Merkez Bankası yeni Türkiye'ye yakışmıyor
Merkez Bankası'nın hükümeti tamamlayıcı rol üstlenmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Karagöl, "Türkiye'deki ekonomik kurumların yönetimlerinin, zihniyetinin baştan sona değişmesi gerekiyor. Merkez, Türkiye'ye yakışmıyor" dedi
YÜKSEK FAİZ EN KOLAY İŞ
Dış ve iç konjonktüre bakıldığında Merkez Bankası 50 baz puan değil de en az 1 veya 1.5 arasında faiz indirimi yapabilseydi, 28 Ocak seviyesine dönebilirdik. Biz yüksek faizi yıllarca denedik. Bunun çok işe yaramadığını gördük. Dünyadaki en kolay iş yüksek faizle merkez bankacılığı yapmaktır. Çünkü faiz yüksek olursa Merkez'in bir şey yapmasına gerek yok. Yani faizler yüksek olursasdöviz kuru konusunda çok büyük sıkıntı olmaz. Ülkeye yüksek miktarda sıcak para girer. Faiz miktarlarına bakıldığında 2002'den bugüne kadar gerçekten yüzde 15 civarlarından 3'lere geldiğini gördük. Gerçekleştireceğimiz diğer yatırımlar için veya hedeflediğimiz ekonomik verilere ulaşmamız için bu verilerin düşük olması gerekiyor.
En kolay yolu seçiyor. Cesaretli olması ve biraz da risk alması lazım. Farklı araçlar kullanarak bir şekilde bunu çözmesi gerekiyor. 'En kolay iş yüksek faizdir' dedim. Yüksek faiz verdiğinizde üretenler, yatırım yapanlar ve vatandaşlar mutsuz olur. Sadece bir kesimi mutlu edersiniz. Önemli olan vatandaşlar ise bir şekilde MB'nın bu tarafı düşünmesi lazım.
İKİ BAŞLILIK OLMAMALI
"MB istihdam ve ekonomik büyüme konusunda çelişmemek kaydıyla hükümete yardımcı olur" diyor. Ama açık bir şekilde çelişiyor. MB bu çelişik haliyle hükümete nasıl katkı verecek? Zaten çelişiyor, kendi başına buyruk, kendi ajandası olan bir MB uzun süre bu konumunu sürdürmesi zor, sürdüremez de zaten. Ekonomi açısından bu iki başlılığı kısa sürede ortadan kaldırmak gerekiyor.
Çünkü MB korkuyor, cesur davranamıyor. Hâlâ orada kendini kapatmış, çok fazla suya sabuna dokunmadan klasik merkez bankacılık yapmak istiyor.
DÜNYADA BÖYLESİ HİÇ YOK
İstediğini yapma, istediği kararı alma konusunda dünyada böyle bir merkez bankacılığı yok. İstediği aracı kullanabilir fakat hükümetin belli hedefleri, amaçları, politikaları varsa onunla uyumlu şekilde çalışması gerekiyor. Kendi başına bağımsız ya da 'istediğimi yaparım, istediğim hedefi koyarım' gibi davranması kabul edilemez. Dünyada böyle bir MB yok. Hükümetin hedeflerini tamamlayıcı bir rol üstlenmesi gerekiyor.
Dünyada anlayış değişti. 2008 sonrasında Amerika, Avrupa ve Japonya'da bizim gibi klasik merkez bankacılığı yapılmıyor. Yalnız fiyat istikrarı değil, finansal istikrardan, üretimden, işsizlikten bahsediyoruz. Avrupa Merkez Bankası üretim, işsizlik, istihdam konularına hükümetten daha çok kafa yoruyor.
SORUMLULUKLARI YENİDEN BELİRLENSİN
Bence, MB başarısız olduğunda daha farklı bir şekilde hesap vermesi gerekiyor. Cari açığın en önemli sebeplerinden biri MB'dir. Uyguladığı politikalarla bunu belirler. Fakat hiçbir sorumluluğu da yoktur. Yeni dönemde Türkiye'deki ekonomik kurumların yönetimlerinin, zihniyetinin baştan sona değişmesi gerekiyor. En başta da Merkez Bankası'nın görev ve sorumlulukları yeniden yazılmalıdır.
Merkez'in temel amacı enflasyon ise burada başarılı değil. Para politikasında birçok araç kullandı ama geldiğimiz yere bakarsanız bunların bize ağır maliyeti oldu. Yüksek cari açıktan büyümeye kadar birçok sıkıntı yaşandı. 2011'de yüzde 8.5 olan büyüme önce 2.2'ye indi sonra ancak 3.2 oldu. Bunun en büyük müsebbiblerinden biri MB'dir. Merkez'in ekonomiye ve sıradan vatandaşa ağır bir maliyeti var. Diğer yandan enflasyon hâlâ yüksek bu da ayrı bir maliyet.
ENFLASYON TEŞHİSİ DE YANLIŞ
Enflasyon hâlâ yüksek bu da bir ayrı maliyet. Diğer taraftan enflasyonun yükselmemesi için kullandığı en önemli araçlardan biri yüksek faiz. Yani yüksek faizle sözde yatırımları azaltıp enflasyon ya da fiyat artışını kontrol altına almak istiyor. Onu da yapamıyor. Dolayısıyla kullandığı yüksek faiz politikası ile yanlış üzerine yanlış yapıyor. Yüksek faiz enflasyonu azaltmadığına göre, burada Merkez'in enflasyon teşhisi yanlış.
SETA'DA ÇALIŞIYOR
Halen Yıldırım Bezayıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü'nde profesör olarak çalışan Erdal Tanas Karagöl, aynı zamanda Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nda (SETA) ekonomi üzerine araştırmalar yapıyor. AK Parti dönemindeki Türkiye ekonomisini yakından takip eden ve bir de kitap yazan Karagöl'ün, ayrıca dış borç ve savunma harcamaları üzerine yazdığı makaleler de dikkat çekiyor.
EN SON HABERLER
- 1 Dev kruvaziyer Bodrum’a 283 yolcuyla geldi
- 2 Rekabet Kurulu'ndan META'ya ceza! 300 milyon TL'yi aşkın...
- 3 Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan altın ithalatı açıklaması
- 4 Dev projeye Türk imzası! Dünyada bir ilk
- 5 Yeni teşvik programı geliyor! Bakan Kacır açıkladı: Türkiye yatırım merkezi olacak
- 6 Bakan Bayraktar Cezayirli mevkidaşı Arkab ile telefonda görüştü
- 7 SON DAKİKA: Erken davran ikramiye ödemesini kaçırma: O tarihe ve saate dikkat! Kimler alabiliyor?
- 8 Merkez Bankası Nisan Ayı Fiyat Gelişmeleri Raporu yayınlandı
- 9 İnşaat malzemesi sanayi üretimi arttı
- 10 Otomotiv ihracatı Nisan ayında yüzde 2 arttı