı bir anlaşmanın tarafı olmadığını söyledi.
Kalkan, nitekim soruşturma heyeti tarafından yapılan incelemelerde de Vakıfbank ile ilgili hiçbir belgenin bulunamadığını kaydetti.
Bir kamu bankası olan Vakıfbank'ın, kamu denetimi altında hukuka ve kamu düzenlemelerine riayet etme konusunda azami özeni gösterdiğini ifade eden Kalkan, ''Ben 3 yıldır bu bankada görev yapıyorum. Bu süre içinde diğer bankalarla ilgili olarak herhangi bir anlaşmaya dair en ufak bir bilgi tarafıma ulaşmamıştır. Biz asla böyle bir anlaşmanın tarafı olmadık'' diye konuştu.

''ÜÇ KAMU BANKASININ KENDİ ARALARINDA REKABETİ İHLAL ETMELERİ SÖZ KONUSU OLAMAZ''

Vakıfbank Genel Müdürü Süleyman Kalkan, rekabet kurallarına aykırı anlaşmalara taraf olmak veya hukuka aykırı davranışlarda bulunmak suretiyle karlılıklarını artırma gayreti içinde olmadıklarını bildirdi.
Kalkan, Rekabet Kurumu'nda 12 bankaya ilişkin soruşturmanın sözlü savunmasında, bir başka bankanın iç yazışmalarında geçen 'piyasa yapıcı büyük bankalar' ve 'kamu bankaları da dahilmiş' ifadelerinden yola çıkılarak, sözü edilen centilmenlik anlaşmasına Vakıfbank'ın da dahil olduğunun iddia edildiğini, bu ifadelere dayanarak Vakıfbank'ın bir ihlale taraf olduğu sonucuna varılmasının hukuki olarak kabul edilebilir nitelikte olmadığını söyledi.
Diğer taraftan, soruşturma belgelerinde ifade edilenin aksine, Vakıfbank'ın uyguladığı faiz oranlarının belirli tarihlerde diğer bankaların oranları ile aynılık veya yakınlık göstermesinin de anlaşmaya taraf olduğunu göstermek için yeterli olmadığını belirten Kalkan, zira Vakıfbank'ın, rekabet kurallarını ihlal etmeden de rakiplerinin piyasa davranışlarını gözlemleyebileceği ve buna göre faiz oranlarını rakipleriyle aynı veya yakın olacak şekilde değiştirebileceğini kaydetti. Kalkan, bu durumun, piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin olağan rekabetçi davranışı olarak kabul edilmesi gerektiğini bildirdi.

İKİNCİ İDDİA

Soruşturma belgelerinde yer verilen ikinci ihlal iddiasının ise kamu mevduatı pazarında rekabetin mevduat sahibi kurumlar aleyhine kısıtlandığı yönünde olduğuna işaret eden Kalkan, şöyle konuştu:
''Vakıfbank, Ziraat Bankası ve Halk Bankası kamu kontrolünde olan bankalardır. Ayrı tüzel kişiliklere sahip olsalar dahi, aynı çatı altında faaliyet gösteren teşebbüsler arası davranışların rekabetin ihlali olarak değerlendirilmediği bilinmektedir. Bu çerçevede, rekabet hukuku anlamında tek ekonomik bütünlük arz eden üç kamu bankasının kendi aralarında rekabeti ihlal etmeleri söz konusu olamayacaktır.
Bir kamu bankası olan ve dolayısıyla kamu denetimi altında faaliyet gösteren Vakıfbank, hukuka ve kamu düzenlemelerine riayet hususunda azami dikkat ve özen göstermektedir. Bir başka deyişle, rekabet kurallarına aykırı anlaşmalara taraf olmak veya benzeri hukuka aykırı davranışlarda bulunmak suretiyle kârlılığımızı artırma gayreti içinde olmamız ihtimal dahilinde değildir.''
Kalkan, 2010 yılından beri Vakıfbank genel müdürlüğü yaptığını, bu dönemde iddia konusu anlaşmayı ne duyduğunu ne de böyle bir bilginin kendisine ulaştığını belirterek, ''İddia edildiği gibi bir anlaşma varsa, bu durumdan haberdar olmadığım ve Vakıfbank'ın kesinlikle bir anlaşmaya taraf olmadığı hususlarında sizleri temin ederim. Bu çerçevede, soruşturma kapsamında herhangi bir ihlale taraf olmadığımızın tespit edilmesini saygılarımla arz ve talep ederim'' diye konuştu.