Teknolojide kuşak farkı yaşıyor

Türkiye'nin üstünde 12 Eylül gölgesi varken, 80'li yılların ortalarında önce renkli televizyonla sonra dijital santraller üzerinden otomatik aramalarla karşılaşıyoruz. Çocuğunu doğar doğmaz telefona yazdırma modası bitmiş. Yıldırım arama dönemi kapanmış. Telefonu kaldıran herkes sadece artan numara sayısıyla istediği kişiyi anında arıyor. Sadece bu dönemi 8 yaşında bir çocuğa anlatmak bile zor. Artık herşey insanların gözleri önünde hareket ediyor. Periscope uygulamasıyla başlayan mobil internetin olduğu her yerden canllı yayın hareketi şimdi pek çok uygulamanın parçası haline geldi. Facebook, Instagram ve Youtube gibi küresel uygulamalara yerli Web.tv eklendi. Üstelik hem masaüstü hem de Android mobil uygulama ile yola çıktı. Mobil telefonların "takoz" diye adlandırıldığı dönemde aslında farklı bir hayat yaşadık. Telefonlar bin 500 dolar öderken istediğin yerde olmanın keyfini yaşıyorduk.
ÇEVİRMELİ HATTAN FİBERE
İnternet hayatımızı önce telefon kabloları üzerinden sardı. Bakır kablolar üzerinden gelen internette sadece metin tabanlı siteler vardı. Fotoğraf oldukça iddialıydı. 2000'li yılların başına kadar dial up modemlerin çıkardığı garip seslere aşina olduk. ADSL hattı üzerinden bağlanmak için araya tanıdık koymanız gerekiyordu. Yani 70'li yıllarda telefon hattı sahibi olmak neyse 90'lı yılların sonunda eve veya ofise ADSL bağlatmak ayrıcalıklı olmak anlamını taşıyordu. Yani bir kuşağı da bu değişimde yaşadık. Şu anda ADSL bağlantıya burun kıvıranlar genişbant internet için evine veya ofisine kadar internet istiyor.
DOKUNMATİK EKRANLI HAYAT
Son 10 yılda yaşadıklarımıza bakınca akıllı telefonlardan tabletlere, sosyal ağlardan yapay zeka yazılımlarına hayatımızı değiştirecek pek çok teknoloji ile karşılaştık. Her değişim en uygun zamanı kolladı. Mühendisler için tasarlanan cihazlar insan merkezli tasarıma geçiş konusunda oldukça zorlandı. Ancak dokunmatik ekranlar dönüşümün donanım tarafındaki öncüsü oldu. Dokunmatik ekranları başka Palm denemedi mi? Peki iPhone'un sırrı sadece tasarımda mı yatıyor? Yani, mobil internet ve sosyal ağların hiç mi anlamı yok? Türkiye'de mobil internette patlamaya sebep olan 3G altyapısının kullanılmaya başlamasıydı. 3G mobil internet altyapısı hayatımızı sonsuza kadar değiştirecek yeniliklere zemin hazırladı. Önceleri büyük iPhone olarak karşımıza çıkan iPad, yeni bir segmentin ortaya çıkmasını sağladı.
SOSYAL AĞLARDA ANLIK YAŞIYORUZ
Şimdi biz fazlasıyla sosyal miyiz? Facebook ile başlayan Twitter ile doruk noktasına ulaşan sosyal ağları her yıl farklı bir yenilikle hayatımızın merkezine aldık. Bugün sadece Facebook 2 milyara yaklaşan kullanıcısıyla dünyanın en büyük topluluğu olmayı başardı. Twitter yayıncılığın sokağa taşınmasını sağladı. Şimdi her ülke sosyal ağların etkisini araştırmadan yola çıkmıyor. Yediğinizi içtiğinizi, gördüğünüzü ve yaşadığınızı anında paylaşma tutkusu artık vazgeçilmez hale geldi. Artık kimse (SMS) kısa mesajlara yüz vermez oldu. Artık yeni nesil WhatsApp, Bip, Facebook Messenger gibi anlık mesajlaşma uygulamalarının bağımlısı haline geldik. WhatsApp gruplarından mesaj gelmediğinde yalnızlık duygusu vücudunuzu kaplıyor.
İNDİRME İNTERNETTEN İZLE
20 yıl önce filmleri ve müzikleri indirmek yani sahip olmak moda bir akımdı. Üstelik müzik endüstrisi bu durumdan kötü bir şekilde etkilendi. Önce yasal müzik arşivi 1 dolara iTunes üzerinden satılmaya başladı. Genişbant mobil internet sayesinde insanlar indirmek için değil, müzik servislerini online olarak dinlemeye başladı. Böylece istediğiniz gibi listeler yapmak ve her şarkıya ulaşmak mümmkün olmaya başladı.