Salı 26.02.2013 00:00
Son Güncelleme: Salı 26.02.2013 10:12

Dubai ve Riyad'da bir Türk girişimcisi

Stratejik İletişim ve Kariyer Danışmanı Duygu Eren bu hafta Dubai ve Riyad’da girişimleri olan bir Türk girişimciyi konuk ediyor.

Türkiye'de girişimcilik ekosistemi ve girişimciler daha çok İstanbul ve çevresinde odaklanmış durumdalar. Oysa ki, İstanbul dışında ve dünyanın birçok yerinde başarılı Türk girişimcilerine rastlamak mümkün. Bugün, röportajını okuyacağınız kişi Dubai ve Riyad'da girişimleri olan bir Türk. Başarılı bir girişimci olmasının yanı sıra bir melek yatırımcı. Aynı zamanda, girişimciliğin yaygınlaşması için birçok organizasyonda aktif rol almakta. Şimdi sizi, bu yetenekli ve tutkulu girişimci ruhla; Alper Çelen röportajıyla baş başa bırakıyorum.
Eğitiminizi ve özgeçmişinizi öğrenebilir miyiz?
Yapı itibariyle meraklı bir insanım; doğaya olan merakım beni mühendisliğe, dünyaya olan merakım beni gezginliğe, yeniye olan merakım beni girişimciliğe yöneltti. Massachusetts Institute of Technology (MIT), University of Virginia, ve Tarsus Amerikan Koleji'nde eğitim aldım. İşletme ve Elektronik Mühendisliği yüksek lisansım var. Kariyerime; Millitech adında bir NASA proje firmasında mikrodalga devre ve uydu tasarımı yaparak başladım. İlk profesyonel liderlik deneyimim o firmada benden çok daha kıdemli insanlara müdürlük yaparak gerçekleşti. Sonra Boston, Amerika'daki IBM yarı iletken laboratuarlarında ilk 3G mikroçip setlerinin tasarımlarını yaptık ve hayata geçirdik. Ansys adında ki önde gelen mühendislik yazılım firmasında satış ve iş geliştirme müdürlüğü yaparken MIT'de işletme yüksek lisansı yapmaya karar verdim. Bir sure Nokia'da kurumsal strateji müdürlüğü yaptıktan sonra Avrupa'ya taşınıp McKinsey & Company yönetim danışmanlığı firmasının İskandinavya ofisinde Helsinki bazlı çalıştım. 2009 yılında Dubai'de Commit Network yönetim danışmanlığı ve yatırım firmasını kurdum. Commit, Orta Doğu'da birçok projeler ve yatırımlar gerçekleştiriyor. Örneğin, Telekom sektöründe Suudi Arabistan'da bölgenin en büyük mobil pazarlama projeleri gerçekleştirdik. Bir başka yatırırımızla bölgede ilk olarak cep telefonlarını sigortalamaya ve tamir etmeye başladık. Yakında hayata geçecek bir başka projemiz ülkemizin en başarılı Facebook oyunu olan Townster'i Orta Doğu'ya adapte etmek. İnternet sektöründe Suudi Arabistan'da kurduğum Commit Internet Ventures firması, altı ay önce ülkenin ileri gelen e-ticaret sitesi www.fursaty.com başlattı. Arapçada "Fırsatım" anlamına gelen bu site, su anda bölgede bir marka olmuş durumda. Ayrıca, bu sene Avrupa ve Orta Doğu'da ileri teknoloji sektöründe küçük melek yatırımlar yapmaya başladım. Hedefimiz Orta Doğu'yla ülkemiz ve batı arasında iş köprüleri kurmak, yüksek teknoloji alanında inovasyon alışverişini arttırmak.
Girişimci olmaya nasıl karar verdiniz?
MIT Girişimcilik Merkezi'nde yapılan bir araştırmada, girişimci olmak için en önemli etkenin aileden girişimci örneği görmek olduğu çıkmıştı. Bu benim için de geçerli. Şu anda bir girişimciysem, en önemli faktör babam Ahmet Çelen'in cesur, öngörüşü yüksek bir girişimci olmasıdır. Bursla okumuş, devlete çalışan bir ziraat mühendisiyken ekmek fabrikası sahibi olmuş, sonra fırın ve yem makinaları icat etmiş ve üretmiş biri. Altmış yaşından sonra yeni kurduğu bir iş de www.MozartDeco.com adındaki mermer taş ve mozaik işi. Girişimciliği bana çocuk yaşta aşıladı; yaz tatillerinde ve hafta sonları onunla beraber işe gider, dinler ve bir şey öğrenmeye çalışırdım. On yaşında yazılı bir anlaşmayla babamdan borç para alıp bir Commodore64 bilgisayar almıştım ve borcumu yazılım ve oyun satarak ona geri ödemiştim. Bu ilk girişimcilik hikayemden sonra bir gün kendi işimin sahibi olacağımı hep biliyordum. 2009 başlamak için doğru bir zamandı; aldığım eğitim, tecrübe, ve sahip olduğum network'un
gereken kritik ağırlığa eriştiğini düşündüm ve çok saygı duyduğum McKinsey'den istifa edip kendimi bir girişimci olarak Dubai'de buldum.

