Pazar 15.12.2013 00:00

Şirketlerin geleceği tehlikede

Odgers Berndtson Türkiye’nin Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü ve Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği ile ortaklaşa düzenlediği toplantıda, 200 şirket tepe yöneticisi ile yapılan “Liderliğin Yarını” araştırmasının bazı sonuçları açıklandı.

Araştırma, Türkiye'nin önde gelen şirketlerinin yetenek yönetimi alanında eksiklerini ve insan merkezli kritik sorunlara üniversite, iş dünyası ve danışman üçgeninde ortaklaşa çözüm eşgüdümünün önemini ortaya koydu.
Oxford Üniversitesi Globalleşme ve Kalkınma Profesörü, Dünya Bankası eski Başkan Yardımcısı ve Nelson Mandela'nın eski danışmanı Profesör Ian Goldin'in ana konuşmacı olduğu; Yönetim Kurulu Başkanı ve Ceo düzeyinde katılımcıların da tartışmaya katıldığı toplantıda, şirketlerin sürdürülebilir performansına ve rekabet avantajına en yüksek çarpan etkisine sahip olduğu belirlenen "insan merkezli" çözümlerin Türk ekonomisinin geleceği için kritik önemi vurgulandı.
Üst düzey yönetici araştırma ve değerlendirme alanında dünyanın önde gelen kuruluşlarından olan Odgers Berndtson Türkiye ile Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ve Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği'nin ortaklaşa düzenlediği toplantıda Türk iş dünyasının önde gelen şirketlerinden 30'a yakın Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO özel bir çalışma toplantısında bir araya geldi.
Oxford Üniversitesi Globalleşme ve Kalkınma Profesörü, Oxford Martin School Direktörü, Dünya Bankası eski Başkan Yardımcısı ve Nelson Mandela'nın eski danışmanı Profesör Ian Goldin'in "Küreselleşme: Fırsatlar ve Tehditler" isimli sunumu ile başlayan toplantıda, Odgers Berndtson Türkiye Kurucu Ortağı Ayşe Öztuna Bozoklar, Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ile birlikte gerçekleştirilen araştırmanın bazı sonuçları açıkladı. Araştırmada; finansal hizmetler, ilaç, gıda, hızlı tüketim ürünleri, bilişim, perakende ve imalat sanayi sektörlerinden büyük çoğunluğu 1 milyar TL üstünde ciro sahibi şirketin tepe yöneticilerin görüşleri değerlendirildi.
Toplantının ikinci bölümünde ise üst düzey yöneticilerin aktif katılımıyla en öncelikli ve kritik görülen konulara yönelik bir elektronik oylama gerçekleştirildi. Üst düzey yöneticiler küresel ekonominin yeni trendleri ışığında Türkiye'nin ve lokomotif şirketlerinin önündeki fırsatlar ve riskler nelerdir; Türkiye'nin 2023 vizyonu ve bunun için de işgücü piyasası verimliliğini arttırma ihtiyacı bağlamında, gelecek 10 yılın sunduğu bu fırsat ve riskleri doğru değerlendirecek 'yarının lider kadroları' nasıl belirlenmeli ve geliştirmelidir sorularının cevaplarını aradılar. Anket sonrası çıkan bulgular doğrultusunda gerçekleşen tartışmada, önümüzdeki 10 yıl ve sonrasını kazanmak için bugünden atılması gereken somut adımlar, bugünün liderlerini bekleyen çok önemli stratejik fırsatlar, aynı zamanda –özellikle lider kadrolarında- yetenek yönetimi açısından bir an önce çözüm bulunması gereken kritik konular değerlendirildi.

"TÜRKİYE AVANTAJLARI DOĞRU DEĞERLENDİREBİLMELİ"

Oxford Üniversitesi Globalleşme ve Kalkınma Profesörü ve aynı üniversiteye bağlı olarak gelecek araştırmalarına odaklanan Oxford Martin School Direktörü Prof. Dr Ian Goldin yaptığı sunumda, küresel ekonominin gelecek trendlerinin ayrıntılı bir değerlendirmesini yaptı.
Avrupa ve diğer gelişmiş ekonomilerde önümüzdeki yıllarda büyümenin iyice yavaşlayacağını, buna karşın gelişmekte olan ekonomilerin 2050 yılında küresel ekonomik büyümenin %80'ini oluşturacağının öngörüldüğünü belirten Prof. Dr. Goldin, bu çerçevede, Avrupa bölgesinde güçlü ekonomik büyüme trendini sürdürebilen ve nispeten genç bir nüfusa sahip olan tek ülkenin Türkiye olduğunu ve Türkiye'nin bu demografik ve ekonomik avantajını lehine kullanabilmesinin çok kritik olacağını söyledi.
İletişim teknolojileri ve gelişmekte olan ülkelerde refahın artmasıyla birlikte tüm dünyada büyük bir yetenek potansiyelinin ortaya çıkmakta olduğunu vurgulayan Prof. Dr Goldin, bu yetenekleri iyi yönetebilen kurumların ve ülkelerin fark yaratacağını belirtti.
Giderek hızlanan gelişim ve değişim ivmeleri nedeni ile geleceğin daha da belirsizleştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Goldin "bu belirsizliği kimler iyi yönetebilirse gelecekte onlar başarılı olacaklardır. Küreselleşmenin ve yeni teknolojilerin yarattığı potansiyelin 'yeni bir aydınlanma çağına' dönüşebilmesi için ortak akılla hareket edilmesi şart" dedi.

