Krizlerden ders alındı sektör kabuk değiştirdi

Türkiye'de 1980'de önemli bir ekonomi politikası değişikliği yaşandığını belirten Şekerbank Genel Müdürü Halit Yıldız 1980'den itibaren ticari serbestleşme politikaları uygulayan Türkiye'de, 1980- 1989 döneminde reel sektör öncelikli, ihracatı artırmaya yönelik politikalara öncelik verildiğini kaydetti. Bu kapsamda 1980'den itibaren finansal engelleme politikalarının da çeşitli dönemlerde yapılan düzenlemelerle gevşetildiğini ifade eden Yıldız, "11 Ağustos 1989'da çıkarılan 32 Sayılı Kararname ile finansal engellemelere yönelik uygulamalar terk edilerek finansal serbestleşme sağlandı. Finansal serbestleşme ile beraber küresel finansal piyasalara giren Türkiye, bu dönemde yaptığı reformlar, bu konuda gösterdiği kararlılık ve dinamik ekonomisi ile yabancı yatırımcıların dikkatle takip ettiği bir ülke oldu. 1989 yılında 306 milyar TL olan GSYH, 2013 yılı itibarıyla 1.5 trilyon TL'ye ulaştı" dedi.
BANKALAR DEĞİŞTİ
Bankacılık sektörünün son 10 yılda büyük gelişim gösterdiğine işaret eden Yıldız, "Bankacılık sektörü özellikle son 10 yıllık dönemde gerçek bankacılık faaliyetlerine, yani kredilere yönelmiş ve bu bilançolara yansımıştır. 2002 yılından günümüze bankacılık sisteminin büyüklüğünün milli gelire oranı 44 puan artarak yüzde 105'e yükselmiş; kredilerin milli gelire oranı 50 puan yükselerek yüzde 65'e çıkmıştır. Türk bankacılık sektörünün toplam öz kaynakları ise 16 milyar dolardan 100 milyar dolara ulaşmıştır" diye konuştu. Bankacılık sektörünün, son 30 yıl içinde hem teknolojik hem de aktif büyüklük açısından önemli gelişme kaydettiğinin altını çizen Yıldız, 1994, 1999 ve 2001 krizleri sonrası yapılan düzenlemeler ve bu krizlerden alınan derslerin, sağlıklı bir bankacılık sektörünün oluşturulması için ortam hazırladığını vurguladı. Son 30 yıl içerisinde tasarrufların artması ve ekonomik büyümenin etkisiyle artan kredi hacminin bankacılık aktiflerinin de artmasını sağladığına işaret eden Yıldız, "Krediler, 2002 yılında 31 milyar dolar iken, 2014 sonunda 545 milyar dolara, mevduatlar ise 2002 yılında 79 milyar dolar iken, 2014 sonunda 490 milyar dolara yükselmiştir" dedi.
YENİ KUŞAK OLUŞTU
Türk bankacılık sektörünün pek çok alanda olduğu gibi, teknoloji alanında da global rakipleri ile rekabet edebilir durumda, hatta çok daha önde olduğunu kaydeden Yıldız, "İletişim teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak, internetin ve gelişmiş mobil telefonların gündelik yaşamdaki yerinin hızla genişlemesi, bu teknolojilere uyum sağlayan ve bankalardan da bu doğrultuda hizmet talep eden yeni bir kuşak oluşturmuştur. Ortaya çıkan bu yeni müşteri profiline en kaliteli hizmeti en hızlı şekilde sunmak, yeni ihtiyaçlara uygun yeni ürünler geliştirmek ve bunları çok boyutlu bir segmentasyonla doğru kişilere pazarlamak, Türk bankacılığının hedefleri arasında ön sıralarda yer alıyor" diye konuştu.

ÜRETİM MİSYONU
Şekerbank'ın toplam kredi portföyünün yüzde 89'unu ticari kredilerin oluşturduğuna dikkat çeken Yıldız, "Yani tarım, esnaf, işletme, KOBİ ve kurumsal krediler oluşturuyor ve bu alanda sektörde lider konumda bulunuyoruz. Küçük esnaf kredilerinde 2014 yılında yüzde 54 büyüdük. Mikro işletme, esnaf kredilerinin son bir yıllık pazar gelişimi ise yüzde 26 oldu. 2014 yılında, tarım kredilerinde sektör yüzde 26 seviyelerinde" dedi.
Sürdürebilir marka: SABAH
Halit Yıldız, Sabah gazetesi ile ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu: "Kolektif hafızamızda önemli bir yeri olan Sabah gazetesi, köklü geçmişi ve teknoloji alanındaki atılımlarıyla bugün de Türkiye'nin en önemli gazetelerinden biri olarak sürdürülebilir bir marka niteliği kazanmıştır. Sabah gazetesinin geçmişte olduğu gibi, güçlü, başarılı çizgisini bundan sonra da sürdüreceğine inanıyoruz. Sabah gazetesinin başarılı çalışmalarının devamını dilerken, 30. yıl dönümünü tebrik ediyoruz."