Bir de ticaret serbest olsa…
Bardağa dolu tarafından bakacağız; bir de ticaret serbest olsa…
imenlik@comart.com.tr
Birkaç gün önce açıklanan ikinci çeyrek büyüme rakamlarının yüzde 4,4 ile beklenenin üzerinde gelmesi herkesin yüzünü güldürdü. Kamudan özele ortak kanaat, bu olumlu rakama karşın Orta Vadeli Plan'daki yılsonu yüzde 4 büyüme hedefinin tutturulmasının güç olacağı yönünde. Beklenti bu yönde olsa da şu an için hakim olan olumlu havaya ben de katılıyorum. Bunun bir sebebi daha var; o da imalat sanayindeki yükseliş ile birlikte Temmuz ayı sanayi üretim endeksi verilerinin olumlu gelmesinden kaynaklanıyor. İkisini birleştirdiğimde bardağa dolu tarafından bakma eğilimim artıyor.
Ancak burada sayabileceğim birçok sebebin arasından iki tanesini bir kenara ayırıyorum. Birincisi, 2. çeyrek büyümesinin de iç talepten kaynaklanıyor olması. Cari açık sorununu hafifletecek olan dış ticaretin büyümeye katkısının durağan bir döneme girmesi. İkincisi ise bunu yaratan küresel ortam. Bugüne baktığımızda oldukça yavaş iyileşme gösteren dünya ekonomisinin yanında siyasal konjonktörün de pek iç açıcı olmadığını görüyoruz. Özellikle bölgemizdeki karmaşanın bizi de etkilediği bir gerçek. Bunu bir kenara bırakıyorum, dünya ekonomisi ile devam ediyorum.
Geçtiğimiz günlerde Avrupa Komisyonu Ticaret Genel Müdürlüğü, Potansiyel Olarak Ticareti Kısıtlayıcı Tedbirler Onuncu Raporu'nu açıkladı. Rapora göre 1 Mayıs 2012 ile 31 Mayıs 2013 tarihleri arasında 154 adet yeni tedbir uygulamaya geçerken sadece 18 tedbir uygulamadan kaldırılmış. 2008 yılı Ekim ayından itibaren gözlemlenen potansiyel olarak ticareti kısıtlayıcı tedbir sayısı toplam 688'e ulaşmış. Bu durum, son 33 ayda 350'den fazla tedbirin uygulamaya geçildiğini gösteriyor. Bu da ayda ortalama 10'dan fazla dünya ticaretini olumsuz etkileyen tedbirin uygulamaya geçmesi demek. Özellikle Arjantin, Brezilya, Hindistan, Endonezya, Rusya, Çin ve son zamanlarda Güney Afrika ve Ukrayna'nın önde geldiği gelişen piyasalar, en fazla sayıda potansiyel olarak ticareti kısıtlayıcı tedbiri uygulamasına devam etmiş.
Bu konuda Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES), 2009 yılında, küresel krizin ortalığı kasıp kavurduğu bir dönemde küresel bir bildiri yayınlamıştı. Giderek daha da korumacı hale gelen tedbirlerden endişe duyulduğu ve bu tedbirlerin; doğrudan ticareti engelleyen sınır aşan tedbirler (tarifelerdeki artış), sübvansiyonlar, ithalat lisansları, kotalar, gümrük prosedürleri vb. şekillerde karşılarına çıktığı belirtilmişti.
Dünya Ticaret Örgütü eski Başkanı Pascal Lamy'e göre korumacılık, efsaneden ibaret. DTÖ verilerine göre dünyanın en büyük 20 ekonomisinin korumacı tedbirleri, 2011 yılının sadece 6 aylık döneminde küresel ticareti binde 6 oranında daraltmış. Oran yüksek görünmese de başka bir risk var. O da Doha Müzakerelerinin DTÖ'nün kimliğini yıprattığı gerçeği. Doha Turu dünya ticaret görüşmelerinin sürüncemede kalmaya devam etmesi, ABD-AB arasında olduğu gibi (ki gerçekleşmesi halinde 20 milyar dolar gelir kaybına uğrayacağımız tahmin ediliyor), çeşitli bölgesel ticaret anlaşmaları imzalanması yönündeki girişimlerin artmasına neden oluyor. Bu da beraberinde zaman içerisinde kurala değil güce dayalı bir uluslararası sistemin ortaya çıkmasını getirebilir. Ticaret daha da serbestleşsin derken, bu sefer de serbestleşen ticarette kuralsızlık baş gösterebilir. Kısacası, DTÖ'nün yeni Başkanı Brezilyalı Roberto Azevedo'yu zorlu bir görev bekliyor.
EN SON HABERLER
- 1 T.C. DENİZLİ 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
- 2 T.C. KANDIRA (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU
- 3 T.C. İSTANBUL 7. SULH HUKUK MAHKEMESİ
- 4 ASELFLIR-500 ile nokta atışı! Bayraktar TB2'den işaretledi MAM-L, KMC, CİRİT vurdu
- 5 Tarımsal atıklar katma değerli ürünlere dönüşüyor
- 6 Çoban bulunamıyor! Maaşı ise dudak uçuklatıyor...
- 7 T10X zirveyi bırakmadı! Satılan her 2 elektrikli otomobilden 1'i Togg oldu
- 8 Doğal gaz depoları yenilenebilir kaynaklarla çalışıyor
- 9 GİB: Kurumlar vergisi beyannamesi için yarın son gün
- 10 Hazine yarın iki ihale düzenleyecek