Pazartesi 14.09.2015 00:00
Son Güncelleme: Pazartesi 14.09.2015 14:59

En Büyük Milliyetçilik: Milli Yazılım Üretebilmek

Ülke olarak 1923'teki rejim değişikliğinden beri farklı iktisadi modeller denedik ve denemeye devam ediyoruz. Bugün geldiğimiz noktada dünyanın en büyük 18., Avrupa’da ise 5. ekonomisi olarak Avrupa’da ve dünyada söz sahibi bir ülke durumundayız. Özellikle 2002'den sonra yapılan iktisadi reformlar ve insani gelişmiş endeksindeki yükselme, geç de olsa Türkiye'yi batıdaki anlamıyla girişimcilikle tanıştırdı. Bugün ihracatımızın temelini giyim, tekstil ve madencilik oluştururken, maalesef bilişim ihracatı yok denecek kadar az.

2010 verilerine göre yüzde 48.4'ü hizmet sektöründe çalışan iş gücü ile Türkiye'nin yazılım endüstrisinde atacağı büyük adımlar, bilişim ihracatı yapamasa bile sadece kendi kendine yeten bir endüstri oluşturabilir. Bu da, hizmet olarak alınan bilişim ithalatını kısacağı gibi, güvenlik ve dış müdahale gibi tehlikeleri de minimize edecektir. Son 13 yılda girişimcilik alanında atılan dev adımlar, kalifiye mühendis yetiştiren devlet ve vakıf üniversiteleri, KOSGEB gibi KOBİ'leri destekleyen kurumların varlığı, Türkiye'nin ''hizmet olarak yazılım'' (SaaS) ihracatı yaparak bir kalkınma modeli oluşturabileceği gerçeğini ortaya koyuyor.
SaaS, çoğunlukla bir internet sunucusunda barındırılan, periyodik abonelik modeli bir hizmet olarak ''kiralanan'' yazılım lisanslama modeli. 2017 tahminlerine göre dünyada SaaS pazarının büyüklüğü, Türkiye'nin 2017 milli gelir projeksiyonun yüzde 10'undan fazla olacak. Bu pazarda kolektif iktisadi değer üretildiğinden, hiçbir şekilde dışa bağımlılık söz konusu olmadığı gibi, hiçbir dış gücün ya da lobinin müdahalesi de söz konusu olamıyor. Toplam SaaS kullanan kullanıcı sayısı 1 milyara yakın. Bugün batılı manipülasyoncuların en çok korktuğu yatırımlar elbette asla bağlı olduğu ülke dışında yaptırıma tabi tutulamayan dijital şirketler.


Kurumsal hizmet veren SaaS pazarında 2017'de CRM yazılımlarının 37 milyar dolar, ERP yazılımlarının 35 milyar dolar, BI yazılımlarının 19 milyar dolar, SCM yazılımlarının 14 milyar dolar, CSSS yazılımlarının 6 milyar dolar ve mikro servislerin 19 milyar dolarlık hacim oluşturacağı tahmin ediyor. Toplam pazar büyüklüğü 130 milyar doları aşıyor.

Dünyadaki bu şirketlerin çoğu ABD, İngiltere, Almanya, İsrail ve Kanada merkezli. Bugün Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Çin hariç Uzakdoğu ülkeleri ile Rusya hariç Bağımsız Devletler Topluluğu bu ülkelerin yazılımlarını kullanıyor. Türkiye gibi güçlü bir alternatif, bu pazarda kısa vadede tercih sebebi olabilir. Orta ve uzun vadede Türk yazılımları, batılı muadilleriyle rekabet edebilir.
Ülke olarak Teknokentlerden farklı olarak ''Milli Yazılım Parkı'' kurularak, büyük şirketlerden ziyade orta ölçekli onlarca yeni girişim kurarak, Batı Avrupa ve ABD dışında kurumsal çözümlere ihtiyaç duyan ülkelere daha güvenilir ve daha dinamik yazılımları SaaS modeli ile sunabiliriz. Milli Yazılım Parkı ile yüzde 100 yerli sermaye ve Türkiye'nin genç mühendisleri yazılım sektörünün liderleri arasına ülkemizi katabilir.
Milli Yazılım Parkı (MYP) sistemi nasıl işleyebilir?
Dünyada en çok gelir elde eden mikro çözümler sunan ilk 10 şirketin muadili yazılımlar birer Kamu İktisadi Teşebbüsü olarak kurulan şirketler bünyesinde geliştirilebilir ve özel bir KHK ile yasal güvence altına alınarak dünyada kendini kanıtlamış CEO'lar tarafından yönetilebilir. Tamamı Milli Yazılım Parkı içerisinde geliştirilen bu yazılımlar Türkiye'nin en iyi performans pazarlama ajanslarına pazarlamaları yapılmak üzere reklam bütçeleri ile birlikte ihale / konkur usulü teslim edilebilir ve muadil firmanın hedeflemelerine göre belirlenen ülke ve bölgelerde pazarlaması yapılan ürün hedeflenen büyümeyi gerçekleştirdiğinde özelleştirilebilir.

Instagram, 2010 yılında 500 bin USD öz sermaye ile kuruldu. Mart 2011 ayında dış yatırımla 7 milyon USD sermaye artırımı yaptı, 2012 Nisan ayında Facebook Inc.'e 1 milyar USD'ye satıldı.
Bir SaaS olmasa da, satışı yapılan MYP sisteminde geliştirilmesi planlanan uygulamalara muadil olabilecek şirketlerinden en pahalı kuruluş sermayesi Instagram'a aittir. Örneğin Dropbox 15 bin dolar, Cloudera 10 bin dolar sermaye ile kurulmuş; bugünkü değerleri milyar doları aşmış şirketlerdir. Bu da demektir ki, örneğin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu projeye aktaracağı 1 milyar doları, 100 bin dolar sermaye ile kuracağı 1000 şirketten sadece 1 şirketi 18 ay içinde benzer bir değerleme ile satarak kompanse edebilir.
Türkiye'nin yazılım endüstrisinde bir dev haline gelmesi hayal değil. Devletin sermaye gücü ve yasal güvencesi ile özel sektördeki kalifiye mühendisler bu projeyi hayata geçirerek milyonlarca lisans kiralaması ile ülkemizde milyarlarca dolarlık değer oluşturabilir.

ÖZGÜR BAYRAKTAR

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.