Beyaz Türkler'in korkusu Gezi'yi patlattı
TESEV Başkanı Can Paker, Gezi Parkı protestolarının çıkış noktasının Beyaz Türkler'in korkusu olduğunu düşünüyor

Cumhuriyet kurulduğundan bu yana siyasete asker ve bürokratlar karar verdi. O dönemde toplumsal yapı köylülüktü. Bu yüzden asker ve sivil bürokrasi siyaset dikte ediyordu. Her ne kadar siyasi partiler olsa da seçilen iktidarlar sadece ekonomiye karar verdi. Yani hükümete gelen partiler aslında iktidar olamadılar. Bu yapı Müslümanlar ve Kürtler'i baskı altında tutmak istedi. Dolayısıyla yıllarca bir irtica ve bölünme tehlikesi gündeme getirildi. Buna karşılık o yapı Beyaz Türkler'i yarattı.
ANADOLU GELİŞTİ

Batı dünyasının görüşü içinde yetişmiş, lisan bilen, laik ve devlet tarafından girişimci yapılan bir zümreydi. Kendi bireyselliklerini yaşadılar ama devlet hegomonyasına da hiç karşı çıkamadılar. Çünkü devlet onları irtica ve bölünme tehlikesinden koruyordu. Özal döneminde küreselleşmenin de etkisiyle laik kesime verilen gümrük avantajları ortadan kaldırıldı. Sanayi altyapıları Anadolu'ya kaydı. Anadolu'da yeni bir orta sınıf oluştu. Daha sonra bu iki grup laik ve İslami kesim olarak tanımlanmaya başladı. Bu hareket gelişti ve AK Parti'yi iktidar yaptı. Ondan sonra hem ekonomik hem de sosyal alanda iki grup arasında rekabet başladı. Laik kesim Anadolu'nun yükselişinden rahatsız olsa da korkmuyordu.

Çünkü nasılsa askerler siyasete karar veriyordu. İrticaya askerler müdahale edecekti. Bu sınıf askerleri sübap olarak kullandı. 27 Nisan e-muhtırasında ilk kez bir Başbakan askere "Sen siyasetin emrindesin" dedi. Daha sonra Ergenekon'la askerin siyasete gücü azaldı. Korku ve çaresizlik hissi başladı. Bu çaresizlik öfkeye dönüştü. Bence Taksim patlamasının altında bu yatıyor.
Masum protestoyu provokatörler sahiplendi

Hayır. Hükümet iki en önemli konuya çözüm getirmek üzereydi. Birincisi vesayet rejimini tamamıyla bitirecek 5 bin yasanın değişmesi gerekiyordu. Devletin kutsallığından bireyin kutsallığına geçiş için hukuk sistemi yeniden yapılanacaktı. İkincisi de çözüm süreci belli bir noktaya getirilmişti. Her iki konu da Türkiye'yi ekonomik ve siyasi olarak dünyada söz sahibi hale getirecekti. Eylemlerin amacı siyasi iktidarın görünümünü ve karar alma gücünü zayıflatmaktı.

Taksim'de masum protestoya hemen provokatörler sahip çıktı.

Bunlar spekülatif değerlendirmeler. Bana göre başbakan kucaklayıcıdır, diğerine göre ötekileştiriyordur. Son olaylardan sonra bir kutuplaşma olmuş olsa da bu düzelir. Çünkü Taksim'in öğrettiği bir şeyler var. Mesela bireysel özgürlüklere daha fazla saygı bundan sonra gösterilecektir. Ama bu hükümet Kürt sorunuyla bireysel özgürlüklere ne kadar önem verdiğini göstermişti.
EN SON HABERLER
- 1 Trabzon'a yeni proje müjdesi! Bakan Uraloğlu açıkladı: Çalışmalar başlatıldı
- 2 Bakan Kurum'dan deprem konutları açıklaması
- 3 Yangınlara karşı 100 bin kişi ormanları temizledi
- 4 Bakan Şimşek: Rekabet gücümüzü iyileştireceğiz
- 5 Bakan Kacır'dan "2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi" değerlendirmesi
- 6 Sıkı para politikası duruşu sürdürülecek! TCMB Başkanı Karahan'dan kararlılık vurgusu: Kararlılıkla çalışmalarımızı sürdüreceğiz
- 7 Kamu kurum ve kuruluşlarının dış kaynak sağlamasına imkan veren düzenlemede değişiklik
- 8 Bakan Uraloğlu "5. Arsin-Santa-Taşköprü Yol Bisikleti Yarışları"nın startını verdi
- 9 Turkcell’den 2025’e güçlü başlangıç
- 10 YHT istasyonlarındaki "Turuncu Masa" engelleri kaldırıp ulaşımı kolaylaştırıyor