Pazartesi 22.09.2014 00:00

Türkiye’nin TTIP’e dahil olması herkesin yararına!

Türkiye, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşmasının dışında kalırsa ne olur? Bunun cevabı çok tartışılıyor. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, TTIP'in sıradan bir STA olmadığını söylüyor. Evet, anlaşma dünya ticaretinin yüzde 50'sini yeniden şekillendirecek boyutta, ileride siyasi ve kültürel etkileri de olacak. Bu nedenle ben Bakan Zeybekçi'nin bu vurgusunu önemsiyorum. Öte yandan TTIP müzakerelerinin başından beri şu soruyu sormadan da edemiyorum; "ABD en yakın müttefikimiz iken, AB en önemli ticari partnerimizken, Türkiye Gümrük Birliği üyesiyken ve halen tam üyelik müzakereleri devam ediyorken, neden TTIP sürecinin dışında bırakılıyoruz?"
İlknur Menlik/Sabah.com.tr
Bunun üzerinde daha fazla düşünülmesi gerektiği kanaatindeyim. Ben bu soruyu siyasi algılardan uzak bir şekilde soruyorum, işin daha çok teknik tarafındayım. Çünkü ABD ve AB'nin bile, bu görüşmelere başladıktan sonra aralarında çıkan pek çok siyasi tartışmayı hepimiz hatırlıyoruz. Ama bu tartışmaların hiçbiri de müzakerelerin hızını kesmedi. Geçtiğimiz aylarda altıncı tur görüşmeler tamamlandı. Türkiye ise henüz masaya oturma konusunda somut bir ilerleme kaydedemedi.
Bugün geldiğimiz nokta şu: TTIP'in dışında olamayız, Gümrük Birliği'nin dışında da kalamayız.
Ancak Gümrük Birliği bizim için dezavantajlı bir durum yaratmaya başladı. Örneğin; AB'nin gerçekleştirdiği STA müzakerelerinde Türkiye'nin herhangi bir söz hakkı yok. Üstelik AB ile müzakere yapan ülkelerin çoğu, Türkiye ile bir STA yapma konusunda çok da istekli değiller. Öte yandan AB'nin imzaladığı her STA paralelinde Türkiye menşeli ürünlerin AB'deki göreceli avantajı azalıyor, bu da AB pazarındaki rekabet gücümüzü azaltıyor. Bunu veriler de doğruluyor. Merkez Bankası'nın (MB) 2013 Kasım'ında yayınladığı, AB-ABD Serbest Ticaret Anlaşması ve Türkiye Üzerine Etkileri başlıklı analize göre, 2004 yılında AB-27 ülkelerine toplam ihracatımız yüzde 58,1 iken, 2005-2012 yılları ortalaması yüzde 49,5'e gerilemiş. AB'nin ithalatımızdaki payı da aynı dönemde yüzde 49,3'den yüzde 39,9'a gerilemiş. ABD ile olan dış ticaretimize baktığımızda, 2004 yılında yüzde 7,7 olan ihracatımızın payının 2005-2012 yılları arasında yüzde 4,2'ye gerilediği, buna karşın ithalatın yüzde 4,9'dan 5,6'ya yükseldiği görülüyor.
Gümrük Birliği'nin en önemli risklerinden biri de Türkiye'nin AB ile STA imzalayan her ülke için açık bir pazar konumuna gelmesi. AB-ABD STA'sı imzalanırsa bu Amerikan malları için de geçerli olacak. Pek çok nedenin yanında TTIP meselesi, bu açıdan da Türkiye için oldukça önemli. Yine MB'nin analizine göre, Türkiye'nin AB-ABD STA'sına taraf olması durumu ile olmaması durumu arasında GSYH'de yaklaşık 35 milyar dolarlık bir fark oluşacak. Yani anlaşmanın içinde yer almazsak yılık 35 milyar dolar gelir kaybına uğrayacağız.
İşin bir de AB ve ABD açısından boyutuna bakalım. Türkiye'nin TTIP sürecinin dışında kalması durumunda, AB'nin bu STA'dan kazancı (GSYH'daki artış) yüzde 0,009 ile yüzde 0,264 arasında kalıyor. ABD ise yüzde 0,004 ile 0,300 arasında bir kazanç elde ediyor.
Türkiye'nin söz konusu ortaklık sürecine dâhil olduğu durumda ise tablo değişiyor. Bu noktada AB'nin en yüksek GSYH artışı yüzde 0,264'ten 0,280'e; ABD'nin ise 0,304'e yükseliyor. Yani, Türkiye'nin sürece dâhil olması, her iki ülke için de avantajlı bir durum oluşturuyor.
Türkiye TTIP'e dahil olmazsa, yüzde 0,132 ile 0,561 oranında GSYH daralması yaşayacak. İhracatında ise yüzde 0,114 ile 0,129 arasında bir kayıp öngörülüyor.
Analizde kullanılan modellemeye göre, Türkiye'nin AB-ABD STA'sına dâhil olmasıyla GSYH değişimleri olumlu yönde değişiyor; GSYH'sinde %0,460 ile %4,001 arasında değişen bir artış elde ediliyor. Benzer şekilde mal ihracat rakamları da Türkiye'nin sürece dâhil olması ile artış gösteriyor; ihracatta anlaşmanın derinliğine bağlı olarak %1,303 ile %6,974 arasında değişen yükselişler gözleniyor. Elde edilen sonuçlar, Türkiye'nin AB-ABD STA'sına dâhil olmasının, ülkemiz için önemli ekonomik kazançlar doğuracağına işaret ediyor.
Peki, Türkiye TTIP sürecine nasıl dahil olacak? Bunun TTIP görüşmelerinin başlangıcından beri, üç şekli olduğu belirtiliyor: ABD ile STA imzalamak; AB'ye tam üyelik ve bu ikisi de olmazsa Gümrük Birliği anlaşmasını Türkiye lehine yenilemek.
Görüldüğü üzere Türkiye'nin TTIP'e dahil olması herkesin yararına! Ancak ben yine baştaki soruyu soruyorum; ABD en yakın müttefikimiz iken, AB en önemli ticari partnerimizken, Türkiye Gümrük Birliği üyesiyken ve halen tam üyelik müzakereleri devam ediyorken, neden TTIP sürecinin dışında bırakılıyoruz? Üstelik tüm tarafların kazanacağı şartlar varken? Bu da bize şunu gösteriyor: Çözümün nerede olduğu konusunda bizim de AB ve ABD'nin de artık farklı bir yaklaşım sergilemesi gerekiyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.