Cumartesi 06.04.2013 00:00

Gümrüklerde 900 milyon lira tasarruf edilecek

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, 2002 yılında toplam bütçenin yüzde 44,8'inin faiz harcamalarından oluştuğunu, bugün bütçeden faiz harcamalarına ayrılan oranın yüzde 13,4'e kadar gerilediğini belirtti.

Bakan Yazıcı, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nun (TUSKON) Yönetim Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, TUSKON'un çok uzak coğrafyalara dahi bir şekilde ulaştığını görmekten onur duyduğunu ifade etti.
TUSKON'un Dış Ticaret Köprüleri'nin, sivil toplum kuruluşlarının yeni iş imkanları oluşturulmasına katkısı bakımından çok iyi bir örnek teşkil ettiğini ve bunun adının aslında "ekonomi diplomasisi" olduğunu söyleyen Yazıcı, TUSKON üyelerinin, 12. yüzyıl Anadolu'sunda Ahilik teşkilatını kuran Ahi Evran Veli'nin bugünkü temsilcileri olduğunu dile getirdi.
Yazıcı, "Bizler geçmişimizden ilham alarak geleceği inşa etme kararlılığındayız. Gittiği yerde hoş bir sada bırakma anlayışı bize ecdadımızdan kalan çok güzel bir mirastır. Dünyada bugün hüküm süren maddiyat odaklı ekonomik sistem, insanı insan olarak değil, sadece bir tüketici olarak gören bir anlayışı dayatıyor. Biz ise hayırda birbiriyle yarışan bir medeniyetin mensuplarıyız. Biz, ekonomi ile ahlakı birbirinden ayıran değil, ekonominin temeline ahlakı koymuş bir medeniyetin mensuplarıyız" diye konuştu.
İbn-i Haldun'un "Su nasıl suya benzerse, bir milletin geçmişi de geleceğine öyle benzer" sözünü aktaran Yazıcı, "Biz dün olduğu gibi bugün de barışı temsil eden bir milletiz. Türkiye bugün bulunduğu coğrafyaya güvenlik ve istikrar ihraç eden bir ülkedir. Türkiye, artık bölgesine refah sunan bir ülke olma yolundadır. Bölge ülkelerinde girişimci orta sınıfın yükselmesinin yolu, bizim iş adamlarımızla kuracakları ortaklıklar vasıtasıyla olacaktır. Türkiye, mazlumun fakirin ihtiyaç sahibinin elinden tutan bir ülkedir. Örneğin, İsrail Cumhurbaşkanı en son yaşanan özür dileme hadisesinden sonra 'Türklerle dost olmak için 1000 tane sebep sayabilirim. 15. yüzyıldan beri Yahudiler ne zaman sıkıntıya düşse Türkler bizim yanımızda olmuştur' diyor. Biz bu geçmişimizle gurur duyuyoruz" değerlendirmesini yaptı.
Dünyada adaletsiz bir gelir dağılımı tablosu hakim olduğuna dikkati çeken Yazıcı, dünya ekonomisinin öncelikli probleminin, adaletli bir ekonomik yapının bulunmaması olduğunu, bu nedenle üretirken de tüketirken de dünyadaki tüm dengeleri dikkate almak gerektiğini söyledi.

''TÜRKİYE, OECD ÜLKELERİ İÇERİSİNDE GELİR DAĞILIMINI EN HIZLI DÜZELTEN ÜLKE''

