Salı 24.09.2013 00:00

Doğan Taşkent'in gözünden girişimcilik

Arkan & Ergin Kurumsal Finansman ortağı Doğan Taşkent, girişimcilik alanındaki tecrüblerini Duygu Eren'e anlattı.

Türkiye'de 'girişimcilik' adıyla ekosistem yeni oluşmaya başlasa da, her zaman girişimler ve girişimciler vardı. Geçmişe oranla destekler, bilgi ve finansman bulunması, işbirlikler, alınabilecek eğitimler arttı ve girişimcilikle ilgili farkındalık oluşmaya başladı. Bütün bu hızlı yapılanma içerisinde girişimcilere doğru ve faydalı bilgi aktarmak için, ekosistemde Endeavor danışma kurulunda, ve İstanbul Melek Yatırım Merkezinde mentor olarak farklı şapkalarıyla bulunan Arkan & Ergin Kurumsal Finansman A.Ş.ortağı Doğan Taşkent'le görüştüm.
Eğitiminizi öğrenebilir miyiz?
İsviçre'de yatılı okudum. Lise'yi bitirdikten son ETH Zürich üniversitesinde elektronik bölümünden yüksek lisansımı aldım. Sonrasında MIT'de 1 sene elektrofizik okudum, Polytechnic Institute of NYU'dan burs kazanınca oraya geçip elektrofizik dalında özellikle Laser'ler üzerine araştırma yapmaya başladım yine bu bölümden yüksek lisansımı aldım, sonrasında aynı üniversitede araştırma ve asistanlığa devam ederken inovasyon ve teknoloji yönetimi üzerine de bir yüksek lisans aldım. Üniversite bitince Lucent Technologies Bell Labs de ArGe mühendisi olarak işe başladım ve 7 sene Bell Labs'in Optical Networking bölümünde değişik rollerde bulundum. Şu an Arkan & Ergin Kurumsal Finansman A.Ş.de ortağım.
Endeavor danışma kurulunda, ve İstanbul Melek Yatırım Merkezinde mentor olarak farklı görevleriniz var, sizce girişimcilik ekosisteminde durum nasıl?
Herkesin bildiği gibi Türkiye'deki ekosistem yeni oluşmakta. Daha önce tabii ki girişimciler vardı, o zaman müteşebbis deniyordu, bunlar daha çok ailelerinden ve belki arkadaşlarından destek alıyordu, şimdi olduğu gibi dönemin hükümetine yakın olanlar hükümetten destek alıyordu ama sürdürebilir bir eko sistemin oluşması gereken dünyanın kullandığı Babson College modelinin 6 ana unsuru (Finans, Pazar, İnsan Kaynakları, Kültür, Kanunlar, Destekleyici unsurlar) çok eksikti. Şimdi bakıldığı zaman her konu başlığı altını doldurabiliyoruz ve her birinin içinde bu konular için çalışan onlarca kurum bulabiliyoruz. Son 5 senede Türkiye neredeyse sıfır çok büyük ilerleme gösterdi.
Genelde girişimler hangi sektörlerden çıkmakta?

Bu dönemde bayrak taşıyıcısı teknolojiler internet, gaming ve mobil sektöründen çıktı. Bu yüzden de okuduğumuz haberler yatırımlar daha çok bu sektörlerde oldu. Bununla birlikte maalesef bir hata da yapıldı teknoloji dendiğinde sadece bu üç sektör konuşulur oldu. Bu tüm ilerleme sağlanacak teknolojilerin çok ama çok küçük bir kısmı. Kimseler biyoteknoloji, nanoteknoloji, yeşil teknoloji, vs. vs. konularını konuşmuyor. Ama buna da sıra gelecek.
Girişimcilik ekosisteminin sürdürülebilir olması için neler gerekli?
Ekosisteme baktığımızda pozitif bir resim görüyoruz ama bunun sürdürülebilir olması için birkaç eksik noktanın üzerinde durulması lazım: Birincisi, şu anda yapıldığı gibi kontrolsüz devlet teşvikleri girişimcilere destek değil tam tersine fazla rahatlatıyor ve fikirlerin ticarileşmesi gerçekleşmiyor. Projeden projeye geçiliyor. Verilen teşviklerin takip edilmesi başarı/başarısızlık oranının irdelenmesi ve sonucunda optimizasyona gidilmesi gerekir. Galiba sonuç iyi çıkmayacak ve nasıl bu yatırımın hesabını veririz korkusundan ölçüm yapmaktan korkuluyor. Diğeri ise fikir, dizayn, prototip bunlar mühendisler tarafından gerçekleştirilebilinir ama bir ürün ticarileşecekse 'standart' olabilmelidir, yani belirli standartlarda üretilebilinmelidir, bakımları yapılmalıdır, hayatta kalabilmelidir. Bu da teknisyenler tarafından gerçekleşir, ama biz meslek eğitimini düzgün yapmadığımızdan kalifiye teknisyen bulamıyoruz. Bu başımıza ciddi sorun çıkartacağına inanıyorum. Kalifiye teknisyen, ürünlerin standartlar çerçevesinde yapılması, o ürünün zaman içinde kalite artırımı için olmazsa olmazıdır. Bu şu an düşünülmüyor. Ürün çıkarıyoruz gerisi nasıl gelecek bilemiyoruz. Meslek eğitimi çok kritik. Diğer taraftan, bu girişimcilik ekosistemi tabii yeni bir ortam olduğu için birçok kişi ve kurum (danışman, eğitmen, yatırımcı,...) için iş imkanı, kendini tanıtma ve çevre edinme ortamı. Oyuncular köşe kapma ve tekelleşme oynanıyor. Ekosistemde tekel yoktur, sistem kendi kendini besleyebilmelidir, oyuncular beraber birbirlerine destek verebilmelidir. Daha yeni kurulmakta bir ortam olduğu için rekabet ortamı da daha yoktur çünkü pasta o kadar hızlı büyüyor ki herkese yer var. Saturasyona geçtiğimizde rekabetçi bir şekilde yarışırız ama o güne kadar gerçekçi olup, yüksek kaliteyi tutturma açısından know-how paylaşıp beraber çalışmamız, işbirlikçilik gerekiyor. Bunu şu sıralar görmüyorum malesef.
Türkiye'de girişimler için sürdürülebilirlilik nasıl olacak?