Ne kadar sermayeyle başladınız?

Commit Network'u ilk kurduğumda ana sermaye gereksinimi beyin gücü, deneyim, iş bilirlik ve birkaç dizüstü bilgisayardı. Nakit sermaye sadece USD50k civarındaydı. Çünkü; yönetim danışmanlığı doğru yapıldığında ilk günden karlı olabilecek bir iştir. Ancak, bana nakit değil de gerçek sermaye yatırımı diye sorarsanız yukarda saydığım okul ve işlerde harcanan para ve geçirilen onlarca sene bence gerçek sermaye yatırımımdı. O sene ve yatırımlara paha biçilebilmesi zor olacaktır. Başarılı olmak için kritik sermaye bence bu gibi deneyimler, eğitim ve çevre sahibi olmak; bu birikime sahip olunca finansman sağlamak ise çok zor ve önemli değil. Arkama baktığımda, Commit'i kurarken ana sermayemin umut olduğunu hatırlıyorum. Bu umuda sahip olmak için de hayatımda bazı deneyimler elde etmiş olmam gerekiyordu. Az parayla kurulacak çok iş var ama az umutla kurulacak iş var mı bilmiyorum.
Ekibinizi nasıl kurdunuz ve şu an kaç kişi çalışıyor?
Ekip kurmak özellikle Orta Doğu'da bizimki gibi yüksek katma değerli işlerde çok zor. İlk ekibimi tanıdıklarım yardımıyla kurdum. Doğru seçimlerimin yanı sıra bana zaman kaybettiren seçimlerim de oldu, ama hepsi bugünkü tecrübem adına gerekliymiş diye düşünüyorum. Buradan vardığım sonuç şu oldu: Girişimciler çekirdek ekip seçimine fikirleri kadar önem vermeliler. Nitekim çok iyi fikirler kötü ekipler tarafından öldürülebilir ve hatta çalınabilir. Bu yüzden bugün benim için en önemli kriter: Güven. Nitekim, Suudi Arabistan'daki ofisimizin başında yakın dostum Uluç Yuca bulunuyor. Emirliklerdeki ofisimizde ise ortağım MIT ve McKinsey'den arkadaşım Khalid Saiduddin. Bence girişimciler kayıtsız güven duydukları bir takım kurabilirlerse başarıya doğru büyük bir adım atmış olurlar. Biz bunu başardık, şimdi meyvelerini topluyoruz.

Markanızın ismi nereden geliyor?

COMMIT Network ismimizin "Commit" kelimesi benim için kilit bir kelime. Kendime ve çalışanlarıma devamlı olarak yaptığımız işe ve yaratmak istediğimiz değere "kendini adama"ları gerektiğini hatırlatmak istedim. Ayrıca, Commit kelimesinin içinde çok sevdiğim okulum MIT'de var. "Network" kelimesi ise ünlü girişimcilik gurusu ve mentorum Profesör Ken Morse'nin tavsiyesiyle yaptığımız işleri her zaman ortaklı ve çok fikirli yapmamız gerektiğini hatırlatmak için seçildi.
İşinizde sizin için dönüm noktası sayılabilecek bir zaman dilimi / kişi oldu mu?
Ocak 2011'de Mısır'da gerçekleşen ihtilal benim için zor ama değerli bir deneyim oldu. Türkiye ve Mısır arasında bir RORO gemi hattı başlatmak üzereydik ve bir milyon dolar civarında iş geliştirme yatırımı yapmıştık. İhtilalle beraber bu çok sevdiğim ve üzerinde 10 ay çalıştığım, yatırım yaptığım projeyi bırakmak zorunda kaldık. Bu karara varma sureci benim için önemli bir deneyim oldu. Bu kararla beraber işimizi Orta Doğu'daki telekom ve internet işlerimize odakladık ve kısa zamanda önemli başarılar elde ettik. Bazen kötü bir gelişme, önemli deneyimler kazanmaya ve farklı bir şeylere odaklanmaya sebep olabiliyor. Bu da beklenmedik şekilde fayda sağlayabiliyor.
Şu an markanızın yönetimini nasıl yapıyorsunuz?
Telekom işimiz tamamen B2B bir iş ve markamız tamamen yaptığımız işin kalitesi ve kendi güvenirliliğimizle bağlantılı. İnternet işimiz www.fursaty.com B2C bir iş ve Fursaty markasının seçimi, gelişmesi ve yönetimi için danışmanlıklar alıyoruz. Müşterilerimize anketler yaptırıyoruz. Fursaty markası, özellikle Orta Doğu'ya özgün lokal bir marka olarak seçildi ve öyle yaşatmayı doğru buluyoruz.