Türkiye ekonomisinin son 10 yılda sağlanan istikrar ve doğru politikalar sayesinde önemli ilerlemeler kaydettiğini vurgulayan Yazıcı, şöyle devam etti:
"Türkiye, 230 milyar dolarlık bir ekonomiden 786 milyar dolarlık bir ekonomi durumuna gelmiştir. Hükümetlerimiz döneminde 13 çeyrek, yani 39 ay kesintisiz büyüyen bir Türkiye var bugün. Ülkemiz, satın alma gücü paritesine göre 1 trilyon doları aşan milli geliri ile dünyanın en büyük 16. ekonomisi konumundadır. 2023'te, Cumhuriyetimizin 100. yılında, 2 trilyon dolarlık milli gelir ile dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefine doğru kararlı adımlarla ilerliyoruz.
Bu sürede tüm dünyaya güçlü büyüme performansı ile enflasyondaki düşüşün birlikte gerçekleştirilebileceğini gösterdik. Kronikleşmiş enflasyon sorununun üstesinden geldik. Enflasyonu kalıcı olarak tek haneli düzeylere indirdik. 2012 yılı sonunda tüketici enflasyonu yüzde 6,16 ile son 44 yılın en düşük seviyesine gerilemiş oldu. Mart 2013 enflasyon rakamı ise yüzde 7,29 olarak gerçekleşti. 2002 yılında 3 bin 492 dolar olan kişi başına gelirimizi 2012 yılında 10 bin 504 dolara çıkardık. 2023 yılında ise bunu 25 bin dolara çıkarmayı hedefliyoruz."
OECD'nin açıkladığı Gelir Dağılımı Raporu'na göre Türkiye'nin tüm OECD ülkeleri içerisinde gelir dağılımını en hızlı düzelten ülke olduğuna işaret eden Yazıcı, 2012 yılında işsizlik oranının bir önceki yıla göre 0,6 puan düşüşle yüzde 9,2'ye gerilediğini, böylece son 11 yılın en düşük seviyesine indiğini kaydetti.
AK Parti hükümetleri olarak mali disiplinden asla taviz vermediklerini vurgulayan Yazıcı, kamu açıklarını hızla kapattıklarını, borç yükünü azaltarak, ülke kaynaklarının doğru alanlara aktarılmasının önünü açtıklarını dile getirdi.
Yazıcı, geçmişte ulusal tasarruflar kamu açıklarının finansmanı için kullanılırken, bugün kaynakların özel sektör yatırımlarına finansman sağladığını, bunun da sağlıklı ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyen en önemli unsurlardan biri olduğunu söyledi.

"ARTIK 100 LİRANIN SADECE 17 LİRASI FAİZ ÖDEMESİ İÇİN KULLANILIYOR"

Avrupa Birliği (AB) İstatistik Kurumu'nun en güncel verisi olan 2011 yıl sonu itibariyle AB üyesi 27 ülke ile karşılaştırıldığında, kamu dengesi en iyi durumda olan 7 ülkeden birinin Türkiye olduğunu belirten Yazıcı, şunları kaydetti:
"Bu itibarla Fransa'dan, İngiltere'den, Belçika'dan çok daha iyi bir konumdayız. AB toplamında kamu açığının milli gelire oranı yüzde 4,4 iken Türkiye'de bu oran yüzde 1 seviyesindedir. Geçmişte kamu borcu tartışmalarının odağında olan ülkemiz artık örnek gösterilecek konumda bulunuyor. 2002 yılında milli gelire oranla yüzde 74'e ulaşan AB tanımlı kamu borç stokunu, 2012 sonu itibariyle yüzde 36,1'e kadar indirdik. Yine, 2011 yılı itibariyle milli gelire oranla AB'nin kamu borç stoku yüzde 82,5 iken; Türkiye'de kamu borcu, bunun yarısından az, yüzde 39,1 seviyesindedir. AB üyesi 27 ülke ile karşılaştırdığımızda kamu borç yükü en düşük olan 7. ülkeyiz.
Kamu maliyesindeki bu olumlu gelişmeler ülkemizin borçlanma maliyetlerine de yansımıştır. 2002 yılında yüzde 62,7 düzeyinde olan iç borçlanma bileşik faiz oranı, 2012 yıl sonu itibarıyla yüzde 8,8 seviyesine düşmüş, şubat 2013 itibariyle yüzde 6,3'e kadar gerilemiştir. Kamu borçlanmasında reel faizi sıfır seviyelerine indirmeyi başardık. 2002 yılında devletin topladığı her 100 liralık verginin 87 lirası faiz ödemek için kullanılıyordu. Artık 100 liranın sadece 17 lirası faiz ödemesi için kullanılıyor. 2002 yılında toplam bütçenin yüzde 44,8'i faiz harcamalarından oluşuyordu. Bugün bütçeden faiz harcamalarına ayrılan oran yüzde 13,4'e kadar geriledi. Böylece, altyapı yatırımları ile eğitim, sağlık ve sosyal koruma harcamalarının payını önemli ölçüde artırdık."

