Pazar 12.05.2013
Son Güncelleme: Cumartesi 11.05.2013

Milyarderlerin terzisi Karakaşlı ABD yolcusu

İlk mağazasını Nişantaşı'nda açarak hazır giyim sektörüne giren milyarderlerin terzisi Ferruh Karakaşlı, rotasını yurtdışına çevirdi. Ünlü modacının hedefinde Monte Carlo ve Berlin var

Yıllar önce Avrupalı aristokratların hatta Amerikalı sanayicilerin buluştuğu Viyana'da Whites adlı mağazayla işe başladı Ferruh Karakaşlı. Kısa sürede mağaza Avrupalı sanatçı, ünlü yıldız ve işadamlarının buluşma noktası oldu. Burayı gören Rahmi Koç, Karakaşlı'ya iş teklif etti. O da mağazayı satıp Koç ile Edwards of Hisar'ı açtı. Bir süre sonra oradan ayrılarak kendi markasıyla yola devam kararı aldı. Karakaşlı, bugün yurtdışına ayda 30 bin gömlek ve 18 bin adet üst giyim ihraç ediyor. Türkiye'de de Havaş'tan Rixos'a, Aras Kargo'dan Kempinski'ye kadar birçok firmaya tasarım yapıyor. Yılda yaklaşık 750 bin parça ürün imal ediyor. Şu anda Karakaşlı'nın gündemindeki en önemli konu ABD'ye açılmak. Mağaza açmayı planladığıbir diğer şehir ise Berlin.
Kumaşın Rolls Royce'u
Ünlü modacı diktiği elbiselerde kumaşın Rolls Royce'u olarak bilinen Moxon'u kullanıyor. Hazır giyim sektörüne girerek ilk mağazasını Nişantaşı'nda açan Ferruh Karakaşlı, "Sahneye çıkacak bir sanatçı, en büyük holdinglerinin patronları, avukatlar ya da doktorlar da bizden giyinebilecek" diyor. Karakaşlı ile yeni girişimini konuştuk...
Neden hazır giyim sektörüne girme kararı aldınız?
Yalnızca kişiye özel işle büyümek imkânsız. Hazır giyimde özgün, el işi, mükemmel bir kup, kaliteli malzeme ve detaylar olmalı. Bir üründen sınırlı sayıda yapılması şart. Her gün mağazaya yeni tasarım sunmak gerek. En önemlisi de giysilerimiz çok kilolu birinde bile mükemmel durmalı. Üretim esnekliği, inovasyon şart. Tüm bunları makul bir fiyat ve kalitede yapmak gerek.
Özel dikimi nasıl geliştirip, yeni bir sistem oluşturdunuz?
Elle yapılan bir ürünü, herhangi bir ustanın becerisi ve moduna bırakma şansımız yoktu. 7 yıllık Ar-Ge çalışmasından sonra bir sistem oluşturduk. Bunu seriye dökmeyi başardık. Yurtdışından da beğeni ve iyi tepkiler aldık. Hazır giyimde 3 kategoride ürün ortaya koyduk. Daha geniş bir kitleye hitap ediyoruz.
Peki stratejiniz nedir?
Hedefimiz bir Türk firması olarak, yabancı üst segment isimlerle rekabet eden bir marka olmak. Yurtdışında başarılı markalarımız var. Ancak bunlar genellikle orta ve alt orta segmente hitap ediyor. Saks Fifth Avenue New York ve Miami'ye ürün vermeye hazırlanıyoruz. Monte Carlo'dan franchise teklifi aldık. Görüşüyoruz. İyi bir Türkiye rüzgârı esiyor. Yurtdışındaki ilk mağazamızı Monte Carlo ve Berlin'de açmak istiyoruz. Hedefimiz üst segmentte prestijli Türk markası olmak.
Bu kumaşa 12 terzi makas atıyor

Kullandığınız Moxon kumaşın özelliği nedir?
Tüm dünyada Moxon'u 12 kişi dikiyor. Sahibi Versace'ye, Tommy Hillfiger'a dahi vermemiş. Bana vermesi ise tam 6 ay sürdü. Türkiye'de bu kumaşı giyinen birçok işadamı var. Hatta bazıları Moxon dışında kıyafet istemiyor. Brunei Sultan'ı ise direkt satın alıyor. Kraliyet ailelerine kumaş direkt gönderiliyor.
Kurumsal tasarım modası birçok firmanın dikkatini çekiyor. Bunun nedeni ne?
Özellikle servis sektöründeki firmalarda bu yönde bir eğilim var. Çünkü kurumlar, servis esnasında kıyafetin müşteriye kurumu hatırlatacak bir görsel mesaj verme potansiyeli olduğunu keşfetti. Kıyafet firmaya direkt dönüş yapıyor. Bunu artık tanıtım ve reklam bütçesi olarak görüyorlar. Yani rekabeti görselliğe taşındı.
25 BİN EUROYA TAKIM

