Paris’e giden yol
“Human influence on the climate system is clear. - İnsanın iklim sistemi üzerindeki etkisi çok açıktır.” Bu tespit, İklim Değişikliği Hükümetlerarası Paneli (IPCC) Başkanı Rajendra K. Pachauri’nin, Peru’nun başkenti Lima’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’ndeki (COP 20) sunumuna ait; hatta sunumunun ilk cümlesi. Daha en baştan bu tespit, bize şunu gösteriyor: Artık çevreyi kirletmeye devam edip, doğanın bunu kendiliğinden temizlemesini bekleyemeyiz. Acilen iklim değişikliği ile mücadelede somut adımlar atmalıyız.
İlknur Menlik / sabah.com.tr
Amerika Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) ise geleceğe ilişkin biraz daha karamsar bir tablo çiziyor. NOAA'ye göre bugün itibariyle karbon salımımızı sıfıra indirsek bile, bu çaba iklim değişikliğinin etkilerini durdurmaya yetmeyecek. Buna benzer bir tespit, IPCC raporunda da yer alıyor.
Bugün iklim ile ilgili yaşadığımız pek çok değişikliğe (kuraklık, seller vb) 0,85°C'lik ısı artışının sebep olduğunu düşünürsek, bazı tahminlere göre 2050 yılına kadar 4°C artacağı öngörülen küresel ısınma sonucunda neler yaşayabiliriz düşünmesi bile insanın içini karartmaya yetiyor.
Birleşmiş Milletler tarafından küresel sıcaklık artışının 2°C'de sınırlandırılması hedefiyle uyumlu karbon miktarının%65'inin hali hazırda kullanılmış olduğunu göz önünde bulundurulduğunda, küresel ısınmayı önlemek için sera gazı emisyonlarının çok ciddi bir şekilde azaltılmasının şart olduğu görülüyor.
İklim değişikliğiyle mücadelenin en somut şekli, 2015 yılında Paris'te düzenlenecek olan 21. İklim Zirvesi'nde şekillenecek. Paris'te, Kyoto Protokolü'nün ikinci döneminde uygulanacak yeni iklim rejimi belirlenecek. Ama Paris'e giden yolun son durağı olan Lima'da 1-12 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 20. Taraflar Konferansı'nda buna ilişkin umut verici gelişmeleri görmek mümkün olmadı.
COP 20'nin 9-12 Aralık 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen Üst Düzey Oturumu'nda Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce de konuştu. Güllüce, Paris'te son şekli üzerindeki müzakereler neticesinde 2015 yılı sonunda tamamlanması ve 2020 yılında yürürlüğe girmesi hedeflenen anlaşmanın şeffaf, kapsayıcı, adil ve eşitlikçi olmasının yanı sıra, günümüzdeki ve gelecekteki sosyo-ekonomik gerçekleri de mutlaka göz önünde bulundurması gerektiğine vurgu yaptı.
Doha görüşmelerinin ardından yapılan yorumlarda, Kyoto Protokolü'nün 2020'ye uzatılan ikinci döneminin özellikle sera gazı salınımının azaltılmasına yönelik kayda değer bir adımı öngörmediği ifade edilmişti. Lima sessiz sedasız geçiverdi, umarız Paris böyle olmaz ve anlaşma somut taahhütler içeren, umut veren bir anlaşma olur.
EN SON HABERLER
- 1 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TİM Başkanı Mustafa Gültepe ile görüştü
- 2 Bakan Şimşek'ten enflasyon mesajı! O tarihi işaret etti: Tek haneye düşecek
- 3 Ankara'da işletmelere yönelik vergi denetimi yapıldı
- 4 Uzmanlar kredi notu artışını değerlendirdi
- 5 Bakan Kacır: Askeri insansız hava aracı üretiminde dünya lideriyiz
- 6 Bakan Uraloğlu rakamlarla açıkladı! Avrasya Tüneli'nden rekor geçiş: Günlük...
- 7 SON DAKİKA: Bakan Mehmet Şimşek: Ekonomiye güveni en üst seviyeye taşıyacağız! Not artışları devam edecek
- 8 EMEKLİ PROMOSYON SON DAKİKA: Mayıs ayarı! Banka promosyonu 20.000 TL'ye dayandı
- 9 İşte Türk balıkçılarının 12 yeni hedef ülkesi!
- 10 "Orman Benim" kampanyasında 313 ton atık toplandı