"ÖNÜMÜZDE 10 YILLIK BİR FIRSAT PENCERESİ VAR"

Odgers Berndtson Türkiye Kurucu Ortağı Ayşe Öztuna Bozoklar ise toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye'nin Avrupa'nın en hızlı büyüyen, dünyanın da en büyük 17'inci ekonomisi olmasına rağmen Dünya rekabet endeksi raporunun işaret ettiği 148 ülke arasında iş gücü piyasası verimliliğinde 130'uncu olduğuna dikkat çekerek "Liderliğin Yarını" küresel raporundan önemli bulgular paylaştı:
"Hedeflenen yüksek büyümeye karşın, verimliliğin bu kadar düşük olması başarının sürdürülmesi için farklı çalışma modellerinin devreye alınmasının gerekliliğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümünü kutlayacağımız 2023 yılına kadarki 10 yıllık dönem doğru iş liderlerinin eko-sistemimiz içinde yer alıp almamasına bağlı olarak geleceğimizi belirleyecek bir dönüm noktası niteliğini taşıyor. Bu 10 yıllık fırsat penceresini doğru değerlendirmeliyiz. Türk ekonomisinin başarılarını sürdürüp sürdürememesi büyük ölçüde iş dünyamızı yönetenlerin, geleceği yönetecek olan "Yarının Liderlerini" bugünden kazanmalarına, geliştirmelerine ve motive ederek performanslarını en üst seviyelere çıkarabilmelerine bağlıdır. 4000 küresel yönetici ile yapılan bir araştırmanın da ortaya koyduğu gibi yetenek yönetiminde başarı, gelir ve kar üzerinde 2 kattan fazla çarpan etkisi yaratmaktadır."
Klişelerden uzak "sahici" bir durum tespiti yapmak üzere 2013 yılında Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü ile birlikte 200 Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO nezdinde bir araştırma gerçekleştirdiklerini söyleyen Ayşe Öztuna Bozoklar şu bulgulara dikkat çekti:
"Kitle iletişim araçlarının her geçen gün etkisini arttırdığı ve teknolojinin çok yoğun kullanıldığı bir ortamdayız. Fazlaca uyarana/bilgiye maruz kalan yeni kuşağın bilgiyi değerlendirme ve yorumlama yaklaşımlarının farklı olduğunu, beklentilerinin ve sorgulama eğilimlerinin yüksek olduğunu görüyoruz. Anketimize katılan CEO'ların yüzde 59'u tam da bu sebepler nedeniyle önümüzdeki dönemde farklı bir liderlik anlayışının benimsenmesi gerektiği konusunda hemfikirler. Her yerde ve her düzeyde 'bilinmeyeni' yönetebilecek liderlere ihtiyaç artıyor. Ekonominin motoru olan genç nüfusun gerçek potansiyellerini doğru yöntemlerle analiz edebilir, etkin yönlendirebilir, özel bir yaklaşımla gelişimlerini destekleyebilir, "Liderliğin Yarını"na yönelik kritik adımları atabilirsek, önümüzdeki 10 yılda ancak taşları yerine oturtabiliriz ve geleceği kazanmış oluruz."

"EN ÖNEMLİ REKABET AVANTAJIMIZ GENÇ NÜFÜSUMUZ"

Toplantıda söz alan bir diğer konuşmacı Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) Başkanı Mehmet Göçmen ise, "Şirketlerimizin büyük çoğunluğu aile şirketleri ve aile şirketlerinde yönetimlerde bir jenerasyondan ötekine geçişte sıkıntı var. Aile şirketlerimizin ancak üçte biri ikinci jenerasyonu görebiliyor. Örneğin 100 aile şirketimizden ancak üçü dördüncü kuşağı görebiliyor. Ailelerin şirket yönetimlerini ve yönetim kurullarını birbirinden ayırmaları lazım" dedi. Batı dünyasının demografik olarak Türkiye'den daha yaşlı olduğuna dikkat çeken Göçmen, "Orada yetenek bulmak gerçekten zor. Ama Türkiye'de şu anda 75 milyon insanının 37.5 milyonu 29 yaşın altında. Böyle bir ülke dünyada çok az" dedi.
Türkiye'nin batıdan ya da doğudan bakıldığında iki farklı yüzü olduğunu belirten Göçmen, sözlerini şöyle noktaladı:
"Petrolümüz yok, doğal kaynaklarımız sınırlı. Ama bu dezavantajlara karşın, bizim tek bir rekabet kaynağımız var. Genç bir nüfusa sahibiz. Rakip ülkelere göre çok daha iyi organize olabiliyoruz, her şeye rağmen onlardan daha kurumsalız. Samimi olarak Türk kuruluşlarının en az yüzde 25'inin bölgesel lider konumuna gelmesi potansiyeli olduğunu düşünüyorum."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.