Paralel yapı eşkıya gibi para topladı
Başbakan Erdoğan'ın paralelin şantajlarına karşı "susmayın" çıkışı iş adamlarını cesaretlendirdi. ANGİAD Eski Başkanı Abdullah Değer "Paralel yapı iş dünyasının üzerine eşkıya gibi çöktü' dedi
O dönemde başımıza ne gelse hükümetten biliyorduk. Çünkü üyelerden gelen bütün şikâyetler devlet bürokrasisinin üzerlerine geldiği yönündeydi. Cemaatin devlet içindeki yapılanmasından haberdar olsak da her yere sızdıklarını düşünmüyorduk. Bugün paralel yapı dediğimiz şeyden o dönem bu kadar haberdar değildik. Başbakan'ın başlattığı mücadele olmasa halen bu yapıdan haberimiz olmayabilirdi. Devletin en ücra köşelerine kadar sızarlardı.
ÇEK SENET TOPLUYORLAR
Okul, yurt, öğrenci bursu adıyla para topluyorlar. İşadamları da hayır olsun diye bu yardımlara katılıyor. Buraya kadar makul diyebilirsiniz. Ama asıl sorun ondan sonra başlıyor. Daha geçen gün bir arkadaşım geldi. Başından geçen bir şeyi anlattı. Cemaatin bölge sorumlusu gelmiş. "Sana aylık 4 bin TL bağış parası yazdık" demiş. İşadamı arkadaşım da, "Benim aylık kazancımın ne olduğunu biliyor musunuz da bana bu parayı yazıyorsunuz" diyerek itiraz etmiş. Yani yardımlar gönüllülük rızasıyla yapılmıyor artık. Ama halen ekonomi bürokrasisinde etkin olup olmadıklarını bilmedikleri için insanlar korkuyor. O yüzden de istedikleri parayı vermeye devam ediyor. Parayı senete bağlıyorlar ya da çek yazıyorlar. Ödemezseniz icraya veriyorlar. Yani banka ya da ticari bir borç gibi zorla size bunu ödettiriyorlar.
Bağış çeki verip sizi borçlandırıyor. Mesela insanlar burs miktarını düşürmek isterse hemen işine saldırıyorlar. Aldıkları miktarların da artık büyüdüğü söyleniyor. Diyelim ki, cemaate yakın derneklerle bir iş gezisine gittiniz. Orada sizi birileriyle tanıştırdılar. Velev ki o bölgeye mal satmaya başladınız. Hemen abiler geliyor kazandığınız paradan payını istiyor. Yüzde 5 para aldıkları söyleniyor. Bu yöntemlerle alamazlarsa zekat kurban deyip insanların cebindeki paraya ortak olmaya çalışıyorlar. Eşkıya gibi para toplanıyor.
Hayır dediğinizde hangi konuda işiniz varsa denetime başlıyorlar. "Şu kanunu ben şöyle yorumladım, işyerinde bu eksik, gözünün üzerinde kaşın var" mantığıyla ceza kesmeye çalışıyorlar. Ya da bir ihaleye gireceksiniz. Onu engelliyorlar.
PARALEL MÜCADELESİ EN ÇOK İŞADAMLARINI RAHATLATTI
Bu mücadele başladı. O yüzden işadamlarının korktuğunu zannetmiyorum. Hatta Paralel Yapı ile mücadele en çok işadamlarını sevindirmiştir. Bakın, ben neden konuşuyorum? Cemaatle hiç işim olmadı. Ne para verdim ne de onların bürokratlarından iş istedim. Bir tek Türkçe Olimpiyatları'na davet ettiler, gittim. Rahatlıkla konuşuyorum. Ama diğer işadamları bu kadar rahat olamaz. Çünkü paralel yapıya verdikleri para neticesinde işleriyle ilgili haksız kazanç sağladılarsa bunu açıklayamazlar. O yüzden onların konuşmasını beklemek doğru değil.
Sonuna kadar destekliyorum. İşadamları çok rahatladı. Para trafiğinin yanı sıra kendilerine yakın işadamlarını ihya ettiler. Bakıyorsunuz daha 5 yıllık firma 1 milyar dolarlık bir şirkete dönüşüyor. Bunlar cemaatin desteğiyle büyüdüler. Enerji, ticaret, inşaat başta olmak üzere birçok sektörde haksız ihaleler alarak güçlendiler. Para babası oldular. Bir cemaat nasıl banka sahibi olur? Ama oldular.
YARGIDA ÜZERİME GELDİLER
Ben kimse konuşmadığı dönemdede 17 Aralık operasyonundan sonra çıkıp açıklamalarda bulundum. Bu operasyonun arkasında ABD'nin de olduğunu söyledim. 2012'de ABD elçiliğinden bir yetkilinin gelerek "Hükümete karşı lobi oluşturuyoruz" dediğini anlattım. Günah keçisi ilan edildim. Arkadaşlarım bile bana "Ne yaptın, ABD'liler çok kızdı, artık senin işin zor" demeye başladılar. Sanki ben vatan hainliği yapmış gibi muamele gördüm. O günden sonra ABD ile Körfez Savaşı'ndan kalma alacak davası vardı. Aleyhimde sonuçlandı. İşimi kaybettim. Dernek başkanlığından bile oldum. Türk-ABD arasındaki ilişkilerin bozulmasını tabi ki istemem. ABD'lilerle iş yapıyorum, onları seviyorum ama ülkemi daha çok seviyorum.
Direkt olmasa da yargı yoluyla vardı. Çünkü buradaki mahkeme aleyhimde karar verdi. 1981'de kurulan bir şirketim var. Nakliye ve petrol ticareti yapıyorum. Körfez Savaşı sonrasında Irak'tan alacağı olan şirketler Birleşmiş Milletler'den ödeme yapıldı. Yüzde 5 dilim orada kalıyordu. Ondan sonra bu hep konuşuluyordu. Eximbank'ta konuşulan bir konuydu. O olaydan sonra şirket mahkemeyi kaybetti. Bu ülkede insanlara ceza kesiliyor. 2006'da da Irak Merkezi Hükümeti'nin parası yoktu. 2006'dan sonra iş yapacağız ortalığı karıştırdılar. Kendimizi mahkemelerde bulduk. Suçsuzluğumuz ispatlandı ama bu ürünleri ABD ve İngiliz şirketleri sattı.
EN SON HABERLER
- 1 ASELFLIR-500 ile nokta atışı! Bayraktar TB2'den işaretledi MAM-L, KMC, CİRİT vurdu
- 2 Tarımsal atıklar katma değerli ürünlere dönüşüyor
- 3 Çoban bulunamıyor! Maaşı ise dudak uçuklatıyor...
- 4 T10X zirveyi bırakmadı! Satılan her 2 elektrikli otomobilden 1'i Togg oldu
- 5 Doğal gaz depoları yenilenebilir kaynaklarla çalışıyor
- 6 GİB: Kurumlar vergisi beyannamesi için yarın son gün
- 7 Hazine yarın iki ihale düzenleyecek
- 8 Memura disiplin affı
- 9 SON DAKİKA: Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Enflasyonun ateşi yaz aylarında düşecek
- 10 Memur olmak isteyenler dikkat! 20 kamu kurumu 37.262 personel alımı yapacak