Sizi diğer marka ve ürünlerden farklı kılan ne?
Endüstriyel bir ürün olmak istemiyorum. Dünyada en yüksek fiyata satılan takım elbiseyi Türkiye'de ben dikiyorum. En iyi kumaş Moxon'dur. Metresi bin 200 pound. Bu kumaşla yapılan takımların fiyatı 25 bin euroya kadar çıkıyor..
Ürünlerinizi nerede üretiyorsunuz?
Çağlayan'da tasarım, referans koleksiyon ve haute couture imalatı yapıyoruz. Burada 45 kişi çalışıyor. Bunun dışında sadece bize çalışan atölye ve şahıslar var. Markalaşma sürecinde çalışan ve fabrikaya çok fazla ihtiyaç yoktur. Ralph Lauren'in 8 milyar dolar cirosu var ama kravat atölyesi bile yok.
Türkiye rekaksiyoneldi şimdi aksiyonel

Sizi buraya iten Türkiye'nin gücü mü?
Yıllar önce İngiltere'ye gittiğinizde Türklüğünüzden dolayı özür dilerdiniz. Bundan 2 yıl önce 25 yaşlarında bir İngiliz benim Türk olduğumu öğrendiğinde "Sarkozy, Cameron ve Obama'yı al üçünü bir araya getir sizin başbakanınız etmez. Hepsini parmağında oynatır" dedi. Devletin politikalarını takdir ediyorum. Artık kimlikli bir dış politikamız var. Eskiden Türkiye reaksiyoneldi şimdi aksiyonel. Türkiye köşeye sıkışır, sonra tedbir alıp politika geliştirirdi. Şimdi olaylara hakim bir yapı var. Türkiye'nin estirdiği rüzgârı arkama aldım, marka olmaya adayım. Pahalı bir şeyi satarak marka olursunuz. Gitgide kendi kültürümden daha çok esinlenerek bir marka olmayı hedefliyorum. Türkiye bana hamallık yaptırmasın.
İşte iş dünyasının takım elbise tercihi
Rahmi Koç: Genelde kruvaze takımları tercih ediyor. Takım ve ceketlerde klasik kumaşlar kullanıyor. Kravat, mendil, kemer gibi destekleyici aksesuvarlarda renkli tercih ediyor. Spor giyimde çok renkli, ayakkabı seçimleri mükemmel. Anglo-Amerikan bir seçimi var.
Muharrem Yılmaz: Klasik kesimleri tercih ediyor. Bir işadamının olmazsa olmazlarını kullanmaya hassasiyet gösteriyor. Hafif çizgili takımlar ile az desenli koyu renkleri tercih ediyor. Giyimde macerayı sevmiyor.
Mustafa Koç: Amerikan Ivy League ekolünün Türkiye temsilcisi. Kennedy, Preplook tarzının Türkiye'deki en iyi örneği. Blazer, flanel pantolon, cordovan ayakkabı ve loaferlar işadamının temel tercihi.
Alican Ulusoy: Minimalist. Genç neslin en zarif giyinen işadamlarından. Ortalamaya göre çok doğru seçimler yapıyor. Genelde klasik kesimleri tercih ediyor. En hassas olduğu nokta takımların vücuduna uygun kesimi.
Ünal Aysal: Minimalist. Zaman zaman renkli aksesuvarlar kullanıyor. Konumunun gerektirdiği ağırlık ve zerafette giyiniyor. Spor giyimde daha rahat bir tarzı var.
Sezai Taşkent:
Oldukça sofistike giyiniyor. Bulunduğu ortama göre kıyafet seçme konusunda çok başarılı. Hem klasik hem de iddialı giyimi çok iyi harmanlıyor.
Murathan Günal: Genç nesil işadamlarının en iyi giyinenlerinden biri. Kaliteli kumaş ve materyal kullanmada çok hassas. Son derece zarif bir stili var. Vücudunu iyi saran dar kuplu kıyafetleri tercih ediyor.
Can Ateş: İş kıyafetleri renk seçimi açısından klasik. Fakat, kup açısından fit, vücudunu ortaya çıkaranları tercih ediyor.İş hayatı dışındaki giyim seçimleri oldukça trendy ve renk seçimi konusunda oldukça cesur.
Varol Civil: Bir bankacının giyimi için mükemmel bir örnek. Sektörünün gerektirdiği tarz ve renkleri seçme konusunda çok başarılı. Bankacılık sektörünün en şık örneği.
Mustafa Sarıgül:
En şık giyinen siyasetçilerden biri. Genelde baz takım elbiseleri tercih ediyor. Fakat siyaset dünyasında en renkli kravatları kullanan kişi. Renk seçimleri çok başarılı.
Moxon kumaşlarının sahibi Firas Chamsi Pasha, Osmanlı kökenli. Sadrazam Şemsi Paşa'nın torunu. Bin 500 yıllık geçmişe sahip İngiliz firma, dünyanın en iyi kumaşını üretiyor. JF Kennedy'nin de aralarında bulunduğu birçok Amerikan başkanının elbiseleri bu kumaşla dikildi. Chamsi Pasha, bir fuarda Karakaşlı'nın takımlarını görüp tasarımını, dikişini çok beğenince, özel dikim için randevu almış.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.