Pazartesi 26.08.2013
Son Güncelleme: Pazartesi 26.08.2013

Gözümü kırpmadan tüm eserleri bağışlayacağım

Deri Sanayicileri Derneği Başkanı ve Matraş Deri Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Matraş, Türkiye'de tek bir sanatçıya odaklanarak koleksiyon yapan tek isim. Matraş,"Şayet Ömer Uluç Müzesi yapmayı başarabilirsek, gözümü kırpmadan her şeyi bağışlayacağım" diyor

Matraş, İstanbul'un Asmalımescit semtinde 66 yıl önce hediyelik, eşantiyon cüzdan imalatıyla başlayan ve sonra Bayramşa'da fabrika kurarak 1980'den itibaren yaptığı ihracatla büyüyen deri sektörünün en eski şirketlerinden biri. Sabah Gazetesi Yazarı Şelale Kadak'ın A Haber'de yayınlanan İş'te Hayat programına konuk olan Deri Sanayicileri Derneği Başkanı ve Matraş Deri Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Matraş, markanın serüvenini ve iki yıl önce kaybettiğimiz ünlü Ressam Ömer Uluç'a ve eserlerine duyduğu hayranlığı ilk kez anlattı...
* Bir dönem Matraş deri üretiminin yüzde 90'dan fazlasını ihraç ediyormuş. Şimdi nedir bu oran?
İhracatımızın yüzde 93'lere dayandığı dönemler oldu. Şu anda da yüzde 50'den fazlasını ihraç ediyoruz. Matraş, 1980'lerin ortalarına doğru kendini ispatlamış, pek çok önemli markanın fason üreticisi olmaya başlamıştı.
* İç pazara ağırlık vermediniz o zaman?
Türkiye'de perakende sektörünün 1986'da ilk açılan Ataköy'deki alışveriş merkeziyle büyüme trendine girdiği düşünülürse bizim de perakende serüvenimiz o zaman başladı. İlk mağazayı Ataköy Galleria'da açtık.
* Perakende sektöründeki yerli markaların mağaza sayılarını hızla büyüttüğünü görüyoruz.
Matraş neden bu yola girmedi?
Şirket stratejimiz değil. Her köşe başı markası olma gibi bir amacımız olmadı. Daha aranılan, beğenilen marka olmaya çalıştık. Biz her yıl 2 ya da 3 mağaza açıyoruz ama alışveriş merkezi patlamasına kapılıp gidenlerden değiliz. Matraş gücünü ihracattan alıyor. İnandığımız şu. Sanayi gelişmeli. Türkiye kendi ürünlerini yurt dışına satıp ihracatını geliştirerek ülkeye döviz girdisi sağlarsa zenginleşebilir.
Kendimizi sektörümüzün neferi olarak görüyorum. Yaklaşık 20 yıldır deri işini dünyada en iyi yapan 10, Avrupa'da ise 5 firmadan biriyiz.
* Derinin dışında bir ilgi alanınız beni çok etkiledi. Dünyada örnekleri olabilir ama Türkiye'de sanırım bir sanatçıya odaklanarak koleksiyoner olan tek kişi sizsiniz. İki yıl önce kaybettiğimiz ünlü Ressam Ömer Uluç'a hayranlığınız nasıl başladı?
Benim Ömer'le dostluğum ayrı bir şey.
Anlatmak çok zor. Yaşam hikâyelerimizin içindeki birikimlerin oluşturduğu bir delta veya ova diyelim. Biz arkadaştık, çok iyi iki arkadaş.
* Ömer Uluç'un eserlerine nasıl yoğunlaştınız?
Çok ciddi bir merakım vardı sanata ve kendi çapımda bir koleksiyon hazırlıyordum.
Zamanla fark ettim ki ben en çok Ömer Uluç'un eserlerini topluyorum, beğeniyorum.
Bahsettiğim yıllar 1996'lar. Bu işlere daha cüzi bütçeler ayırabildiğimiz zamanlar. Ömer'in yaptığı işler bana çok hitap ediyor. Ve hep de onun eserine gidiyor elim, gözüm, gönlüm.
Ben Ömer'le tanıştığım zaman Ömer'e bir retrospektif sergi yapabilecek kadar koleksiyonu oluşmuştu.
* Kaç eseri vardır sizde? 100?
100 taneyle adamı dünya standartlarına koymazlar, onu söyleyeyim.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.