Markanızı kendi sektörünüz içinde, rakiplerinize göre nasıl konumlandırırsınız?

İnternet işimizde B2C markamız Fursaty, rakiplerimize göre çok daha yerel, sıcak ve arkadaş canlısı bir marka. Ayrıca, bir fırsat sitesi olarak amacımız sadece indirim sunmak değil. Motto'muz, "Fursaty – Deals to Enrich Your Life". Amacımız insanların hayatlarını renklendirmek ve yaşadıkları şehri onlara yeniden keşfettirmek.
Bu bağlamda, Arap ülkelerinde girişimcilik nasıl?
Arap Ülkeleri olarak tek tanım çok zor. 21 tane Arap ülkesi var ve dil, kültür, ve iş anlayışı çok geniş bir yelpaze oluşturuyor. Körfez Ülkeleri olarak kısıtlarsak girişimciliği genellemek biraz daha kolay olacaktır. Keza girişimcilik bir patlama aşamasında. Çok fazla imkan ve kapital var. Ancak genel olarak devlet kurumları ve büyük firmalar hala girişimcilerin gerek duyduğundan daha bürokratik ve yavaş işliyor. İş yapma kolaylığının ve hızının artması lazım. Körfez insanları birçok açıdan girişimci karaktere sahipler ama onlar da biz Türklerin yaşadığı ticaretten yüksek teknoloji diline geçişi yaşıyorlar. Ülkemiz bu konuda birçok şekilde Körfez Ülkeleri'ne örnek durumda ve takip ediliyor.

