Perşembe 16.01.2014 00:00
Son Güncelleme: Perşembe 16.01.2014 10:03

Küresel endişe Türkiye’nin kapısını çaldı

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, tarımsal ürün fiyatları tarihsel olarak yüksek seyrine devam etse de istikrarlı seyrediyor. Hatta geçen yılki verimli hasadın ardından başlıca hububat fiyatlarında düşüş gözlemlendi. Diğer yandan yüksek stoklar nedeniyle hububatlarla (pirinç hariç olmak üzere) birlikte yağ ve şekerin uluslararası fiyatları da aşağı yönlü seyrini sürdürdü.

İlknur Menlik - Sabah.com.tr
imenlik@comart.com.tr
Daha evvel bu sütunlarda 2014 – 2022 yıllarında tarımsal emtia fiyatlarının nasıl bir seyir izleyeceğini yazmıştım. 2014'te emtia piyasası mutedil görünüyor. Ancak bu ılımlı tahminleri bozacak küresel bir faktör, büyük bir endişe var ki bir süredir ülkemizin de kapısını çalmış durumda. Kuraklık, tüm dünya için endişe kaynağı olmaya devam ediyor. 2013, dünyada mevsim normallerinin dışına çıkılan bir yıl oldu; yıl boyunca kuraklık, buzulların erimesi, geniş çaplı orman yangınları ve sel felaketlerini konuştuk. Varşova'daki iklim görüşmelerinde de küresel iklim değişikliği ve kuraklığın gıda ve tarım sektörüne olumsuz etkilerinin dünya liderleri tarafından pek de önemsenmediği açıkça beyan edilmişti. Oysa yıllardır, bu tehlikenin varlığı herkesi rahatsız ediyor. Ama iş tedbir almaya ve sorunun çözümü için parasal kaynak ayırmaya ve yatırıma geldiğinde; fakirin elinde zaten yok, zengin ise hepten yan çiziyor. İnsanoğlunun 'yumurta kapıya dayanmadan' harekete geçmemek gibi kötü bir alışkanlığı var. Umarım, dünya gerçekçi ve ciddi tedbirleri almaya başladığında iş işten geçmemiş olur.
Kuru fasulye ve patatesteki ani fiyat artışlarının ardından son günlerde Türkiye'de de kuraklık daha sık konuşulmaya başlandı. Kimine göre fiyat artışları, spekülatörlerin işi. Ancak sebep her ne olursa olsun, yağışlar mevsim normallerinin çok altında seyrediyor ve eğer böyle giderse 2013 yılında kırdığımız tarımsal üretim rekorlarını 2014'te göremeyebiliriz. Bu işin bir yönü ama ümit var olmak için de sebepler yok değil. Geçen gün Resmi Gazete'de yayımlanan 2014 Yılı Yatırım Programı'na göre toplamda 6,3 milyar lira ayrılan tarımsal kamu yatırımlarının 4,39 milyar lirası sulama projelerine ayrılmış durumda. Bunun yanında bitkisel üretim alanında 1 milyar 77 milyon, hayvancılıkta 71, su ürünlerinde ise 69,5 milyon lira yatırım ödeneği ayrılmış durumda.
Öte yandan KİT'lere de ayrılan yatırım ödeneği miktarı belli oldu. Programa göre 2014 yılında, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü 290 milyon liralık, Toprak Mahsulleri Ofisi 110 milyon liralık yatırım gerçekleştirecek. Çay İşletmeleri 55 milyon, Et ve Süt Kurumu 31 milyon, özelleştirme kapsamındaki Türkiye Şeker Fabrikaları ise 42 milyon liralık yatırım ödeneği planlanmış durumda.
Yeterlidir veya değildir, işin bu kısmına girmiyorum ama bu program, en azından olumsuz hava tahminleriyle başladığımız bir yılın başlangıcında geleceğe dair iyi bir moral olabilir. Ancak tarım ve gıdaya yatırım yapan özel sektörü de bu olumsuz kuraklık tablosu içinde unutmamak gerekiyor. Bu noktada kamu-özel sektör işbirliğini tetikleyecek mekanizmaların da geliştirilmesi lazım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.