Bir startup'ın hayatta kalması için teşvik aslında uyuşturucu gibidir, asıl ihtiyacı olan fatura kesebilmesidir. Yani büyük şirketlerin bu ürünleri/hizmetleri kullanmaları gereklidir. Tabii bunları ilk tedarikçi olarak kullanmasınlar ama 2. veya 3. olarak tutsunlar ve pazarda 'early adopter' rolünü üstlenip destek versinler. Bizde kuvvetli şirket küçük şirketin parasını vermez, süründürür, uzun vadeler verir, mahveder. Bunu da yapmamaları lazım. Yatırım konusuna baktığımızda 10'nun altında Melek ve Seed yatırım gurubu, 32 adet üstünde girişim sermayesi şirketi ve 45 adet ve üstü girişim sermayesi fonu görüyoruz. Bu sayılar 100 de 100 doğru olmasa da çok yakın. Bu bize ters bir piramit gösteriyor. Bu ortamda aşağıdan yukarı şirket büyümesi çok zor. Ama zaman içinde bu piramit değişecek ve nitekim bireysel katılım sermayesi yönetmeliği bunu düzeltmek için atılan adımların ilki. Melek yatırımcı sayısının artması lazım.
Melek yatırımcılık anlamında şu an için yapılanlar neler?

Melek Yatırım guruplarına baktığımızda şu şirketleri görüyoruz: KFI, GBA, IMYM, ODTU BAN, Boğaziçi BAN, eTohum BAN, TEB BAN. KFI tüm teknolojilere açık ve yurt dışı birikimini getiriyor, sistematik ve profesyonel çalışıyor, üyelerine baktığımızda da çok değişik sektörden çok önemli oyuncuları görüyoruz. GBA bu işi Türkiye'de ilk başlatan mobil, internet, oyun odaklı yaklaşan bir kurum. IMYM her teknolojiye ve Anadolu'ya daha açık. Bunun da nedeni kurumun kurucusu Gülsüm Hanımın 10 senenin üstünde Anadolu'yu gezerek girişimcilik eğitimi vermesidir. Kendisinin çok kuvvetli bir ağı vardır. Anadolu'ya açılabilmek çok kritik sadece İstanbul, Ankara ve İzmir odaklı yaklaşmak yeterli değil. ODTU BAN bunu daha çok kendi üniversite bünyesinden çıkan şirketler için kullanıyor. ODTU Teknokent'i ile kendi içinde kendi kendini besleyen çok başarılı bir yapı kurdu. Çok gerçekçi şirketler çıkarıyorlar. Boğaziçi BAN daha yeni kuruldu. eTohum BAN de tabii eTohumun 5 senelik tecrübesini ve piyasada bilinirliğini taşıyor, Burak Büyükdemir hızlı adımlarla ilerliyor. TEB BAN ise yeni kuruldu. Baktığımız zaman eksik gördüğümüz yukarıda bahsettiğimiz bayrak taşıyıcı bölgenin dışı. Bu kısmı, ki bu kısım çok geniş, üniversitelere, tekno kentlere gidilip fikirlerin, patentlerin, makalelerin incelenip ticari ürüne geçirebilirliğine bakılıp bu yönde ilk adımların atılması. Şu anda yeniden kurulmakta olan MIT EF Türkiye bu konuya odaklanacak. Tabii tüm dernek ve bu ekosistemdeki kurumlarla beraber çalışarak.
Siz bu kanularla ilgili nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?

İşimin yanında yürüttüğüm İsviçre Ticaret Odası'nı da bu ekosistemin içine çekiyorum. İsviçre senelerdir Global Innovation Index, Global Competitiveness Index gibi birçok raporda hep birinci sırada. Bizde ticaret odası olarak dedik ki madem İsviçre ile bir ticari köprü görevimiz var bunun yanına 'know-how transfer' köprüsünü de ekleyelim. Bu çerçevede her sene 'Swiss Innovation Series' ve 'Swiss Expertise Series' adı altında seminerler organize ediyoruz, İsviçre'den uzmanlarla (hükümet, dernek, üniversite, özel kurumlar) Türkiye'deki uzmanları ve kurumlar buluşturuyoruz. İsviçre'den oradaki girişimcilik ekosisteminin yapı taşlarını ve birbirlerini nasıl desteklediklerini öğrenmeye çalışıyoruz. Geçen sene sonunda 'Innovation through Corporate R&D' yaptık, bu sene 'Innovation through Clustering', 'Pillars of Innovation: Vocational Learning and Universities' seminerleri üzerinde çalışıyoruz. Swiss Expertise Series altında seminerlerimiz de aktif şekilde devam ediyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.