Sizce, sizin başarınızın sırrı nedir?
Başarılı olmak göreceli bir kavram. Eğer başarılı sayılıyorsam ve bunun bir sırrı varsa herhalde çok çalışmak, meraklı olmak ve cesur davranmak olsa gerek. Yazık ki haftada 35 saat çalışarak seyahat etmeden başarılı olabilen insanlardan değilim. İş saatlerim genelde çok uzun, hafta sonlarım bazen çok ülkeli çalışmaktan dolayı sıfir gün oluyor. Aynı anda 10 proje üzerinde çalışmaktan hoşlanıyorum ve bu beni enerjik tutuyor. Elime geçen her şeyi okumaya, devamlı yeni şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Diğer yandan birçok girişimci gibi bazen fazla cesur, fazla pozitif ve özgüvenliyim. Bu değerler olmadan girişimci olmaya zaten imkan olduğunu da düşünmüyorum.
Gelecekte nasıl büyümeyi hedefliyorsunuz?
Telekom işlerimizde katma değerli ortak sayımızı arttırıp beraber çalıştığımız telekom operatörlerine farklı segmentlerde servisler sunmak istiyoruz. Kısa dönemde ilgi duyduğumuz segmentler mobil para, cloud video, ve mobil eğitim segmentleri. Hem telekom hem de internet işlerimizde Suudi Arabistan ve Arap Emirlikleri'nden diğer bölge ülkelerine büyümeyi planlıyoruz.
Aynı zamanda melek yatırımcılıkta yapıyorsunuz; Yatırım yaptığınız girişimciler size nasıl ulaştı?
Genelde girişimciler bana tanıdıklarım yoluyla ulaştı. Çalıştığımız internet ve telekom sektörlerinde hemen hemen herkes network'te 2 derece uzaklıkta. Böyle tanışmalar referanslı olduğu için daha güven verici ve önem kazanıyor.
Yatırım yapmanız için girişimci size ne sunmalı?
İnanç, azim ve akıllı bir takım. Bunlar olduğunda bile girişimcilik zor, bunlarsız başarmak neredeyse imkansız. Bunların üçü de varsa, girişimci zaten ödevini iyi yapmış oluyor ve ne istediğini ve ne yaratmak istediğini iyi biliyor. Girişimci işi konusunda konuşurken gözleri parlamalı, susturmak zor olmalı, bir annenin çocuğuna duyduğu sevgi gibi işine sevgi duymalı, geleceği hakkında hayal kurmalı.
Yapılan yatırım aralığı ne kadar ve bu süreç nasıl gelişiyor?
Yatırım aralığımız; $50k-1M. Yatırımlarımız erken dönem yatırımlar ve hatta bazen gördüğümüz boşlukta yatırım fırsatı bulamayınca sıfırdan bizim takım kurup yaptığımız yatırımlar (örneğin Fursaty.com) oluyor.
Yatırımın geri dönüşü için beklentileriniz nedir?
Ben ve firmam aktif yatırımcıyız. Bu yüzden geri dönüş için kesin bir zaman kısıtlamamız yok. Bir fon olarak çalışmadığımız için bir yandan esneğiz ama öbür taraftan da genelde kısa zamanda pozitif nakit akışı yaratacak işler ilgimizi çekiyor.
Hangi projeleri genelde destekliyorsunuz? Destek verdiğiniz öncelikli sektörler var mı?
İlgi duyduğumuz sektörler telekom, internet, ve sağlık. Yatırım yaparken öncelikle baktığımız konulardan biri yatırımı bulunduğumuz Orta Doğu bölgesinde pazara sunup sunamayacağımız. Pazara sunup, satışını arttırabileceğimiz işleri seviyoruz ve bölgedeki uzmanlığımızla sinerji sağlama imkanı arıyoruz.
Girişimciler size nasıl ulaşabilirler?
Hemen her gün Linkedin kullanıyorum. Girişimciler ve diğer yatırımcılar bana kolayca Linkedin üzerinden ulaşabilirler.
Bir iş gününüz nasıl geçer?
İş günlerim bulunduğum ülkeye göre farklı oluyor. Dubai, Riyad ve İstanbul'da ofislerimiz var. Genelde haftanın 4 günü Riyad'da ve 3 günü Dubai'deyim. Ayrıca, ayda iki kere İstanbul'a geliyorum. Riyad'da günüm Fursaty.com takımıyla ertesi günün fırsatlarını incelemekle başlıyor. İnternet işimizde ellerimi kirletmeyi seviyorum, örneğin gerektiğinde copywriter, gerektiğinde grafik tasarımcılığı yapmam gerekiyor. Günün orta bölümü müşteri ve ortak toplantı ve telekonferanslarıyla geçiyor. Akşam tekrar bir Fursaty takım toplantımız oluyor ve sonra her akşam yemeği ya takım ya da iş dünyasından arkadaşlarımla oluyor. Orta Doğu'da iş dünyasında akşam yemek ve sohbetleri çok önemli ve bu yüzden günüm çok geç bitiyor. Dubai'de günlerim biraz daha serbest. Toplantı ve telekonferanslardan arta kalan zamanda yöneticilik sorumluluklarımı yerine getiriyorum (insan kaynakları, strateji, finans, muhasebe gibi). İnsan kendisine çalışınca mesai saatleri limitleri aşıyor ama en azından ne
zaman ve nerede çalışacağına kendisi karar verebiliyor. Eşime, oğluma zaman ayırdığımda bütün bu koşturmacaya değdiğini düşünüyorum, zamanı nitelikli değerlendirmek önemli. Örneğin, Dubai'de olduğum günlerde sabah oğlum Tuan'ı anaokuluna bırakıp, işe biraz geç
gitmek benim için büyük bir zevk oluyor.

Sektörünüz, dünyada sizce nereye gidiyor?

