Yoksulluk dipte

Türkiye ekonomisini yerle bir eden 2001 krizinin ardından, yüzde 30.3 ile tarihinin en yüksek seviyesine çıkan yoksulluk oranı, Kasım 2002 seçimlerinin ardından yakalanan siyasi istikrar ve yapısal reformların etkisiyle geçen yıl yüzde 1.58 ile dip yaptı. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre kişi başı günlük harcaması, cari satınalma gücü paritesine göre 2.15 doların altında kalanların oranı 44 bin kişi ile 2015'te yüzde 0.06 oldu. Bu oran 2002 sonunda yüzde 3.04'tü. Kentlerde 2002'de yüzde 2.37 olan aynı oran, geçen yıl 0.02'ye inerken, köylerde de 4.06'dan 0.13'e düştü.
EN DÜŞÜK SEVİYE
Yoksulluk sınırı, cari satınalma gücü paritesine göre 4.3 dolar olarak alındığında ise 2014'te yüzde 1.62 olan yoksulluk oranı, geçen yıl yüzde 1.58'e geriledi. Türkiye'de geliri bu seviyede bulunan kişi sayısı geçen yıl 1 milyon 203 bine indi. Söz konusu oran 2002'de yüzde 30.3 ile zirve yapmıştı. Bu oran kentlerde yüzde 24.62'den 0.64'e, köylerde yüzde 38.82'den 5.13'e düştü. TÜİK verilerine göre nüfusun yüzde 1.35'i gıda yoksunluğu yaşarken, bu oran 2015'te 0.48'e geriledi. Tek parti iktidarıyla birlikte siyasette sağlanan istikrarlı yapının, Türkiye ekonomisinin 2008 krizinden bu yana 7 milyon istihdam yarattığına işaret eden uzmanlar, 2002'den bu yana satın alma gücünün yükseldiğini, milli gelirin de üçe katlandığını vurguladı.
BÜYÜMEYİ DE ARTIRIYOR
Türkiye'de 2002'de 3 bin dolar civarında olan kişi başın milli gelirin 10 bin dolara ulaştığı bu dönemde, faiz oranlarındaki düşüşle birlikte tüketicilerin varlık edinebilmeleri de kolaylaştı. Başta konut ve taşıt olmak üzere, gelir artışıyla birlikte alım gücü yükselen tüketici, ekonominin de canlanmasında etkili oluyor. Faiz oranlarındaki düşüşle birlikte 2002'den bu yana yaklaşık 600 milyar dolar daha az faiz ödemeyen devletin, bütçe açığının düşmesi ve sosyal yardımlara daha fazla kaynak aktarabilmesi de Türkiye'de yoksulluğun azalmasında etkili oldu.