İstanbul hem faizli hem de faizsiz bankacılığın merkezi olacak

Öztürk Oran, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye bankacılık sektöründe geçen yıl Kredi Garanti Fonu'nun (KGF) etkisiyle yüzde 20 düzeyinde gerçekleşen kredi büyümesinin, 2018'de de en az yüzde 17-18 olacağını söyledi.

Bankalar için kârlı dönemin devam edeceğini aktaran Oran, "Ama biz bankalar çok kâr etsin istemiyoruz. Çünkü bankalar çok kâr ettiği zaman, bunu esnaf, sanayici ve tüccardan kazanıyor. Banka da basiretli bir tüccar gibi davranmak zorunda. Öyle bir denge kuracağız ki banka zarar etmeyecek ama çok da kâr etmeyecek. Bu dengeyi kurduğumuz zaman biz inanıyoruz ki bu ülkede bir şeyler daha hızlı büyüyecek." ifadelerini kullandı.

Oran, mevduata yüksek faiz beklendiği zaman kredi faizinin de yükseldiğine işaret ederek, "Dolayısıyla mevduata az faiz bekleyeceksin ki kredinin faizi de düşük olsun." diye konuştu.

"KAMUNUN GİRMESİYLE KATILIM BANKACILIĞININ ÇEHRESİ DEĞİŞTİ"

Katılım bankacılığında geçen yıl kaydedilen büyümenin 2018'de de süreceğini anlatan Oran, 15 bin kişi istihdam edilen, 160 milyar lira aktif büyüklüğü bulunan katılım bankacılığının 2017'de reel sektöre 108 milyar liralık fon sağladığı bilgisini verdi.

Öztürk Oran, şu anda yüzde 5,5-6 civarında seyreden katılım bankacılığının payının 2018'de en az 1,5-2 puan artmak zorunda olduğunu vurguladı.

Katılım bankacılığının payının çift haneye ulaşmasının aslında zor olmadığını belirten Oran, şöyle devam etti:

"Bugüne kadar büyümemesinin sebebi, hepsinin özel oluşuydu. Kamunun bu alana girmesiyle katılım bankacılığının çehresi değişti. Kamunun şu anda 2 katılım bankası var. Özel sektör ile kamu katılım bankacılığı birbirine büyük destek oluyor. KGF'den katılım bankaları da yararlandı. Bunların hepsini hesaba kattığımızda katılım bankaları da gittikçe güçleniyor. Biz klasik bankalardan pay almak değil de Türkiye ekonomisi büyüdükçe, büyüyen pay katılım bankalarına gelsin istiyoruz. Yoksa klasik bankaların paraları bize gelirken, toplamda mevduatı hala aynı düzeyde seyreden bir ülkeysek, bunu büyüme kabul etmiyoruz. Biz diyoruz ki ekonomimiz büyüsün ve büyüyen taraf diğerlerine de gitsin ama katılıma daha fazla gelsin."

"İSTANBUL'UN HEM FAİZLİ HEM DE FAİZSİZ BANKACILIĞIN MERKEZİ OLACAK"

Oran, Türkiye'de katılım bankacılığının İngiltere seviyesine geleceğine, İstanbul'un hem faizli hem de faizsiz bankacılığın merkezi olacağına inandıklarını ifade etti.

Katılım bankacılığında küresel merkez olmanın faizli bankacılıktan daha kolay olduğunu bildiren Oran, Türkiye'nin İslam dünyasına bu alanda bir alternatif oluşturduğunu belirtti.

"VAKIF KATILIM İYİ BİR KONUMA GELECEK"

VakıfBank'ta bulunan Vakıflar Genel Müdürlüğü hisselerinin Hazine'ye devredilmesine ilişkin soru üzerine Oran, şunları kaydetti:

"Burada amaç, ecdad yadigarı vakıfların idaresini VakıfBank'tan ayırıp, faizsiz bir müessese altında yürütmek, burada kazanılanı da bunların imar, tadilat ve restorasyonuna harcamaktır. Bu uzun bir zaman aldı. Ben şahsen 21 yıl bu işle uğraştım. Başta sayın cumhurbaşkanımız, başbakanımız, ilgili bakanlarımızın destekleriyle bu kanun çıktı. Şimdi Vakıflar Genel Müdürlüğü, VakıfBank'taki hisselerini Hazine'ye satacak. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün bize ne kadar sermaye vereceği henüz net değil ama oradan bize iyi miktarda para geleceğine inanıyoruz. O para geldiği zaman nasıl değerlendireceğimiz konusunda şimdiden çalışmalara başladık. Hazine, VakıfBank hissesini alırken Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne 5 taksitte ödeyecek."

Öztürk Oran, bu sermaye geldiği zaman Vakıf Katılım'ın, katılım bankaları ve klasik bankalar içinde iyi bir konuma geleceğine inandıklarını dile getirdi.

Vakıf Katılım'ın 2018 hedeflerine değinen Oran, bu yıl sonunda şube sayılarını 100'e çıkarmayı, 400'e yakın yeni istihdam oluşturmayı amaçladıklarını bildirdi.

Geçen yıl sonu itibarıyla 32 şehirde 60 şube açtıkları bilgisini veren Oran, "Muş Ticaret Odası bizden katılım bankası şubesi açmamızı talep ediyor, belirli bir rakamı da garanti ediyor. Vakıf Katılım yurdun her bölgesinde olacak." dedi.