Pazartesi 24.10.2016
Son Güncelleme: Pazar 23.10.2016

Türklere oto satmak Fransızlardan zor

Avrupalı müşterilerin otomobil satın alırken daha planlı hareket ettiğini söyleyen Sinan Özkök, Türklerin ise duygusal olduğunu anlattı

Sinan Özkök, 6 yılı Fransa'da olmak üzere toplam 22 yıldır Renault'da çalıştı. Bir yıldır ise Renault bünyesindeki Nissan'ın Türkiye operasyonunun başında. Nissan Türkiye Genel Müdürü Sinan Özkök'le keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Renault'da yıllarca Fransızlarla çalıştınız. Şimdi ise Nissan'da Japonlarla çalışıyorsunuz. İki markanın çalışma kültürü arasında fark var mı? Siz buna nasıl uyum sağladınız?
Bizim işimiz değişen şartlara ayak uydurmak, adapte olmaktan geçiyor. Önemli olan şartlar ve çalışma şekilleri değişse de sağduyu ile doğru kararları alabilmek. 6 yılı Fransa'da olmak üzere 22 yıl Fransızlarla çalıştım, 1 yıldır da daha çok Japonların bulunduğu bir ortamdayım. Fransa'da bazı kararları aldıktan sonra bile üzerinde yorum yapabilirken, Japon kültüründe önce çok ince elenip, sık dokunuyor, sonra da karar alındığında her kademede hızla uygulamaya geçiliyor. Ancak karar alma süreci biraz daha zaman alabiliyor, bu da her detayın gözden geçirilmesinden kaynaklanıyor. Her iki kültürde de ortak nokta ise, bizim fazla sevmediğimiz planlı olmak, sadece günü kurtarmak yerine daha uzun vadeli görüşe sahip olmak. Bütün bunların ortasında, birlikte çalıştığım ekibime söylediğim şudur: Biz de Türk kültürünü ortaya koymalıyız, riskleri iyi ölçen, fırsatları görebilen, bunları performansa çevirebilecek yaratıcı çözümleri hızlı bir şekilde devreye alan bir yapımız olmalı. Biz buyuz.
Türk tüketicilerle Fransızları karşılaştırınca ortaya nasıl bir tablo çıkıyor? Kime otomobil satmak daha zor?
Fransızlar, ya da daha geniş tanımlamayla Avrupalı müşteriler otomobillerini planlı bir şekilde satın alıyorlar. Kredisi bittiğinde yeni bir araç alacağını bilir, ona göre hareket eder, yeniden krediye girmekten çekinmez. Bizde ise ihtiyaçlar daha hızlı değişebiliyor, ekonomik şartlar da maalesef stabiliteye kavuşmadığında tüketici biraz daha çekingen olabiliyor. Türk müşterisi ayrıca aracını sadece ihtiyaç değil, aynı zamanda bir statü göstergesi olarak kullanıyor. Kime otomobil satmak zor sorusuna ise şu cevap uygun olur: Avrupalı tüketiciye rasyonel çözümler sunmak durumdasınız. Bizde ise duygulara da hitap etmeniz gerekir... Bizde biraz daha zor sanki.
İNSAN SEVDİĞİ İŞİ YAPMALI
Bir daha dünyaya gelseniz. Yine otomotiv sektöründe çalışmayı ister miydiniz?
Futbolcu, şarkıcı, müzisyen, politikacı gibi mesleklere bakar mıydınız? Otomotiv hem keyifli, hem de bir o kadar stresli bir meslek. Özellikle perakende tarafında rakabet ve müşteri beklentileri her geçen gün artıyor, diğer yandan da ekonomik şartlar işimizi zorlaştırıyor. Ancak bizim işimiz bu, devamlı bir yenilik var, devamlı hareket halindeyiz, yeniden dünyaya gelsem de yine bu sektörde olmak isterdim. Hep deriz ya, insan sevdiği işi yapmalı diye, benim sevdiğim iş de bu, otomotiv.
SUV'UN LİDERİYİZ
Türkiye'de SUV segmenti hızla büyüyor. Bu segmenti yaratan markalardan biri olarak sizin de iddialı modelleriniz var. SUV segmentinde gidilecek daha yer var mı?
Bundan 10 yıl önce Türkiye'de ilk kez Qashqai modelimizi pazara sunduğumuzda fırsatı görüyorduk. Türk tüketicisi de bu modelimizi çok beğendi, biz de buna destek olduk ve 10 yıldır bizim öncülüğümüzde gelişen SUV segmentinin tartışmasız lideri konumundayız. SUV segmenti otomobil pazarının yüzde 15'ini oluşturuyor ve payı da giderek artıyor, 3 sene önce bu oran yüzde 11'di. NISSAN bu segmetin lideri konumunda.
YATIRIM İÇİN KUVETLİ PAZAR ŞART
Nissan, Türkiye'yi nasıl görüyor. Yatırım yapabilir mi?
Bunun için şartlar nelerdir? Nissan, Türkiye'ye inanan, ekonomimize güvenen, potansiyelimizin farkında olan bir marka. Bizim bu pazarda göstereceğimiz performans ileride hem Nissan, hem de diğer markalar için katalizör vazifesi görebilir. Kuvvetli bir iç pazar, yüksek teknoloji getiren yatırımcıya uygulanacak teşvikler, Ar-Ge çalışmalarına verilecek destekler ve sağlam bir hukuk sistemi, yeni bir yatırım gelmesi için gerekli unsurlar.
İLK 9 AYDA 20 BİNE YAKLAŞTIK
Nissan, Türkiye'de yeniden yapılandıktan sonra göreve başladınız. Kısa ve uzun vadeli hedefleriniz neler?
Ekim 2015'te Nissan Global'in Türkiye'ye gelmesi ile birlikte bu yeni yapının başına geçtim. Amacımız elbette öncelikle bu devir işleminin başarılı bir şekilde gerçekleşmesi idi ve bunu başardık, hatta bölgemizde 2015'in en iyi operasyonu seçildik ve AMI Bölge Başkanı ödülünü kazandık. Bundan sonraki hedefimiz ürün gamımızı zenginleştirmekti. Navara ve Pulsar'ı piyasaya çıkardık. Bunları yaparken de satışlarımı ve pazar payımızı artırmayı amaçladık, geçen seneyi yüzde 34 artış gibi ciddi bir performansla kapattık. Bu seneye de artışla başladık. Ancak yaşanan olaylar neticesinde artışımız yüzde 10 seviyelerinde kalacak. Dokuz ayda 20 bin adede yaklaştık, son 3 ayda bu tempoyu devam ettirmeyi ve önümüzdeki yıllarda da satış adedimizi artırarak ilerlemeyi planlıyoruz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.