Kredilerde altı yılın artış rekoru

Hükümetin, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) hain darbe girişimi, jeopolitik riskler ve küresel ekonomideki belirsizliklerin etkisiyle geçen yılın üçüncü çeyreğinde daralan ekonomiyi canlandırmak için aldığı tedbirler meyvesini verdi. Yılın son çeyreğinde yüzde 3.5, yılın tamamında ise yüzde 2.9 büyüyen Türkiye'nin, bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 4 civarında bir büyümeye ulaşması bekleniyor. Reel sektöre nefes aldırmak için Kredi Garanti Fonu kefaletinde başlatılan operasyon bankacılık sektörünün kredi hacminde, bu yılın ilk çeyreğinde son 6 yılın artış rekoru kırılmasını sağladı.
5 AYDA 149 MİLYAR TL KREDİ VERİLDİ
2000'li yılların başında yaşanan kriz sonrası yapılan reform niteliğinde düzenlemeler ile temeli çok sağlam atılan ve tüm tüm dünyayı sarsan 2008 küresel krizinin Türkiye'yi teğet geçmesinde başrolü oynayan bankacılık sektörü, bu yılın ilk çeyreğinde büyümeye tam destek verdi. Nakdi kredilerini son 6 yılda yaklaşık 2.5 kat artırarak milli gelirin yüzde 50'sinden 70'ine yükselten sektör, bu yılın ilk çeyreğinde toplam kredi hacmini 96 milyar lira artırarak 1 trilyon 830 milyar liraya çıkardı. Bankacılık sektörü bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7 kredi artış hızılı ile son 6 yılın en iyi büyüme performansını yakaladı. Bankacılık sektörünün kredi hacmi 24 Mayıs tarihi itibarıyla 1.9 trilyon liraya ulaşırken, yılın ilk 5 ayındaki artış 149 milyar liraya ulaştı. Artış oranı ise yüzde 8.5 oldu.
2 YILDA 500 MİLYAR TL DESTEK
Bankacılık sektörü, geçen yılın ilk çeyreğine göre kredi hacmini yüzde 21.1 artırdı. 1 yılda 319 milyar TL kredi yaratan sektör, 2015'in ilk çeyreğinden bu yana ise 507 milyar liralık hacim yarattı. Sektörün son iki yıldaki kredi artış hızı yüzde 39 olarak gerçekleşti. Bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü aynı dönemde yüzde 35 artarak 2 trilyon 866 milyar liraya yükseldi. Kredilerin aktifteki payı ise yüzde 62'den 64'e çıktı. Hükümetin ekonomiyi canlandırma adına almış olduğu kararlar, kredi artışında etkili oldu. Özellikle Nefes Kredisi ve Kredi Garanti Fonu uygulaması gerek bankaların gerekse reel sektörün kredi iştahını artırdı. Bankacılık sektöründe 2015 yılının ilk çeyreğinde yüzde 118 olan mevduatın krediye dönüşüm oranı, bu yılın aynı döneminde yüzde 120'yi geçti.
PROJELERE 300 MİLYAR TL
Bankacılık sektörünün kredi hacminin yaklaşık yüzde 20'sini proje finansmanı oluşturdu. Sektörün proje finansmanının tutarı 302 milyar lira olarak gerçekleşti. Türkiye'nin 2023 vizyonunun en önemli kilometre taşları olan enerji, altyapı, köprü ve havaalanı gibi projelere desteğini kesintisiz sürdüren sektörün, proje finansmanı kredileri riski bakiyesi geçen yıl yüzde 31 artarak 271 milyar liraya ulaştı. Türkiye ekonomisi reel sektör ve kamu eliyle gelecek 10 yıl içerisinde altyapıya yaklaşık 1 trilyon dolar yatırım gerçekleştirerek rekabet gücünü artırma konusunda yüksek hedefleri gözeten bir yol haritası çizdi. 2030 yılına kadar altyapıya yılda ortalama 70 milyar dolar yatırım yapılması öngörülüyor. Bu yatırımların yüzde 40'ı gayrimenkule, yüzde 27'si kamu hizmetlerine, yüzde 17'si taşımacılığa, yüzde 11'i sosyal altyapıya yapılacak.
KREDİLER 35 KAT ARTTI
Türkiye ekonomisinin yaşadığı 2001 krizinin en büyük tetikleyicisi olan bankacılık sektörü, tek parti iktidarıyla sağlanan siyasi istikrar ve ekonomideki yapısal reformlarla, büyük dönüşümün öncüsü konumuna geldi. Enflasyon ve faizdeki düşüşle birlikte, Hazine'yi fonlayan yapıdan asli işlevleri olan ekonomiyi destekleme moduna geçen bankacılık sektörü, düzenleyici otoritenin yaptığı regaülasyonlarla, Türkiye'nin tüm dünyayı sarsan 2008 küresel krizinden yara almadan çıkmasında da öncü rol oynadı. 2002 öncesinde yüzde 22 olan kredi hacminin, bilanço içindeki payı 2016 yıl sonu itabıryal yüzde 65'e kadar çıktı. 2002 yılında 212.6 milyar lira olan aktif büyüklüğü, 14 yılda yüzde 1184 artarak 2.7 trilyon liranın üstüne çıktı. Aynı dönemde sektörün kredi hacmi yüzde 3 bin 440 yani, yaklaşık 35 kat artarak 48.9 milyar liradan 1 trilyon 734 milyor liraya ulaştı. Bankacılık sektörünün kredi hacmini yaklaşık 35 kat arttırdığı 14 yılda takipteki alacaklardaki artış yüzde 457'de kaldı.