Alman turistler Antalya'dan vazgeçmiyor

Yaz tatillerini geçirmek için Türkiye'nin gözde turizm merkezlerinden Antalya'nın Kemer ilçesini tercih eden Alman turistler, tatilin keyfini çıkarıyor.

Tatil için ilçeye gelen turistler arasında Ruslardan sonra ikinci sırada bulunan Almanlar, bu sezon da otellerde yoğunluk oluşturuyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in Türkiye'ye seyahat uyarısına rağmen Kemer'e gelmekten vazgeçmeyen Alman turistler, tatillerini mutlu bir şekilde sürdürüyor.

Kemer Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (KETOB) Başkanı Tayyar Gül yapığı açıklamada, Kemer'de önceki yıllardaki Rus turist sayısının yakalandığını ancak Avrupa pazarı ile yaşanan bazı sıkıntılar nedeniyle Alman turist sayısında az da olsa geri kaldıklarını söyledi.

Gül, Türkiye ile Almanya arasında yaşanan gerginliğin kısa zaman içerisinde düzeleceğine inandığını belirterek, "Gelecek yıllarda Rusya pazarında olduğu gibi Almanya pazarında da artış beklentisi içerisindeyiz. 2015'te Türkiye'ye gelen Alman misafir sayısı yaklaşık 250 bindi. Bu yıl hedefimiz bu sayıyı yakalamak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.

"ALMANLAR TÜRKİYE'DEN KOLAY KOLAY VAZGEÇMEZ"

Çamyuva Mahallesi'ndeki 5 yıldızlı bir otelin genel müdürü Erhan İleri ise Almanya ile Türkiye'nin geçmişe dayanan bir dostluğu olduğunu vurguladı.

İleri, "Almanlar Türkiye'den kolay kolay vazgeçmez. 2014 ve 2015'deki Alman turist sayılarına ulaşacağımıza inanıyorum. Alman turist sayısı 2019-2020 sezonlarında eski seviyesine gelecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Tatillerini Kemer'de geçiren Alman turistler, tatil için Kemer'i seçmekten dolayı mutlu olduklarını söyledi.

Kemer'de ailesiyle tatil yapan 45 yaşındaki Alman Ute Tansina, hükümetlerinin yaptığı Türkiye'ye seyahat uyarısından etkilenmediğini, 15 yıldır Kemer'e tatile geldiğini ve Türk insanının misafirperverliğini çok sevdiğini söyledi.

Tansina'nın kızı 19 yaşındaki Luise Tansina ise dünyanın her yerinde sıkıntılar olduğunu, Türkiye'de söylendiği gibi bir sorun yaşamadıklarını ve tatillerini güzel bir şekilde geçirdiklerini kaydetti.

TURİSTİN GÖZÜ 'KAŞ'TA!

Kaş Belediye Başkanı Halil Kocaer, Likya'nın en önemli merkezi, liman kenti olan Kaş'ta 60 kilometreyi aşan sahil bandının bulunduğunu belirtti.

Kocaer, 1600'lü yıllarda bir Teke beyinin tepeden Kaş'ı ve Meis'i izlediğini ardından da "Meis göz ise burası da Kaş olur" dediğini anlattı.

Kaş'ta turizmin 1980'li yıllarda başladığını ve ilçeye ilk olarak kendilerini "hippi" olarak tanımlayan görece zengin olmayan turistlerin geldiğini ifade eden Kocaer, ilçenin adının duyulmasıyla Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden yoğun turist akışının başladığını dile getirdi.

Ardından 1990'lı yıllarda ise ilçede paket turizmin başladığını aktaran Kocaer, şöyle konuştu:

"Kaş'a dalış, yamaç paraşütü, doğa yürüyüşü yapmak, yaylaları görmek, deniziyle kumuyla buluşmak için dünyanın her bölgesinden turistler geliyor. En büyük ilgiyi ise yerli turistlerden görüyoruz. Son yıllarda Kaş, yerli turizmin merkezi haline geldi. Burada sakin dinlenme alanları var. Mavi yolculuğun en güzeli burada. Kimse kimseyi rahatsız etmiyor, insanlar istediği yerden denize girebiliyor. Yılda ortalama konaklamalı 500 bin turisti ağırlıyoruz. Bu turistlerden yüzde 70'ini yerli turistler oluşturuyor. Limanımızdan yat ve teknelerle 30 bin turist giriş yaptı. Meis Adası'na ise yılda 35 bin kişi gidiyor ve geliyor."

"KAŞ'IN DOKUSUNU BOZMAK İSTEMİYORUZ"

Kaş'taki turizm anlayışının diğer turistik ilçelere göre farklı olduğunun altını çizen Kocaer, bu anlayışı sürdürmek istediklerini vurguladı.

İlçede büyük tesisler yerine ağırlıklı olarak butik oteller ve pansiyonlar yer aldığına dikkati çeken Kocaer, "Bu işletmelerde çalışan aileler, gelen kişilerle yakın temas halinde oluyor. Bir ev ortamı sunuyor. Samimi ve içten ilişkiler kuruluyor. Bu durum da Kaş'ı daha farklı kılıyor. Tatilciler huzur ve güven içerisinde burada güzel vakit geçiriyor. Kaş'ta turizme bu şekilde devam etmek istiyoruz. Yüksek katlı evlerin yapılmasına izin vermiyoruz. Yeni imar planlarını Kaş'ın dışındaki uzak yerlerde uyguluyoruz. Kaş'ın dokusunu bozmak istemiyoruz. Kaş'a gözümüz gibi bakıyoruz." ifadelerini kullandı.