Emeklinin beklediği buluşma tarihi

Çelik, Mustafa Kumlu'nun istifasının ardından Türk-İş Genel Başkanlığına seçilen Ergün Atalay ve yönetim kurulunu ziyaret ederek görevlerinde başarılan diledi. Türk-İş'in 60 yıllık bir geçmişi olduğunu ve birçok sorunun çözümü noktasında önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini anlatan Çelik, yeni yönetimle de çalışma hayatına yönelik önemli düzenleme yapacaklarına inandıklarını vurguladı. Sorunların çözümünde önümüzdeki dönemde de "diyalog merkezli" çalışmalar yürüteceklerini ifade eden Çelik, "Diyalog mekanizmasını çalıştırmadan hiç bir konuyu Bakanlar Kurulu ve Parlementoya taşımadık. Mümkün olduğunca en üst düzey mutabakatı sağlamayı amaçlıyoruz. Genel ilkemiz uzlaşı ve diyalog" diye konuştu.
Çelik, Türk-İş'te daha önce görev alan başkanlara da çalışmalarından dolayı teşekkür ederken, yeni yönetime başarılar diledi.
"Banka genel müdürleriyle bir araya geleceğiz"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çelik, emeklilere promosyon ödenmesine ilişkin SGK'ya gerekli talimatları verdiğini söyledi. SGK Başkanının, banka genel müdürleriyle bir takvim çerçevesinde bir araya geleceğini ifade eden Çelik, bu toplantılara kendisinin de katılmayı arzu ettiğini dile getirdi. Toplantılardan çıkacak neticeyi kamuoyuyla paylaşacaklarını bildiren Çelik, "Emeklilere yıllık yaklaşık 122 milyar bir ödeme yapılıyor. Ağırlıklı da kamu bankaları vasıtasıyla yapılıyor. Banka genel müdürleriyle bir araya geleceğimizi belirtmiş olalım" dedi.
SSK ve Bağkur emeklilerin dahil olup olmayacağının sorulması üzerine ise Çelik, "Bu meselerinin tümünü masaya yatıracağız. Çıkacak olacak neticeyi paylaşacağız. Bugünden neticesiyle ilgili bir şey söylemek son derece yanlış olur. Takvimi büyük bir ihtimalle belli oldu, yakın bir zamanda banka müdürleriyle bir araya geliyoruz" ifadelerini kullandı. Bakan Çelik, darphanedeki grevde bir gelişme olup olmadığı yönündeki bir soruya da grevin bir hak olduğunu vurguladı. Kendilerinin "Neden grev yapılıyor" demeyeceğine dikkati çeken Çelik, "Ama grevde de çalışanın hakkını koruma amacı esas alınmalı. Bunu sendikalarla paylaşıyoruz" dedi.
Birçok grevi taraflarla diyalog içerisinde çözdüklerini anlatan Çelik, "Amaç çalışanan hakkını korumak ise bu konuda bir sorun yaşanmaz. Hepimizin sorumlu davranması gerekiyor. Çalışanın lehine adımlar atmamız gerekiyor. Bu yaklaşım olduğu sürece bir sorun olmaz. Darphanedeki grevde ben inanıyorum bu toplantıdan sonra oturup bir kez daha görüşeceğiz, umarım bu görüşmemiz çözüme vesile olur" diye konuştu.
Çocuk teşviğiyle ilgili çalışma
Çocuk teşviğiyle ilgili bir paketin hazırlandığının hatırlatılması ve bu alandaki çalışmaların sorulması üzerine Çelik, konunun ekim veya kasım ayında Meclis'te görüşülecek kapsamlı bir paket olduğunu söyledi. Bunun üzerinde bir ön çalışma yapıldığını anımsatan Çelik, şöyle konuştu:
"İki çocuk, üç çocuk teşviği ve kadınlarımızın çalışma hayatındaki konumları, yaşadıkları sorunlar ve bu alanda düşünülen pozitif ayrımcılıklar ne olacak ne olmalı gibi bir altyapı çalışmamız vardı. Buna paralel taşeronla ilgili çalışmalar, tüm bu konular önümüzdeki hafta derli toplu ele alınacak. Daha sonra Sayın Başbakanımızla bir araya gelinip, nihai şekil verilip ekim ayında Parlamentoya, mümkünse ekim ayında, değilse kasım ayında bunun hemen görüşülüp, önümüzdeki yasama döneminin başında bu sorunların ortadan kalkmasını sağlayacak bir yoğun çalışmanın içerisindeyiz."
Örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasına ilişkin Hükümetin bir çalışmasının olup olmadığının sorulması üzerine ise Çelik, yeni yasanın örgütlenme konusunda, eski yasaya göre daha pozitif maddeler içerdiğini belirtti. Çelik, Türkiye'de işçi, işveren ilişkisinin henüz istedikleri düzeyde olmadığını bildirerek şunları kaydetti.
"Ağırlıklı KOBİ düzeyinde işletmeler olduğu için, bu anlamda sorunlar yaşadığımızı söyleyebiliriz. Bu Hükümet cephesinden değil, ben inanıyorum ki sendika cephesinden de aynı görülüyor. Büyük işletmelerde, KOBİ üstü işletmelerde örgütlenme sorunu ve orada sendikal yaşamla ilgili çok ciddi bir sorun yaşanmamaktadır. Türkiye geliştikçe, işletmeler büyüdükçe ona paralel olarak örgütlenme daha da kolaylık arzedecek. Ama KOBİ düzeyindeki örgütlenmelerde henüz mantalite olarak istediğimiz düzeyde bir yaklaşım içerisinde olunmadığını maalesef müşahade ediyoruz. Ben Hükümet olarak örgütlenmeden yana olduğumuzu ve örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırma konusunda önemli mesafeler aldığımızı ama bazı engellerde olduğunun bilinciyle diyalog ve çalışmalarımızı başta Türk-İş olmak üzere arkadaşlarla sürdüreceğiz. Örgütlü toplumun aslında birçok hastalığa da deva olacağı inancıyla çalışmalarımızı sürdüreceğiz."