Bankalar büyümenin lokomotifi olacak

Türkiye İstatistik Kurumu'nun, milli gelir hesaplama yöntemini uluslararası yöntemlerle uyumlu olacak şekilde revize etmesinin ardından son verilere göre, ekonominin 2012-2015 döneminde yüzde 4.8-8.5 ile geniş bir bantta büyüdüğünü belirten İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, "Son yıllarda hem yurtdışı hem de yurtiçi kaynaklı önemli risklerle karşı karşıya kalan Türkiye ekonomisi 2016 yılının ilk iki çeyreğini de yüzde 4.5'lik büyüme oranlarıyla tamamladı. Yılın üçüncü çeyreğinde ise meydana gelen siyasi gelişmelerin yarattığı belirsizlikler nedeniyle ekonomimiz 27 çeyreğin ardından ilk kez yıllık bazda yüzde 1.8 oranında küçüldü" dedi.

BANKALARIMIZ ÇOK SAĞLAM
2016 yılının önemli gelişmelerinden birinin Moody's'in Türkiye'nin notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına çekmesi olduğunu hatırlatan Bali, sözlerini şöyle sürdürdü: "Böylece ülkemiz iki kredi derecelendirme kuruluşundan aynı anda yatırım yapılabilir kredi notuna sahip olma özelliğini kaybetti. Buna karşın bankacılık sektörünün yurtdışından kaynak temin etme konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamadığını gördük. 2017 yılında da Türk bankalarının sağlam mali bünyeleri ve yönetim tecrübeleriyle iyi bir performans göstereceklerini ve ekonomik büyümenin lokomotifi olmaya devam edeceklerini düşünüyoruz."

KARAMSARLIĞA GEREK YOK
Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, "Karamsarlığa kapılmaya gerek yok" diyen Bali, Türkiye'nin 2005 yılından bu yana birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan fazla, 7 milyon kişilik yeni iş kapasitesi yaratan bir büyüme performansına sahip olduğuna dikkat çekti. Bali, "Belli başlı ekonomik göstergelerimize bakıldığında olumlu yönde ayrışma imkânımız var iken, maalesef önümüze çıkan öngörülür, öngörülemez badireler nedeniyle bu olumlu yöndeki ayrışmayı yaşayamadık. Son dönemde hükümetimiz ekonomik aktiviteyi canlandırmak için bir dizi tedbir aldı. Yatırımların proje bazında desteklenmesi, tüketici kredilerine ilişkin makro ihtiyati tedbirlerde esneme, karşılıkların düşürülmesi, Kredi Garanti Fonu'nun imkânlarının genişletilmesi, KOBİ'lere finansman kolaylıkları getirilmesi bunlardan bazıları... Son derece isabetli buluyoruz bu tedbirleri" dedi.

KAMU YALNIZ KALMAMALI
"İçinde bulunduğumuz tablo, Türkiye ekonomisinin sağlam bir zemine sahip olduğunu, güçlü bankacılık sektörünün ve kamu bütçesinin ekonomi açısından önemli birer çıpa olduğunu bir kez daha teyit etmiştir" tespitinde bulunan Bali, "Kaybedilen yatırım yapılabilir ülke notunun geri kazanılması için, mevcut belirsizliklerin azaltılmasının ve yapısal reformların yeniden önceliklendirilerek hayata geçirilmesinin büyük önem taşıdığını düşünüyoruz. Koordineli hareket etmek durumundayız. Kamu yalnız kalmamalı, reel sektör yalnız kalmamalı" dedi.

REEL SEKTÖRE ARALIKSIZ DESTEK
İş Bankası'nın 2016 yılında iş programını revize etme ihtiyacı duymadığını hatırlatan Bali, "Şu anda da dönemin gerektirdiği bazı hassasiyetleri özel bir konsantrasyonla yöneterek yolumuza devam ediyoruz. 2017'de 2016'da olduğu gibi yine dengeli bir büyümeyi hedef alan bir tablomuz olacak. 2023'e giden süreçte de, reel sektöre olan desteğimizi aralıksız bir şekilde sürdüreceğiz. 90 yılı aşkın süredir olduğu gibi, öncü ve lider rolümüzün sorumluluğuyla ülke ekonomisine katma değer yaratacak ve tüm yönleriyle ülkemize uzun vadede fayda sağlayacak, kredilendirme prensiplerimize uygun, sosyal ve çevresel açıdan sorunsuz projelerin hayata geçirilmesi için finansman çözümleri üretmeye devam edeceğiz" dedi.