Düğünler artık İstanbul’da

MELTEM BAYAZIT TEPELER
Düğünler hep özeldir ve hep hatırlanır. Türkiye'de gelişen düğün endüstrisini anlatmak, aslında Türkiye'yi anlatmak demek... Bundan 30 yıl evvel, düğünler yaşadığımız şehirlerde balo veya düğün salonlarında kendi halinde yapılırdı. Eş, dost, akraba çağırılırdı ve en etkili sosyalleşme alanıydı. Düğün organizasyonu yapan firmalar da yoktu henüz.
Bu işi genellikle çiçekçiler, mekanlar veya oteller üstlenir, basit çiçek arajmanları ile düğünler hazırlanırdı. Zamanla, düğünler sadece bir kutlama olmaktan çıkmaya başladı. Artık düğün ailelerin ve çiftlerin prestij ve zevklerini yansıtan bir etkinlik. Bu yüzden, yavaş yavaş düğün organizasyon firmalarının sayısı arttı ve bu firmalar giderek profesyonelleşti.
1990'LARDA DETAYSIZDI
1990'lı yıllarda yapılan düğünlerde masalar zarif şamdanlar, şık masa örtüleri ve tüllü sandalyeler ile süsleniyor ve tüm bunlara uygun davetiyeler ve nikah şekerleri hazırlanıyordu.
Düğün sahipleri bu detaylarla yorulmamak için bizler gibi düğün ve davet organizasyon firmalarına ihtiyaç duyuyorlardı. Özal'lı yıllarda, Türkiye dünyaya açılmak istiyor, düğün sektörü dünyada neler yapıldığını merakla takip ediyor ve biraz da taklit ederek düğünler hazırlıyordu.
Şimdi geriye dönüp baktığımda, o yıllarda hazırlanan düğünlerin şık ama basit ve detaysız olduğunu hayretle görüyorum. İstanbul'da gerçekleşen birkaç yabancı düğün, o da Patrikhane'nin İstanbul'da olması sebebiyle, Yunanlılar'a ait olurdu. İstanbul hâlâ dünyada çok da farkına varılmayan bir şehir, Türkiye henüz popüler olmayan bir destinasyondu.

2000'LERDE DÜĞÜN TURİZMİ
Derken, 2000'lerde Türkiye Arap dünyası ile daha yakınlaştı. Civar ülkelerle ilişkiler canlandı.
Türk dizileri Arap dünyası başta olmak üzere pek çok civar ülke tarafından hayranlıkla izlenir oldu.
Komşu ülkelerden artık daha çok turist geliyor ve daha çok para harcamak istiyorlardı. İstanbul, özellikle dizilerin de etkisiyle tanınan ve etkili bir destinasyon haline gelmişti. İşte böyle bir dönemde, dünyada 'düğün turizmi' akımı başladı. Artık çiftler kendi ülkelerinde değil, farklı bir ülkede düğün yapmak istiyor ve misafirlerine bambaşka anılar yaşatmak istiyorlardı. Özellikle Arap ülkelerinde patlayan isyanlar artık o bölge insanlarının düğünlerini başka bir ülkede yapmaya itiyordu. Böylelikle, İstanbul bölgenin en çok tercih edilen düğün destinasyonu haline geldi.
2010'lar: YABANCI AKINI
2010'lar ve sonrası İran, Azerbeycan, Suudi Arabistan, Dubai, Rusya, Kazakistan, Özbekistan, Hindistan gibi ülkelerden pek çok çiftin Türkiye'de düğün yaptığı yıllar oldu. Bu çiftler kendi ülkelerinin elitleriydi ve gösterişli düğünler yapmak istiyordu. Bu talep, Türkiye düğün endüstrisinin büyümesini ve çok başarılı organizasyon firmalarının dünya arenasında çok başarılı projeler hazırlamasını sağladı.
Pek çok Türk firması artık sadece yerel rakiplerle değil, bu talep sayesinde Lübnanlı, İsrailli, İngiliz ve Dubaili organizasyon firmalarıyla yarışıyor. Artık sadece Türkiye'de değil, civar ülkelere de projeler hazırlamaya gidiyoruz. Azerbeycan, Katar, Dubai, Abu Dhabi, Yunanistan, Irak en çok seyahat ettiğimiz ve düğün organizasyonu yaptığımız ülkeler.
Elbette, gelişen sektörle, projelerin içeriği de büyüdü. Artık, mekanları baştan yaratıyor, günler öncesinden balo salonuna girip muhteşem mimari projelerle bambaşka mekanlar oluşturuyoruz.
Projelerin bütçeleri büyüdü ama riskleri ve sorumlulukları arttı. Bizlerin de hayatı çok daha zorlaştı. Bu yorucu koşuda, yaratıcı olan firmalar öne çıktı. Instagram, Facebook, Pinterest gibi mecralar ve sosyal medya sayesinde dünyaya adımızı ve yaptıklarımızı duyurmak çok daha kolaylaştı. Artan projeler, sorumluluklar ve riskler yüzünden, düğün ve etkinlik sektörü kendi okullarını açarak, kendi profesyonellerini yetiştirmeye başladı.
Bir sektör oyuncusu olarak, Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda, düğün turizmini önemsemesi gerektiğini düşünenlerdenim. Bu yönde hep birlikte akıllı politikalar üreterek Türkiye'yi bundan sonraki yıllarda çok daha farklı noktalara taşıyabileceğimize inanıyorum.