2003'de dünyadaki o zamana kadar yaratılan tüm bilgiyi (bütün kitaplar, yazılar, web siteleri vs.) toplasanız toplam 5 exabyte ediyordu. Şu anda biz bu kadar bilgiyi sadece 2 günde yaratıyoruz. Nokia'da çalıştığım zamanlarda "mobil olabilecek her şey bir gün mobil olacaktır" derdik. Bu hala kesinlikle inandığım bir gerçek. Bu büyük verinin mobilleşmesi hızla devam edecek. Mobil internet insanlığa yardım etmekten, insanlığı tanımlamaya geçecek. Şu anda kullandığımız iletişim dahisi "akıllı telefonlar", önümüzdeki 10 yılda "ermiş telefonlar" olarak sadece iletişim kurmamızı değil, "büyük veri"nin yardımıyla, ne istememiz ve yapmamız gerektiğini de söyleyecekler. İçinde bulunduğum telekom ve internet sektörleri bu dönüşümün ortasında ivme kazanıyor ve kilit olmaya devam edecek.
Kendinizi hangi platformda gösteriyorsunuz?
İş ve özel hayatımdan geri kalan zamanda bazı kar amacı gütmeyen organizasyonlarda gönüllü olarak çalışıyorum. Gurur duyarak gönüllü olduğum organizasyonlar Türkiye'de kurucu üyesi olduğum Entrepreneurs' Organization (EO), Orta Doğu'da MIT Enterprise Forum ve kurucusu olduğum Mobile Monday Dubai ve Riyad Organizasyonları, ve Amerika'da Siebel Scholarship Foundation. Bu organizasyonlar hem ekosisteme geri bir şeyler vermeme, hem de kendimi ve fikirlerimi geliştirmeme yardımcı oluyor. Diğer genç girişimci arkadaşlarıma, her ne kadar meşgul olsalar da, böyle organizasyonlarda gönüllü çalışmalarını tavsiye ederim. Bahsettiğim gibi, bence girişimciyi besleyen en önemli değer umut; umudu beslemenin de en iyi yolu başkalarına yardım etmek.
Türkiye ve dünyadaki girişimcilerin farkları ve benzerlikleri sizce nelerdir?
Türkler olarak aslında girişimcilik için çok güçlü bazı özelliklerimiz var. Örneğin, çok cesuruz ve bir imparatorluğun torunları olarak büyük işler başarabileceğimize inancımız var. Ancak, Amerikan girişimciliği ile karşılaştırdığımızda hala gerçek inovasyon yerine biraz kopyacıyız ve cesaretimiz genelde Türkiye sınırlarında bitiyor. Dünyayı fethetmeye çalışan girişimcilerimiz olması gerektiğinden çok az. Bize yeten bir pazarımız var ve bunun lüksü ile çok sevdiğimiz İstanbul'dan ayrılmak birçoğumuza zor geliyor. Nitekim bana birçok Türk girişimci arkadaşım "ne işin var elin çölünde" diye çıkışıyor. Türkiye'yi bırakıp artık bölgemiz ve tüm dünyaya açılmamız lazım. Bunun için aklımız, iş bilgimiz, ve özgüvenimiz
yeterli. Bir diğer önem vermemiz gereken alan matematik ve mühendislik eğitimi. En iyi okullarımız çok kaliteli olabilir ama ortalama olarak 65 OECD ülkesi arasında matematik eğitiminde sadece 32nci sıradayız. Yüksek teknoloji alanında girişimci yetiştireceksek matematik ve mühendislik eğitimine daha da önem vermemiz lazım.
Yeni girişimcilere destek verdiğinizi biliyoruz? Bu nasıl oluyor?
MIT Enterprise Forum kanalıyla Orta Doğu'daki birçok parlak girişimciyle tanışma imkanı buluyorum. Her sene bunlardan birkaçına aktif mentorluk yapıyorum. Örneğin, bunlardan bir tanesi geçen sene MIT Enterprise Forum Pan Arab Business Plan Competition finalisti
AdvanTag. Şu anda bu firmanın yönetim kurulundayım. Yine buna benzer değerli bulduğum takımların kurduğu firmaların yönetim ve danışman kurullarında görev yapıyorum. Örnek firmalar; Finlandiya'dan HyperIn, Fluid Interactive, ülkemizden Gamester.
Size ilham veren beğendiğiniz girişim ve girişimciler kimler?
Bana ilham veren girişimler Amerika'nın keşfi, Mars'a gönderilen araba büyüklüğündeki keşif aracı Curiosity, Dubai'nin son 20 senedeki transformasyonu, ve yapılması işlevinin gerektirdiğinden çok zor olan mimari yapıtlar. Örnek almaya çalıştığım girişimcileri genelde şahsen tanıdığım insanlardan seçmeye çalışıyorum: korkusuz olmak konusunda babam Ahmet Çelen, insanlara verdiği önem konusunda MIT'den profesörüm ve eski GE genel müdürü Jack Welch, amaç odaklı olmak konusunda yine MIT'den profesörüm Ken Morse, dünya
vizyonunu yeni bir bölgede hayata geçirmek konusunda Mustafa Say, pozitif ve karizmatik liderlikte Uluç Yuca ilham kaynaklarım. Ayrıca yeni idolüm "Jiro'nun Sushi Düşleri" belgeselinde tanıdığım 85 yaşındaki sushi ustası Jiro. 70 seneden beri sushi yapıyor ve işine
aşık. İçinde tuvalet bile olmayan 10 sandalyeli restaurantı yakın tarihte 3 Michelin yıldızına layık görüldü. Yaptığım işi bu kadar sevmek ve mükemmelliğe ulaşmak isterim.

