Ekonominin lokomotifi sanayi yatırımları oldu

Türkiye sanayisi 90'lı yılların başından bu yana ülke ortalamasının oldukça üzerinde büyüme gösteriyor. Başarının arkasında ise üretimin yüzde 70'ini gerçekleştiren, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ'ler) var. Ülkenin endüstriyel gelişimine yaptıkları katkı ve makina sektöründeki lokomotif rolleri ile sivrilen KOBİ'ler, çoğu ülkedeki benzerlerinin aksine Türkiye'nin sunduğu rekabetçi ve nitelikli iş gücü avantajından yararlanıyor. Yerli girdilerin üretim aşamasındaki tüm girdilerin yaklaşık yüzde 85'ini oluşturması ve her yıl 450 bini aşkın mühendisin mezun olarak sektöre adım atması, sektöre dinamik ve esnek bir yapı kazandırdığını da söylemek mümkün. Nitelikli iş gücünün sağladığı mühendislik kabiliyetiyle, düşük üretim maliyetlerini başarıyla birleştiren Türk makina sanayisi, uluslararası arenada her geçen gün ağırlığını artırmakta, ürettiği yüksek kaliteli ürün ve aksamlarıyla tanınır hale geliyor.
LOKOMOTİF MAKİNE OLDU
Türk sanayi ürünlerinin uluslararası pazarlarda elde ettiği başarı ile birlikte sektörün toplam ihracat içindeki payı da giderek artırıyor. Makina sanayisi üretimi 2017 ilk çeyreğinde 9.3 milyar dolara ulaştı. Türk makina sanayisinin ihracat yaptığı başlıca ülkeler arasında sırasıyla Almanya, İngiltere, Irak ve Fransa geiyor. Türk makina sektörü, yatırımcılara iş gücü, enerji ve lojistik alanlarındaki rekabetçi girdi maliyetlerinin yanında Ar-Ge konusundaki istekliliği, nitelikli iş gücü, IP koruması, hedefe yönelik teşvik programları ve çeşitli bölgesel kümelerden oluşan kapsamlı tedarik üssünün de dâhil olduğu güçlü destekçilerle önemli fırsatlar sunuyor. Cumhuriyetin 100. yılının kutlanacağı 2023 yılına yönelik iddialı vizyonu gereği makina sanayisine ilişkin son derece önemli ihracat hedefleri belirlendi. Türk makina sanayisinin, ihracatta 100 milyar ABD dolarını yakalayıp küresel pazardaki payını yüzde 2.3'e ulaştırması için 2023 yılına kadar yüzde 17. 8'lik bir bileşik yıllık büyüme oranına ulaşması öngörülüyor.