Pazartesi 13.01.2014 00:00

Rekabetçi kur istikrar getirir

İlknur Menlik - Sabah.com.tr
imenlik@comart.com.tr

17 Aralık'tan bu yana aşırı yükselen döviz kuru hemen herkesi endişelendiriyor. Dövizi olanlar sevinçten ellerini ovuşturuyor mu bilemem ama döviz borcu olanların kara kara düşündüğü ayan beyan ortada. İş dünyası da bu ani yükselişi hiç beklemiyordu. Muhtemelen hiç kimse bu kadar kısa süre içerisinde doların 2, Euro'nun ise 3 TL'yi geçeceğini tahmin etmemişti. Hatta Merkez Bankası yılsonu dolar kurunun 1,92 TL olacağı tahmininde (taahhüt desek daha doğru olur herhalde) bulunmuş, bu da döviz borcu olan sanayiciyi rahatlatmıştı.
Şimdi gelinen noktada 2,17 - 2,18 bandında seyreden kur, sanayicide şaşkınlık yaratmış durumda. Bu durumdan özellikle ithalata bağımlı sektörlerin olumsuz etkileneceği muhakkak. En basit anlatımla, 2014 yılında ithalat frene basacak; ithal ürünler ise pahalanacak.
Diğer yandan ihracata çalışan sektörler için bu bir artı olabilir. Ama şu anki, durum gerçekten böyle mi? Yani kurdaki bu ani yükseliş ihracatçıya fayda sağlar mı? Çünkü 6 ay sonra ya da yılsonu kur rakamının ne olacağını tahmin etmek güç. Buna dayanağım geçen yıl Merkez Bankası'nın 1,92'lik hesabının tutmamasıdır. Bazı değerlendirmelere göre 2014 yılsonu kuru 2,35 TL olacak; 2,50 diyen de var, tahminlerin ardı arkası kesilmiyor.
Öte taraftan, kurun şimdiki seviyesinde seyretmesinin ve yılsonuna kadar kontrollü bir şekilde artmasının olumlu etkileri olabilir. İthalatın frene bastığı alanlarda yerli üreticinin önüne çeşitli fırsatlar çıkabilir. Bununla birlikte ithalatın azalması, ihracatın artmasıyla cari açık ve dış ticaret açığı azalabilir.
Yüksek kurun gıda sanayi gibi ihracata dönük imalat sanayileri için olumlu etkisi olacağı tahminleri de yapılıyor. Ancak Türkiye, sanayinin genelinde ara madde ithalatına kalıcı bir çözüm üretebilmiş değil. Yani pek çok sanayimiz büyümek ve ihracatını arttırmak için ara ham madde ithal etmek zorunda. Gıda sanayinin ham madde girdilerini yüksek oranda yurtiçinden temin etmesi nedeniyle, diğer sektörlere nazaran yüksek kurun ithalattaki olumsuz etkilerinden korunacağı söylenebilir. Ama aynı şeyi, geçen yıl ithalatına yaklaşık 3 milyar dolar ödediğimiz ham yağ ve yağlı tohumlar ile yine büyük bedeller ödediğimiz yem hammaddeleri için söylemek pek mümkün değil. Türkiye 2013 yılında 1,5 milyon ton yağlı tohum üretimiyle rekor kırmış olsa da bunun iç talebi karşılamaya yetmediğini biliyoruz. Kur böyle seyretmeye devam ederse, bu yıl market raflarındaki yağın fiyatının (hemen yansımasa bile) yükselmesi kaçınılmaz görünüyor.
İhracata dönük sanayinin genel anlamda zorlanacağı yegane konu ise dalgalı ve ani yükseliş yaşanan kur nedeniyle önünü görememesi olacak. İhracatçının yurtdışı müşterisine reel fiyat vermekte zorlanacağını tahmin etmek zor değil. Özellikle ihracatın yarısına yakınını gerçekleştiren ancak finansman ve sermaye anlamında güçlü olmayan KOBİ'lerin bu dönemde daha fazla desteklenmesi gerekiyor.
Tabii, işin bir ucunda da sadece sanayinin değil tüm Türkiye'nin yegane girdisi olan enerji bulunuyor. Enerji, sanayideki en önemli ve pahalı girdilerden. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, dolar kurunun 2 TL'den 2,10 TL'ye çıkmasının, yani 10 kuruşluk artışın enerjiye maliyetinin yaklaşık 4 milyar dolar olduğunu söylemişti. Şu anki kura bakarsak yaklaşık bir 4 milyar daha eklendiğini söyleyebiliriz. Bu artış, hemen her sektöre maliyet olarak yansıyor. Dolayısıyla bu durum, ucuzlayacağını düşündüğümüz ihracat için de olumsuz bir faktör olabilir.
17 Aralık'la başlayan süreçte, ani kur artışı nedeniyle büyüme, borsa, faiz ve enflasyon hedefleri şaştı, şirketlerin karları eridi ve bazı şirketler borsada gözaltı pazarına düştü. Kurdaki kontrolsüz artış böyle devam ederse iflaslar ve kapanmalar da gelebilir. Bu nedenle hedefimiz, aşırı yüksek bir kur değil, rekabetçi ve istikrar sağlayacak bir kur olmalıdır. Orta Vadeli Plan'da 2014 yılı için tahmin edilen 1,95 – 2 TL sınırına düşemeyeceğimiz görülüyor. Ama herkesin önünü görebileceği bir kur, ekonomiyi bundan sonraki süreçte dengeye kavuşturacaktır. Dolayısıyla 17 Aralık'la başlayan süreci bir an önce nasıl geride bırakıp, önümüze bakacağımız bu noktada çok önemli.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.