"GERÇEKLEŞTİREMEYECEĞİMİZ HEDEF YOK"

Ekonomi politikalarının en önemli iki unsurunun güven ve istikrar olduğunu belirten Yazıcı, iktidara geldiklerinde 36 milyar dolar olan ihracatın, 2012 yılında 152,5 milyar dolara ulaştığını, aynı dönemde 87,6 milyar dolar olan dış ticaret hacminin de 389 milyar dolara çıktığını söyledi.
En önemli ihracat pazarlarında ciddi bir daralmaya neden olan küresel finans krizine rağmen, doğru bir stratejiyle pazar çeşitlendirmesi yapmayı başardıklarını anlatan Yazıcı, "AB'ye ihracatımızın toplam içindeki payı yüzde 55'in üzerindeyken yüzde 40'ın altına indi. Yakın ve Orta Doğu ile diğer Asya ve özellikle Afrika ülkelerine ihracatımızın payını artırdık. 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefine doğru, sanayici ve iş adamlarımızı, girişimcilerimizi desteklemeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Diğer taraftan sadece ihracat hacmini artırmanın yeterli olmadığına işaret eden Yazıcı, katma değeri yüksek ürünlerin ihracattaki payını hızla artırmak gerektiğini, bunun yolunun da Ar-Ge'den, inovasyondan ve markalaşmadan geçtiğini vurguladı.
Yazıcı, "Önümüzdeki döneme yönelik planlarımızı bu yönde yapıyoruz. Bu süreçte sanayi-üniversite işbirliğini artıracağız. Bilgiye yatırım yapacağız, yaratıcılığı teşvik edeceğiz. İstikrar ve güven ortamını koruduğumuz sürece, birlik ve beraberlik içinde üstesinden gelemeyeceğimiz sorun, gerçekleştiremeyeceğimiz hedef yoktur" dedi.

"KOLAY TİCARET BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ, 900 MİLYON LİRA TASARRUF SAĞLAYACAK"

TUSKON Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral ise Bakan Yazıcı'nın iş dünyasının işleyişini yakından takip ettiğini, devrim mahiyetindeki uygulamalara imza atarak Türk iş dünyasını 21. yüzyıla hazırladığını dile getirdi.
Türk iş dünyasının 500 milyar dolarlık ihracat hedefine kilitlendiğine dikkati çeken Meral, "Bu noktada rekabette önlerine çıkan tüm engellerin bertaraf edilmesi gerekiyor. Bunlar arasında önemli bir aşama da gümrükleme aşaması. Burada her yıl 400 milyar dolarlık ürün gümrüklerden giriyor ve çıkıyor. Bu noktadaki tüm aşamalarda verim artırmaya ihtiyaç var" ifadelerini kullandı.
Bu kapsamda Bakan Yazıcı'nın "Kolay Ticaret Büyük Türkiye" başlıklı önemli bir projeyi hayata geçirdiğini hatırlatan Meral, ''Bu projede en büyük amaç, gümrükleme işlemlerinin kısa sürelerde ve üreticinin, tüccarın mekanında yapılarak zamandan ve maliyetten tasarruf yapılması. Bu proje, gümrükleme işlemlerinde 900 milyon lira civarında tasarruf sağlayacak. Bu da iş dünyasının kazancı olacak ve tüketiciye daha düşük maliyetle ürünlerin ulaşmasını sağlayacak'' değerlendirilmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Rızanur Meral, Bakan Yazıcı'ya plaket takdim etti. Toplantı daha sonra basına kapalı olarak devam etti.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.