Sizin girişimcilik alanında açık olarak gördüğünüz sektörler nereler?

Mobil ve bilişim dünyası önümüzdeki 10 yılda yeni bir dönüşüm yaşayacak. Şu anda akıllı telefonlarımız müthiş birer iletişim aygıtı; bizleri istediğimiz insanlarla, istediğimiz formatta, anında ve nerede olduğumuz önemli olmadan bağlayabiliyor. Önümüzdeki
dönemde bu iletişim aletleri birer danışman alete dönüşecek ve bize herhangi bir anda ne istememiz gerektiğini, kiminle nasıl iletişime geçmemizin uygun olduğu konusunda danışmanlık yapacak. Hakkımızda toplanan "büyük veri"nin sağlamasıyla, hangi
arkadaşımızla hangi konuda görüşmemiz gerektiğini, eşimize en uygun doğum günü hediyesini, önünden geçmekte olduğumuz mağazadaki bizim aradığımız özel indirimi bildirecek. Bu iletişimden, danışmana dönüşümde bir sonraki milyar dolarlık işlerin ortaya
çıkacağını biliyorum.
Her potansiyel işadamı ve girişimcinin sizce, alması gereken eğitim, katılması gereken seminer ve kişisel gelişim programları nelerdir?
Kesinlikle almaları gereken formal bir eğitim olduğunu düşünmüyorum. Örneğin girişimci olmak için işletme okumaya veya bilgisayar mühendisi olmaya gerek yok. Ancak, problem çözmeyi bilmek gerekiyor. Bunu öğrenmek için de matematik ve mühendislik eğitimi bence bir avantaj sağlıyor. İyi okullarda okumak veya büyük firmalarda çalışmak da şart değil, ancak başarıya ulaşmayı hızlandırabiliyor. Genel olarak alınması gereken formal bir eğitim olması gerekmese de, başarılı bir girişimci olmak için girişimci olmadan kritik kütle bir başarı göstermiş olmak lazım. Başarılı projelerde, başarılı takımlarla, iyi markalar altında çalışmış olmak girişimcinin kredibilitesini arttırıyor. Okulda, işte, hayatta başarı göstermemiş kişinin girişimci olunca birden bire başarılı olacağına inanmak zor oluyor. Bu yüzden girişimci olmak isteyen genç arkadaşlara girişimci olmadan önce başarı göstermelerini tavsiye ederim. Girişimcilik bence başarıdan mezun olunca yapılacak bir iş, ilk başarıya ulaşmak için yapılmasını romantik buluyorum. Genelde, girişimcilerde gördüğüm bir eksiklik yazılı veya sunum halinde fikirlerini anlatabilmek. Buna önem vererek topluluk önünde konuşmayı ve görsel olarak fikirlerini paylaşmayı denemeliler. Ayrıca, 80/20 kuralını çok iyi anlamalılar. Girişimcilik, teorilerin olduğu gibi temiz ve mükemmel değil, mümkün olduğunca değeri en az imkanla yaratmayı öğrenmek gerekiyor. Okyanusu kaynatmaya çalışmadan mümkün olan en iyiyi başarmak amaç olmalı.
Girişimcilere rehber niteliğinde söylemek istedikleriniz nelerdir?
Genç girişimcilere fikir kadar takım ve satışa önem vermelerini öneririm. Satış yapmayı sevmiyorsanız, yanınıza satış yapmayı seven birini alın. Ünlü yatırımcı ve eğitmen Howard Anderson bana satışçının girişimdeki önemini anlatırken "çok kişi et yer ama avcı azdır"
derdi. Her girişimin "avcı"lara ihtiyacı var. Sadece iyi anlaştığınız ve sizle aynı özelliklere sahip arkadaşlarınızdan takımlar kurmayın; çok kabiliyetli, sizi tamamlayan, hem ürün yaratabilen, hem de onu satabilen takımlar kurun.

Duygu Eren
Stratejik İletişim ve Kariyer Danışmanı
Yazarla iletişim için:
duygu@dpdanismanlik.com


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.